Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 159890
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
His supporting riders slowed down to stay with him. | Onu destekleyen bisikletçiler, yanında kalmak için yavaşladı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
It's tough because I put pressure on myself and expect to... | Zor, çünkü kendimi zorluyorum ve beklentilerim... | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
In my mind, I think back to what it used to be like. | Aklım eski halime kayıyor. Birkaç yıldır uzak olduğumu unutuyorum. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
It's hard, man. It's not easy to be away. | Çok zor. Uzak kalmak kolay değil. Şeyi hissediyorsun... | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Yesterday was number 31, I believe. | Sanırım dünkü 31. testti. Kan ve idrar. En çok bana yapılıyor. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
While I do the blood, I don't want that the cameras will film it. | Kan alırken kameraların çekmesini istemiyorum. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
And also when we go to... | Ayrıca tuvalete gittiğimizde de... Kan kimin? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
We've had this... Yeah, you can call PWC or the UCI. | Bizim... İsterseniz PWC'yi ya da UCl'yi arayabilirsiniz. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I know it's not comfortable for you, but it's my right, so... | Rahatsız olduğunuzu biliyorum ama bu benim hakkım. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Okay. We're gonna film it. | Tamam. Çekeceğiz. Kan ve idrar benim. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Yeah, but... | Evet ama... İsterseniz UCl'yi arayın. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Nobody else than you and I, we are going to the toilet. | Ama tuvalete ikimizden başkası giremez. Evet, tabii ki. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
The biggest dilemma gets to be that your home is your home. | En zoru da bunun evinizde olması. Orada çocuklarınızla kahvaltı ediyorsunuz, | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
and they're getting ready for day camp | onlar günlük kampa hazırlanıyor, siz gününüzü düşünüyorsunuz ve birden | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
We're used to it. | Sadece alıştık. Basındaki birkaç muhalif ve anti doping çılgınlığına kendini | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Why are you taking blood, Dad? | Neden kan alıyorsun baba? İşim için. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
His job is to take blood. | İşi kan almak. Hayır, onun işi kan almak. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Bye bye, cameraman. | Hoşça kal kameraman. Hoşça kal kameraman ve komik sıska adam. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Let me tell you something. | Bir şey söyleyeceğim. Ben de temiz yarışmaktan yanayım ama artık saçmaladınız. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Yesterday, we had a surprise UCI control, the 31st of the season. | Dün sezonda 31 . Kez UCl'den sürpriz bir kontrole geldiler. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Now, this morning, again. | Bu sabah yeniden. Geldiğinizi gördüm. Tamam, eyvallah. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
USADA walks in. | USADA geldi. Sistem çökmüş. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Stupid. | Aptalca. Aranızda nasıl iletişim kurmazsınız? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
It's 2009. | 2009'dayız. Aptal durumuna düşüyorsunuz. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
So I gotta go up and change and everybody's gonna escort me up there? | Üstümü değiştireceğim, hepiniz benimle mi geleceksiniz? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
In front of my girlfriend, who's breastfeeding? | Bebeği emziren kız arkadaşımın önünde mi? Öyle mi olacak? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Okay. No. | Olur. Hayır. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
So I gotta walk in where you can't see me, | Beni göremediğiniz bir yere girersem "Kuralı ihlal ettin" mi diyeceksiniz? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
That's stupid. | Çok aptalca. Neyse, gidelim. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Six hours on the bike today. | Bugün altı saat bisiklet süreceğiz. Görüşürüz. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
After his poor performance in Italy, | İtalya'daki başarısız performansından sonra Lance düzelmenin bir yolunu bulmalıydı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
With only a month before the Tour de France, | Fransa Turu'ndan sadece bir ay önce | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Lance trained in Aspen with his Astana teammate, Levi Leipheimer. | Astana'dan takım arkadaşı Levi Leipheimer ile Aspen'de antrenman yaptı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
For both men, riding in the Rockies was all about the altitude. | İkisi de irtifadan ötürü Rocky Dağları'nda çalışıyordu. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
the exact same effect as EPO. | yani EPO ile aynı etkiyi gösterir. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I learned that altitude training also played a role in doping. | İrtifa çalışmasının dopingde de rol oynadığını öğrendim. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
To prepare for competition, | Bisikletçiler yarışa hazırlanırken alyuvar sayılarını artırmak için genelde dağlarda | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
At the time, I wondered, "Was that what Lance was doing in Aspen?" | O sırada Lance'in Aspen'de bunu yapıp yapmadığını merak ettim. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I watched Lance and Levi do a series of 1K tests, | Lance ve Levi'yi bir dizi 1 kilometre testi yaparken izledim, zaman tutup 1 | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
They measure lactic acid levels, | Laktik asit seviyelerini ölçüyorlardı, bu da zindeliğin ve bacak kaslarının | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
It's a test that was developed and refined in Italy by Michele Ferrari. | Bu test, İtalya'da Michele Ferrari tarafından yaratılmış ve geliştirilmişti. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Yes, not so many as in the past. | Evet ama eskisi kadar değil. Ama herhalde artık pek ihtiyacı yok. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
But sometimes I give him some inputs. | Ama bazen ona akıl veririm. İşine yarayabilir. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
They were useful. | İşine yaramıştı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Lance had told everyone that he had | Lance herkese 2004'te Ferrari ile çalışmayı bıraktığını söylemişti. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
but an investigation by Italian police | Ancak İtalyan polisinin araştırması sonucunda, | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
revealed that Armstrong kept contact | Armstrong'un, Ferrari'nin oğlu Stefano aracılığıyla doktorla görüştüğü ortaya çıktı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
In e mails, Papa Ferrari was known by his nickname, Schumi. | E postalarda, Baba Ferrari Schumi takma adını kullanıyordu. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Bank records and e mails confirmed | Banka kayıtları ve e postalar, Armstrong'un Ferrari'ye ödeme yaptığını kanıtlıyor. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
And to his credit, he was the first to say, "You cannot take any risk. | Hakkını vereyim, şunu ilk o söyledi: "Riske giremezsin. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
"They are coming for you. | "Peşindeler." "Seni istiyorlar." | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
From Italy, Ferrari monitored Lance's progress. | Ferrari, İtalya'dan Lance'in ilerlemesini takip etti. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He compared his performance from a month earlier | Performansını bir ay öncekiyle karşılaştırarak | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I've seen higher. I've been higher. | Daha yükseğini gördüm. Daha yüksek oldum. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
2005. | 2005. Tur'u böyle kazandı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
It was impressive. | Evet, etkileyiciydi. Lance tedbirli davrandı, çünkü... büyük bir farkla kazanırsa... | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
everybody blah, blah, blah... | herkes vıdı vıdı ederdi... Diğer yedi Tur'da... | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
In late June, you know, the last test before the Tour | Haziran sonunda Tur'dan önceki son testte, | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
based on power output, we sat down and said, "Okay. We win. | güç çıkışına bakarak oturup "Tamam, kazanırız" derdik. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
4.5? At 326. | 4,5? 326'da. 326'da mı? 326. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He pushed too hard on my finger. | Parmağıma fazla bastırdı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I'm strong. | Güçlüyüm. Açık konuşmak gerekirse... | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I mean, if you want a prediction, I think I'll win the Tour. | Yani tahminimi sorarsanız bence Tur'u kazanırım. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He hadn't performed well all year. | Bütün yıl performansı düşüktü. Benim bilmediğim ne biliyordu? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
We are close to the moment | Büyük Lance'in bisiklet sporuna döneceği ana yaklaşıyoruz. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
And when he left in 2005, he wouldn't be back, he said. | 2005'te sporu bırakırken bir daha dönmeyeceğini söylemişti. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
There he is. He's back. | Ama işte burada. Döndü. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
In the past, he had always dominated time trials. | Eskiden zaman denemelerinde her zaman üstünlük sağlardı. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
An impressive performance here would show everyone he was back. | Buradaki etkileyici bir performansla herkese geri döndüğünü göstermiş olurdu. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He doesn't look good to me. | İyi görünmüyor. Hadi Lance. Hadi, hadi. Hızlan. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Come on, come on. Go! Go! Go! Go! Go! | Hadi, hadi. Hızlı! Hızlı! Hızlı! Hızlı! | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
One kilometer. One kilometer. Hello? | Bir kilometre. Bir kilometre. Alo? Evet, şimdi yarıştayım. Yarıştayım. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I'm in the race. Call me back. | Yarıştayım. Sonra ara. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Look at his face. | Şuna bakın. Fransa Turu'nu yedi kez kazanan Lance Armstrong. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He's headed for the best time. | En kısa süre için yarışıyor. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Lance's time put him in first place by 30 seconds, | Lance 30 saniye farkla birinci oldu ama henüz en iyi bisikletçiler gelmemişti. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He's looking to beat the time of Bradley Wiggins of 19:51. | Bradley Wiggins'in 19.51'lik süresini aşmaya çalışıyor. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He's sprinting for the line and the best time. | Finişe en kısa süreye ulaşmak için pedal çeviriyor. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
One by one, the best riders in the world, | Astana'dan takım arkadaşı Alberto Contador da dahil dünyanın | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
A great ride by Alberto Contador, who won the Tour in 2007. | 2007 Tur şampiyonu Alberto Contador'dan müthiş bir yarış. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Contador is second. | Contador ikinci sırada. Astana'nın lideri mi oldu? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
He certainly laid claim to that. | Talip olduğu kesin. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Lance finished the first stage in 10th place, | Lance ilk etabı 10. sırada bitirdi, liderin 40 saniye, | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
and 22 seconds behind his teammate, Alberto Contador. | takım arkadaşı Alberto Contador'un ise 22 saniye gerisindeydi. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
From the start, I watched Lance's comeback hopes collide | Baştan itibaren, Lance'in dönüş umutlarının, kendisinin 10 yıl önceki haliyle | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
These guys never talked to each other. | İkisi hiç konuşmuyordu. Otobüsten indiklerinde bir kere bile göz | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
It was the weirdest thing. | Çok garip bir durumdu. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
I'm completely relaxed... | Gayet rahatım... Silahlı soyguncu şapkasını takmış. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
That would drive me nuts, people behind me. | İnsanların arkamda durmasına sinir olurum. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
The Tour de France is the world's most demanding sporting event. | Fransa Bisiklet Turu, dünyanın en zahmetli spor yarışmasıdır. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
The 21 daily stages combine flat roads, brutal climbs and time trials. | Günlük 21 etapta, düz yollar, sert tırmanışlar | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Each day, among the entire group | Her gün, "peloton" olarak bilinen tüm bisikletçilerden oluşan grubun arasında | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
While each team on the Tour has nine riders, | Tur'daki her takım dokuz oyuncudan oluşsa da, | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
usually just one, the team leader, | genelde sadece bir kişi, takım lideri sarı forma için yarışır. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
On Astana, Armstrong and Contador | Astana'da, Armstrong ile Contador liderlik hakkı için savaşıyordu. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Ludi has no arm warmers. | Ludi'de kol ısıtıcı yok. Burada, burada. Tamam. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Who else? Anybody else? | Başka? Başka isteyen var mı? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
An energy bar for Alberto. | Alberto'ya bir enerji barı. Ya bu? | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Another job of the domestiques is | Domestique'lerin bir diğergörevi de takım liderlerini rüzgardan korumaktır. | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |
Riders in front have to work as much as 30% harder | Öndekilerin, arkada koruyuculuk yapan bisikletçilerden %30 daha fazla | The Armstrong Lie-1 | 2013 | ![]() |