Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7708
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I ain't seen one of these in a while. | Bunlardan görmeyeli bayağı olmuştu. | Black Dynamite-1 | 2009 |  |
| I was gonna fuck him up. | Tam da ağzına sıçıyordum. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| AR 48. | AR 48. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I wish we could get some shit like this. | Keşke bizde de bunlardan olsa. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| That round will go through a bulletproof vest like it was a pillow. | Saçması bir çelik yeleği yastıkmış gibi deler geçer. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Any idea who would have it? | Kime ait olabilir sence? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Whoever it is, he must work for the Man... | Her kimse, mutlaka hükümet adına çalışıyor olmalı... | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| ...because that right there is strictly government issue. | ...çünkü bunların hepsi devlet malı. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You mind telling me how this was found... | Kardeşimin öldürüldüğü yerde bunun ne işi vardı? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Okay, Black Dynamite. | Pekâlâ, Kara Bomba. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Want me to level with you? | Seninle açık konuşmamı mı istiyorsun? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Your brother Jimmy wasn't a two bit drug dealer. | Kardeşin Jimmy değersiz bir uyuşturucu satıcısı değildi. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He was one of us. What? | Bizden biriydi. Ne? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He was working undercover. | Gizli ajan olarak çalışıyordu. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| And he wanted to be just like you. | Senin gibi biri olmak istiyordu. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Jimmy, why didn't you tell me? | Jimmy, neden bana söylemedin? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Vincent Rafelli. | Vincent Rafelli. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Don of the Carbozi family. | Carbozi ailesinin başı. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Heads up a shipping company. | Nakliye şirketi var. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| We believe he's distributing dope. | Bizce uyuşturucu teslimatı yapıyor. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Jimmy felt that the don and Congressman James... | Jimmy'ye göre başkan ile parlamento üyesi James arasında bir haltlar dönüyordu. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He didn't quite know what it was. | Ama ne olduğunu bilmiyordu. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He died trying to find out. | Öğrenmeye çalışırken öldürüldü. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| So I don't need to tell you the importance of this mission. | Yani bu görevin ne kadar önemli olduğunu anlamışsındır. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| But I just have one question. | Ama benim de bir sorum var. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Are you in or are you out? | Bu işte var mısın, yok musun? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Because God knows you're the only one we can trust. | Tanrı biliyor ya, güvenebileceğimiz tek kişi sensin. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I had a feeling you were gonna say that. | Bunu söyleyeceğini biliyordum. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Hope you don't mind. | Umarım mahzuru yoktur. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I took the liberty of reinstating your license to kill. | Senin için tekrar öldürme izni çıkartmıştım. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You're gonna need this. | Buna ihtiyacın olacak. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Black Dynamite's looking for us. | Kara Bomba peşimizde. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You said you would handle it. | Bu işi hallettin sanıyordum. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I'm bringing in the heavy hitters now. | Bizim esas elemanları çıkartma vakti geldi. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Somebody broke into my dead brother Jimmy's apartment. | Merhum kardeşim Jimmy'nin evine birileri girmişti. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Breathe deeply, baby. | Derin nefes al bebeğim. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Daddy, you make my heart beat. | Yüreğim küt küt atıyor. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Yeah, Dr. Dynamite can hear that. | Evet, Dr. Bomba sesini duyuyor. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| But I think you're running a temperature. | Ama sanırım ateşin çıkmış. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Let me see if I can find a thermometer for you. | Bende senin için bir termometre var. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| What the...? | N'oluyor lan? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I told you urine sample, Nurse Jenny. | İdrar örneği istemiştim, Hemşire Jenny. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I mean, really. | Yapma şunu. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You sent her in here with them titties. | Koca memeli bir hatun göndermişsin. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| How's my x ray? | Röntgenim nasıl çıktı? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Well, no fragments. | Kırık yok. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| In and out. | Kurşun girip çıkmış. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You're lucky, Black Dynamite. | Şansın varmış Kara Bomba. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Three inches to the left... | Beş santim sola kaymış olsaydı şu an karşımda olmayacaktın. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Three inches to the right, it would've missed my black ass. | Beş santim sağa kaymış olsaydı da kara kıçımı es geçecekti. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Well, you need a new line of work. | Kendine farklı bir iş bul. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| This is the second time this year. | Bu yıl ikinci oldu bu. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Why do I bother? There's no helping you. | Niye önemsiyorum ki? Sana çare yok. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| No, doc, you help me just fine. | Hayır doktor, beni iyileştirdin. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You hang in there, Leon. You hear me? | Dayan, Leon. Tamam mı? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Hey, Mama, what's going down? That your kid in there? | Hey fıstık, neler dönüyor? Senin velet mi o? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Nephew? Cousin? | Yeğen? Kuzen? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| No relation, he... | Akrabam değil, sadece... | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He happens to be one of the kids at the orphanage where I work. | Çalıştığım yetimhanedeki çocuklardan birisi. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He overdosed on smack. Third one this month. | Aşırı dozda eroin almış. Bu ayki üçüncü vaka. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| And why? What does it matter to you anyway? | Sen niye merak edip soruyorsun ki? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Whoa, Mama, just trying to help. | Dur bebek, yardım etmeye çalışıyorum. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Oh, I don't need your kind of help. | Senin gibilerin yardımına ihtiyacım yok. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Men like you only help when there's something in it for them. | Sen ve senin gibiler ancak kendi menfaatlerine uyarsa yardım ederler. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| They can't be bothered. | Senin gibilere bulaşılmaz. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Too busy chasing their chicks and their bread and their fancy car. | Anca hatunları takip etmekten, mideni doldurmaktan... | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| No, Mr. Black Dynamite. | Hayır, Bay Kara Bomba. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| The only help you know is how to help yourself. | Sen sadece kendine yardım etmeyi bilirsin. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Whoa, Mama, it ain't about me. | Bak bebeğim, mesele ben değilim. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| It's about that kid in there. | O çocuğu düşünüyorum. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Now do you really want help... | Yardımımı gerçekten istiyor musun... | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| ...or are you just trying to prove to the world you can do it all on your own? | ...yoksa her şeye tek başına yeteceğini mi ispatlamaya çalışıyorsun? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Mama always said: | Annem hep şöyle derdi: | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| "A helping hand is a helping hand, clean or dirty." | "Yardım uzatan eli kirli de olsa tut." | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Guess my hands ain't clean enough for you. | Sanırım ellerim pek temiz görünmüyor sana. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| These politicians don't give a damn. | Bu siyasetçiler hiçbir şeyi umursamıyor. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I mean, look, look at these ads. | Şu propagandalara baksana. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Congressman James made promises to the people. | Parlamento Üyesi James halka bir çok vaat verdi. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Then he took away his drug awareness programs... | Sonra birden bilinçlendirme yönergesini kaldırdı... | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| ...and allowed his bedfellows to sell crap to the kids. | ...ve ortaklarının çocuklara mal satmasına izin verdi. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| He even invested in these products. | Hatta bunlar üzerine yatırım bile yaptı. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Now the dope is everywhere. It's even... | Artık uyuşturucu her yerde. Hatta... | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| It's even in the orphanage. | ...yetimhanelere bile düştü. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Not the orphanage. | Yetimhanelere olmaz. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I used to be an orphan. | Ben de bir yetimdim. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You ain't got no mommy and you ain't got no daddy. | Annen de yok, baban da yok! | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You're an orphan. | Sen yetimsin! | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Orphan, orphan, orphan. | Yetim, yetim, yetim. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| No, not the orphans. | Yetimlere olmaz. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I think I need to show you something. | Sana bir şey göstermem lazım. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| We've been trying to reach these children. | Bu çocuklara yardım elini uzatmaya çalışıyoruz. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| But this new smack on the street is proving too much of a match for us. | Sokaktaki bu malla mücadele etmeye gücümüz yetmiyor. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Bobby, stop it. | Bobby, yapma. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You'll kick soon. | Yakında düzeleceksin. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| You dealing, brother? | Mal var mı, birader? | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I need my smack, I need it now. | Mal istiyorum hem de hemen! | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Put a few of these honeys on the street and I'll get you your bread, partner. | Bana sokakta satılan şu tatlı şeylerden alırsan senin için çalışırım ortak. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I refuse to let this happen to you, little man. | Sana bunun olmasına izin veremem, minik adam. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| I will shake this poisonous shit out of your smacked up body... | Zorunda kalırsam seni sarsa sarsa o zehri vücudundan atacağım. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
| Black Dynamite, stop. We've tried that, nothing works. | Yapma, Kara Bomba. Bunu denedik ama işe yaramadı. | Black Dynamite-1 | 2009 | |
