Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7842
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So if you've got the ability to move a commodity | Diyelim ki, elindeki bir ürünü istediğin şekilde değiştirme gücün var, ne yapardın? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I play it out long and low key. I do not do one big spike. | Uzun ve dikkat çekmeyen bir hale getirirdim. Bir anda saldırı yapmazdım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Instead, I'd play it out month after month. Less risk of detection. | Aylara yayardım. Fark edilme riski daha da azalırdı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, right. But our guy jacks soy 250% in a day. | Çok haklısın. Ama adam soya değerlerini bir gün de %250 arttırdı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
It's flashy. He knows he's gonna bring down heat. | Çok hızlı bu. Ortalığı ayağa kaldıracağını biliyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Maybe he needs cash. | Nakde ihtiyacı vardır belki. Çok çabuk hem de. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
He's got the money from the soy run up. | Soyanın yükselişinden para kaldıracak. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
And he's busy writing code for what's next. | Bir sonraki saldırının kodunu yazmak için de meşgul olacak. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I think the real hit is still to come. | Asıl saldırı daha gerçekleşmedi bence. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We have Lozano's photo. | Lozano'nun fotoğrafını bulduk. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
What's on his neck? | Boynundaki ne? Zamane çocukları hep dövmeli oluyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You have any routine surveillance tapes? | Güvenlik görüntülerine ulaşabilir misin? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Face of stone. | Taş yüzü. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Pollack. It's me. | Pollack. Benim. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Can you have someone jump on the NCIC database? | Birisini NCIC veri tabanında taratabilir misin? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Search for Latino males under 30 with priors in, | 30 yaşlarda sabıkası olan Latin bir erkek. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I don't know, anything like carding, identity theft, | Batı Teksas hapishane çetesinden... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Our cowboy has a tattoo on his shoulder. He's with Los Zapotecas. | Omzunda bir dövme var. Los Zapotecas'lı bir şey. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I'm sending you something right now. | Bir şeyler gönderiyorum şu an. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
That's him in the bottom left. | Sol alttaki o. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Alonzo Reyes. Did two years in Huntsville for carding. | Alonzo Reyes. Kredi kartı hırsızlığından Huntsville'de iki yıl yatmış. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Paroled. Moved back to LA. I'll have LA pick him up. | Şartlı tahliyeyle bırakılmış. LA'a taşınmış. Birini gönderir aldırtırım oradan. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
He's gonna monitor his home grid. I did. | Evinin olduğu bölgeyi izliyor olacaktır. Ben izliyordum. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We got a better shot getting a first look at him ourselves. | İlk kendimiz gidersek şansımız daha yüksek olur. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Isn't that why you brought me here? | Beni bunun için getirmediniz mi? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Okay? | Olur mu? Olur, gidin. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
That means you and me are on the money. | Paranın peşine biz düşeceğiz demek oluyor bu. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Unless you think you can do that on your own, too. | Tabii kendi başına düşebileceğini düşünmüyorsan. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I do okay. | Düşebilirim. Düşebilirsin demek? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Let's see how you handle the financial sector. | Görelim bakalım finans sektörü ile nasıl başa çıkıyorsun. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Thanks, Stanley. | Teşekkür ederim Stanley. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
My eye's on you. | Gözüm üzerinde. Nereye gideceğimi sanıyorsun? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
This guy is one step away from my "get out of jail free" card. | O adam hapishaneden çıkış kartım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We want to see your trading records | Soyanın yükselişinden büyük kâr sağlayan tüccarlarınızın... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You're requesting I turn over records | Yüzlerce gizli komisyoncu ve tüccarların kayıtlarını... | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Afraid I can't possibly accommodate you. | Korkarım size yardım edemeyeceğim. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You're gonna protect the person who manipulated your market? | Borsanızı yönlendiren adamı korumak mı istiyorsun? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
No. You're casting your net way too wide, Mr. Chen. | Hayır. İstek aralığınızı çok geniş tutuyorsunuz Bay Chen. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You want to see my data, you come up with something a little more tangible. | Verilerimi görmek istiyorsanız, daha somut bir şeylerle gelmeniz gerekiyor. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Something more in the way of probable cause than your hunch. | Önsezilerinizden daha çok tutarlı bir şeyle. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Gary. May I call you Gary? | Gary. Size Gary diyebilir miyim? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
How's this for tangible? | Bu somut şey nasıl sence? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
In the next 15 seconds I call Laura Greer | 15 saniye sonra, Ürün Ticaretleri Komisyonu'ndan Laura Greer'i arayacağım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
And I say, "Laura, how you doing? | "Laura, nasılsın?" diye soracağım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
"I'd like to launch an official investigation on one Gary Baker." | Sonra da "İçinde Gary Baker'ın da olduğu resmi soruşturma başlatacağım." diyeceğim. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
So the headline, | 90 saniye sonra CNN'deki başlık da şöyle olacak: | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
so it makes the three o'clock news cycle, | 3 saat içinde bütün haberleri ele geçirir. Gece haberlerine kadar uzanabilir bile. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
That'd be good, too. | Bu iyi olurdu bak. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Am I being tangible? | Yeterince somut oldum mu? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Look around here. But I stay here with you. No take nothing. | İyice bakın etrafa. Ben bir yere gitmeyeceğim. Bir şey aşırmak yok. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Hey, mi carnal? | N'aber dostum? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
What happened to you? | Ne olmuş sana böyle? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
He has WRT hardware and an onion router. | WRT donanımı ve onion yönlendiricisi kullanıyormuş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
He can route encrypted data and stay anonymous with no IP address. | Şifrelenmiş veriyi yönlendirip, bu sırada IP adresi olmadan gizli kalabiliyormuş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, somebody must have told him how to set it up. | Birisi nasıl yapıldığını söylemiş olmalı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
She probably called 911. | Kadın 911'i aramış. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Who's the woman? | Kim o kadın? Buranın yöneticisi Bayan Novo. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
It's the manager. Mrs. Novo. | Harika olmuş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Here, let me see it. | Ver ben bakayım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Here. Try it now. | Al, bir de şimdi dene. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Barrett, this is Jessup. | Barrett, benim Jessup. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Thanks, Jessup. | Teşekkür ederim Jessup. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Well, we better make following the money pay off, | Paraların izini sürsek iyi olur. Reyes'dan bir şey çıkmadı. Ölmüş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Oh, great. | Harika olmuş. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
We've been looking for buyers of soy. Switch to sellers. | Sabahtan beri soya alıcılarına bakıyorduk. Satıcılarına bakalım bir de. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Only our player would know exactly when to get out. | Ne zaman elden çıkarılacağını sadece aradığımız kişi bilecektir. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Reyes got an email about a drop tonight. | Reyes, bu gece yapılacak bir buluşma hakkında e posta almış. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
With no Reyes, we gotta find a new link to our main player. | Reyes olmadığına göre, aradığımız kişiye dair yeni bir bağlantı bulmak zorundayız. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna see who shows. | Oraya gidip kimin geldiğine bakacağım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You tell Jessup? | Jessup'a söyleyecek misin? Hayır. Onu 10 blok öteden fark ederler. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You get into not enough for one day? | Dışarıda bir gün bile kalmadan hapishaneye mi döneceksin? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Look, I play it my way, it works. | Kendi yöntemimle yaparsam bir sonuç elde ederiz. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
It don't, at least I own it. | Bir şey olmasa bile, hiç yoktan şansımı denemiş olurum. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I go, too. | Ben de geleceğim. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You look not so different from the pictures. | Resimdekilerden pek farklı görünmüyorsun. Ne resimleriymiş onlar? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
That my brother sent me before. | Kardeşimin gönderdiği resimler. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Why you're in prison? | Neden hapishaneye düştün? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I was in a bar, I met some girl, | Bardaydım, bir kızla tanışmıştım. Adamın biri kızın önünde bana sataşmıştı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
He started a fight and when it's over, | Kavga etmeye başladık. Bittiğinde o hastaneye ben de karakola gitmiştim. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I wound up sentenced to 18 months at MCI Norfolk. | MCI Norfolk'ta 18 aylık hapis cezasına çarptırıldım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I traded academia for gladiator academy. | Kodes adına ticaret işleri yaptım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Then what? | Sonra ne oldu? Sonra dışarı çıktım. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I'm 22, | 22 yaşındayım, sabıkası olan diplomasız biri için Silikon Vadisi'nde pek bir şey yok. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Carding? | Peki ya kredi kartı hırsızlığı? Evet, uluslararası yapıyordum o işi. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I had an eight year run, then the Feeb caught up with me. And I got 13 years. | 8 yıl boyunca kaçtım. Sonra FBI enseledi beni. 13 yıl ceza yedim. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You have regrets? | Pişman mısın? Pişman mı? Hayır. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
The banks got hit for the losses, not people. | Bir bankalar zarar gördü. İnsanlara bir şey olmadı. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I didn't burn people. I don't burn people. | İnsanlara zarar vermedim. Vermem de. Evet. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I mean, banks are chiseling everybody all the time, anyway. | Bankalar her zaman yoluyor zaten insanları. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I don't feel sorry for banks, no. | Bankalar için üzgün değilim ben. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I mean, I'm sorry for what happened to you. | Demek istediğim başına gelenler için üzgünüm yani. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Don't be. I'm not fishing for sympathy, here. | Üzülme. Bana acımanı istemiyorum. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I did the crime, I'm doing the time. Time isn't doing me. | Bir suç işledim. Yıllarımı ben harcıyorum. Onlar beni değil. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
What's that mean? | Ne demek oluyor bu? | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
I do my own time, not the institution's. | Kendi yıllarımı harcıyorum başkasınınkini değil. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
See, to hold on to who you are in there, you dedicate yourself to your program. | Olduğun kişiyi kabullenip kendini program yazmaya vermelisin. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
You work out on your body and your mind. | Hem bedenini hem zihnini çalıştırmalısın. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
Open your eyes. | Kendine gel biraz. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
What'd you say? | Ne dedin? Sanki hâlâ hapishanedeymiş gibi konuşuyorsun. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |
But you're not in prison. | Değilsin ama. | Blackhat-1 | 2015 | ![]() |