Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 155379
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
But you said there was... I may have rushed to judgment. | Ama sen Çabuk karar vermiş olabilirim. Ama sen öyle olduğunu... Acele karar vermiş olabilirim. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Can you shut it down? These bridges | Kapatabilir misin? Bak, madde köprüleri... Kapatabilir misin? Bak, bu madde köprülerinin... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
are the very definition of unpredictable. | ...beklenmeyenin en iyi tanımıdır. ...kelimenin tam anlamıyla ne yapacakları belli olmaz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You know, I think I remember you saying something about that before. | Daha önce öyle bir şey söylediğini hatırlıyorum. Senin bunun gibi bir şey söylediğini hatırlıyorum sanki. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Yes or no, Doctor? I don't know yet. | Evet mi, hayır mı, Doktor? Daha tam emin değilim. Evet mi hayır mı, Doktor? Daha bilmiyorum. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Have you turned up the heat? Yes. | Sıcaklığı arttırdın mı? Evet. Isıyı artırdınız mı? Evet. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Have you noticed this? Yes. | Şunu farkettin mi? Evet. Bunu fark ettin mi? Evet. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
What is it? | Nedir o? O ne? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The bridge isn't drawing a consistent load from the heat sink, it's wavering. | Köprü soğutucudan kararlı bir şekilde ısıyı çekmiyor. Dalgalı olarak çekiyor. Köprü ısı alıcıdan tutarlı şekilde ısı çekmiyor. Tam tersi kararsız. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Why is that bad? I wouldn't necessarily call it bad. | O neden kötü olsun ki? Ona kötü demek gerekmiyor. Bu neden kötü? Kötü demek doğru değil. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's definitely not good, but I don't know that I'd call it bad. | Kesinlikle iyi bir şey değil, ama ona kötü diyebilecek kadar ileri gider miyim, bilmiyorum. İyi bir şey olmadığı kesin, ama kötü demek biraz ileri gitmek olur. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You're kidding me? A regular bridge | Şaka yapıyorsun, değil mi? Normal bir köprünün... Şaka yapıyorsun, değil mi? Normal bir köprü... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
should draw the same amount of energy from the heat sink at all times. | ...soğutucudan sürekli aynı miktarda enerji çekmesi gerekir. ...ısı alıcıdan sürekli aynı miktarda enerji çeker. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
This one is fluctuating greatly. | Bu ise sürekli dalgalanıyor. Bu ise çok dalgalanıyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Maybe we can use that... | Belki de bu dalgalanmayı kullanabiliriz... Belki de bunu kullanabiliriz... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Wait for it to peak, then overload it and crash. | En üst noktaya çıkmasını bekler, sonra da aşırı yükleyip bozarız. Doruğa ulaşmasını bekleriz, sonra da aşırı yükleme yapıp iflas etmesini sağlarız. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Good idea. | Bu iyi bir fikir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, I thought you'd like it... What with it being my idea and all. | Evet, seveceğini düşünmüştüm... Benim fikrim olduğu için. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's freezing in here. We get it. It works. | Burası çok soğuk. Anladık çalışıyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Shut it down. I'm starting to freeze to my chair. | Kapatın şunu. Soğuktan sandalyeme yapışacağım. Kapatın. Soğuktan sandalyeme yapışacağım. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
A sudden and dramatic cooling beam. | Ani ve çarpıcı bir soğutucu ışını. Ani ve çarpıcı bir soğutma ışını. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The irregular pull from the bridge... So when the bridge makes a demand... | Köprüdeki düzensiz güç çekimi... Yani, köprü soğutucudan ani bir istekte bulununca... Köprüdeki düzensiz güç çekimi... Yani, köprü ısı alıcıdan ani bir istekte bulununca... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The heat sink reacts and draws power from a localized place inside the field. | ...o da koruma alanı içindeki tek ve belirli bir bölgeden ısı çekerek yanıt veriyor. Isı alıcı koruma alanı içindeki tek, sınırlandırılmış bir bölgeden enerji çekiyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
And that beam would freeze anything in its path. | Ve o ışında yolu üstündeki her şeyi donduruyor. Ve o ışın da yoluna çıkan her şeyi donduruyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Oh, did not see this coming. | Bunu beklemiyordum. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's freeze lightning. Freeze lightning... I like that. | Dondurucu yıldırım. Dondurucu yıldırım. Bunu sevdim. Bu dondurucu yıldırım. "Dondurucu yıldırım" bunu sevdim. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You can't have it. It's mine. It's copywritten. | Alamazsın. Ben buldum. Bana ait. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
How's he doing? | O nasıl? Durumu nasıl? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
He's in very bad shape. | Durumu çok kötü. Kötü durumda. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's like his whole left side has been flash frozen. | Sanki tüm sol tarafı şipşak donmuş gibi. Sol tarafı aniden donmuş. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I have never seen anything like this before. | Daha önce hiç böyle bir şey görmedim. Daha önce bunun gibi bir şey görmemiştim. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Look, this isn't entirely your fault. | Bu tamamen senin suçun değil. Bak, bu tamamen senin hatan değil. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I... I really hope he signed his waiver. | Umarım feragat belgesini imzalamıştır. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Do you think this is the first time this has happened? | Sence bu ilk kez mi oluyor? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
or maybe just the first time anyone's noticed it. | Evet, ya da belki bu insanların gördüğü ilk ışın. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
So this thing could be wreaking havoc all over the facility. | Bu şey bütün tesisi mahvedecek yani. Yani bu şey bütün tesisi mahvedecek.. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
So this is gonna keep happening? | Bu olmaya devam mı edecek? Yani bu olmaya devam mı edecek? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Yes, and probably with greater frequency. | Evet ve muhtemelen daha sık olacak. Evet ve muhtemelen daha sık. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Okay, this little side effect is going to really hamper | Tamam, bu küçük yan etki... Tamam, bu küçük yan etki gerçekten bu cihazı... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
our attempts to shut this thing down. | ...cihazı kapatma denemelerimize engel olacak. ...kapatma çabamızı engel olacak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
And by "hamper", you mean "get us all killed." | Ve "engel" derken, "hepimizi öldürecek" mi demek istedin? Ve "engel" derken, hepimizi öldürecek demek mi istiyorsun? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We need to call in the military. I'd prefer not to do that just yet. | Askeriyeyi aramamız lazım. Bunu şimdilik yapmamayı tercih ederim. Askeriyeyi aramamız gerekiyor. Daha onu yapmamayı tercih ederim. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You're lucky that guy out there isn't dead. | Oradaki adam ölmediği için şanslısın. Dışarıdaki adam ölmediği için şanslısınız. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'm sure these two can get the device back into its proper operating mode. | Eminim bu ikisi cihazı normal çalışma şekline geri getirebilir. Eminim bu ikisi cihazı tekrar düzgün çalışır hale getirecektir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's a little late for that. | Artık onu yapmak için biraz geç. Onun için artık biraz geç. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Things have gotten out of hand. We need to make that call. | Terrence, işler kontrolden çıktı. Aramayı yapmamız lazım. Terrence, işler kontrolden çıktı. O aramayı yapmamız gerekiyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We make that call, the government shuts us down. | Eğer o telefonu açarsak, devlet bizi kapatır. O aramayı yaparsak, hükümet bizi kapatır. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, that's the idea. I don't understand. | Evet, fikirde o zaten. Anlamadım. Evet, amaç da o zaten. Anlamıyorum. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
When the device started to malfunction, the first thing you wanted to do | Cihaz arıza yapmaya başladığında, ilk yapmak istediğin... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
was get everyone out of here safely. | ...herkesi buradan çıkarmaktı. ...herkesi güvenle buradan çıkarmaktı. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
To avoid the project being branded as too dangerous to move forward. | Projeye devam edilmesi çok riskli damgası vurulmasın diye. Projeyi ilerlemek için çok tehlikeli diye damgalamamak için. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Well, the cat's out of the bag now. | Artık iş işten geçti. Artık gerçek ortaya çıktı. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
You worried about the money you sunk? 'Cause that's gone. | Buna koyduğun para için mi endişe ediyorsun? Çünkü o para gitti. Buraya yatırdığın paralar için mi endişeleniyorsun? Çünkü onlar yok oldu. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'm not worried about the money. | Hayır, para için endişelenmiyorum. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We're close to coming up with a solution for global warming. | Küresel ısınmaya bir çözüm bulmaya oldukça yaklaşmıştık. Küresel ısınmaya bir çözüm bulmaya çok yaklaştık. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We could save the planet. | Gezegeni kurtarabilirdik. Gezegeni kurtarabiliriz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's bigger than me, and it's bigger than you. | Bu seni de, beni de aşar. Bu benden veya senden daha önemli. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
If we can get the device under control without calling the military, | Eğer cihazı askeriyeyi aramadan kontrol altına alabilirsek... Eğer cihazı orduya haber vermeden kontrol altına alabilirsek,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
they're gonna let us continue our research. | ...araştırmaya devam etmemize izin verirler. ...araştırmamıza devam etmemize izin verecekler. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I've got news for you. You can't control it, | Senin için haberlerim var. Kontrol edemiyorsun... Sana haberlerim var. Kontrol edemezsin... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
and you shouldn't continue with your research. | ...ve araştırmana da devam etmemelisin. ...ve araştırmana devam etmemelisin. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We'll figure it out. | Çözeceğiz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I have the utmost faith in both of you. | İkinize de inancım tam. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
This is ridiculous. Give me your cell. | Bu saçmalık. Cebini ver. Bu çok saçma. Bana cep telefonunu ver. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It won't work, not with the containment field up. | Koruma alanı devredeyken çekmez. Koruma alanı varken çalışmaz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
There's too much interference. You have a land line in your office. | Çok fazla parazit var. Ofisinde normal telefon var. Çok fazla parazit var. Odanda normal hat var. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's dead. Give me that. | Çalışmıyor. Ver şunu. Ölü. Bana ver şunu. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's dead. | Çalışmıyor. Ölü. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Kramer must have killed the phones. You have access to the communications? | Kramer telefonları kesmiş olmalı. Sanırım iletişim odasına erişimin yoktur. Kramer telefonları kesmiş olmalı. Haberleşme odasına erişimin yoktur sanırım. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It's a Kramer facility. I just work here. | Burası Kramer tesisi. Ben sadece burada çalışıyorum. Bu bir Kramer tesisi. Ben sadece burada çalışıyorum. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Great. Looks like it's up to you and me. | Harika. Galiba bu iş senle bana kaldı. Harika. Görünüşe göre iş ikimize kaldı. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We'd better get back, figure this out ourselves. | Kontrol odasına geri dönüp, bunu kendimiz çözsek iyi olacak. Kontrol odasına geri dönüp bu işi biz halletmeliyiz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Wait. Wait, wait. | Bekleyin. Bekleyin. Bekleyin. Bekle. Bekle. Bekle. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Isn't there, like, a room full of geniuses out there? | Orada bir oda dolusu dâhi yok mu? İçeride bir oda dolusu dahi yok mu? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
That's debatable. | Bu tartışılır. Tartışılır. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
If that freeze lightning thing happens again, people could die. | Dondurucu yıldırım tekrar olursa, insanlar ölebilir. Eğer o dondurucu yıldırım tekrar olursa, insanlar ölebilir. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
They'll slow me down. | Beni yavaşlatırlar. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
What happened to that "humble" thing we were gonna try today? | Bugün deneyeceğini konuştuğumuz alçak gönüllülüğe ne oldu? Bugün deneyeceğin "alçakgönüllülük" nerede? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
The result is what I am calling "freeze lightning." | Sonuç olarak benim "dondurucu yıldırım" dediğim olay oluyor. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
It is the sudden and immediate transfer of heat from a localized area, | Bu sınırlandırılmış bir bölgeden ani bir sıcaklık iletimi... Bu sınırlandırılmış bir bölgeden ani bir ısı iletimi... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
and it is potentially very lethal. | ...ve potansiyel olarak çok tehlikeli. ...ve çok öldürücü olması imkan dahilinde. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We need to figure out how to collapse the matter bridge, | Madde köprüsünü çöktürmek... Madde köprüsünü bozmanın bir yolunu bulup,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
stop it from drawing energy from the heat sink, | ...ve soğutucudan sıcaklık çekmesini engellemek için bir yol bulmalıyız... ...ısı alıcıdan enerji çekmesini engellemeliyiz,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
otherwise it's going to get "unlivably" cold in here. | ...yoksa burası "yaşanılmaz derecede" soğuk olacak. ...yoksa burası yaşanamayacak kadar soğuk olacak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Why don't we just turn this containment field off and get out of here? | Neden sadece koruma alanını kapatıp buradan gitmiyoruz? Neden koruma alanını kapatıp buradan gitmiyoruz? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Well, for one thing, it's tied into the basic function of the matter bridge, | İlk olarak, madde köprüsünün temel işlevlerine bağlı... Öncelikle, bu madde köprüsünün temel çalışma sistemine bağlı,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
so we can't shut it off. | ...o yüzden öylece kapatamıyoruz. ...yani kapatamıyoruz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Even if we could, it houses so much cool air now | Kapatsak bile, şimdi o kadar çok soğuk hava var ki... Kapatabilseydik bile, şu anda o kadar soğuk hava içeriyor ki,... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
that it would create a sudden, massive cold front as soon as it drops. | ...kapatıldığında ani ve devasa bir soğuk alan yaratır. ...kapatıldığında ani ve çok büyük bir soğuk hava kitlesi yaratır. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
We're talking high speed winds, tornadoes... | Yüksek hızdaki rüzgarlardan, hortumlardan bahsediyoruz. Yüksek hızda rüzgarlardan, hortumlardan bahsediyoruz... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
An instant mega storm. | Ani bir mega fırtına olur. Ani bir mega fırtına. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Not to mention that the heat sink'd draw heat not just from this facility, | Soğutucunun bu tesis haricinde... Isı alıcının sadece bu tesisten değil, bütün gezegenden ısı çekmeye... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
but from the entire planet. | ...tüm gezegenden sıcaklık çekmeye başlayacak olmasını saymıyorum bile. ...başlayacağından bahsetmiyorum bile. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Why don't we just destroy it, just bash it apart? | Neden onu yok etmiyoruz, parçalara ayırmıyoruz? O zaman neden yok etmiyoruz, parçalamıyoruz? | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Because that could create a tear in our space time. | Çünkü onu yapmak bizim uzay zamanımızda bir yırtık oluşturur. Çünkü bu bizim uzay zamanımızda bir yarığa neden olur. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Never mind, then. | Boş verin, o zaman. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Look, you guys are the best of the best. | Bakın, sizler en iyilersiniz. Bakın, sizler en iyinin en iyilerisiniz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
I'm sure if you work together, you'll come up with something. | Eminim beraber çalışırsanız bir şeyler bulacaksınız. Eminim, birlikte çalışırsanız, bir şeyler bulursunuz. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
That will never work. Look. | Bu asla işe yaramayacak. Bak. | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |
Just give me two seconds... | Bana sadece iki saniye ver... Bana iki saniye izin ver... | Stargate: Atlantis Brain Storm-1 | 2008 | ![]() |