Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155380
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You're going about this all wrong. | Tamamen yanlış yoldan gidiyorsun. Tamamıyla yanlış yoldan gidiyorsun. Bunu tamamen yanlış yapıyorsun. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Watch who you're correcting, "science guy." | Kimi düzelttiğine dikkat et, "bilim adamı". Kimi düzeltmeye çalıştığına bak, "bilim adamı" | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
My PhD Is not honorary. Hey, look, I'm an engineer. | Benim doktoram fahri değil. Hey, bak, ben bir mühendisim. Benim doktoram fahri değil. Hey, bak ben mühendisim. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I can do math! Just listen to my idea... | Ben de matematik biliyorum! Benim fikrimi bir dinle... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I have been listening, and that is what led me to believe that you are a moron! | Seni dinliyorum ve bu senin bir gerizekalı olduğunu anlamama yetti! Seni dinliyorum ve bu sadece senin bir geri zekalı olduğunu anlamamı sağladı. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
If it's any consolation, you're both wrong. | Teselli olacaksa, ikiniz de yanılıyorsunuz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
What, and you're right? We're supposed to listen to you? | Ne yani, sen mi haklısın? Seni mi dinlememiz gerekiyor? Ne yani, sen mi haklısın? Seni mi dinleyelim? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You're the jerk that got us into this mess. | Başımıza bütün bunların gelmesine yol açan pislik sensin. Bizi bu pisliğe bulaştıran aptal sensin. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I have a workable theory. Yeah, a "theory". | Benim işe yarar bir teorim var. Evet, bir teori. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Take into account that I have experience with this, | Benim bununla deneyimim olduğunu bilin... Benim bu konuda bir tecrübem olduğunu... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I've been doing work that is years ahead | ...ben sizlerin hayal edebileceği şeylerden yıllarca ileride... ...hesaba katın, belki bu konuda sizin hayal... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
of anything you guys have even been dreaming about? | ...şeyler üzerinde çalışıyorum. ...edebileceğinizin yıllarca ilerisinde bir iş yapıyorum? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I think that's kind of what I'm getting at! | Bence bu ulaşmaya çalıştığım nokta. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
This is embarrassing. | Bu utanç verici. Bu çok utanç verici. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Look at you... | Kendinize bakın. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The greatest minds this world has to offer, | Bu dünyanın en büyük zekaları... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
and if I didn't know any better, | ...ve bir şey bilmeseydim... ...ve bir şey bilmeseydim,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'd think there was a bunch of sixth graders in here. | ...sizin bir grup 6. sınıf öğrencisi olduğunuzu düşünürdüm. ...sizin bir grup altıncı sınıf çocuğu olduğunuzu düşünürdüm. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You guys need to suck it up and get along. | Sizin bunları kabullenip geçinmeye çalışmanız gerekiyor. Kabullenip geçinmeye çalışın. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's like I've always said, people are more alike than they are different... | Her zaman söylediğim gibi, insanlar farkı olmaktan çok birbirlerine benzerler... Hep söylediğim gibi, insanlar farklı olduklarından çok birbirlerine benzerler... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Not now, Nye. | Şimdi sırası değil, Nye. Şimdi olmaz, Nye. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Our lives are at stake here. | Burada hayatlarımız tehlikede. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We need a solution, and we need this fast. | Hızlı bir çözüme ihtiyacımız var. Bir çözüme ihtiyacımız var ve çabuk bulmalıyız. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Come on, the rest of us are counting on you. | Hadi ama, geri kalanlarımız size güveniyor. Geri kalanlarımız size güveniyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Yes, Rodney. | Evet, Rodney. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I think I'm onto something. It just needs some ironing out. | Sanırım bir şeyler buldum. Sadece biraz yontulması gerekiyor. Bence bir şey bulmak üzereyim. Sadece birkaç sorunun giderilmesi gerekiyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Okay. Great. | Tamam. Harika... Tamam. Harika. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Guys... | Beyler... Arkadaşlar... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, well, let's have a look at it and just... | Evet, tamam, bir bakalım... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Fresh eyes. | Tekrar bakalım. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We'll start with Bill's theory... | Bill'in teorisi ile başlarız... Bill'in teorisiyle başlayacağız. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
They'll figure something out. | Bir şeyler bulacaklar. Bir çözüm bulacaklar. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'm sure they will. | Bulacaklarına eminim. Eminim bulacaklar. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Let's just hope it's before someone dies. | Umalım da birileri ölmeden bulsunlar. Umalım da birileri ölmeden bulurlar. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You know, | Biliyor musunuz... Biliyor musunuz,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
my uncle George, | ...amcam George... ...amcam George,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
he always hated the phrase "save the planet". | ..."Gezegeni kurtarmak" lafından hep nefret etmişti. ..."Gezegeni kurtarmak" lafından hep nefret ederdi. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
He just thought it was backwards 'cause the planet's gonna be here | Bunun biraz ters olduğunu düşünürdü, çünkü gezegen ne olursa olsun... Bunun biraz ters olduğunu düşünürdü, çünkü gezegen... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
no matter what happens. | ...burada olacak. ...ne olursa olsun burada olacak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It might be a giant unlivable rock, | Devasa yaşanılmaz bir kaya olabilir... Üzerinde yaşanamaz bir kaya parçası olabilir,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
but it's gonna survive. | ...ama kurtulacak. ...ama ayakta kalacak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
So you're turning this into a discussion on semantics? | Yani bunu anlam tartışmasına mı dönüştürüyorsun? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
What I mean is, Mr. Kramer, the work you're doing | Demek istediğim, Bay Kramer, sizin yaptığınız iş... Demek istediğim, Bay Kramer, yaptığınız iş... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
isn't about saving the planet. It's about saving lives. | ...gezegeni kurtarmak için değil. Hayatları kurtarmak için. ...gezegeni kurtarmakla değil, hayatları kurtarmakla ilgili. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
And that's a noble pursuit, | Ve milyarlarca insanı kurtarmaya çalışmak da... Ve milyarlarca insanı kurtarmaya... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
trying to save billions of people... | ...çok asil bir amaç... ...çalışmak çok asil bir uğraş,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
But it's no less noble to save a hundred. | ...ama yüz tanesini kurtarmaktan daha asilce değil. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
These guys, no matter how smart they are, | Bu beyler, ne kadar zeki olurlarsa olsunlar... Bu insanlar, ne kadar zeki olurlarsa olsunlar... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
they could use some help. | ...biraz yardım kullanabilirler. ...yardıma ihtiyaçları var. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
One phone call could get that help here. | Bir telefon o yardımı buraya getirebilir. Bir telefon araması o yardımı buraya getirebilir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Please let me make that call. | Lütfen o telefonu açmama izin verin. Bırakın o aramayı yapayım. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Oh, don't tell me. | Olamaz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I'm so sorry. | Ben çok üzgünüm. Çok üzgünüm. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Can you fix this? | Bunu düzeltebilir misin? Bunu tamir edebilir misiniz? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
No. We're completely cut off. | Hayır. Tamamıyla koptuk. Hayır. Bağlantımız tamamen kesildi. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
That's terrible news. | Bunlar korkunç haberler. Bu çok kötü bir haber. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's my fault. I should have... Yes. | Benim hatam, benim önceden... Evet, izin vermen gerekirdi. Benim hatam. Önceden kabul etmeliydim... Evet, kabul etmeliydin. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You need to see this. | Şunu görmelisiniz. Bunu görmen gerekiyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The cold temperatures are affecting the containment field emitters. | Düşük sıcaklıklar koruyucu alanın yayıcılarını etkiliyor. Düşük sıcaklıklar koruma alanı yayıcılarını etkiliyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
When they're weak, they're on the verge of failing. | Zayıfladıklarında, bozulmanın eşiğine geliyorlar. Zayıfladıklarında, kapanmanın eşiğindeler. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
That's great. We can get the people out of here, no? | Bu harika. İnsanların çoğunu buradan çıkarabiliriz, değil mi? Bu harika. Buradaki insanların çoğunu dışarı çıkarabiliriz, değil mi? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Make a call to the military? | Orduyu arayabilir miyiz peki? Orduyu arayabiliriz? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We're surrounded by desert air. The temperatures has gotten very cold. | Etrafımızda çöl havası var. Koruyucu alanın içindeki sıcaklık çok soğudu. Etrafımızda çöl havası var. Koruma alanının içindeki sıcaklık çok soğudu. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Introducing a sudden blast of icy air will create one hell of a vortex storm. | Böyle ani bir soğuk hava dalgasını onun içine salmak inanılmaz bir girdap fırtınası başlatır. Sıcağın içine birden soğuk bir hava sokulursa, girdap fırtınasına neden olur. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
A transmission couldn't make it through, let alone get people out of here safely. | İnsanları buradan çıkarmayı geç, cep telefonu sinyalinin onun içinden geçmesi imkansız. İnsanları dışarıya güvenli bir şekilde çıkarmayı bırak, cep telefonu sinyalinin ulaşması mümkün değil. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We can ride out the storm. | Fırtınayı atlatabiliriz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
If we can't shut down the device, | Eğer cihazı kapatamazsak... Bu cihazı kapatamazsak,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
the heat sink's gonna keep feeding cold air into that weather system. | ...soğutucu havaya soğuğu vermeye devam edecek. ...ısı alıcı havaya soğuğu vermeye devam edecek. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It'll never stop. That's not good. | Asla durmayacaktır. Bu hiç iyi değil. Asla sona ermeyecek. Bu hiç iyi değil. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
No, I'd rather that didn't happen. | Evet, bence de olmasa daha iyi olurdu. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
This might be a good thing. | Bu iyi bir şey olabilir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The containment field is dying a slow but consistent death. | Koruyucu alan yavaş ama istikrarlı bir şekilde çöküyor. Koruma alanı gitgide yok oluyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It might be weak enough to punch a cell phone signal through. | Şu an bir cep telefonu sinyalinin geçmesi için yeterince zayıflamış olabilir. Şu anda bir cep telefonu sinyalini geçirebilecek kadar güçsüz olabilir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Oh, you know, you might be right. | Biliyor musun, haklı olabilirsin. Haklı olabilirsin. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Okay, this is probably our best bet. These two emitters are the weakest. | Tamam, bu muhtemelen en iyi şansımız. Şu iki yayıcılar en zayıf olanlar. Tamam, bu muhtemelen en iyi şansımız. Bu iki yayıcı en güçsüzleri. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's a bit of a run from here, so I'd better get going. | Buradan biraz uzakta, o yüzden hemen yola çıksam iyi olacak. Buradan biraz uzak, o yüzden gitmeye başlasam iyi olur. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Give me your cell. | Telefonunu bana ver. Cep telefonunu bana ver. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We need you here to help dismantle the bridge. | Sana burada köprüyü bozmada ihtiyacımız var. Köprüyü çökertmek için sana burada ihtiyacımız var. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'll make the call. | Telefonu ben açarım. Aramayı ben yaparım. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Come on. All right. | Hadi. Pekâlâ. Haydi. Tamam. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Fine. Thanks. | Güzel. Sağ ol. Al. Teşekkürler. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'm gonna radio once I get through. | Aramayı yaptığımda telsizle haber veririm. Ulaştığımda telsizle haber vereceğim. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
She seems like a very capable woman. | O çok becerikli bir hanıma benziyor. Çok yetenekli bir kadına benziyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
She sure is. She's your sister, right? | Evet öyle. O senin kardeşin, değil mi? Öyledir. Kız kardeşin, değil mi? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Is she single? | Bekar mı? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
All right, where were we? | Pekâlâ, nerede kalmıştık? Pekala, nerede kalmıştık? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Your idea of overwhelming the bridge to the point of collapse, | Köprüyü yıkılana kadar aşırı yükleme.. Köprüye çökme noktasına gelene kadar fazla güç vermek,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
it's a good one. It's right on track. But... | ...iyi bir fikir. Doğru yoldayız. Ama... ...iyi bir fikir. Doğru yolda. Ama... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Everybody here thinks it means we've got to dial up the heat sink. | Buradaki herkes bunun soğutucuyu hızlandırmak olduğunu biliyor. Buradaki herkes ısı alıcıyı güçlendirmemiz gerektiği anlamına geldiğini düşünüyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's gonna get even colder. | Daha da soğuk olacak. Ortam daha çok soğuyacak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
That could result in an amount of freeze lightning... | Ve bu tahmin edilemez derecede çok dondurucu yıldırıma sebep olabilir. Ve de öngörülemez miktarda dondurucu yıldırıma neden olabilir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Which could kill us all. Right. | Ki bu hepimizi öldürebilir. Doğru. Bu da hepimizi öldürebilir. Evet. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The facility's furnace just went down. Well, how did that happen? | Tesisin kazanı az önce kapandı. Nasıl oldu? Tesisin kalorifer ocağı az önce bozuldu. O nasıl oldu? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We've been running at 120% for the last hour | Düşen sıcaklıklarla başa çıkmak için... Bir saattir düşen sıcaklığı telafi etmek için... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
to compensate for falling temperatures. We're in the middle of the desert. | ...son 1 saattir %120 ile çalıştırıyorduk. Çölün ortasındayız. ...yüzde 120'de çalıştırıyoruz. Çölün ortasındayız. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The facility's not meant to be heated like this. | Burasının böyle ısıtılması planlanmamıştı. Bu tesis bu şekilde ısıtılmak üzere tasarlanmamıştı. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We'll get below freezing pretty darn quick now. | Donma sıcaklığının altına artık çok çabuk ulaşacağız. Şimdi çok çabuk dondurucu soğuk olacak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
All right, well, we can't power it down 'cause it generates its own power. | Pekâlâ, kendi gücünü ürettiği için kapatamıyoruz. Pekala, kapatamıyoruz, çünkü kendi gücünü üretiyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
And we can't wait for the field to collapse | Ve koruyucu alanın çökmesini de bekleyemeyiz... Ve koruma alanının çökmesini bekleyemeyiz,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
because the storm will kill us. Guys, we don't have a choice, okay. | ...çünkü oluşacak fırtına muhtemelen bizi öldürecek. Beyler, seçme şansımız yok, tamam mı? ...çünkü fırtına muhtemelen bizi öldürür. Beyler, başka seçeneğimiz yok, tamam mı? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |