Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178359
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Thirty days? What am I supposed to do for 30 days? | Otuz gün mü? 30 gün boyunca ne yapacağım ben? Otuz gün? 30 gün boyunca ne yapacağım ben? Otuz gün mü? 30 gün boyunca ne yapacağım ben? 30 gün mü? 30 gün ne yapacağım peki? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Stay away from my kid? | Çocuğumdan uzak mı kalacağım? Çocuğumdan uzak kalarak? Çocuğumdan uzak mı kalacağım? Çocuklarımdan uzak mı kalacağım? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And then there's another hearing after that. I guess. | Sonra bir mahkeme daha olacak sanırım. Ve ondan sonra da bir duruşma daha olur. Sanırım. Sonra bir mahkeme daha olacak sanırım. Ve ondan sonra bir duruşma daha olacak herhâlde. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What's taking you so long. Will? | Neden bu kadar uzun sürüyor Will? Bu kadar uzun süren ne, Will? Neden bu kadar uzun sürüyor Will? Seni bu kadar uğraştıran ne Will? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You call that lawyer. You can tell him | O avukatı arayıp, kararı kıçına sokmasını söyle. Kapatmalıyım. Avukatı ara. Ve ona de ki, O avukatı arayıp, kararı kıçına sokmasını söyle. Kapatmalıyım. O avukatı ara... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
he can stick it up his ass. I got to go. | ...duruşmayı götüne sokabilir. Gitmeliyim. ...kararı alsın kıçına soksun. Gitmem gerek. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
FRANK: Will, pick up the radio. | Will telsizini aç. Will, telsize bak. Will telsizini aç. Will, telsize bak. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Will. Pick up the radio. Over. | Will, cevap ver. Tamam. Will, telsize bak. Tamam. Will, cevap ver. Tamam. Will telsizine bak. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Get off the phone. Knock off the hand brakes. | Güzel. Telefonu bırak, el frenini indir... Evet. Telefonu kapat. El frenlerini çöz. Güzel. Telefonu bırak, el frenini indir... Peki, telefonu bırak. El frenlerini indir... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Get up here. It's time to go. We got work to do. | ...ve buraya gel. Gitmeliyiz. Yapacak işlerimiz var. Gel buraya. Gitme zamanı. Yapacak işimiz var. ...ve buraya gel. Gitmeliyiz. Yapacak işlerimiz var. ...buraya gel. Gitme zamanı. Yapacak işlerimiz var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Copy. | Anlaşıldı. Alındı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
No. It's definitely under power. | Hayır. Kesinlikle tam güç. Hayır. Kesinlikle güç altında. Hayır. Kesinlikle tam güç. Hayır. Kesinlikle güçte. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're not sure of the exact speed yet. | Tam hızını henüz bilmiyoruz. Tam hızından henüz emin değiliz. Tam hızını henüz bilmiyoruz. Henüz tam hızdan emin değiliz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I thought all these trains had some sort of dead man brake. | Tüm trenlerde emniyet freni gibi bir şey var sanıyordum. O trenlerde bu durumlar için bir fren var, sanıyordum. Tüm trenlerde emniyet freni gibi bir şey var sanıyordum. O trenlerin hepsinde bir çeşit emniyet freni var sanıyordum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There's a wand the engineer has to hit periodically | Hava freninin devreye girmemesi için... Mühendislerin periyodik olarak baktıkları bir kol var... Hava freninin devreye girmemesi için... Makinistin havalı fren otomatikman çalışmasın diye... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
or the air brakes are automatically applied. | ...ya da hava frenleri otomatik olarak uygulanır. ...periyodik olarak çekmesi gereken bir kol var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Unfortunately. This train's air brakes were disconnected. | Ne yazık ki bu trenin hava frenleri bağlı değildi. Malesef, bu trenin hava trenleri bağlı değil. Ne yazık ki bu trenin hava frenleri bağlı değildi. Maalesef, trenin havalı frenleri bağlı değil. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Sir, I would gladly explain the particulars of locomotive operation to you | Bayım, vaktimiz olsaydı size lokomotifin işleyişini... Efendim, zamanımız olsaydı, size bu gibi ayrıntıları anlatmaktan... Bayım, vaktimiz olsaydı size lokomotifin işleyişini... Komiserim, eğer vaktimiz olsaydı size lokomotiflerin işleyişini... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
if we had time. But right now I really need your assistance | ...anlatmaktan memnun olurdum fakat şu anda memurlarınızı ana hat üzerindeki... ...memnun olurdum. Fakat şu an, tüm demiryolu geçitlerine... ...anlatmaktan memnun olurdum fakat şu anda memurlarınızı ana hat üzerindeki... ...memnuniyetle anlatırdım. Ama şu an ana hat üzerindeki... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
posting officers at all the mainline crossings. | ...tüm geçitlere göndermeniz gerekiyor. ...görevli memur göndermek için desteğinize ihtiyacım var. ...tüm geçitlere göndermeniz gerekiyor. ...görevli memurlarınızın hepsine ihtiyacım var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
One question. | Bir sorum var. Tek sorum var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How do you all plan to stop it? | Nasıl durdurmayı düşünüyorsunuz? Durdurmak için planınız ne? Nasıl durdurmayı düşünüyorsunuz? Nasıl durdurmayı planlıyorsunuz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Go. Go. Go! The split's coming up! | Hızlan. Hızlan! Makas geliyor! Haydi, haydi, haydi! Ayrım noktası yaklaşıyor! Hızlan. Hızlan! Makas geliyor! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Are you sure you can do this? | Bunu yapabileceğine emin misin? Yapacağına emin misin? Bunu yapabileceğine emin misin? Bunu yapabileceğine emin misin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just get alongside of the cab. | Sen sadece lokomotife yanaş. Lokomotifin yanında durmaya çalış. Sen sadece lokomotife yanaş. Sadece kabinin hizasında sür. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Get up alongside of it! | Lokomotife yanaşsana! Yanında durmaya çalış! Lokomotife yanaşsana! Beraber hareket et! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm trying! | Uğraşıyorum! Çalışıyorum! Uğraşıyorum! Deniyorum! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Go. Go. Go! | Devam et! Haydi, haydi, haydi! Devam et! Hadi, hadi, hadi! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Remember. We don't have a lot of track! | Fazla yolumuz olmadığını unutma! Unutma. Fazla zamanımız yok. Fazla yolumuz olmadığını unutma! Unutma. Fazla yolumuz kalmadı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You got it. Go. Go! | Tamamdır. Git! Tamamdır. Git, git! Tamamdır. Git! Başardın. Hadi! Hadi! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's too fast! Back it up! | Çok hızlısın! Geride kal biraz! Çok hızlı! Tekrar yanaş! Çok hızlısın! Geride kal biraz! Çok hızlı! Geri çekil! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Come on. Dewey! Go back! | Hadi Dewey! Geri git! Haydi, Dewey! Yanaş! Hadi Dewey! Geri git! Hadi Dewey, geri çekil. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Jump. Gilleece! Do it! (DINGING) | Atla Gilleece! Hadisene! Atla. Gilleece! Atla! Atla Gilleece! Hadisene! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Get in! Watch out! (EXCLAIMS) | Arabaya bin! Dikkat et! Gir içeri! Dikkat et! Arabaya bin! Dikkat et! İçeri gir! Dikkat! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
GILLEECE: So now what the hell do we do? | Şimdi ne bok yiyeceğiz? Peki, şimdi ne yapacağız? Şimdi ne bok yiyeceğiz? Peki şimdi ne halt yiyeceğiz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How many cars are we supposed to cut in? | Kaç vagon almamız gerekiyordu? Kaç tane vagonu katara eklememiz gerekiyordu? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Twenty. Why? | Yirmi. Neden ki? Yirmi. Neden sordun? Yirmi. Neden ki? Yirmi. Neden ki? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Twenty cars. Okay. | Yirmi vagon. Pekâlâ. Yirmi vagon. Tamam. Yirmi vagon. Pekâlâ. Yirmi vagon. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
See the switch stand up ahead of us? | Önümüzdeki makas tabelasını görüyor musun? Önümüzdeki makası görüyor musun? Önümüzdeki makas tabelasını görüyor musun? Önümüzdeki makas tabelâsını görüyor musun? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
The switch stand. Yeah? Uh huh. | Makas tabelasını görüyor musun? Makas işaretini. Gördün? Hı hı. Makas tabelasını görüyor musun? Makas tabelâsı. Evet? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Take a look in the rear view mirror. You see the one behind us? | Dikiz aynasına bir göz at. Arkamızdakini görüyor musun? Dikiz aynasından bak. Arkasını gördün mü? Dikiz aynasına bir göz at. Arkamızdakini görüyor musun? Dikiz aynasına bir bak. Arkamızdakini görüyor musun? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Way back there. You see it? Uh huh. | Şu geridekini. Gördün mü? Yolun karşısı için. Gördün mü? Hı hı. Şu geridekini. Gördün mü? Gerimizdekileri. Gördün mü? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There's exactly 21 cars between the two stands. | İki tabela arasına tam olarak 21 vagon sığıyor. İki makas işareti arasında 21 vagon var. İki tabela arasına tam olarak 21 vagon sığıyor. İki makas arasında tam 21 vagon var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Don't ask me how I know. | Nereden bildiğimi sorma. Nasıl bildiğimi sorma. Nereden bildiğimi sorma. Nereden biliyorum sorma. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So why is it that | Peki neden... O zaman niye... Peki neden... O hâlde neden... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
there's still more than four and a half cars that are yet to clear? | ...geride fazladan 4,5 vagon daha var? ...fazladan dört buçuk vagon var? ...geride fazladan 4,5 vagon daha var? ...görünürde fazladan dört buçuk vagon var? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Because I... | Çünkü ben... Çünkü... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me? | Anlamadım? Pardon? Anlamadım? Buyur? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Because I cut... Because what? | Çünkü ben... Çünkü ne? Çünkü ben yaptım... Çünkü ne? Çünkü ben... Çünkü ne? Çünkü ben... Çünkü ne? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I cut in too many cars. | Çünkü fazla vagon eklemişim. Fazlalık benim yüzümden. Çünkü fazla vagon eklemişim. Fazla vagon ekledim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Cut in too many cars. Huh? | Fazla vagon ekledin demek? Fazlalık senin yüzünden, demek? Fazla vagon ekledin demek? Fazla vagon ekledin ha? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Maybe if you weren't on my ass the whole time. | Belki de sürekli başımın etini yemeseydin... Belki, sen götümün dibinden biraz ayrılsaydın. Belki de sürekli başımın etini yemeseydin... Belki bunca zaman tepeme binmesen... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I might be able to think straight and do my job. | ...kafamı toplayıp işimi düzgünce yapabilirdim. Daha düzgün düşünür ve işimi rahat yapabilirdim. ...kafamı toplayıp işimi düzgünce yapabilirdim. ...daha sağlıklı düşünür ve işimi yapabilirdim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What do you mean. ""Maybe. If I..."" | "Başımın etini yemeseydin." de ne... Ne demek istiyorsun? "Başımın etini yemeseydin." de ne... Ne demek belki... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You been on my ass this whole trip! You're blaming it on me? | Tüm yol boyunca başımın etini yedin! Suçu bana mı atıyorsun? Yol boyunca götümün dibindeydin! Ben mi suçlu oldum? Tüm yol boyunca başımın etini yedin! Suçu bana mı atıyorsun? Yol boyunca tepeme bindin. Ben mi suçlu oldum? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm just saying. Pick a goddamn job! | Kendi işine bakmanı söylüyorum! Sadece diyorum ki, işini doğru düzgün yap. Kendi işine bakmanı söylüyorum! Sadece işine bak diyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I got my job! You pick one! | Öyle yapıyorum zaten! İşine bakmayan sensin. Ben yapıyorum! Sen yap! Öyle yapıyorum zaten! İşine bakmayan sensin. Ben işime bakıyorum zaten. Sen bakmıyorsun. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I pull the throttle. You pull the pin! It's one or the other! | Ben gaz veririm, sen vagon eklersin! Ya onu yap, ya ötekini! Benim işim sürmek. Senin işin eklemek. Alternatif olarak. Ben gaz veririm, sen vagon eklersin! Ya onu yap, ya ötekini! Ben kolu iterim, sen kroşeyi çakarsın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You're five pins too many. | Beş vagon fazla ekledin. Beş tane fazla eklemişsin. Beş vagon fazla ekledin. Beş kroşe fazla çakmışsın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Pull the pins. You're right. Pull the pins. | Vagon ekle. Haklısın. Vagon ekle. Eklersin. Değil mi? Eklersin. Vagon ekle. Haklısın. Vagon ekle. Kroşe çakarsın. Doğru. Kroşeni çak. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I've had my training! All right? | Eğitimimi tamamladım ben! Ben de eğitim aldım! Tamam mı? Eğitimimi tamamladım ben! Eğitimini aldım, tamam mı? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. But we're out here in the real world. This ain't training. | Peki ama burada gerçek dünyadayız. Eğitimde değil. Evet. Ama şu an gerçek dünyadayız. Burası eğitim alanı değil. Peki ama burada gerçek dünyadayız. Eğitimde değil. Evet, ama gerçek dünyadayız, değil mi? Eğitim değil bu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
In training. They just give you an F. Out here. You get killed. | Eğitimde sana bir F verip geçerler. Ama burada ölürsün. Eğitimde, sana bir F verirler. Ama burada, ölürsün. Eğitimde sana bir F verip geçerler. Ama burada ölürsün. Eğitimde en fazla sıfır alırsın. Burada ölürsün. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I screwed up. Okay? Yes. You did. | Çuvalladım, tamam mı? Evet, çuvalladın. Batırdım. Tamam mı? Evet, batırdın. Çuvalladım, tamam mı? Evet, çuvalladın. Berbat ettim, tamam mı? Evet, ettin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Stop and roll back and I'll cut the empties. | Durup, geri dön. Ben de boş vagonları çıkarayım. Dur ve geri git. Fazlalığı çıkarayım! Durup, geri dön. Ben de boş vagonları çıkarayım. Durup geri dön, boşları bırakayım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Roll back? | Geri mi döneyim? Geri git? Geri mi döneyim? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Oh. Lord. | Tanrım! Oh, Tanrım. Tanrım! Hey Allahım! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We can't stop out here on the main. | Ana hatta duramayız. Ana hattın üzerinde duramayız. Ana hatta duramayız. Ana hatta duramayız. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're more than a mile out on the main. | Ana hatta 1 milden fazla ilerledik bile... Ana hattın üzerinde bir milden fazla gittik. Ana hatta 1 milden fazla ilerledik bile... Ana hattın 2 kilometre içine girdik... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
More than a mile to the next stop. | ...ve bir sonraki durağa 1 milden fazla var. Bir sonraki durak için bir milden fazla yol var. ...ve bir sonraki durağa 1 milden fazla var. ...bir sonraki durağa 2 kilometreden fazla var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You don't take a consist this size that distance in reverse. | Bu kadar uzun bir katarı, o kadar mesafe geri götüremezsin. Bu uzunlukla arkanı görecek mesafen olmaz. Bu kadar uzun bir katarı, o kadar mesafe geri götüremezsin. Bu kadar uzun bir katarı geri geri götüremezsin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Fine. Then we'll make the turn at the next siding. | Peki. O zaman bir sonraki makastan döneriz. Peki. O zaman, bir sonraki yan hattan döneriz. Peki. O zaman bir sonraki makastan döneriz. İyi. O zaman bir sonraki cepte yön değiştiririz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
The next siding's not for 10 miles. | Sonraki makas 10 mil sonra. 10 mil içinde bir yan hat yok. Sonraki makas 10 mil sonra. 15 kilometre içinde başka cep yok. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We do that. We're late. I don't run late. | Oradan dönersek de geç kalırız. Ben geç kalmam. Dönersek, geç kalırız. Geç kalmam ben. Oradan dönersek de geç kalırız. Ben geç kalmam. Geç kalmasaydık yapardık. Ben geç kalmam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just green sheet it and we'll move on. | Yönergede ne yazıyorsa onu yapar devam ederiz. Tebliğ veririz ve yola devam ederiz. Yönergede ne yazıyorsa onu yapar devam ederiz. Sadece yeşil ışık ver, yola devam edelim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Come on. We green sheet it and it's my ass! Cut me some slack. | Yapma! Başlatma yönergeden. Bu kadar üstüme gelme! Yapma! Tebliğ verirsek, göte gelirim. Görmezden gel. Yapma! Başlatma yönergeden. Bu kadar üstüme gelme! Yapma. Yeşil ışık verince benim göt gider. Bana şans ver. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What do you mean. It's your ass? You're a Colson. | "Başlatma yönergeden" de ne demek? Sen bir Colson'sın. Ne demek 'göte gelirim'? Sen, Colson'sın. "Başlatma yönergeden" de ne demek? Sen bir Colson'sın. Ne demek benim göt gider? Sen bir Colson'sın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What the hell is that supposed to mean? | Bu da ne demek şimdi? Bu da ne anlama geliyor şimdi? Bu da ne demek şimdi? Bu da ne demek şimdi? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
That means you can call your uncle and they'll take care of it. | Amcalarını ararsın, onlar da hallediverir demek. Yani, amcanı ararsın ve o icabına bakar bunun. Amcalarını ararsın, onlar da hallediverir demek. Amcanı ararsın ve işi hâllederler demek. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Is that what this is about? | Sorun bu mu yani? Her şey bununla mı ilgili? Sorun bu mu yani? Olay bu mu? Hayır. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
No. It's about the five cars too many. | Hayır. Sorun beş vagon fazla bağlamış olman. Hayır. Beş vagon fazladan eklemeyle ilgili. Hayır. Sorun beş vagon fazla bağlamış olman. Olay beş vagonun fazla olması. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're gonna stop. Roll back and cut those empties! | Durup, geri döneceğiz ve boş vagonları ayıracağız! Duracağız. Geri gideceğiz ve fazlalıkları keseceğiz. Durup, geri döneceğiz ve boş vagonları ayıracağız! Durup, geri gideceğiz ve boşları bırakacağız. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This may be your engine. But it's my goddamn train. | Lokomotif senin olabilir ama bu tren benim. Süren sen olabilirsin; ama bu lanet tren benim. Lokomotif senin olabilir ama bu tren benim. Senin lokomotifin olabilir ama katar benim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yes. It is. I'm the goddamn conductor! | Evet. Öyle. Kondüktör olan benim! Evet, öyle. Kondüktörüm ben burada! Evet. Öyle. Kondüktör olan benim! Tabi canım senin. Kondüktör benim be! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
That's true. MALE DISPATCHER ON RADIO: 1206, check in. | Doğru. 1206, cevap ver. Doğru. 1206, yanıt ver. Doğru. 1206, cevap ver. Doğru. 1206 cevap ver. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'll write you up and green sheet your ass. | Seni rapor edeceğim. Yönergeyi görürsün o zaman. Tebliğte seni yazacağım ve göte sen geleceksin. Seni rapor edeceğim. Yönergeyi görürsün o zaman. Seni rapor edeceğim ve yeşil ışığı kıçına vereceğim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Will you? How about that? | Öyle mi? Buna ne diyeceksin bakalım? Yapacak mısın? Nasıl yapacaksın? Öyle mi? Buna ne diyeceksin bakalım? Öyle mi? Ne dersin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
1206, this is dispatch. What's your location? Over. (FRANK LAUGHING) | 1206, burası merkez. Konumunuz nedir? Tamam. 1206, bu bir rapordur. Konumunuz nedir? Tamam. 1206, burası merkez. Konumunuz nedir? Tamam. 1206, burası merkez. Konumunuz ne? Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Something's funny? No. | Komik bir şey mi var? Hayır. Hoşuna mı gitti? Hayır. Komik bir şey mi var? Hayır. Komik bir şey mi var? Hayır. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What the hell are you laughing at? What are you laughing at? | O zaman ne gülüyorsun? Neden gülüyorsun? Niye gülüyorsun o zaman? Niye gülüyorsun o zaman? O zaman ne gülüyorsun? Neden gülüyorsun? Ne diye gülüyorsun sen? Ne diye gülüyorsun? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Because it's funny. You're a funny guy. | Çünkü komik. Sen komik bir adamsın. Çünkü, çok komik. Komik bir adamsın. Çünkü komik. Sen komik bir adamsın. Çünkü bu komik bir şey. Komik adamsın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Well trained. But funny. Yeah. This is 1206. | İyi eğitim almış ama komik. Evet, burası 1206. İyi alışkanlık. Çok komik. Evet. Burası, 1206. İyi eğitim almış ama komik. Evet, burası 1206. İyi eğitimli ama komik. Evet, burası 1206. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're 60 miles from Wilkins. | Wilkins'ten 60 mil... Wilkins'ten 60 mil uzaktayız. Wilkins'ten 60 mil... Wilkins'in 95 kilometre ötesindeyiz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Forty minutes out of Fuller Yard. | ...Fuller İstasyonundan 40 dakika uzaklıktayız. Fuller İstasyonu'na 40 dakikalık mesafemiz var. ...Fuller İstasyonundan 40 dakika uzaklıktayız. Fuller Garı'na girmeye 40 dakikalık mesafe var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Negative. 1206. Clear your train at the next siding | Olumsuz 1206. Bir sonraki talimata kadar treninizi yan hatta alın. Tamam. Olumsuz. 1206. Bir sonraki talimata kadar, Olumsuz 1206. Bir sonraki talimata kadar treninizi yan hatta alın. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
until further instructed. Over. | ...ilk yan hatta treninizi sokunuz. Tamam. ...treninizi ilk cebe sokun. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What's up? | Ne oldu? Sorun ne? Ne oldu? Ne oldu ki? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There's an unmanned train out of Fuller, on the northbound track. Over. | Fuller'dan çıkmış, kuzeye giden makinistsiz bir tren var. Tamam. Fuller'dan çıkmış, kuzeye doğru giden ray üzerinde insansız bir tren var. Tamam. Fuller'dan çıkmış, kuzeye giden makinistsiz bir tren var. Tamam. Kuzey istikametinde Fuller'dan çıkmış insansız bir tren var. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
On our track? | Bizim hatta mı? Bizim rayda mı? Bizim hatta mı? Bizim güzergâhta mı? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
A coaster? | Boşta giden bir tren mi? Kayıyor mu? Boşta giden bir tren mi? Kayıyor mu? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |