Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159858
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm trying to stay sober and my dad won't stop drinking. | Ayık kalmaya çalışıyorum ve babam içmeyi bırakmıyor. Ayık kalmaya çalışıyorum ve babam sürekli içki içiyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
that's hard. | Bu zor bir durum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
If he would do "x", then you'd be happy. | Eğer o "x"i seçerse, sen de mutlu olursun. ...baban "X" şekilde davranırsa, o zaman mutlu olursun. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and maybe what you want will happen | Ve belki ne istiyorsan o olur. ...belki istediğin olur... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and maybe it won't. | Belki de olmaz. ...belki de olmaz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Either way, you're better off. | Her halükarda, daha iyi durumda olursun. Her iki durumda da, oluruna bıraksan iyi olur. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It's hard. Yes, it is. | Zor. Evet, öyle. Zor geliyor. Evet, öyledir. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So you want to give me some books or something? | Ee, bana birkaç kitap falan vermek istemiyor musun? Bana kitap falan vermek istemiyor musun? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It's good to know. | Bunu bilmek güzel. Bildiğim iyi oldu. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm ready to take control of my life. | Hayatımın kontrolünü almaya hazırım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm ready to take control... | Hayatımın kontrolünü Hayatımın kontrolünü almaya... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Of my life. | almaya hazırım. ...hazırım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Anne, we're going. | Anne, biz gidiyoruz. Anne, biz çıkıyoruz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Hi, Arlen. Hi, Alex. | Selam, Arlen. Selam, Alex. Merhaba, Arlen. Merhaba, Alex. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You wear a lot of hats. Yeah. | Her işe bakıyorsun. Evet. Çok yönlü birisin. Evet. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Okay, be good for Annie. Okay. | Tamam, Annie'ye uslu ol. Tamam. Tamam. Annie'ye iyi davran. Tamam. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Call me if you need anything. Use the fruit spray. | Bir şeye ihtiyacın olursa ara beni. Oda parfümünü kullan. Bir şeye ihtiyacın olursa ara. Oda kokusunu kullan. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
There's light bulbs. You're freaking out. | Aklıma bir şey geldi. Dağılıyorsun. Lambalar vardı. Sıyırıyorsun. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Can he tell? | Anladı mı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And there's just a few more things I put down for you... | Birkaç şey daha var yalnızca. Senin için yazdım. Ve birkaç şeyi daha yazdım senin için... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Just a few. I've done this before. | Yalnızca birkaç şey. Bunu daha önce de yaptım. ...bir iki şey. Bunu daha önce de yaptım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
This is nice. (clears throat) | Burası çok hoş. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So how did you come to be the angel of alignment? | Peki, nasıl doğrultma meleği oldun? Peki, nasıl Hizalama Meleği oldun? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Well, I needed to start over. | Şey, yeni bir başlangıca ihtiyacım vardı. Yeniden başlamam gerekti. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I needed a change. | Bir değişikliğe ihtiyacım vardı. Değişmeye ihtiyacım vardı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
People walk in, or crawl in, hurt, | İnsanlar yürüyerek veya emekleyerek geliyorlar. İncinmiş oluyorlar. İnsanlar yürüyerek veya sürünerek geliyor, incinmiş olarak. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And when they leave they feel better, and I did it. | Ve ayrıldıklarında daha iyi hissediyorlar. Bunu ben yapmış oluyorum. Ve ayrılırlarken daha iyi hissediyorlar, bunu ben yapıyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And the legend is born. Oh. | Ve efsane doğuyor. Ve bir efsane doğuyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
What good are the gifts we have if we don't share them? | Eğer yeteneklerimizi paylaşmayacaksak bunun neresi güzel? Eğer paylaşmazsak yeteneklerimiz neye yarar? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I like that we have that in common. | Ortak noktamız olması hoşuma gitti. Bunun ortak noktamız olması hoşuma gitti. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Tell me about Alexander. | Bana Alexander'dan bahset. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He's great. He's a great kid. | O harikadır. O harika bir çocuk. Harikadır. O harika bir çocuk. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
he hasn't seen his father in over three years. | Babasını 3 yıldan fazladır görmedi. Babasını üç yıldır görmedi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Alex's dad was one of those guys | Alex'in babası, daima yeni bir Alex'in babası şu her zaman harika bir... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
who always has a great new idea, | müthiş fikri olan o adamlardan biriydi. ...fikri olan adamlardandı... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and for a while that was us. | Ve bir süre için bu fikir bizdik. ...ve bir süreliğine bu fikir bizdik. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
he took Alex to the park | Alex'i parka götürdü ...Alex'i parka götürdü... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and told him that he had to go away for a little while, | ve ona kısa bir süre için uzaklara gitmesi gerektiğini söyledi. ...ona bir süreliğine uzağa gitmesi gerektiğini... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
but he would be back in two weeks... two weeks. | Ama 2 hafta içinde geri gelecekti. 2 hafta. ...ama iki haftaya döneceğini söylemiş. İki hafta. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Alex was just so little | Alex çok küçüktü. Alex çok küçüktü... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh, no. Are you okay? | Hayır, olamaz. Sen iyi misin? Olamaz! İyi misin? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Fuck no. Arlen? | Yok artık! Arlen? Kahretsin! Arlen? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Don't move. | Kımıldama. Bir yere ayrılma. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
If you don't stop playing that song, | Eğer bu şarkıyı çalmayı bırakırsan, Eğer bu şarkıyı çalmayı kesmezsen... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I will chew through my wrists. | bileklerimin arasında çiğnerim seni. ...bileklerimi çiğneyerek parçalarım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, this is a nice place and I'm bringing it down. | Hayır, burası güzel bir yer ve ben buranın keyfini bozuyorum. Hayır, burası güzel bir yer ve ben ortamın keyfini kaçırıyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, I'm listening. | Hayır, dinliyorum. Hayır, ben dinliyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He's listening. | O dinliyor. O seni dinliyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
What do you want to hear? You want to hear about | Ne duymak istiyorsun? Bunları mı duymak istiyorsun: Ne duymak istiyorsun? Yapabileceğim her şeyi... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and I can't stop it? You have no idea what it's like | Ve bunu durduramıyorum. Sürekli gergin olmanın ...ve buna engel olamıyorum. Sürekli gerilmek nasıl bir şeydir... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
but by this idea that I'm not doing enough; | Ama bu yeterince iyi yapmamak fikrinden dolayı. ...ama bu elimden geleni yapmadığım fikri... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And he wants you to know | Ve senin yeterince iyi ve çok daha fazlan Ve senin yeterli ve daha fazlası... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
that you are enough and so much more. | olduğunu bilmeni istiyor. ...olduğunu bilmeni istiyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You are here so God can experience the world through your eyes, | İyi ki sen buradasın. Bu sayede Tanrı dünyayı senin gözlerinden görebiliyor. Sen buradasın ki bu sayede Tanrı dünyayı senin gözlerinden görüyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
see what you see, feel what you feel. | Senin gördüğünü görüyor, senin hissettiğini hissediyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Every day he can't wait | Her gün, ne yapacağını Her gün, ne yapacağını görmek... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
to see what you'll do, | görmek için sabırsızlanıyor. ...için sabırsızlanıyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He can't wait. Every day through you | Sabırsızlanıyor. Her gün, senin vasıtanla Sabırsızlanıyor. Her gün, senin aracılığınla... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Elizabeth, you are his muse. | Elizabeth, sen onun ilham perisisin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh my God, it's so beautiful. | Aman tanrım. Burası çok güzel. Aman Tanrım. Burası çok güzel! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Five years? | 5 yıl mı? Beş yıl mı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Since my father died. | Babam öldüğünden beri. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I won't. | Dokunmam. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I know. I saw the sign. | Biliyorum. Yazıyı gördüm. Biliyorum, işareti gördüm. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Why are there signs everywhere? | Neden her yerde yazılar var? Neden her yerde işaretler var? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
My dad and I used to watch monster movies together. | Babam ve ben birlikte canavar filmleri izlerdik. Babam ve ben beraber canavarlı filmler izlerdik. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And over the years, you know, I'd pick up another one at a garage sale | Ve yıllar boyunca, bilirsin. Bir diğerini, bir garaj satışında Ve yıllar geçtikçe, garaj satışlarından veya bilimkurgu fuarlarından... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
or a science fiction expo. | veya bir bilim kurgu fuarında buluyordum. ...toplamaya başladım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I really like them. | Onları gerçekten seviyorum. Gerçekten seviyorum bunları. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
If you like that sort of thing. | Bu tür şeyleri seviyorsan tabii. Eğer bu tür şeyleri seviyorsan. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Maybe not. It's not for everybody. | Belki de sevmedin. Herkes için aynı değil tabii. Belki de sevmezsin. Herkes sevmez. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It's dumb, I guess. We should go. | Aptalca, sanırım. En iyisi gidelim. Aptalca sanırım. En iyisi çıkalım buradan. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You should put them out. God knows you have the room. | Onları dışarıya koymalısın. Tanrı biliyor ya odanda yer var. Birkaçını dışarıya koymalısın. Tanrı biliyor, yeterince yerin var. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Okay, just try it out. | Tamam. Sadece bir dene. Tamam. Bir dene. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Consider it an experiment. | Bunu bir deneme olarak değerlendir. Bunu bir deney olarak düşün. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Arlen. Hmm? | Arlen. Evet? Arlen. Hı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You caught me off guard tonight. | Bu gece beni gardım düşmüş olarak yakaladın. Bu gece beni hazırlıksız yakaladın. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
to see your monsters? | ilk kız ben miyim? ...ilk kız mıyım? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Just give me one second, all right? | Bana 1 saniye ver sadece, olur mu? Bana bir saniye izin ver, olur mu? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm blowing it again, aren't I? | Her şeyi berbat ediyorum gene, değil mi? Her şeyi berbat ediyorum yine, değil mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, I love it | Hayır, tam birisini öpmek üzereyken Hayır, bayıldım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
when I'm about to kiss someone | plastik bir oyuncağı korumak için Ben birini öpmek üzereyken... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and they leave me to protect a plastic toy. | yanımdan ayrılmaları hoşuma gider. ...o beni plastik bir oyuncağı korumak için bırakıyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
a kiss is so much better | Bir öpücük, onların güvende olduklarını bilmekten ...güvende olduklarını bilirsem... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I gotta just remember to let that shit go, you know what I mean? | Bazı şeylere aldırmamayı hatırlamalıyım, ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Bazı şeyleri oluruna bırakmayı hatırlamalıyım, anladınız mı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'd go on a three day binge. | 3 gün boyunca içki içmeye devam ederdim. ...üç gün boyunca içki içerdim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Hi, my name is Ross and I'm an alcoholic. | Merhaba. Benim adım Ross ve ben bir alkoliğim. Merhaba, benim adım Ross ve ben bir alkoliğim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Group: Hi, Ross. | Merhaba, Ross. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
How about this? | Buna ne dersin? Şuna ne dersiniz? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And I fucking hate all of you | Hepinizden nefret ediyorum ulan. Hepinizden nefret ediyorum... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I can't believe I've ended up here. | Buraya düştüğüme inanamıyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Listen, I've got a great plan. | Dinle, harika bir planım var. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I think what I'll do is walk around at night tripping the locals, | Sanırım yapacağım şey, geceleyin etrafta dolaşıp mahalle sakinlerine çelme takmak Sanırım geceleri dolaşıp, yürüyenlere çelme takacağım... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
throwing their backs out of alignment. | ve düşürüp sırtlarını incitmek olacak. ...sırtlarını inciteceğim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It's tough work, but the war needs soldiers. | Zor bir iş ama savaşta askerler gerek. Zor bir iş ama savaşta askerlere ihtiyacın var. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Well, that sounds great. When can you start? | Şey, kulağa hoş geliyor. Ne zaman başlayabilirsin? Kulağa hoş geliyor. Ne zaman başlayabilirsin? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Good luck on the moon. We always knew you could do it. | Ay'da iyi şanslar. Bunu yapabileceğini her zaman biliyorduk. Ay seyahatinde başarılar. Bunu yapabileceğini biliyorduk. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Gee, you think he's gonna be safe? | Ya gerçekten, onun böyle güvende olacağını düşünüyor musun? Tanrım, güvende olacağını düşünüyor musun? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Are you making fun of me? | Benimle alay mı ediyorsun? Benimle dalga mı geçiyorsun? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No, I was just making fun | Hayır, bir araba koltuğunun tedavülden kalkması araştırmalarıyla Hayır, araba koltuğunun dayanıklılığı... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |