Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4399
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
A great choice, sir. | Harika bir seçim efendim. Harika bir seçim, efendim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Is it a present? Which ribbon, sir? | Bu bir hediye mi? Hangi kurdele efendim? Hediye mi? Ne renk kurdele olsun, efendim? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
She's fairly old, so no yellows or pinks. | O epeyce yaşlı, o yüzden pembe ve sarı olmasın. Oldukça yaşlı bir bayan, o yüzden sarı veya pembe olmasın. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
How about this brown with a hint of pearl? | Bir parça sedefli kahverengiye ne dersiniz? Sedefli kahverengiye ne dersiniz? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
That'll do. | Bu gidecek. O olur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
People eat cake when they're most happy. | İnsanlar çok mutlu iken pasta yerler. İnsanlar pastayı, en mutlu oldukları zaman yerler. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You must be happy, sir. | Siz mutlu olmalısınız efendim. Mutlu olmalısınız, efendim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You have skilled hands. It's nothing. | Yetenekli ellerin var. Bu hiçbirşey. Yetenekli ellere sahipsin. Sağolun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
There you go. | İşte böyle. Buyurun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Enjoy, and be happy! | Afiyet olsun, ve mutlu olun! Tadını çıkarın ve mutlu olun! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Good day, sir! | İyi günler efendim! İyi günler, efendim! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
When I'm happy? | Mutlu olduğumda mı? Mutlu olduğum zaman mı? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Forget it... | Unut gitsin... Unut... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
KlM Min jun! | KIM Min jun! KIM Min jun! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? | Evet? Efendim? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Just tried it. Wondering if you still remember. | Sadece denedin. Hala hatırlıyor musun merak ediyorum. Sadece denedim. Hala hatırlıyor musun diye merak ettim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
God, you're cruel sometimes. | Tanrım, Bazen çok zalimsin. Bak şimdi! Bazen çok acımasız oluyorsun. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You know... | Bilirsin... Biliyorsun... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I don't really remember you as a classmate. | Seni gerçekten bir sınıf arkadaşı olarak hatırlamıyorum. Senin sınıf arkadaşım olduğunu gerçekten hatırlamıyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Maybe since the later you was more interesting. | Belki daha sonra daha çok ilgilendin. Belki de şimdiki sen daha ilginç olduğu içindir. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I've always remembered you, ever since graduation. | Seni her zaman hatırladım, mezuniyetten beri hatta. Ben seni hep hatırladım, mezun olduğumuzdan beri. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Is that so... | Öyle mi... Demek öyle... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So really, you did like me a little! I'm telling you, he's gay. | Yani gerçekten, Sen benden bir parça hoşlandın! Sana söylüyorum, o bir homo. Demek, az da olsa benden hoşlanmıştın! Size söylüyorum, o gay. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No way whatsoever. | Ne olursa olsun hiçbir şekilde. Hiç de bile. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hi. Hi! | Selam. Selam! Merhaba. Merhaba! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
See, I told you so. | Bak, sana öyle söyledim. Bakın, size söylemiştim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Are you... | Sen mi... Sen... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
They're hugging! Do they live together? | Onlar sarılıyorlar! Beraber yaşarlar mı? Sarılmışlar! Birlikte mi yaşıyorlar ki? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What's wrong? They've started a family! | Sorun ne? Onlar bir aile oldular! Sorun ne? Bir aile kurmuşlar! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sun woo is gay? | Sun Woo homo mu? Sun Woo gay mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
They must be living together! Sun woo, you little! | Beraber yaşıyor olmalılar! Sun Woo, seni küçük ...! Birlikte yaşıyor olmalılar! Sun Woo, seni adi! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Girls! Wait! | Kızlar! Bekleyin! Kızlar! Bekleyin! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No, come back! | Hayır, geri gel! Hayır, geri dönün! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No, I'm not! | Hayır, öyle değilim! Hayır, değilim! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Girls, I'm a normal, healthy young man! | Kızlar, ben normalim, sağlıklı genç bir adamım! Kızlar, ben normal, sağlıklı bir genç erkeğim! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I was even in the army! | Askere bile gittim! Askere bile gittim! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
They just mistook us for a gay couple, right? | Onlar bizi eşcinsel bir çift sanıp yanlış anladılar değil mi? Bizi gay bir çift sandılar, değil mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Who cares? It's not like you were after them. | Kimin umrunda? Onların peşinden giden biri olmazsın. Kimin umrunda? Peşinde oldukları sen değildin zaten. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
That's not the point! | Asıl mesele bu değil! Önemli olan bu değil! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
In a couple of years, they would be so hot... | Bir kaç yıl içinde, çok seksi olacaklardı... Birkaç yıl içinde, çok çekici olacaklardır... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Jin hyuk. What! | Jin hyuk. Ne! Jin hyuk. Ne! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Now you're fine when I hug you. | şimdi sana sarılınca iyi oldun. Sana sarıldığımda gayet iyiydin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You didn't hug... | Sarılmadın... Sarılmadın ki... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey! Right? | Hey! Doğru mu? Hey! Gerçekten mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You too. You can talk to girls now. | Sen de. Şimdi kızlarla konuşabilirsin. Sen de. Kızlarla konuşabiliyorsun artık. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Strange. | Garip. Tuhaf. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, are you okay? Are they boys? | Hey,İyi misin? Onlar erkek mi? Hey, iyi misin? Onlar erkek mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No way. I guess they were! | Hiçte bile. Sanırım onlardı! Yok canım. Bence öyleydiler! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, Su young. | Heeyyy, Su young. Evet, Su young. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You can't come, again? | Yine gelemez misin? Gelemez misin, yine mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You still haven't unpacked? Jesus... | Hala valizlerini boşaltmadın mı? Tanrım... Henüz kutuları boşaltmadın mı? Hay allahım... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I give up. | Vazgeçiyorum. Pes ediyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'll be right over and do it for... | İyi olacağım ve bunu senin için yapacağım... Oraya gelip yardım edeceğim... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No, never mind. | Hayır, boşversene. Neyse, boşver. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Come whenever, just finish it yourself. | Ne zaman olursa gel, sadece bunu kendin bitir. İstediğin zaman gel, yeter ki şu işi bitir. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sun woo and I'll be fine. | Sun Woo ve ben iyi olacağız. Sun Woo ve ben iyi olacağız. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Just eat instant noodles or something! | Hemen şu hazır eriştelerden ye yada başka birşey ye! Hazır noodle falan ye! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
No. I don't know! Take care of it! | Hayır. Bilmiyorum! Ona dikkat et! Hayır. Bilmiyorum! Bir çaresine bak! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Huh? | Ne? Hah? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Me? Am I okay? | Ben mi? İyi miyim? Ben mi? İyi miyim? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Just get to it! | ona dikkat et yeter! Hallet şu işi! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm the idiot for falling for it... | Ona aşık olan bir salağım... Buna kanacak kadar aptalım... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Why do people want cake in their happiest moments? | İnsanlar en mutlu anlarında neden pasta isterler? İnsanlar neden en mutlu anlarında pasta yerler? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm not really sure, | Gerçekten emin değilim, Pek emin değilim, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
but life may be a cycle of pain and bad memories. | Ama hayat acı ve kötü anılardan oluşan bir döngü olabilir. ama belki de hayat acı ve kötü hatıralarla çevrili olduğu içindir. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
That's probably why people look for cake when they're happy. | İnsanların mutlu olduklarında pasta istemelerinin nedeni bu büyük olasılıkla. Muhtemelen bu yüzden insanlar mutlu olduklarında pasta isterler. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Since life is a bitter thing, we try to make ourjoys even sweeter. | Hayatta acı şeyler olduğunda, biz onu neşeli ve mutlu hale getirmeye uğraşırız. Hayat acı bir şey olduğu için, mutluluğumuzu daha tatlı kılmaya çalışırız. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Let's go sell some cakes! | Hadi biraz pasta satmaya gidelim! Hadi biraz pasta satalım! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Sun woo. | Hey, Sun woo. Hey, Sun woo. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
A gay club? | Bir eşcinsel klübü mü? Gay kulübü mü? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sure, what the hell! | Tabi, Ne lanet! Olur tabi! Seni var ya...! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So, first off, thanks for stopping by my blog... | İlk olarak, bloğuma geldiğiniz için sağ olun... | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
...today, I'm with Tara Reiner. | ...bugün, Tara Reiner ile birlikteyim. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Hi everyone! | Herkese merhaba! | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
She's just bought some new clothes from the mall... | Az önce alışveriş merkezinden yeni kıyafetler aldı ve biz de... | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
...and we're going to go through each of them... | ...her birini gözden geçirip... | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
...and talk about them. | ...hakkında konuşacağız. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
This is my second Favorite shirt... | Bu, benim ikinci en sevdiğim gömleğim... | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
I just want to go home! 1 | Eve gitmek istiyorum! 1 | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
If anyone is watching this, please! | Eğer bunu izleyen biri varsa, lütfen! | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Hey, you've reached Dan. | Dan'i aradınız. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Leave a message... | Mesaj bırakın... | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Dan, hey. Where are you? | Dan, neredesin? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
So when you get this, give me a call back. | Bunu gördüğünde, beni ara. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Um, I'm just at Rob's. | Rob'lardayım. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Who's Rob? | Rob da kim? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
You actually don't know him. | Aslında onu tanımıyorsun. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
So, are you not coming to meet me? | Benimle buluşmaya gelmiyor musun? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Uh, I'm gonna try a little bit later, actually. | Aslında bunu birazdan deneyeceğim. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Uh, she's a friend of Rob's. | Rob'un bir arkadaşı. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Who's that girl that posted on your page? | Profiline yazı yazan o kız da kim? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Why didn't you come over last night? | Dün gece neden gelmedin? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
I need to talk to you in person. | Seninle yüz yüze konuşmalıyım. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Um, I'm gonna try and come over a little bit later, okay? | Daha sonra gelmeyi deneyeceğim, tamam mı? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Can you please get off your phone? | Telefonunla uğraşmayı bırakır mısın, lütfen? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Uh, one second... | Bir saniye... | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
Dan, are you serious? | Dan, ciddi misin? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
I have to tell you something. | Sana bir şey söylemem lazım. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
It's cool. | Güzel. | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |
I'm sorry, what's cool? | Anlamadım, güzel olan nedir? | Antisocial-1 | 2013 | ![]() |