Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7953
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The both of you. | Her ikinizi de. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
You are deaf now. | Şimdi sağır oldunuz. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
As well as blind. | Aynı zamanda kör de. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
No eyes, no ears. | Gözler yok,kulaklar yok | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
You are like a worm. | Solucan gibisiniz. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
This is for my men. | Bu adamlarım için. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
And this is for Hector. | Ve bu da Hector için. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
And I can't hear you. | Ve seni duyamıyorum. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
You smell like shit. | B*k gibi kokuyorsun. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Take a bath, asshole. | Duş alsana,p*zevenk. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Find anything? | Bir şey buldun mu? | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Plenty more of that silver laid out over half the town. | Bu gümüşten çok daha fazlası kasabanın yarısında yatıp duruyor. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
You use it to build a new church. | Onları yeni bir kilise için kullan. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
No priest? | Papaz yok? | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Hell, the world is full of them. | Bu dünyada onlardan çok var. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Here she is! | İşte burada! | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
You sure you don't have a brother in Los Portales? | Los Portales'de bir kardeşin olmadığına emin misin? | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
I wish I knew where it was. I've asked everyone, nobody does. | Keşke nerede olduğunu bilseydim. Herkese sordum, kimse bilmiyor. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
You sure you're gonna be all right? I'm gonna be fine. | İyi olacağına emin misin? İyi olacağım. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
No more ringing in the ears? What? | Kulağındaki çınlama geçti mi? Ne? | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
No more ringing. | Çınlamıyor artık. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Maybe he lied. | Belki de yalan söyledi. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
That man you killed. | Öldürdüğün adam. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Maybe Los Portales doesn't even exist. | Belki de Los Portales diye bir yer yok. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
But I made a promise. | Ama ben bir söz verdim. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
What do you think of Nell? | Nell için ne diyorsun? | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Nell? | Nell? | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
For this little baby here. | Şu bebeğin adı işte. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Just for now. | Şimdilik. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
Nell was my mother's name. | Nell benim annemin adıydı. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
I think that would be fine. | Bence iyi bir isim. | Blind Justice-1 | 1994 | ![]() |
THE BLIND CHILD | Kör Çocuk | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
It's not like you wake up mornings & say: "Oh, I'm so happy to be blind. " | Sabahları uyanıp şöyle demezsiniz, "Kör olduğum için çok mutluyum. " | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Some people go around with their eyes closed, thinking, "ah," | Bazı insanlar gözlerini kapatıp dolaşırlar ve düşünürler... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
"so that's what it's like to be blind!" but no... | "demek kör olmak böyle bir şey" ama hayır... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
It's hard to get people to understand that it's not really like that. | Gerçekte öyle olmadığını insanların anlaması zor. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
If they just close their eyes and go stumbling around, | İnsanlar sadece gözlerini kapatıp, tökezleyerek dolaşırlarsa... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
they don't hear the trees, they don't hear anything. | ...ağaçları duyamazlar, hiçbir şey duyamazlar. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
So they go around running into stuff. | Etrafta dolaşıp bir şeylerin içine dalarlar. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
So I can understand why they think we're so pitiful... 1 | Bizim acınası olduğumuzu düşünmelerini bu nedenle anlayabilirim... 1 | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
In the street you often hear people say: | İnsanların sokaklarda sıklıkla şöyle dediğini duyabilrsiniz... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
"Hey look, a blind person. " I really think that's awful. | "Baksana adam kör. " Bunun gerçekten berbat olduğunu düşünüyorum. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
it makes you feel really poisoned with anger... | Sizin öfkeyle dolmanıza sebep oluyor... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
you get so mad you want to beat them up. | ...çılgına dönüp onları pataklamak istiyorsunuz. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
I think it's really terrible to always hear, "Oh, look at the blind person. " | "Hey, şu köre baksana" lafını her duyuşunuz berbattır. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
When you get on the train, it's really terrible... | Trene bindiğinizde, gerçekten korkunç oluyor... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
everybody gets up for you, | herkes sizin için ayağa kalkıyor, | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
like you were the Queen or something. | ...sanki Kraliçe ya da ona benzer birşeymişsiniz gibi. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
just because you can't see! It's not fair. | Sadece göremediğiniz için! Haksızlık bu. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Luckily there's all of nature to be aware of; you can recognize birds, | Allah'tan doğada olan herşeyin farkındasınız; kuşların... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
you can recognize plants, if you're interested in that, and forms... | ...çimenlerin, eğer ilginizi çekiyorsa... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and there's music, luckily; there's just... so much music. | ...müziğin, iyi ki müzik var... çok fazla müzik. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
I went to a museum | Müzeye gitmiştim... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
to look at everything. | ...herşeyi incelemek için... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
the old cans, the heavy cans and the wooden shoes; | ...eski kutular, ağır kutular ve tahta ayakkabılar... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
that so much carving work went into in the old days... | ...eski zamanlardan kalma çok sayıda oyma eşya... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
the eating spoons and such... | ...kaşıklar ve o kadar... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
I find it so great... and it is! | ...bence hepsi mükemmeldi... evet öyleydi! | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
you feel it and then someone describes the colors to you... | Hissedersiniz ve birileri size rengini tarif eder... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and then you can really imagine it. | ...ve gerçekten kafanızda canlandırabilirsiniz. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Then you feel all the little cuts and little bubbles and bumps | Ellerinizle hissetiğiniz tüm o kesikler, darbeler, kabartılar... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and all those little things... | ...ve o tüm küçük şeyler... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
it calls some kind of image up for you | ...artık sizin için bir çeşit görüntü oluşmuştur... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and then you hear mama say, "Yes, that's carved" | ...ve annenizin sesi duyulur, "Evet, elinde ki oyma işi" | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
And you think, "yes, I can see that", but you can't feel what it really is. | "Biliyorum, görebiliyorum" diye düşünürsünüz, ama gerçekte öyle değildir. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Only simple forms mean anything to me. | Sadece basit formlar bana birşeyler ifade ediyor. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
You need to have an overview with your hands. | Ellerinizle hızlıca yoklamak zorundasınız. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
The exhaust pipe of a new motorcycle, | Yeni bir motorsikletin eksoz borusu... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
it has such beautiful form! It's so nice and smooth! | ...çok güzel bir şekli var, pürüzsüz ve hoş! | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
I love shells. | Deniz kabukalrını seviyorum. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
smooth ones and ridged ones... | Pürüzsüz olanları da çıkıntılı olanları da... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
big ones, little ones... | büyük olanları, küçük olanları... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
then the long ones... but I don't like the rough ones. | ya da uzun olanları... ama sert kaba olanları sevmiyorum... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
roughness is so cruel! | Kabalık çok acımasız! | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
I don't like the sound of traffic much; too noisy. It's unpleasant. | Trafik sesini sevmiyorum; çok gürültülü ve nahoş. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
walking among the crowd | Gürültülü bir şehirde... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
in a noisy city... | ...kalabalığın içinde yürümek... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
means nothing to me | ...bana hiç birşey ifade etmiyor. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
for us all cities are the same. | Bizim için tüm şehirler aynı. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
it's all the same, harlem, amsterdam... limberg... | Harlem, Amsterdam... Limberg... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
in the streets they're all the same. | ...sokaklar, şehirler hepsi aynı. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Voices have an enormous importance. | Seslerin büyük önemi var. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
when one hears a nice girl, | Hoş bir bayan sesi duyduğunuzda... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
one approaches her, | ...ona yaklaşırsın... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
wanting to know if she has long hair or not. | ...uzun saçlı mı yoksa kısa saçlı mı bilmek istersin. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
then you find out. | ...sonra da öğrenirsin. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Is she cute? You just ask her! | Acaba sevimli mi? Ona sorman yeterli! | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
i like holding this key in my hand. turning it, turning it around. | Bu anahtarı elimde tutmayı seviyorum, çevirmeyi, oynamayı. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and i think it's great to make up stories. | Bence hikaye uydurmak için harika bir yol. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
I can't do without it. I've got my key | Anahtarım olmadan bunu yapamıyorum. Anahtarım var... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and I'm talking into my microphone | ...ve mikrofona doğru konuşuyorum... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and I spend hours fantasizing. | ...ve hayal dünyamda saatler harcıyorum. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and it doesn't bother me. | ...ve bundan hiç sıkılmıyorum. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
"the best broadcasts for all of you!" | "kişiye özel en iyi radyo yayını!" | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
"on the waves day and night!" | "gece ve gündüz sizinleyiz!" | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
you're always at home listening to radio Bilibonia! | ...her zaman evdesiniz ve radyo Bilibonia dinliyorsunuz! | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
and then I go on and on like that... | Devam ediyorum ve böyle sürüyor... | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Bell. | Zil. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Comb. | Fırça. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |
Shoe. | Ayakkabı. | Blind Kind-1 | 1964 | ![]() |