Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 495
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You can only have it on the other side. | Sadece diğer tarafta buna sahip olabilirsin. | 3-2 | 2016 | ![]() |
What side? | Ne tarafta? | 3-2 | 2016 | ![]() |
The Offshore. | Açıklar'da. | 3-2 | 2016 | ![]() |
When you pass and reach the other side... | Geçip diğer tarafa ulaştığında | 3-2 | 2016 | ![]() |
you will know who your mother was. | annenin kim olduğunu öğreneceksin. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Your mother... | Annen... | 3-2 | 2016 | ![]() |
she really wanted you to know that she... | O gerçekten çok istiyordu... | 3-2 | 2016 | ![]() |
that she really missed you. | ...seni çok özlediğini bilmeni. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Subtitle translation by João Neto | Tercüme: Nazik Ulcen Arican | 3-2 | 2016 | ![]() |
...seven, eight, nine, ten. Here I come! | ...yedi, sekiz, dokuz, on. Geliyorum! | 3-2 | 2016 | ![]() |
You must be really well hidden, because I can't... | Çok iyi saklanmış olmalısın çünkü... | 3-2 | 2016 | ![]() |
Stop, André! Stop! What now? | Dur André! Dur! Şimdi ne yapıyoruz? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Now it's my turn! | Şimdi sıra bende! | 3-2 | 2016 | ![]() |
One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten. | Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on. | 3-2 | 2016 | ![]() |
André, where are you? | André, neredesin? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I'm fine. It was just a nightmare. 1 | İyiyim. Sadece bir kâbustu. | 3-2 | 2016 | ![]() |
How did you know? | Nereden bildin? | 3-2 | 2016 | ![]() |
How did I know what? | Neyi nereden bildim? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Don't play dumb. I'm with the Cause. | Anlamamazlıktan gelme. Ben Dava'nın adamıyım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I saw a picture of you. | Fotoğrafını gördüm. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I know I shouldn't have, | Yapmamam gerekirdi | 3-2 | 2016 | ![]() |
It was very useful. You should've stayed anonymous. | Çok kullanışlı oldu. Kimliğini gizli tutmalıydın. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I would've died if you hadn't let me through the barricade. | Barikattan içeri girmeme izin vermeseydin ölebilirdim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Did you by any chance tell him? Of course not! | Ona söylemiş olma ihtimalin var mı? Tabii ki hayır! | 3-2 | 2016 | ![]() |
Our contact here is totally against protocol. | Buradaki iletişimimiz protokole tamamen aykırı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Forget what you saw and I'll do the same. | Gördüklerini unutursan ben de aynını yaparım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Okay, candidates. From now on, each of you will get your own room. | Pekâlâ adaylar. Bundan sonra her birinizin kendi odası olacak. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Follow me. | Beni takip edin. | 3-2 | 2016 | ![]() |
This held up pretty well, son. | Bu parça çok iyi dayanmış evlat. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You haven't made it through yet, | Daha seçilmemiş olsan da | 3-2 | 2016 | ![]() |
and you're already better off than anyone in the Inland. | şimdiden İç Kesimler'deki herkesten daha iyi bir durumdasın. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Do you know what the Founders of the Offshore went through | Açıklar'ın Kurucuları'nın en ufak bir konfor, emniyet falan olmadan | 3-2 | 2016 | ![]() |
without the least bit of comfort, safety...? | neler yaşadıklarını biliyor musun? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I get it. They brought you here to encourage me to pass the Process, | Anlıyorum. Seni buraya Süreç'i geçmem için beni cesaretlendir diye getirdiler ki | 3-2 | 2016 | ![]() |
so I can have a better life... No, son. | daha iyi bir hayatım olsun... | 3-2 | 2016 | ![]() |
It's a test. They bring in the relatives to convince the candidates to give up. | Bu bir test. Adaylar vazgeçsinler diye yakınlarını getiriyorlar. | 3-2 | 2016 | ![]() |
And they offer that as temptation. | Ayartmak için de onu kullanıyorlar. | 3-2 | 2016 | ![]() |
That's a lot of money, Dad. | Çok para var baba. | 3-2 | 2016 | ![]() |
We could renovate our house, or build a new one. | Evimizi yenileyebiliriz ve baştan yapabiliriz. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Since you don't have any family, I came here to explain. | Senin ailen olmadığından açıklamak için ben geldim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Explain what? | Neyi açıklamak için? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Each candidate has 30 minutes to decide whether they want to take the money | Her adayın, parayı alıp İç Kesimler'e dönmeye ya da parasız şekilde | 3-2 | 2016 | ![]() |
and return to the Inland or continue in the Process with nothing. | Süreç'e devam etmeye karar vermesi için 30 dakikası bulunuyor. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You have 30 minutes to think about it. | Senin de düşünmek için 30 dakikan var. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Hi, Nair. Aline just sent in her report. | Selam Nair. Aline şimdi raporu gönderdi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I don't know what you did and, frankly, I don't care. | Ne yaptığını bilmiyorum ve açıkçası umurumda da değil. | 3-2 | 2016 | ![]() |
But whatever it was, it worked. It was all compliments. | Ama her neyse işe yaramış. Hepsi övgüydü. | 3-2 | 2016 | ![]() |
She said your measures are appropriate, moderate... | Ölçümlerinin yerinde ve ılımlı olduğunu söyledi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Do you understand what that means? | Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Yes, of course. | Evet, elbette. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Her evaluation was so good, the only way I'll leave is if I voluntarily resign. | Değerlendirmesi çok iyiydi, bırakmamın tek yolu, gönüllü olarak istifa etmek. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Did I call at a bad time? | Kötü bir zamanda mı aradım? | 3-2 | 2016 | ![]() |
No. I'm just in the middle of a test and finishing some candidate profiles. | Hayır. Sadece bir testin ortasındayım ve bazı aday profillerini bitiriyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Can I contact you in a bit? Sure. | Seni birazdan arasam? Elbette. Shaggy, kapıyı kontrol et. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Very good news. Very good, indeed. | Çok iyi haber, gerçekten çok iyi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
We got rid of that problem. | O sorundan kurtulduk. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Here I come. | Geliyorum. Çocuklar... | 3-2 | 2016 | ![]() |
You shouldn't have seen this. | Bunu görmemeliydin. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I found you! | Buldum seni! | 3-2 | 2016 | ![]() |
Do you know who I am? Do you?! | Kim olduğumu biliyor musun? Biliyor musun? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I came here to take you to Gerson. | Seni Gerson'a götürmeye geldim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You murdered his son. | Onun oğlunu öldürdün. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I got in by pretending I was your father. | Baban rolü yaparak girdim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I just didn't expect to find this. | Bunu bulmayı beklemiyordum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
The money the Process is offering you to quit | Bırakman için Süreç'in sana teklif ettiği para | 3-2 | 2016 | ![]() |
So, I have a choice to make. Option one: | Yani bir seçim yapmalıyım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
I kill you right now and take a picture of the body. | Seni hemen öldürüp cesedin resmini çekerim. | 3-2 | 2016 | ![]() |
By the time they find you, I'll be at Gerson's getting my money. | Onlar seni bulana kadar, ben Gerson'dan paramı alırım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Option two: | İkinci seçenek: | 3-2 | 2016 | ![]() |
You walk out of here holding my hand. | Sen elimi tutarak buradan çıkarsın. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Like Daddy's little girl. And I get double the cash. | Babasının ufak kızı gibi. Ve ben iki katı para alırım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Isn't that what you wanted? To get your life back? | Senin de istediğin bu değil mi? Hayatını geri almak? | 3-2 | 2016 | ![]() |
This will be a great help. | Bunun büyük yardımı olacak. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Mom... Your plan worked. | Anne... Planın işe yaradı. | 3-2 | 2016 | ![]() |
You should see how proud your brothers are. | Kardeşlerinin ne kadar gurur duyduğunu görmelisin. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Mom, I'm not going back. I'm staying in the Process. | Anne, ben geri dönmüyorum. Süreç'te kalıyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Let's talk about this. | Bunu konuşalım. | 3-2 | 2016 | ![]() |
But that's why you're gonna quit. It's for your family. | Ama bu yüzden bırakacaksın. Ailen için. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Don't you understand? You don't need money. | Anlamıyor musun? Paraya ihtiyacınız yok. Joana? | 3-2 | 2016 | ![]() |
How do you know what we need? | Neye ihtiyacımız var, nasıl bileceksin? | 3-2 | 2016 | ![]() |
What do you really know, Tiago? | Sen gerçekten ne biliyorsun Tiago? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I dreamed that I didn't make it through the Process... | Rüyamda Süreç'i geçemediğimi gördüm... | 3-2 | 2016 | ![]() |
Don't even say that. I've seen things in here, Dad. | Bunu söyleme bile. Burada bir şeyler gördüm baba. | 3-2 | 2016 | ![]() |
People have died, Dad. | İnsanlar öldü baba. | 3-2 | 2016 | ![]() |
People like me who worked hard for the chance to make it through the Process. | Süreç'i geçme şansı için benim gibi çok çalışan insanlar. | 3-2 | 2016 | ![]() |
This Process is not fair. Trust me. Maybe we should take the money... | Bu Süreç adil değil. Güven bana. Belki parayı almalıyız... 1 | 3-2 | 2016 | ![]() |
I don't understand you. | Seni anlamıyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
This doesn't sound like you. You sound more like a Cause rebel. | Bunlar senin sözlerin gibi değil. Daha çok Dava isyancılarınınki gibi. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Look how much money that is! You wouldn't have to preach every day... | Baksana ne kadar para var! Her gün vaaz vermek zorunda kalmazdın... | 3-2 | 2016 | ![]() |
Just the opposite! Especially if my son is a skeptic from the Cause | Tam tersi! Özellikle oğlum Dava yüzünden Süreç'i bırakan | 3-2 | 2016 | ![]() |
who quit the Process! | bir kuşkucu olursa! | 3-2 | 2016 | ![]() |
You are not listening. What matters most? | Dinlemiyorsun. Önemli olan ne? | 3-2 | 2016 | ![]() |
I'm not saying... What matters the most? | Ben demiyorum ki... En önemli olan ne? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Tell me! What matters the most? 1 | Bana söyle! En önemlisi ne? | 3-2 | 2016 | ![]() |
Passing the Process, son! Passing the Process. | Süreç'i geçmek evlat! Geçmek! | 3-2 | 2016 | ![]() |
You've known that since the day you were born. | Bunu doğduğundan beri biliyorsun. | 3-2 | 2016 | ![]() |
That's your dream, Dad! | Bu senin hayalin baba! | 3-2 | 2016 | ![]() |
It used to be mine too, but now that I'm here, I know it's not anymore. | Benim de hayalimdi ama şimdi buradayım ya, artık hayalim olmadığını biliyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Relax. They have no value on the Offshore. We don't use money. | Rahatla. Bunların Açıklar'da hiçbir değeri yok. Paraya ihtiyacımız yok. Yüzükleri ve ayakkabıları. | 3-2 | 2016 | ![]() |
Have you made your decision? | Karar verdin mi? Kalıyorum. Her şeyi idare etmeme yardım et. Bana yakın olmanı istiyorum. | 3-2 | 2016 | ![]() |