Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159856
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
We didn't go camping, dad. We got lost in the woods. | Kamp yapmaya gitmedik, baba. Ormanda kaybolduk. Kamp yapmıyorduk, baba. Ormanda kaybolmuştuk. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Usually campers have a tent, water, food. | Genellikle kampçıların çadırı, suyu, yiyeceği olur. Genellikle kampçıların çadırı olur, suyu, yemeği olur. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Might do you some good, you know. | Sana iyi gelebilir biraz, anlarsın ya. Sana iyi gelebilir, anlarsın ya. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me. | Affedersiniz? Affedersiniz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I just got through having 28 in a row. | Peşpeşe 28 gündür içmiyorum. 28 gündür aralıksız içmiyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Okay, maybe I'll check one out sometime. | Tamam, belki bir ara birine katılırım. Tamam. Belki bir ara birine katılırım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Phone. | Telefon. Telefon! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Terry, Terry, you have to come over. | Terry, Terry! Buraya gelmen lazım hemen. Terry! Terry, buraya gelmelisin! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Why are you yelling? | Niye bağırıyorsun? Neden bağırıyorsun? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
My back is out. | Sırtım incindi. Sırtım ağrıyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Now I need you to come over. | Buraya gelmen lazım acilen. Buraya gelmen gerek. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Try asking God for help. | Tanrıdan yardım istemeyi dene. Tanrı'dan yardım istemeyi dene. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm on the floor. Get over here. | Yerdeyim. Buraya gel! Yerde yatıyorum. Buraya gel. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I have. | Baktırdım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
But it didn't help, obviously. | Ama yardımı olmamış, besbelli. Ama görünüşe göre yardımı olmamış. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Thank you for turning the music off. | Müziği kapattığın için teşekkür ederim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I mean it. Thank you. | Ciddiyim. Teşekkür ederim. Cidden. Teşekkür ederim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Now help me. | Şimdi yardım et bana. Şimdi, yardım et. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and I read it. | ve onu okudum. ...ve onu okudum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It was marvelous. | Fevkaladeydi. Harikulâdeydi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You changed my life. | Hayatımı değiştirdin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And now if I don't help you, you will probably shit your pants. | Ve şimdi sana yardım etmezsem eğer muhtemelen altına sıçacaksın. Ve şimdi eğer sana yardım etmezsem, muhtemelen altına edersin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Agreed. Help me. | Anlaştık. Yardım et. Aynı fikirdeyim. Yardım et bana. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You are a disaster, Arlen. | Sen bir faciasın, Arlen. Bir faciasın, Arlen. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And these days you're not my only disaster. | Ve bu sıralar, benim tek faciam değilsin. Ve son günlerde benim tek faciam değilsin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
God damn it, it doesn't matter. | Lanet olsun, ne önemi var ki... Tanrı kahretsin. Bir önemi yok! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
It's all meaningless bullshit. | Tüm bunlar anlamsız saçmalıklar. Bunların hepsi anlamsız saçmalıklar! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I won't help you if you won't help me. | Eğer bana yardım etmeyeceksen ben de sana yardım etmeyeceğim. Eğer bana yardım etmezsen ben de sana yardım etmem. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I loved the gold letters | Altın renkli harflere bayıldım. Altın harfleri sevdim... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
and the picture was fantastic. | Ve resim de fantastikti. ...ve resim de harikaydı. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
isn't it, isn't it... | Değil mi? Değil mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
isn't it, isn't it | Değil mi? Değil mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
isn't it, isn't it | isn't it, isn't it | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Next? | Sıradaki? Sıradaki mi? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Uh, do you have an appointment? | Randevunuz var mı? Randevunuz var mıydı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Does it look like I planned this? | Bunu planlamışa benziyor muyum? Bunu planlamış gibi mi görünüyorum? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I just need you to fill out this paperwork. | Bu evrakları doldurmanız gerekiyor. Şu evrakları doldurmanız gerek. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
because that's what we do with all new patients. | Çünkü tüm yeni hastalara uyguladığımız bir prosedür. ...çünkü yeni hastaların resmini çekiyoruz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Elizabeth. Yeah? | Elizabeth. Evet? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He's a little disgruntled. I tried to take his picture. | Biraz huysuz biri. Fotoğrafını çekmeyi denedim. Huysuz biri var, resmini çektim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Not you. Oh, okay, right. | Sen değil. Tamam, doğru. Sen değil. Tamam. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Right this way. Follow me. | Bu taraftan. Beni izleyin. Bu taraftan, beni takip edin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
All done? | Bitti mi? Tamamdır. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
We have a real patient. Yay! | Gerçek bir hastamız var. Yaşasın! Gerçek bir hastamız oldu! Yaşasın! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Shh, be professional. | Profesyonel davran. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Arlen. | Arlen. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
And when you leave here today, you might not be cured, | Ve bugün buradan ayrıldığında iyileşmiş olmayacaksın belki... Ve bugün buradan ayrıldığında tam iyileşmiş olmayabilirsin... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
But you're gonna feel a lot better, I promise. | ...ama çok daha iyi hissedeceksin. Söz veriyorum. ...ama daha iyi hissedeceksin. Söz veriyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You are so... | Sen öyle... Siz çok... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
amazing. | ...harikuladesin ki! ...harikasınız. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
No one. How did you do that? | Hiç kimse. Bunu nasıl yaptın? Kimse. Nasıl yaptınız? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So, well, I don't know. | Evet, şey. Bilmiyorum. Bilmiyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You're still a little out of whack. | Hala biraz çalışamaz durumdasın. Hala biraz sorunlusunuz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
But you resemble something further along the evolutionary chart. | Ama artık, evrim çizelgesinde daha yukarıdaki bir şeye benziyorsun. Ama artık evrim çizelgesinde yukarılarda bir şeye benziyorsunuz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Two hours... $175. | 2 saat. 175 dolar. 2 saat, 175 dolar. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
When can l... should I come back? | Ben ne zaman... Tekrar gelmeli miyim? Tekrar ne zaman geleyim? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Thank you, Arlen. | Teşekkürler, Arlen. Teşekkür ederim, Arlen. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
My name is Arlen Faber. | Benim adım Arlen Faber. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Next week, Arlen. | Önümüzdeki hafta, Arlen. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
That's Arlen Faber? | O, Arlen Faber mıydı? Arlen Faber bu mu? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Who's Arlen Faber? | Arlen Faber da kim? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
So that's Arlen Faber. | Demek, o Arlen Faber. Demek Arlen Faber buymuş? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I forgot one. | Bir tanesini unutmuşum. Bir tane unutmuşum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Have a good one, Mr. Faber. Bye. | İyi günler, Bay Faber. Güle güle. İyi günler, Bay Faber. Elbette. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I knew it! You're Arlen Faber. | Biliyordum. Sen Arlen Faber'sın. Biliyordum! Sen Arlen Faber'sin. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh, I can't believe it. | Buna inanamıyorum. İnanamıyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
My mother is not gonna believe this. | Annem buna hayatta inanmayacak. Annem buna inanmayacak. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh, I feel like I'm shaking the hand of god himself. | Tanrı'nın kendisiyle el sıkışıyormuş gibi hissediyorum. Tanrının kendisinin elini sıkıyormuş gibi hissediyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Yes, I will pray for you, believe me. | Evet, senin için dua edeceğim. İnan bana. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
One question, on condition | 1 soru. Hiçbir koşulda, Tek soru. Tek bir şartla... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
That you can never, and I mean never, | şunu asla yapamazsın. Ve asladan kastım, ...hiçbir zaman ama hiçbir zaman... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Tell anyone that I live here. Swear it. | burada yaşadığımı kimseye söyleyemezsin. Yemin et. ...kimseye burada yaşadığımı söylemeyeceksin. Yemin et. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I swear it. I swear it. | Yemin ederim. Yemin ederim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Mr. Faber, | Bay Faber, Bay Faber... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Is there such a place as hell? | Cehennem diye bir yer var mı? ...cehennem diye bir yer var mı? | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
When he said, and I quote, | Onun söylediğinden alıntı yapıyorum: ...alıntı yapıyorum... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
"hell is other people." | "Cehennem başkalarıdır". "Cehennem diğer insanlardır." | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Kris: "...Attempts to contact you in the past have failed, | Bugüne kadar sizinle temas kurma girişimlerimiz başarısız olmuştur. "Size geçmişte ulaşma çabalarımız başarısız oldu... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Excuse me, I'd like to sell you this book. | Affedersiniz, bu kitabı size satmak istiyorum. Affedersiniz, bu kitabı satmak istiyorum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I just found... | Buldum yalnızca. Kitabı şey buldum... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
That you can use a conscious object | bilinçli bir nesneyi kullanabilme ...kullanarak soyut bilinci... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
To consider non objective consciousness absurd. | fikrini saçma buluyorum. ...değerlendirme fikrini saçma buldum. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
This book is poison to me. | Bu kitap benim için bir zehir. Bu kitap beni zehirliyor. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I'm afraid we can't buy any books right now. | Korkarım ki şu an için hiçbir kitap satın alamayız. Şu anda kitap satın alamıyoruz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
He said he'd split the money with me. | Parayı benimle bölüşeceğini söyledi. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Do not split this with him. | Bunu onunla paylaşma sakın. Onunla paylaşma. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
thank you. bye. | Teşekkür ederim. Güle güle. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
That guy does not want his books. God. | Bu herif kitaplarını istemiyor. Tanrım! Bu adam kitaplarını istemiyor! Tanrım! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
If you do not respond to our request for full payment, | Eğer tam ödeme için talebimize yanıt vermezseniz, "Eğer tam ödeme için yaptığımız isteğe yanıt vermezseniz... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Sincerely, first masters bank, celebrating 150 years of your success." | "Saygılarımızla, İlk Sahipler Bankası. Başarınızın 150. yılını kutluyor." Saygılarımızla, Master's First Bankası. Başarınızın 150. yılını kutluyor." | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
"Mr. Lucas, you have failed. | "Bay Lucas, başarısız oldunuz. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
That's better. Yay. | Bu daha iyi. Yaşasın. Böyle daha iyi. Yaşasın. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Oh, God, it's bad... bad. | Tanrım. Bu kötü, çok kötü. Tanrım, çok kötü. Çok kötü! | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Elizabeth will be with you in just one minute, Mr. Faber. | Elizabeth 1 dakika içinde yanınızda olacak, Bay Faber. Elizabeth birazdan sizinle olacak, Bay Faber. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
You have a lot of tension in your upper back today. | Bugün, sırtının yukarısında çok fazla gerginlik var. Bugün sırtınızda çok fazla gerilim var. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
I was out running the other day, had a little fall. | İptal olduğum gün, birazcık düşmüştüm. Geçen gün koşuyordum. Ufak bir düşme yaşadım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Let's talk about you. | Senin hakkında konuşalım. Sizin hakkınızda konuşalım. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
to get by in the world... a world, I might add, filled with giants... | yaşamlarını sürdürürler bu dünyada. Devlerle dolu bir dünya olduğunu eklemeliyim. ...yaratıcılıklarına güvenirler. Belirteyim ki bu dünya devlerle dolu... | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
an amazing feat. | Harikulade bir beceri. ...şaşırtıcı bir beceri. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |
Okay, thank you. | Tamam, teşekkürler. Güzel. Teşekkür ederim. | The Answer Man-1 | 2009 | ![]() |