Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3015
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Learn that a Muslim is the brother of any other Muslim, | Bir Müslüman diğeriyle kardeştir, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and that the Muslims are brothers. | ... dolayısıyla bütün Müslümanlar kardeştir. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The goods of a brother inviolable are except yielded full liking. | Müslümanın malı ve canı, müslüman kardeşinden emindir. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Alors do not be unjust towards yourselves. | Öyleyse birbirinize haksızlık etmeyin. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| My Allah, achieved I my mission?" | Allah'ım, dinini tebliğ edebildim mi? " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| After having guided the prayer of midday and the afternoon, | Öğlen ve ikindi namazının ardından, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The Prophet recited them the ultimate revelation of Coran: | ... peygamber, ashabına Kur'an'dan şu ayetleri okudu: | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "Today, I completed for you your religion, | " Bugün dininiz tamamlanmıştır. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and accomplished on you my grace, | Size lütfumu bahşettim, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and I approved you the Islam like religion. " | ... ve size İslam'ı hak din kıldım. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Abu Bakr cried. | Ebu Bekir ağladı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And came the painful day. | O acı gün gelmişti. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The Prophet was 63 years old. | Peygamber 63 yaşındaydı. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| One Monday of June of year 13 of the Hegira, | Hicret'in on üçüncü yılında, Haziran ayının bir pazar günü, | Al Risalah-1 | 1976 | |
| last of the prophets chooses to join his Allah. | ... peygamberlerin sonuncusu, Hakk'ın rahmetine kavuştu. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And Medina trembled of sorrow. | Ve Medine üzüntüye boğuldu. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Person believed only that which bless Allah and the angels, | Allah'ın ve meleklerin övdüğü bir insanın, şimdi mezarda olabileceğine inanmak... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| can be in a tomb. | ... gerçekten çok zordu. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| But Mohammad had died. | Ama Muhammed (s.a.v.) vefat etmişti. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And here what Abu Bakr says, in the mosque of the Prophet: | Ebu Bekir, peygamberin mescidinde şöyle konuştu: | Al Risalah-1 | 1976 | |
| 'O Humans! | " Ey insanlar! | Al Risalah-1 | 1976 | |
| That that which venerates Mohammad knows that Mohammad died. | Allah'a iman edenler bilirler ki Muhammed insandır ve ölümlüdür. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| But that that which venerates Allah, knows that Allah will be always alive. ' | Ama Allah ölümsüzdür ve ebediyete kadar var olandır. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And its saint body were buried in his mosque with Medina. | Mübarek naaşı Medine'deki evinin yakınına defnedildi. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| But its heart will remain, as its message which does not die. | Ama tıpkı çağrısı gibi, ruhu da yaşayacaktır. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Allah is great. | Allah en büyüktür. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| A its light, the partisans of the Prophet continue to preach, | Yandaşları, O gittikten sonra da insanlara... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| to request only Allah, | ... Allah'a şirk koşmamayı ve yalnızca ona ibadet etmeyi... | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and to associate anybody to him. | ... öğütlemeye devam ettiler. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And not to take for Allah other than him. | Allah'tan başka ilah yoktur. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| The number of the Muslims increases. | Müslümanların sayıları her geçen gün artıyor. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And the man who was alone became a community. | Eskiden yalnızlık içinde kıvranan insan, artık bir topluluk oldu. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| And the community gather all the people around the word 'Allah'. | Ve bu topluluk, tek bir sözün çevresinde bir araya geliyor; 'Allah'. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| "O Humans! We have created surely you of a male and a female, | " Ey insanlar! Doğrusu biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| and made you tribes and families that you may know each other. | Ve birbirinizle tanışmanız için sizi kavimlere ve kabilelere ayırdık. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Verily the most honored of you in the sight of Allah is the most righteous of you... " | Muhakkak ki Allah yanında en değerli olanınız, O’ndan en çok korkanınızdır. " | Al Risalah-1 | 1976 | |
| Allah and its Messenger said the truth. | Allah ve O'nun peygamberi, doğruyu söyleyendir. | Al Risalah-1 | 1976 | |
| I wish you back into the lamp! | Lambanın içine girmeni emrediyorum! | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I wish you into the lamp! | Lambanın içine gir! | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I think this is it. | Sanırım bu o. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Well, you can never be sure. | Asla emin olamazsın. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Great. It's intact. | Harika. El sürülmemiş. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Aladdin. | Aladdin. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| It's sealed. | Kapalı. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| That means there's something valuable inside. 1 | Demek ki içinde değerli bir şey var. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| There's nothing Move. Move. | Bir şey Çekil. Çekil . | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I found something. | Bir şey buldum. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Who tied this? | Bunu kim bağlamış? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| What, all this work for a book? | Ne, bütün bunlar bir kitap için mi? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Must be worth something if he was buried with it. | Adamla gömüldüğüne göre değerli bir şeyler olmalı. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| "Rage hums its deadly song." | "Öfke ölümcül şarkısını mırıldanıyor." | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Ahh! There's nothing! | Ahh! Hiçbir şey yok! | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I'll take this to Shahira. | Bunu Shahira'ya götürelim. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| He sometimes buys old books. | O bazen eski kitapları alır. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Maybe so. But his money spends the same. | Belki de öyle. Ama onun da parası çalınıyor. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I get half. | Yarısını aldım. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Don't move. What are you doing? | Kımıldama. Ne yapıyorsun? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| All right, fine. | İyi, tamam. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Move. | Eğil. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| What was that? | Bu da neyin nesi? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| The guardian of the tomb. | Mezarın bekçisi. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Guarding what? | Mezarın neyi? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| You're late. I'm not very happy about that. | Geç kaldınız. Bu durum hoşuma gitmedi. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| It'll cost you more. | Sana daha fazlasına mal olacak. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Go bargain with Shahira without me. You'll do better. | Git ve Shahira ile ben olmadan pazarlık et. Sen yaparsın. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Bad blood. | Düşmanım. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| It's Shahira. Blood has nothing to do with money. | Shahira bu. Düşmanlığın parayla ilgisi yok. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Except when it's his money. All right, wait here. | Söz konusu onun parası değilse. Tamam, burada bekle. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Shahira. | Shahira. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Aladdin. You have something for me? | Aladdin. Bana ne getirdin? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| If there were any other buyer in Vardana, I wouldn't be here. | Vardana' da bir alıcı olsaydı, burada olmazdım. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| But there isn't, so we're here. | Ama yoktu, bu yüzden buradayız. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| So your expedition must have been profitable. | Yolculuğun karlı olmuş olmalı. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Well, no jewels or gold this time. | Şey, bu kez altın ya da mücevher değil. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Only this. | Sadece bu. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Tsk. A stained, moldy old book? | Cık. Lekeli, küflü ve eski bir kitap mı? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| How am I gonna sell this? | Bunu nasıl satayım ben? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Still, | Ama, | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I'm sure some poor scholar | bazı zavallı bilgelerin | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| would shell out a few drachmas for this. | bunun için birkaç dirhem harcayacağına eminim. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| For curiosity's sake, of course. | Tabii ki, merak uğruna. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Twenty. | Yirmi. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Twenty gold coins for a moldy, old book? | Küflü, eski bir kitap için yirmi altın mı? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| That must be some book. | Bu önemli bir kitap olmalı. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| It's a worthless antique. | Değersiz bir antika. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| But still, there are buyers. | Ama yine de, alıcıları olur. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I think I'll keep it. | Sanırım o bende kalacak. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Aladdin, we had a deal. You had a deal. | Aladdin, bir anlaşma yaptık. Sen bir anlaşma yaptın. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I'll bring it back when I finish with it. | Onunla işim bittiğinde geri getiririm. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I could do with a good read. | İyi bir okuyucuyumdur. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| My offer might not be open then. | Teklifim o zaman geçerli olmayacak. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| I'll take that chance. | Şansımı denerim. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Visma. | Visma. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Find me Luca. | Bana Luca'yı bul. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Don't bring him here to the market. Bring him to my tent. | Onu buraya getirme. Benim çadırıma getir. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Where's my cut? I didn't sell it. | Benim payım nerde? Satmadım. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Shahira agreed to 20 gold pieces. | Shahira 20 altına tamam dedi. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| No bargaining. No haggling. | Pazarlık olmadan. Tartışma olmadan. | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Twenty gold pieces? Why didn't you take it? | Yirmi altın mı? Neden onu satmadın? | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 | |
| Think about it. If he's willing to pay what we wanted, | Düşünsene. O bizim istediğimizi, hiç soruşturmadan, | Aladdin and the Death Lamp-1 | 2012 |