Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 9526

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
No. There was no call out.	Hayır. Çağrı falan gelmedi.	Broadchurch-1	2013
We have CCTV footage of the car park at the top of Briar Cliff.	Elimizde Briar Cliff'teki otopark mobese görüntüleri var.	Broadchurch-1	2013
You were there at 7:30.	Siz de akşam 7.30'da oradaydınız.	Broadchurch-1	2013
Er,...so you're snooping on me now?	Şimdi de benim hayatımı mı didikliyorsunuz?	Broadchurch-1	2013
Well, checking CCTV in the area.	Bölgedeki mobeselere bakıyoruz.	Broadchurch-1	2013
Now, what did you do that night? What am I, a suspect?	O gece ne yaptınız? Şüpheli miyim?	Broadchurch-1	2013
The first thing we do is eliminate people from the investigation.	İlk önce, insanları soruşturmadan çıkarırız.	Broadchurch-1	2013
You tell me where you were, who you were with, how long for,	Bana kiminle, nerede, ne kadar bir süre olduğunuzu söyleyin ki...	Broadchurch-1	2013
I can eliminate you from suspicion. It's entirely methodical.	...sizi şüphelenilmekten çıkarayım. Tamamen metotsal bir şey.	Broadchurch-1	2013
You don't give me those facts, I can't eliminate you.	Bana gerçekleri söylemezseniz, sizi çıkaramam.	Broadchurch-1	2013
And if I can't eliminate you, you're a person of interest.	Ve eğer sizi çıkaramazsam, dikkatleri üzerinize çekersiniz.	Broadchurch-1	2013
In the murder of my own son?	Kendi oğlumun cinayetinde mi?	Broadchurch-1	2013
I'm sure this is all very straightforward.	Eminim ki bu fazla açık sözlülük olur.	Broadchurch-1	2013
I er... I met a mate.	Bir arkadaşla buluştum.	Broadchurch-1	2013
You know, we drove off together, and then he dropped me back at the car park and er... I came home.	Beraber arabayla gittik, sonra o beni otoparkta bıraktı. Ben de eve geldim.	Broadchurch-1	2013
What time? Three or four in the morning, maybe.	Saat kaçta? Sabahın üçü veya dördüydü galiba.	Broadchurch-1	2013
What's your mate's name?	Arkadaşınızın adı nedir?	Broadchurch-1	2013
I can't remember. Sorry?	Hatırlayamıyorum. Anlamadım?	Broadchurch-1	2013
You can't remember the name of your friend?	Arkadaşınızın ismini hatırlayamıyor musunuz?	Broadchurch-1	2013
I think we just had a drive around. Bite to eat. Bit of a drink.	Öylesine arabayla gezdik galiba. Bir şeyler yiyip içtik.	Broadchurch-1	2013
You think? This was three days ago.	Galiba mı? Üç gün önce oldu bu.	Broadchurch-1	2013
Yeah, and a lot's happened since then.	Evet ama o günden sonra çok şey yaşandı.	Broadchurch-1	2013
And is there any reason	Arkadaşınızın ismini...	Broadchurch-1	2013
you wouldn't want to tell me the name of your mate?	...söylememek için başka bir nedeniniz var mı?	Broadchurch-1	2013
This is only about who killed Danny. Nothing else.	Bu, Danny'yi kimin öldürdüğüyle ilgili. Başka bir şeyle değil.	Broadchurch-1	2013
Previously on Broadchurch.	Broadchurch'te daha önce...	Broadchurch-1	2013
Cause of death was asphyxiation. He was strangled.	Ölüm nedeni oksijensiz kalma. Boğulmuş.	Broadchurch-1	2013
Forensics from the hut.	Kulübedeki adli tıp...	Broadchurch-1	2013
Boot print in the mud up the hill matches one they found inside.	Tepedeki çamurda bulunan ayak izleriyle kulübedeki izleri eşleştirmiş.	Broadchurch-1	2013
It's a man's size ten.	44.5 numara, erkek ayağı.	Broadchurch-1	2013
Danny's life touched many people and we'll be looking at all those connections.	Danny'nin hayatı birçok insana dokundu, bu bağlantıları araştıracağız.	Broadchurch-1	2013
If you or someone you know has any information,	Siz ya da tanıdığınız biri herhangi bir şey biliyorsa...	Broadchurch-1	2013
has noticed anything unusual,	...alışılmadık bir şey fark ettiyse...	Broadchurch-1	2013
please come forward now. 1	...lütfen şimdi öne çıksın. 1	Broadchurch-1	2013
I'd urge everyone, don't hide anything...	Kimsenin bir şey saklamamasını istiyorum...	Broadchurch-1	2013
because we will find out.	...çünkü bunu açığa çıkaracağız.	Broadchurch-1	2013
If a member of your family, or a friend, or a neighbour,	Ailenizden birisi, bir arkadaş, ya da bir komşunuz...	Broadchurch-1	2013
has been behaving differently in the past days or weeks,	...geçtiğimiz günlerde veya haftalarda farklı davranıyorsa...	Broadchurch-1	2013
please tell the police immediately.	...derhal polise bildirin.	Broadchurch-1	2013
There will be no hiding place for Danny's killer.	Danny'nin katili için saklanacak yer olmayacak.	Broadchurch-1	2013
and out.	...ve ver.	Broadchurch-1	2013
Office to be cleared by the end of the day, please.	Ofisi gün sonuna kadar boşalt lütfen.	Broadchurch-1	2013
I think I know who the killer is.	Sanırım katilin kim olduğunu biliyorum.	Broadchurch-1	2013
Well, don't walk away from me.	Karşımdayken çekip gitme.	Broadchurch-1	2013
Dad, out!	Baba, dışarı çık!	Broadchurch-1	2013
Mate, where's your laptop?	Dostum, dizüstün nerede?	Broadchurch-1	2013
Mum needs it for the investigation.	Annenin soruşturma için ihtiyacı var.	Broadchurch-1	2013
It's not here. Well, where is it?	Burada değil. Nerede peki?	Broadchurch-1	2013
Um...I lost it.	Kaybettim.	Broadchurch-1	2013
Well, when did you lose it?	Ne zaman kaybettin?	Broadchurch-1	2013
A week back.Maybe longer.	Bir hafta önce. Belki de daha uzun.	Broadchurch-1	2013
Well, you've both had a lot on your mind.	Aklınız bir hayli meşguldu zaten.	Broadchurch-1	2013
Don't lie to me, Tom.	Bana yalan söyleme Tom.	Broadchurch-1	2013
Where's the computer?	Bilgisayar nerede?	Broadchurch-1	2013
Oh, my little baby sis, you never let me down.	Benim küçük kardeşim, beni hiç hayal kırıklığına uğratmıyorsun.	Broadchurch-1	2013
You know this will sort everything.	Bu her şeyi çözecek.	Broadchurch-1	2013
We're running out of time. My boss is on his way out	Vaktimiz tükeniyor. Patronum işten çıkmak üzere...	Broadchurch-1	2013
and I'm scared another child will get hurt.	...ve ben de başka bir çocuğa daha bir şey olur diye korkuyorum.	Broadchurch-1	2013
You just tell me what you saw.	Bana gördüğünü anlat.	Broadchurch-1	2013
The night of Danny's death, I was up...	Danny'nin öldüğü gece ayaktaydım...	Broadchurch-1	2013
I was looking out the window, down the road,	...pencereden bakıyordum, yolun aşağısına...	Broadchurch-1	2013
and I saw a man in the distance	...ve uzakta bir adam gördüm...	Broadchurch-1	2013
dark clothes, hat.	...koyu kıyafetli, başlıklı.	Broadchurch-1	2013
He was shoving a bag into someone's bin.	Birinin çöp kutusuna bir torba tıkıyordu.	Broadchurch-1	2013
The bag looked like it had clothes in it.	Torbanın içinde elbise var gibiydi.	Broadchurch-1	2013
Your sister? Why's she just coming forward with this now?	Kardeşin mi? Niye şimdi öne çıkıyor?	Broadchurch-1	2013
I think something jogged her memory.	Sanırım bir şey hafızasını dürttü.	Broadchurch-1	2013
Did you find your boy's computer? He said it had been stolen.	Oğlunun bilgisayarını buldun mu? Çalındığını söyledi.	Broadchurch-1	2013
You believe him? No.	Ona inanıyor musun? Hayır.	Broadchurch-1	2013
I called them, asked them to come in.	Onları arayıp, buraya gelmelerini istedim.	Broadchurch-1	2013
Today? Without telling me? I'm telling you now.	Bugün mü? Bana söylemeden mi? Şimdi söylüyorum işte.	Broadchurch-1	2013
How's the surveillance going?	Gözetleme işi nasıl gidiyor?	Broadchurch-1	2013
Susan Wright's caravan is completely empty.	Susan Wright'ın karavanı tamamen boş.	Broadchurch-1	2013
All cleared out. No sign of her or the dog.	Tamamen temizlenmiş. Ondan ya da köpeğinden bir iz yok.	Broadchurch-1	2013
She's just vanished?	Ortadan yok oldu yani?	Broadchurch-1	2013
Our key witness has just disappeared?	En önemli tanığımız kayıp mı oldu?	Broadchurch-1	2013
So where is Nigel Carter?	Nigel Carter nerede peki?	Broadchurch-1	2013
Surveillance team lost him. What? So where is he?	Gözetim ekibi onu kaybetti. Ne? Nerede peki?	Broadchurch-1	2013
They don't know. He shook them off in a back alley.	Bilmiyorlar. Ara bir sokakta onları atlatmış.	Broadchurch-1	2013
Oh, what is the matter with you people? He's a major suspect.	Sizin neyiniz var yahu? Adam ana şüphelimiz.	Broadchurch-1	2013
Get uniform, scour the area, bring him here now! You understand?	Memurlardan birini al, bölgeyi tarayın, onu hemen buraya getirin! Anlıyor musun?	Broadchurch-1	2013
Mum...it's me.	Anne...	Broadchurch-1	2013
When you get this message, I don't want you to worry.	Bu mesajı aldığın zaman endişelenmeni istemiyorum.	Broadchurch-1	2013
People are gonna say things. I don't want you to listen to them.	İnsanlar bir şeyler söyleyecekler. Onları dinlemeni istemiyorum.	Broadchurch-1	2013
I don't want you to believe them.	Onlara inanmanı istemiyorum.	Broadchurch-1	2013
Things are just a bit mixed up, that's all.	İşler birazcık çığrından çıktı, o kadar.	Broadchurch-1	2013
I'll be home soon.	Yakında eve geleceğim.	Broadchurch-1	2013
So you look after yourself.	Kendine iyi bak.	Broadchurch-1	2013
My computer got nicked, at school.	Bilgisayarım okulda çalındı.	Broadchurch-1	2013
I left it in a bag and then it was gone.	Çantada bırakmıştım sonra bir baktım gitmiş.	Broadchurch-1	2013
Yeah. You mustn't lie to me, Tom.	Evet. Bana yalan söylememelisin Tom.	Broadchurch-1	2013
Paul Coates said you threatened to accuse him of all sorts of shenanigans	Papaz Coates, bunu bize verir diye onu çeşitli hilekârlıklarla...	Broadchurch-1	2013
if he was to give this over to us.	...tehdit ettiğini söyledi.	Broadchurch-1	2013
You threatened the vicar? Why'd you smash it up, Tom?	Papazı mı tehdit ettin? Bunu neden parçaladın Tom?	Broadchurch-1	2013
It had my emails with Danny on it.	Danny'yle olan maillerim vardı içinde.	Broadchurch-1	2013
And are these your emails?	Bunlar senin maillerin mi?	Broadchurch-1	2013
How did you get those? They were stored on your server.	Bunları nasıl buldunuz? Sunucunda depolanmışlardı.	Broadchurch-1	2013
I haven't seen these before.	Bunları daha önce görmemiştim.	Broadchurch-1	2013
Danny was using a different address to the one on his home computer.	Danny, bilgisayarında olandan farklı bir mail adresi kullanıyormuş.	Broadchurch-1	2013
You're the only person he wrote to from this address.	Bu adresten mail yazdığı bir tek sen varsın.	Broadchurch-1	2013