Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7753
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
They know that that captain is, in some part of his soul, | Böyle bir kaptanın içinden bir parçanın... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And the lie infects everyone who sees it. | Ve bu yalan onu göreni de bozar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But with me, | Ancak mesele ben isem... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
when the men see me slaughter the crew of the Good Fortune, | Beni Good Fortune'un tayfasını katlederken gördüklerinde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
when they see me cut out a man's tongue from his mouth for lying, | Yalan söyledi diye birinin dilini keserken gördüklerinde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
when they see me burn a boy alive in front of his father's eyes, | Bir çocuğu babasının gözü önünde diri diri ateşe verirken gördüklerinde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
they know, they can see it in my eyes... | ...ne olduğunun gözümden anlaşılacağını bilirler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
there's no lie there. | Bende yalan yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's no secret remorse there. | Sır yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I simply don't have it in me. | İçimde bunlara yer yok. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
At any rate, I hope that clarifies things | Umarım bu adamlarımın kaybının neden... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
as it was an honest haul taken by an honest captain. | Dürüst bir kaptanın dürüstçe yaptığı bir vurgundu neticede. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I intend to be here some time. | Bir süreliğine buralarda olacağım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It would be a shame to make enemies of each other | Bir avuç para için birbirimizi düşman bellediğimize değmez. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Get out of my place. | Defol buradan. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I say get rid of him. | Atalım gitsin denize. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's very lucky. | Şans getirsin diye. Aslında... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I rather envy you. | Sizi çok kıskanıyorum. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I remember what it was like the first time I met him. | Onunla ilk karşılaşmamın nasıl olduğunu anımsıyorum da... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's a feeling one gets when in the presence | Büyük adamların huzurunda bulunmanın verdiği o hissi yaşatıyor. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It's something quite indescribable. | Tarifi imkansız bir şey. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I imagine you're having it as we speak. | Sanırım siz de şu anda bunu yaşıyorsunuz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
"Indescribable" is a good word. | Tarifi imkansız demeniz çok yerinde. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You question my husband's motives? | Kocamın gerekçelerini mi sorguluyorsunuz? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Not on the least, ma'am, | Tam tersine hanımefendi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
though I may question the outcome he's likely to achieve. | Ancak başaracaklarının sonuçlarını sorguladığım aşikar. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The game he is entering into | Girdiği oyun... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
is a brutal and unforgiving one. | ...gaddardır, göz açtırmaz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Piracy? Politics. | Korsanlık mı? Siyaset. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What's your name, Lieutenant? | Adınız nedir teğmen? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
McGraw... James McGraw. | McGraw... James McGraw. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Great men aren't made great by politics, Lieutenant McGraw. | Büyük adamları büyük yapan siyaset değildir Teğmen McGraw. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They aren't made great by prudence or propriety. | Sağduyu yahut edep de onları büyük kılmaz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They are, every last one of them, | İstisnasız hepsi... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
made great by one thing and one thing only... | ...tek bir nedenle büyüktürler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
the relentless pursuit of a better world. | Durmadan daha iyi bir dünya hayalini kovaladıkları için. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The great men don't give up that pursuit. | Büyük adamlar bu kovalamacadan umudu kesmeyenlerdir. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
They don't know how. | Nasıl kesecekler onu bile bilmezler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And that is what makes them invincible. | Onları yenilmez yapan da budur işte. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
17 yea votes against 15 nays. | 17 kabule karşılık 15 ret. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
The crew has commuted your sentences | Tayfa, cezalarınızı olabildiğince... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You will both be transported back to Nassau, | Nassau'ya varınca gemi ve tayfa ile... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There'll be no further negotiation on the matter. | Şartlar pazarlığa açık değil. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You were right, for what it's worth. | Bir şey ifade eder mi bilmem ama haklıydın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Beg pardon? | Anlamadım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
If your interests and mine were adverse to each other, | Çıkar çatışması yaşasaydık... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
there's a good chance I'd cross you to save myself. | ...seni mutlaka üçkağıda getirirdim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Then why didn't you? | Neden yapmadın? | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Because at the moment | Çünkü şu anda... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't believe our interests are adverse to each other. | ...çıkar çatışması içerisinde değiliz. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I don't believe you did any of this for a pardon, | Bunlara ne af için kalkıştın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
or a passage to Nassau, | Ne Nassau'ya dönmek için. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
or to be able to walk away from anything. | Ne de alıp başını gitmek için. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I think you intend to reclaim your captaincy. | Niyetin yeniden kaptan olmak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I think you intend to take control of this ship. | Geminin dümenini devralmak. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And then I think you intend | O sahile baştan aşağıya silahlanmış olarak dönmek ve... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and seize every last ounce of gold off of it. | ...altını son külçesine kadar almak senin niyetin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And I think you're going to need my help to do it. | Galiba bunu yapabilmek için yardımıma ihtiyaç duyacaksın. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Tell me I'm wrong. | Haksızsam söyle. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You'd like me to fill that role for you now? | Onun rolünü artık ben oynayayım istiyorsun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
they aren't worth protecting. | ...o zaman koruduğuma değmezler. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
What's your name? Ned Low. | Adın ne? Ned Low. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
It would be a shame to make enemies of each other 1 | Bir avuç para için birbirimizi düşman bellediğimize değmez. Defol buradan. 1 | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Hell of a prize, Mr. Meeks. Hell of a prize. | Ganimetin alası Bay Meeks. Alası. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Perhaps it is in everyone's best interest | Hırgür çıkartmadan geçinmenin bir yolunu... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that you and I find a way past all of this. | ...bulmamız herkesin hayrına olur. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
There's simply no way of stealing their gold. | Kısacası altını çalmayı unutun. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But there might be something else you can steal... their war ship. | Ama başka bir şeyi çalabilirsiniz. Koyduğumun savaş gemisini. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You will both be transported back to Nassau | Nassau'ya varınca gemi ve tayfa ile... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
at which point you will be removed from this ship permanently. | ...ilişiğiniz tazminatsız şekilde kesin olarak kesilecek. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And then I think you intend to return to that beach | O sahile baştan aşağıya silahlanmış olarak dönmek ve... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I learned of this technique from a Spanish bishop. | Bu yöntemi İspanyol bir keşişten öğrenmiştim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Six days, they claim, | Dediklerine göre 6 günde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
before the sun shrinks the leather so tight | ...güneş batmadan evvel deri o kadar çekermiş ki... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
that the ribs collapse, piercing vital organs within. | ...kaburgalar kırılır ve iç organlara zarar verirmiş. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And on the seventh day, you'll rest. | 7. günde ise istirahat edermişsin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
Who knew? They have a sense of humor. | Kim bilebilirdi? Meğerse espri anlayışları da varmış. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
When my men first pulled you out of the sea | Adamlarım seni denizden çekip çıkarttığında... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and brought you back to this garrison, | ...ve garnizona getirdiklerinde... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I knew right away you were going to be of great value to me. | Benim çok büyük değer arz edeceğini anında anlamıştım. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You were ill disposed to acknowledge as much then, | O zaman da huysuzluk ediyordun ama... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
but five days later, | ...herhalde 5 gün geçtikten sonra... | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
I believe I have your attention. | ...dikkatini çekmeyi başarmışımdır. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
You see, I believe I may have an opportunity | Bu yerden kurtulmak için elime bir fırsat geçtiği kanaatindeyim. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And you are going to help me. | Sen de bana bu konuda yardım edeceksin. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And God said, "Let there be light," | Ve Rab... "Işık var olsun." dedi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and then there was light. | Böylece ışık var oldu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And He saw that it was good, | Rab, yarattığına baktı ve iyi olduğunu gördü. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and He separated the land from the water, | Suyla toprağı birbirinden ayırdı Rab. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and He called the water the Seas. | Ve Rab, sulara deniz adını verdi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And He said, "Let the sea bring forth life abundantly." | Ve Rab şöyle buyurdu. "Deniz, canlılarla dolsun taşsın." | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And He blessed it, | Ve Rab denizi kutsadı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and He said that it was good. | Rab, yarattığının iyi olduğunu söyledi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And He formed man of the dust of the ground | Rab, insanı topraktan yarattı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and breathed life into his nostrils | Burnuna yaşam soluğu üfledi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and man became a living soul. | Böylece insan yaşayan bir varlık oldu. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
And He beheld all He had created, | Rab, tüm yarattıklarına baktı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and He said it was very good. | Ve iyi olduğunu söyledi. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
But the Lord beheld the man made in his likeness | Rab, kendi suretinde yarattığı insana baktı. Derhal. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |
and He beheld his solitude... | Yalnızlığına baktı. | Black Sails-2 | 2014 | ![]() |