Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4383
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Because you're so my type. | Çünkü siz tam benim tipimsiniz. Çünkü tam benim tipimsiniz. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Was this how you did it? | Yaptığınız şey bu muydu? Hep böyle mi yapıyordun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Throwing yourself at anyone you see? | Gördüğünüz kişiye kendizi sunmak? Gördüğün herhangi birine kendini atar mısın? 1 | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Throw myself? | Kendimi sunmak? Kendimi atmak mı? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I've never made a move on anyone at work. 1 | İşte iken asla kimseye bir harekette bulunmadım. 1 İşyerimde asla kimseye karşı ilk adımı ben atmadım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
They all just suddenly became infatuated with me. | Onlar bir anda tamamen akıllarını benimle bozmuşlardı. Hepsi birdenbire bana aşık oldu. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's not up to them whether they like me or not. | Benden hoşlanmak yada hoşlanmamak onlara bağlı değildir. Benden hoşlanıp hoşlanmamaları ellerinde olan bir şey değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
All right, don't laugh. | Tamamen doğru, gülme. Tamam, sakın gülmeyin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm a Gay of Demonic Charm. | Şeytani cazibesi olan bir homoyum. Ben şeytani cazibeli bir gayim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm serious. | Ciddiyim. Ciddiyim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
A Gay of Demonic Charm? | Şeytani cazibeli bir homo? Şeytani cazibeli gay mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
With that dumb look on your face? | Yüzündeki bu aptal bakışla mı? Yüzündeki bu aptallıkla mı? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Thanks for the laugh. | Güldürdüğünüz için teşekkürler. Beni güldürdüğün için sağ ol. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Never mind, then. No, wait. | Boşver, o halde. Dur, bekle. Neyse, boş verin. Hayır, bekle. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, wait a second. Hang on. | Hey, bekle bir saniye. Orda kal. Hey, dur bir saniye. Bekle. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, wait. | Hey, bekle. Hey, bekle. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It was probably his graduation day. | Büyük olasılıkla onun mezuniyet günü idi. Muhtemelen mezuniyet günüydü. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He walked in here in that uniform. | Bu uniforma ile burda yürümüştü. O üniformayla içeri girdi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It was lust at first sight. | bu ilk bakışta tahrik ediciydi. İlk görüşte arzulamaktı bu. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I swear. | Yemin ederim. Yemin ederim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He was dripping with pheromones. | Feromeni (karşı cinse ilgi duymayı sağlayan vücut sıvısı) harekete geçirtirdi. Her yerinden feromon damlıyordu. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He and some hot kid hooked up and ran to a hotel. | O ve bir kaç ateşli çocuk bir araya gelip, bir otele gittiler. O ve seksi bir çocuk beraber bir otele gittiler. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sun woo was a virgin, but that kid was so into him, | Sun Woo bakir idi, fakat bu çocuk onun içine işlemişti, Sun Woo bakirdi, ama diğer çocuk işinin ehliydi, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
he cried his heart out for three years. | Üç yıldır kalbi sızlıyordu. üç yıl boyunca iki gözü iki çeşme ağladı. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Since then, if Sun woo so much as smiled at a guy, | O zamandan beri, Sun Woo bir erkeğe böyle gülerse, O zamandan beri, ne zaman Sun Woo bir erkeğe gülümsese, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
then gay or normal, they were all on their knees | homo yada normal olsun, bir tarikat grubu üyesi gibi ister gay olsun ister normal, müridiymiş gibi | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Iike a bunch of cult followers. | dizlerinin bağı çözülürdü. dizlerinin üstüne çöktü. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
The gay of demonic charm! The legend of MlN Sun woo! | Şeytansı cazibesi olan bir homo! MIN Sun Woo efsanesi! Şeytani cazibeli gay! MIN Sun Woo efsanesi! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You feel it, right? | Bunu hissediyosun, değil mi? Anlıyorsun, değil mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Guys like him are meant to be shared. | Ondan hoşlanan erkekler ortak olma niyetindeler. Onun gibi adamlar paylaşılmak içindir. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So have fun, but you better let him go afterwards. | o yüzden tadını çıkar,ama sen iyisimi onun gitmesine daha sonradan izin ver. O yüzden eğlenmene bak, ama sonrasında gitmesine izin versen iyi olur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master, this guy isn't... | Usta, bu adam şey değil... Usta, bu adam öyle değil... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So? | Yani? Sahi mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He'll be on his knees soon. I mean, who hasn't? | Yakında kendi dizlerinin üzerine çökecek. Demek istediğim kim çökmez ki? Yakında dizlerinin üstüne çökecek. Yani, kim yapmadı ki? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Except for your dumb high school crush. | Senin aptal lise hezimetin hariç. Budala lise aşkın dışında. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
There was this guy I liked, | Hoşlandığım bir adam vardı, Hoşlandığım biri vardı, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
but he turned me down. | Fakat o beni reddetti. ama beni geri çevirdi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What did he say? | Ne demişti yaa? Ne demişti? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
That he was disgusted, or "go fuck yourself"? | iğrendiğini söyledi ve kendini becer dedi? İğrendiğini mi, yoksa "git kendini becer" mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I can't really remember, | Gerçekten hatırlayamıyorum, Gerçekten hatırlayamıyorum, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
but I was completely devastated. | ama tamamıyla harap oldum. ama tamamen yıkılmıştım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I actually decided to kill myself. | Aslında kendimi öldürmeye karar vermiştim. Aslına bakılırsa, intihar etmeye karar vermiştim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So I came here to at least get wasted before I die. | Yani en azından ölmeden önce zamanımı boşa harcayıp buraya geldim. O yüzden ölmeden önce en azından sarhoş olmak için buraya geldim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Here's to that bastard. Thanks! | O alçak için buraya. Teşekkürler! O pisliğin şerefine. Teşekkürler! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Are you leaving? | Gidiyor musun? Gidiyor musun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Take care, then. | O zaman kendine iyi bak. Kendine iyi bak o zaman. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You can start next week. | Gelecek hafta başlayabilirsin. Önümüzdeki hafta başlayabilirsin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
We open from 1 2 P.M. to 2 A.M. | 2 den 12 ye kadar açığız. Öğlen 12'den gece 2'ye kadar açığız. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Go back in and enjoy your last free night. | içeri geri git ve son özgür gecenin tadını çıkar. Geri dön ve son özgür gecenin keyfini çıkart. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
This shirt maxed out my credit card. | Bu gömlek kredi kartımın limitini doldurdu. Bu gömlek kredi kartımın limitini doldurdu. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's my dream to buy Prada pants with hard cash. | Nakit para ile prada pantalon almak benim hayalimdir. Nakit parayla Prada pantolon alma hayali kuruyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So I really want to make this work. | O yüzden bu işi yapmayı gerçekten çok istiyorum. O yüzden bu işin olmasını gerçekten istiyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So? | Yani? Sonuç? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So let's not make this harder for ourselves. | Yani bunu kendimiz için zor hale getirmeyelim. Bu yüzden bunu kendimiz için zorlaştırmayalım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Let's just do it. It's bound to happen. | Hadi hemen şu işi yapalım. Olması gerekende bu. Hadi yapalım şu işi. Bu olmak zorunda. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Fuck off and die before I barf, goddamn faggot! | .iktir git ve geber, Ben kusmadan önce. Lanet homo! Yüzüne kusmadan siktir git, lanet olası ibne! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
That's what I said. Don't you remember? | Söylediğim şey buydu. Hatırlamıyor musun? Böyle demiştim. Unuttun mu? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm the only dumbass that turned you down. | Ben sadece reddedilmiş bir salağım. Seni geri çeviren tek salak benim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Class 3 1, KlM Jin hyuk! | Sınıf 3 1, KIM Jin hyuk! Sınıf 3 1, KIM Jin hyuk! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You're that KlM Jin hyuk? | Sen KIM Jin hyuk musun? Sen o KIM Jin hyuk musun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
The one that told you to fuck off and die. | Sana .iktir git diyen ve gebermeni söyleyen kişi. Sana siktirip gitmeni söyleyen kişiyim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I didn't know. I would've never guessed. | Tanımadım. Asla tahmin edemezdim. Bilmiyordum. Hiç tahmin etmezdim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Jesus. Look at you. | Tanrım. Kendine bir bak. Tanrım. Şu haline bak. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
God, you look so old now. | Tanrım, şimdi çok yaşlı görünüyorsun. Tanrım, çok yaşlı görünüyorsun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Cut it out! | kes şunu! Kes şunu! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You won't get anywhere with me. | Benimle hiçbir yerde olmayacaksın. Benimle bir yere varamazsın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, that's perfect. | Hey, bu harika. Hey, bu mükemmel. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Now there's no worry of getting fired. | Şimdi kovulmak için endişelenecek bir durum yok. Artık kovulma endişesi de yok. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You'll never fall for me. | Asla bana aşık olmayacaksın. Bana asla aşık olmayacaksın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Aren't you upset? | Üzgün değil misin? Kızmadın mı? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Your new boss called you "a goddamn faggot". | Yeni patronun seni "lanet homo" dite çağırıyor. Yeni patronun sana "lanet olası ibne" dedi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I told you, I'm actually grateful. | Sana söyledim, Aslında minnettarım. Dedim ya, aslında minnettarım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
If it weren't for you, I wouldn't be living so freely. | Senin için olmasaydı, böylesine özgür bir şekilde yaşamayacaktım. Senin için olmasaydı, bu kadar özgürce yaşıyor olmazdım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'll make sure your shop is crawling with customers. | Dükkanının müşterilerle dolacağına eminim. Emin ol pasta dükkanın müşteriyle dolup taşacak. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I guess so. You're a legendary master, after all. | Öyle tahmin ediyorum. Herşeyden önce sen efsanevi bir ustasın. Sanırım öyle. Ne de olsa, sen efsanevi bir ustasın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yup. All right. Let's do it. | Evet. Tamamen doğru. Hadi şu işi yapalım. Evet. Pekala. Yapalım şu işi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You can let go now. | Artık gidebilirsin. Bırakabilirsin artık. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Strange. Why doesn't it work on you? | Tuhaf. Bu neden senin üzerinde işe yaramıyor? Tuhaf. Sende niye işe yaramıyor? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
This is supposed to work. | Bunun işe yaraması lazım. İşe yaraması gerekirdi. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Now Hiring: Male Employees (NO FEMALES) | Aranıyor: Erkek Personel İşe Alıyoruz: Erkek Elemanlar | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Get the hell out! Sun woo Sun woo, please | Cehenneme git! Sun Woo Sun Woo, lütfen Defol buradan! Sun Woo Sun Woo, lütfen | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Get out! | Defol! Defol! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Stay out of this, asshole. | uzak dur, ahmak. Sen bu işe karışma, aşağılık herif. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I said, get out! Don't get in the way of love. | sana defol dedim! aşkı engelleme. Defol dedim sana! Aşkın yoluna çıkmasana. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What! Hey! | Ne! Hey! Ne! Hey! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What, you stupid mustache! You little... | Ne, Seni aptal! Seni küçük... Ne, seni aptal bıyıklı! Seni küçük... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Damn it. I love you, Sun woo! | Lanet olsun. Seni seviyorum, Sun Woo! Lanet olsun. Seni seviyorum, Sun Woo! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I can't take this anymore. | Buna daha fazla katlanamam. Buna daha fazla dayanamıyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Women don't scare you. You just want fresh meat. | Kadınlar seni korkutmuyor. Sen sadece taze beden istiyorsun. Kadınlar seni korkutmuyor. Sen sadece taze et istiyorsun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What do we do? | Biz ne yapıyoruz? Ne yapalım? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Not that it's my fault. | Bu benim hatam değil. Benim hatam değil bu. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No? Then who's fault is this? | Değil? O zaman, bu kimin hatası? Değil mi? Kimin hatası o zaman? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You get scared and uncomfortable around women! | Sen kadınları korkuttun ve onların huzurunu kaçırdın! Kadınların yanında korkuyor ve rahatsız oluyorsun! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I sacrificed my plans and hired only male employees. | Planlarımdan fedeakrlıkta bulundum ve sadece erkek personel tuttum. Planlarımı feda edip işe yalnızca erkek eleman aldım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Now none of them are left. | Şimdi onlardan hiçbiri kalmadı. Şimdi hiçbiri kalmadı. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I told you, it's out of my control. | Sana söyledim, benim kontrolümün dışında. Sana söyledim, bu benim kontrolümün dışında. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Them falling for me, or my fear of women. | onların bana aşık olması yada, benim kadınlardan korkmam. Onların bana aşık olması, ya da benim kadın korkum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You expect me to buy that bullshit? | Benden bu saçmalığı satın almamı mı bekliyorsun? Bu saçmalığı yememi mi bekliyorsun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
See, how cute and sexy is that? | Baksana ne kadar da tatlı ve seksi? Bak, ne tatlı ve seksi! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna hire the perfect girl. | Güzel kızlar tutacağım. Mükemmel kızı işe alacağım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |