Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4886
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Just a week. I'll figure something out. | Sadece bir hafta. Bir yolunu bulacağım. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Fool! Think I'll fall for that? | Aptal! Buna kanar mıyım sanıyorsun? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Mr. Kumaki, please wait! | Bay Kumaki, lütfen bekleyin! Size yalvarırım! Lütfen! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Let go! I despise men who don't keep their word! | Bırak beni! Sözünü tutmayan adama saygım yok! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Stop right there! | Kal orada! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I'll shoot. | Ateş ederim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Stop or I'll shoot! | Dur yoksa ateş ederim! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I gave it to you unloaded, stupid idiot! | Silahı sana boş verdim aptal! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You don't even know how to use it! | Daha nasıl kullanılacağını bile bilmiyorsun! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Please help me! | Lütfen, yardım et bana! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Help me, please! | Yardım et, lütfen! Yalvarırım! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I was wrong! I'm sorry! | Hata ettim! Özür dilerim! Bay Takita! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Please! I apologize... | Lütfen! Özür dilerim... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Dear, you should get some rest... | Hayatım, biraz dinlenmen gerek... Ne yapıyorsun böyle? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I've been playing with fire all morning. | Sabahtan beri ateşle oynuyorum. Korkunç bir şey. Hala sarhoş musun? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You want to change your clothes? No. | Üzerini değiştirmek ister misin? Hayır. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I have something to do at the bank. | Bankada yapmam gereken işler var. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| It was a security test. | Güvenlik testiydi. Takita mı yaptı? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| He's been worried about lax security | Güvenlik sisteminin gevşek oluşundan endişe duyuyordu. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| and felt a break in would teach us a lesson. | İçeri zorla girerek bizlere ders verdi. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| The night duty officer really screwed up. Who was it? | Gece nöbetindeki memur gerçekten korkmuş. Kimdi ki? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Unbelievable! Acting as if nothing happened. | Yok artık! Hiçbir şey olmamış gibi davranıyor. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I believe you've all heard by now. | Sanırım hepiniz duymuşsunuzdur. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Actually... | Aslında... Bay Takita açıklasa daha uygun olur. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Yesterday I played robber for a day. | Dün, bir günlüğüne hırsızı oynadım. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Some may say it was a cruel prank... | Bazılarınız acımasız bir eşek şakası olduğunu söyleyebilir... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| But before I left here, | ...ancak buradan gitmeden önce bir deney yapmak istedim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You see... | Gördüğünüz gibi... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I wanted to make sure this branch was worthy | Müşterilerimizin değerli yatırımları için şubemizin... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| of our customers' valued deposits. | ...güvenli olup olmadığını test etmek istedim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Unfortunately, we scored a zero. | Ama ne yazık ki, elde var sıfır. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| If an amateur like me could break in so easily, | Eğer benim gibi amatör biri kolayca içeri girebiliyorsa... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| would you deposit your precious savings here? | ...değerli birikiminizi buraya yatırmak ister miydiniz? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I know I certainly wouldn't. | Ben kesinlikle istemezdim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| It's no laughing matter. | Bu gülünecek bir mesele değil. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Of course, the branch manager bears some responsibility, | Elbette, şube müdürü payına düşen sorumluluğu üstlendi. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| and I too must take my share of the blame, | Ve bende payıma düşen kınamayı aldım. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| but the harshest criticism... | Ancak en sert eleştiriyi... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Must go to the night duty officer. | ...gece nöbetinde olan memur almalıdır. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I won't mention his name now. | Şu anda ismini anmayacağım. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Last night I invited him out for a drink. | Dün gece onu içmeye davet ettim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Much to my surprise... | Beni en çok şaşırtan tereddüt etmeden kabul etmesi oldu. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Around dawn I left him lying in the bar, oblivious to his duties, | Şafak yakınken onu barda sızmış halde bıraktım, o görevini ihmal ederken... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| and broke into the bank. | ...ben de bankaya zorla giriyordum. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| But I will give him this: | Ama hakkını vermeliyim. Bankaya girdiğim zaman... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| he was already back at his post, | ...görev yerine çoktan dönmüştü. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| sooner than I'd expected. | Üstelik umduğumdan daha önce. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| As far as I'm concerned, that was his only saving grace. | Bu onun tek mazur görülecek yanıydı. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| The bank opens soon, | Banka birazdan açılacak. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| so I'll summarize very briefly the course of events. | Bu nedenle sizlere olayın akışını kısaca özetleyeceğim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| First I pointed a toy pistol at him, | İlk önce ona oyuncak tabanca doğrulttum. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| and then I... | Ve sonra ben... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| That damn fool Nakaike! | Kahrolası, aptal Nakaike! Bu çok kötü oldu! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| But sir, if we're assigning blame, we can't overlook ourselves. | Ama efendim, bir suçlu arayacaksak kendimizi de göz ardı edemeyiz. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| The other men on night duty do the same thing. | Gece nöbetinde olan diğer adamda aynı şeyi yaptı. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| It isn't just him. | Sadece o değildi. Meseleyle ben ilgilenirim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| So you'll leave Nakaike alone, right? | Nakaike'yi rahat bırakacaksınız, değil mi? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| To be honest, I feel sorry for him. | Doğrusu, onun için üzülüyorum. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I didn't set out to ruin his career. | Kariyerini mahvetmek istemem. Anlıyorum. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Come back later! | Daha sonra gel! Bir dakikanızı alabilir miyim? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Sorry about that... | Olanlar için üzgünüm... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| But work comes before friendship. | ...ama iş, arkadaşlıktan önce gelir. Kızma. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I didn't intend to make you the sacrifice. | Niyetim seni kurban etmek değildi. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I've asked the manager to go easy on you. | Müdürden sana yüklenmemesini rica ettim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| There's someone here to see you. | Seni görmek isteyen biri var. Beni görmek isteyen mi? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| The man who was here two days ago. | İki gün önce gelen adam. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| What was his name? | İsmi neydi? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Oh, yes Kumaki. | Oh, evet... Kumaki. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| He's in the reception room. | Bekleme odasında. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| He asked me to give this to you. | Sana bunu vermemi istedi. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| There must be some mistake. | Bir yanlışlık olmalı. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| There's no one here. | Burada hiç kimse yok. Var. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I'm here... in Kumaki's place. | Kumaki'nin yerine ben buradayım. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| What are you... | Sen... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You really meant to rob the bank, didn't you? | Gerçekten bankayı soymak istedin, değil mi? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Don't be ridiculous. Stop this right now. | Saçmalama. Hemen kes şunu. Kaçıyor musun? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Don't make wild accusations. | Boş yere suçlamada bulunma. Boş yere mi? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| What if I have solid evidence? | Ya sağlam kanıtım varsa? Sakın bağırma. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| If that was a security test, | Eğer güvenlik testiyse neden yeni tahvilleri kasada bıraktın? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Because you know we record those serial numbers. | Çünkü seri numaralarını kaydettiğimizi biliyordun. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Fool! That's not evidence. | Aptal! Bu kanıt değil. Dahası var. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You took exactly three million yen. | Tamı tamına üç milyon yen aldın. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Just the amount you needed. | Sadece ihtiyacın olan tutarı. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You must be joking. | Şaka yapıyor olmalısın. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You're saying I robbed the bank because I needed the money? | Yani paraya ihtiyacım olduğu için mi bankayı soyduğumu söylüyorsun? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You had to pay three million to save your career... | Kariyerini kurtarman için üç milyon yen ödemeliydin. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| To Kumaki. | Kumaki'ye. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I'm busy. I have to go. | İşim var, gitmem gerek. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Kyosuke... | Kyosuke... | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| A two bit hoodlum from Tokyo knew all about your illegal loans. | Tokyo'dan beş para etmez bir serseri bütün yasadışı kredilerini biliyor. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| Didn't that strike you as odd? | Sana tuhaf gelmedi mi bu? | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I found out your mistress's pimp | Senden para koparmaya çalışan metresinin pezevengini öğrendim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I'd been watching your every move, hoping to expose your lies. | Yalanlarını ortaya çıkarmak umuduyla her hamleni izliyordum. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| That's why I gave him the details of your illegal loans. | Bu yüzden ona yasadışı kredilerinin bütün bilgilerini verdim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I wrote this blackmail letter. | Bu şantaj mektubunu ben yazdım. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I can write as many as I want. | İstediğim kadar yazabilirim. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I still have three copies of the seal maker's receipts. | Mühürlü makbuzların üç tane kopyası hala bende. | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You son of a bitch! | Seni o... çocuğu! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| You were out to trap me! | Bana tuzak kurdun! | Aru kyouhaku-1 | 1960 | |
| I would've been satisfied | Para bulmak için kendini paraladığını Kumaki'ye boyun eğdiğini ve zor durumda... | Aru kyouhaku-1 | 1960 |