Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 959
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Oh,great.Okay,now you're going to deny it. | Çok güzel. Şimdi de inkar edeceksin değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| You know what?I walked in on you half naked,liam... | Biliyor musun? Yarı çıplak sana geldim, Liam... | 90210-1 | 2008 | |
| no,no,no.I... | Hayır, hayır, ben ... | 90210-1 | 2008 | |
| I had sex with someone,yeah,but... | Birisiyle yattım, evet ama... | 90210-1 | 2008 | |
| it wasn't annie. | O Annie değildi. | 90210-1 | 2008 | |
| Then who was it? | Kimdi o zaman? | 90210-1 | 2008 | |
| well... | Eee... | 90210-1 | 2008 | |
| right.Okay. | Doğru, tamam. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,your time's up. | Zamanın doldu. | 90210-1 | 2008 | |
| What did that loser want? | Ne istiyormuş o ezik herif? | 90210-1 | 2008 | |
| Who cares? | Kimin umrunda? | 90210-1 | 2008 | |
| Let's just get out of here. | Hadi gidelim buradan. | 90210-1 | 2008 | |
| <font color=38B0DE> =www.ydy.com/bbs= Sync:YTET ¶¬ÃßµÄÖí</font> | <font color=38B0DE>İyi seyirler.</font> | 90210-1 | 2008 | |
| <font color=38B0DE>90210 Season2 Episode02</font> | <font color=38B0DE>90210 Sezon 2 Bölüm 02</font> | 90210-1 | 2008 | |
| I'll never figure out this coffee machine. | Şu kahve makinelerini hiçbir zaman çözemeyeceğim. | 90210-1 | 2008 | |
| My old one cost 20 bucks,but at least I could make a cup of coffee. | Eskisi 20 dolara maloldu, ama tek istediğim bir fincan kahve yapması. | 90210-1 | 2008 | |
| Hi,ma. Liam.Hi. | Selam, anne. Liam. Merhaba. | 90210-1 | 2008 | |
| Good.You're home. | Güzel. Evdesin. | 90210-1 | 2008 | |
| Hello,liam. | Selam, Liam. | 90210-1 | 2008 | |
| This is jen clark. | Bu Jen Clark. | 90210-1 | 2008 | |
| She came over to talk about her sister,naomi. | Buraya kardeşi Naomi hakkında konuşmak için geldi. | 90210-1 | 2008 | |
| Apparently,you caused naomi a lot of pain last year, | Açıkca görülüyor ki, geçen yıl Naomi ye çok acı yaşattın. | 90210-1 | 2008 | |
| so we both think it's best that you stay away. | İkimizde biliyoruz ki en iyisi ondan uzak durman. | 90210-1 | 2008 | |
| She's finally begun to heal. | Yeni yeni iyileşmeye başladı. | 90210-1 | 2008 | |
| You're psychotic. Liam,that's enough! | Sen piskopatsın. Liam, yeter bu kadar! | 90210-1 | 2008 | |
| I'm so sorry.He'S... | Bakın, bunu halletmeniz için sizi biraz yanlız bırakayım. Çok üzgünüm . O... | 90210-1 | 2008 | |
| no.No.It's okay. | Hayır. Önemli değil. | 90210-1 | 2008 | |
| This is all very emotional. | Hepsi çok duygusaldı. | 90210-1 | 2008 | |
| I completely understand.It's okay. | Kesinlikle anlıyorum. Önemli değil. | 90210-1 | 2008 | |
| Well,you have my word. | Söz verdim. | 90210-1 | 2008 | |
| He will stay away from naomi. | Naomi'den uzak duracak. | 90210-1 | 2008 | |
| That's all I care about. | Tek istediğim bu. | 90210-1 | 2008 | |
| listen,I... | Dinle, ben... | 90210-1 | 2008 | |
| I'm gonna skip the cup of coffee,sweetie,but,colleen,thank you so much. | Kahveyi boşveriyorum tatlım ama Colleen, çok teşekkür ederim. | 90210-1 | 2008 | |
| I feel better already.Really. | Şimdiden iyi hissettim. Gerçekten | 90210-1 | 2008 | |
| Bye,liam. | Görüşürüz, Liam. | 90210-1 | 2008 | |
| And I really miss you. | Seni özleyeceğim. | 90210-1 | 2008 | |
| I've been...I've been thinking about you nonstop. | Ben...Ben hiç durmadan seni düşünüyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Uncle don,and,you know,it's just been so long, | Don amca, çok uzun zaman oldu, | 90210-1 | 2008 | |
| and I cannot wait for thanksgiving. | Şükran gününü bekleyemeyeceğim. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay,bye. | Tamam, görüşürüz. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey! | Selam! | 90210-1 | 2008 | |
| That was uncle don. | Arayan Don amcaydı. | 90210-1 | 2008 | |
| He's a great guy. | Çok iyi bir adam. | 90210-1 | 2008 | |
| It's just been so long. | Uzun zamandır görüşmüyorduk. | 90210-1 | 2008 | |
| And I thought you might actually be calling dixon. | Bende Dixon'ı aradığını düşünmüştüm. | 90210-1 | 2008 | |
| Dixon? Yeah. | Dixon? Evet. | 90210-1 | 2008 | |
| No.That was... | Hayır. O... | 90210-1 | 2008 | |
| that was not dixon. | O, Dixon değildi. | 90210-1 | 2008 | |
| Okay,it was dixon,and now I have to call him back | Tamam, Dixondı, ve şimdi onu geri aramam gerekecek. | 90210-1 | 2008 | |
| because I just left him the weirdest message in the wor... | Çünkü çok garip bir mesaj bıraktım tele... | 90210-1 | 2008 | |
| what happened to waiting a week? | Bir hafta bekleme işine ne oldu? | 90210-1 | 2008 | |
| Sorry we're late. | Üzgünüm, geciktik. | 90210-1 | 2008 | |
| All right,let's get started. | Tamam, hadi başlayalım. | 90210-1 | 2008 | |
| Welcome,everyone,to the first meeting of blaze news uh, | Alev haberin ilk buluşmasına hepiniz hoşgeldiniz, | 90210-1 | 2008 | |
| let me just say that I am so pumped, | Şunu söyleyebilirim ki sizi burada, gördüğüme çok | 90210-1 | 2008 | |
| so pumped to see you all here. | çok mutlu oldum. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,we have six people signed up at the activity fair, | Şimdiye kadar 6 kişi faaliyet planını imzaladı, | 90210-1 | 2008 | |
| so now we're up to 12 people,so we're moving in the right direction,right? | 12 kişiye daha ihtiyacımız var, doğru yoldayız, değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| yeah,so,now it's definitely gonna be an uphill climb. | Kesinlikle çok zor bir iş olacak. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,last year,the staff drove blaze news into the ground. | Geçen yıl çalışanlar alev haberi dibe batırdılar. | 90210-1 | 2008 | |
| They didn't really produce news stories. | Hiçbir gerçek haber üretemediler. | 90210-1 | 2008 | |
| They just,you kw,came up here to smoke weed. | Tek yaptıkları buraya gelip ot içmekti. Bilmiyorum... | 90210-1 | 2008 | |
| Uh,but trust me,it's gonna be different this year. | Ama inanın bu yıl farklı olacak. | 90210-1 | 2008 | |
| And,uh,we're gonna have a lot of stuff on the tab... | Yapacak bir sürü işimiz va... | 90210-1 | 2008 | |
| Yo! Yeah? | Hey! Efendim? | 90210-1 | 2008 | |
| Can we stiok sme weed here? No.No weed. | Hala burada ot içebilir miyiz? Hayır. Ot yok. | 90210-1 | 2008 | |
| So here's what I'm planning. | Şimdiye kadar şunları planladım. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh,a once a week,hard hitting news magazine,um,peppered... | Haftada bir çıkaracağımız haber dergisi, ilginç... | 90210-1 | 2008 | |
| peppered with,uh,personal,uh,interest stories. | kişisel hikayelerle, ee, bezenmiş olarak. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,and I I think we can all,you know, | Umarım hepimizin | 90210-1 | 2008 | |
| contribute a little something to. | Öyle mi? Katkı yapacağı bir şeyler vardır. | 90210-1 | 2008 | |
| Uh,I just made a reservation for sushi,but wow. | Suşi için rezervasyon yaptırmıştım Vov. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,no. | Hayır. | 90210-1 | 2008 | |
| What a debacle. | Çok kötü. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,you're going to hate me. | Benden nefret edeceksin. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,well,come come here. | Aa şey, gel buraya. | 90210-1 | 2008 | |
| Hey,hey. | Hey,hey. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,hello. | Oh, merhaba. | 90210-1 | 2008 | |
| I must have double booked tonight. | Bu akşam için gitmem gereken bir yer var. | 90210-1 | 2008 | |
| An old friend is taking me to this benefit. | Eski bir arkadaşım beni bir hayır gecesine götürüyor. | 90210-1 | 2008 | |
| I... | o da oyunlarda rol alıyor, değil mi? Evet. Ben... | 90210-1 | 2008 | |
| I feel sick about it. | Kendimi çok kötü hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| You hate me,right? | Benden nefret ediyorsun, değil mi? | 90210-1 | 2008 | |
| Uh,a little bit. | Birazcık. | 90210-1 | 2008 | |
| No,I don't hate you. | Hayır, nefret etmiyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,it happens. | Olur böyle şeyler. | 90210-1 | 2008 | |
| Yeah,I should probably get going anyways. | Sanırım gitsem iyi olacak. | 90210-1 | 2008 | |
| I think I,uh,stood up two swimsuit models. | Bende iki mankeni bekletiyordum. | 90210-1 | 2008 | |
| You're so sweet,which only makes me feel worse about this whole situation. | Çok tatlısın, bu durumda kendimi daha kötü hissetmemem için, | 90210-1 | 2008 | |
| Can you just at least come in for a bit until I absolutely have to go? | En azından içeri gelip ben gidene kadar kalabilir misin? | 90210-1 | 2008 | |
| Of course. Fabulous. | Gelirim. Süper. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,and we have to reschedule... | Tekrar plan yapmalıyız... | 90210-1 | 2008 | |
| yeah. Immediately. | Evet. Hemen. | 90210-1 | 2008 | |
| Well,I'll have to see if I can,uh,move some things around. | Programıma bakmam gerek bazı ayarlamalar yapmam için. | 90210-1 | 2008 | |
| Oh,here. | Burası demek. | 90210-1 | 2008 | |
| Could you help? Sure. | Yardım eder misin? Tabii. | 90210-1 | 2008 | |
| You know,between you and me,pearls remind me of old ladies. | Seninle beraberken inciler bana eski dönemdeki leydileri hatırlatıyor. | 90210-1 | 2008 | |
| I feel like I should be storing tissue in my bosom or something. | Göğüslerimin arasına mendil sıkıştıracakmış gibi hissediyorum. | 90210-1 | 2008 | |
| Um,you could always not wear them. | Her zaman onları takmayabilirsin. | 90210-1 | 2008 |