Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8113
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Uh, I heard what happened with you and Amanda breaking up. | Amanda'yla ayrılığınızda yaşananları duydum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 |  |
| Oh, you heard about that? | Duydun demek? Evet, kendisi İnsan Kaynakları müdürü... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| and she put out a memo. | ...ve bir not bırakmış. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Um, I I All right. | Ben... Tamamdır! | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Andrew, get the phone! | Andrew, aç şu telefonu! | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Evan. Can I bend your ear? Yeah. Hey. | Evan, biraz başını ağrıtabilir miyim? Evet, tabii ki. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| How's the presentation coming? | Sunum ne durumda? Cuma'ya kadar hazır olacak mısın? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Yeah, Friday. Yeah, sure, Ted. Yeah. | Cuma mı? Evet, tabii ki Ted. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Yeah, we need this account, Evan. | Bu şirkete ihtiyacımız var Evan. Satışlar kötü durumda... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| but if we land this fish, you'll save all our asses. | ...ama bu balığa ağ atabilirsek hepimizin kıçını kurtarırsın. Evet. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I know male enhancement | Erkek güçlendiricinin dünyadaki en göz alıcı ürün olmadığını biliyorum ama... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| No. My sources tell me it works actually. | Hayır, kaynaklarım bana gerçekten işe yaradığını söylüyor. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Tell me if you need anything, | Herhangi bir ihtiyacın olursa bana haber ver çünkü bu işe topla tüfekle giriyoruz. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I'm making a pretty big announcement toady | Bugün şirketin geleceği açısından çok önemli bir açıklama yapacağım | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I need to know you're gonna be a team player, | Senin her halükarda takım oyuncusu olacağını bilmem gerekiyor. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Yeah. Yeah, Ted. You can count on me. | Evet, öyleyim Ted. Bana güvenebilirsin. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| My office, 10 minutes. | 10 dakika sonra ofisime gel. Tamam. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Hey, guys. Guys, guess what? | Beyler, tahmin edin ne oldu? Sanırım Ted beni Pazarlama Müdürü yapacak. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Bam! Snap! | Budur be! Ne? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Bam, snap. It's like, a new catchphrase I'm trying. | Budur be! Yeni bir slogan üzerinde çalışıyorum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Yeah, it's not really working. It's a work in progress. | Pek olmuyor ama. Hala üzerinde çalışıyorum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I love it. Thank you, Mike. | Ben bayıldım. Sağ ol Mike. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Yeah, yeah, yeah! | Evet, evet, evet! Tonlama üzerinde hala biraz çalışmam gerek ama... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Ted's office in 10. It's a catchphrase. | 10 dakika sonra Ted'in ofisine. Ofisteki herkesin slogana ihtiyacı var... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| That's why... Yeah, it's good though. | ...bu yüzden ben de... Evet, iyi düşünmüşsün. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Yeah. We really need to start bringing fruit into this. | Artık buraya meyve de getirmemiz lazım. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| We can eat it. I'm not ready for fruit. | Hep beraber yeriz. Ben meyveye hazır değilim. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Hey, Amanda. Mandy. Amanda. | Selam Amanda. Mandy. Amanda. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Uh, sorry. Sorry to bother you, | Rahatsız ettiğim için kusura bakma ama Ted herkesi ofisine çağırıyor. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| He's got an announcement to make, I guess. | Duyuru yapacakmış sanırım. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Okay, got it. Okay. | Tamam, anladım. Peki. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I think he's gonna make me sales manager. | Sanırım beni Pazarlama Müdürü yapacak. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Finally get that promotion. | Sonunda o terfiyi alıyorum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| It's kinda crazy. I can't believe it. | Çılgınca bir şey, buna inanamıyorum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| It is so adult. Manager, you know? | Müdürlük çok olgunca bir şey. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I feel like it was just, you know, | Bu sanki... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| yesterday when we were kids, just laughing | ...daha dün çocuktuk, sadece gülüp... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| And now, we're looking after the kids. | ...şimdiyse çocuklara bakıyoruz gibi. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Right? You know, I was listening to NPR this morning. | Öyle değil mi? Bu sabah radyo dinliyordum da... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| They were talking about the monogamy of gibbons, | ...Asya Maymunu'nun tek eşliliğinden bahsediyorlardı... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| and it's just the cutest thing I've ever seen. | ...ve bu hayatımda gördüğüm en tatlı şeydi. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Or heard. It was on the radio, | Duyduğum yani. Radyoda dinliyordum... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| but they had these sound bites, you know? They're | ...ama sesleri geliyordu. Küçük neşeli sesleri geliyordu. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Evan. I have some things to do. | Evan. Yapacak işlerim var. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| So if you'll excuse me. Yeah, I'm gonna... Okay. | Müsaade edersen... Tamam o zaman. Ben... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| So, I'm sorry to say without major improvements, | Bunu söylediğim için üzgünüm ama büyük bir ilerleme kaydedemezsek... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| we're gonna have to start laying some people off. | ...bazılarını işten çıkarmaya başlayacağız. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| It's time for a change. | Artık değişiklik zamanı. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Corporate thinks we need an official sales manager again. | Şirket, resmi bir Pazarlama Müdürü'ne yeniden ihtiyacımız olduğunu düşünüyor. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| And I couldn't agree more. | Ben de buna gönülden katılıyorum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| So I'm proud to announce our new manager of sales, | Yeni Pazarlama Müdürü'müzü takdim etmekten gurur duyuyorum. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Max Phillips. | Max Phillips. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| No, no, no. Not Max. Who the hell is Max? | Hayır, olamaz. Max olamaz. Max de kim? Neler oluyor ya? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Max, Evan and I went to college together. | Max, Evan ve ben aynı üniversiteye gittik. Uzun hikaye. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Hey, Evan. Sup? | Evan? N'aber? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| That wasn't a long story. No. | O kadar da uzun bir hikaye değilmiş. Değil. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Question. | Bir sorum var. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| What do we sell here? Shake weights. | Burada ne satıyoruz? Dambıl. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Power mustaches. The Abinatrix. | Bıyık güçlendirici. Karın kası aleti. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| No, Michael. We sell dreams. | Hayır Michael. Biz hayal satıyoruz. Adımı biliyor. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Sales is... seduction. | Pazarlama ayartmadır. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| And when you seduce, | Ayartıldığınız zaman da... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| do you say, "I have a 401k"? | ...'emeklilik hesabım var' ya da 'diş ipim var' diyor musunuz? Hayır! | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| You say... | Sadece... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| "I love you. " | ...'seni seviyorum' diyorsunuz. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Because people make decisions from the heart. | Çünkü insanlar kalpleriyle karar verirler. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| If you wanna sell a bunch of useless crap | Eğer Alabama'daki şişko eziklere ya da Iowa'daki ev hanımlarına... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| and bored housewives in Iowa, | ...bir sürü boktan şey satmak istiyorsanız onların hayallerini dürtün. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Convince them. | Onları ikna edin. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Their lives can transcend the pointless slog of being human. | Hayatları, insan olmanın boş beleşliğinden öteye geçebilir. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Give them hope, open their eyes | Onlara umut verin, gözlerini açın... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| to something... bigger. | ...çok daha büyük bir şey için. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Sink your teeth into their poor pathetic lives. | Acınası zavallı hayatlarına dişlerinizi geçirin. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| And give them life. | Ve onlara bir hayat verin. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| And better abs. | Bir de daha iyi karın kası tabii. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Our goal for this month is... | Bu ayki hedefimiz... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| one million dollars in sales. | ...1 milyon dolarlık satış. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| It's aggressive, yes, | Bu çok iddialı, biliyorum... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| but I'm confident we can hit it. | ...ama bunu yapabileceğimize güvenim tam. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| And if we don't, Ted and I have already agreed... | Eğer yapamazsak Ted'le çoktan anlaştık... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| we'll be forced to kill all of you. | ...hepinizi zor kullanarak öldüreceğiz. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| So you better do what he says. | Dediğini yapsanız iyi olur. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| So, come on, let's get out there and get selling. | O halde hadi bakalım, dışarı çıkın da satış yapın artık. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| What the hell, Ted? Now, hold on a minute. | Bu da neydi Ted? Dur bakalım. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| No one ever promised you that job. | Kimse sana o iş için söz vermedi. Tamam da Max Phillips mi? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| He's got an MBA. He's got a great track record. | Yüksek lisansı var. Harika bir sicili var. Oldukça iyi bir tavsiyeyle geldi. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| He has some very interesting ideas for new hires. | Yeni işe alımlar için çok ilginç fikirleri var. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Honestly, we're lucky to have him. | Açıkçası ona sahip olduğumuz için şanslıyız. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| How did you... Of all... | Nasıl... Bütün bunlar... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Now, this isn't gonna be a problem, now, is it? | Bu bir sorun olmayacak, öyle değil mi? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| You working for Max? No. No! | Max için çalışmaktan bahsediyorum. Hayır. Hayır! Tabii ki hayır, sadece... | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I would have liked a legitimate crack at the job | Buraya birini getirmeden önce benden yasal bir tavsiye alsaydın hoşuma giderdi. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Look. I like you, Evan. I really do. | Bak, seni severim Evan. Gerçekten severim. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| I mean, you show up for work on time. | İşe zamanında geliyorsun. Çok sıkı çalışıyorsun. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| You legitimately give a shit. | Yasal olarak da cidden önem veriyorsun. Teşekkür ederim. Veriyorum! | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| It's like I used to tell the bench players | Eskiden futbol antrenörlüğü yaparken yedekte oturanlara şöyle derdim; | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Now, you get out there. There you go. | Şimdi git bakalım. İşte böyle. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Those are the employee files I requested? | Bunlar senden istediğim çalışan kayıtları mı? | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| Oh, yes, I think so. | Evet, sanırım onlar. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
| It might be helpful if you were a little more specific | Tam olarak ne aradığınız hakkında detay verirseniz daha yardımcı olabilir. | Bloodsucking Bastards-1 | 2015 | |
