Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178360
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
1206. We don't have all the details yet. | 1206, detayları bilmiyoruz. 1206. Elimizde şu an pek fazla bilgi yok. 1206, detayları bilmiyoruz. 1206, şu an tüm detaylar elimizde değil. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just proceed to the next siding and hold tight. Over. | Yan hatta girip, durun. Tamam. Önünüzdeki ilk yan hatta girin ve sıkı durun. Tamam. Yan hatta girip, durun. Tamam. Siz bir sonraki cebe girin ve durun. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Next siding's not for 10 miles. | Bir sonraki makas 10 mil sonra. 10 mil içinde yan hat yok. Bir sonraki makas 10 mil sonra. Gelecek cep 15 kilometre ötede. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Affirmative, 1206. | Tamamdır 1206. Anlaşıldı, 1206. Tamamdır 1206. Anlaşıldı, 1206. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just get in that siding and sit tight | O hatta girip, onay gelene kadar bekleyin. Tamam. Bizden talimat alana kadar, o yan hatta... O hatta girip, onay gelene kadar bekleyin. Tamam. Siz cebe girin ve biz onay verene dek bekleyin. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
until we give you the all clear. Over. | ...girin ve sıkı durun. Tamam. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Affirmative. | Anlaşıldı. Olumlu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's coming right at us. | Tam üzerimize geliyor. Doğruca üzerimize geliyor. Tam üzerimize geliyor. Üzerimize geliyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
More word on that runaway freight train in rural Pennsylvania. | Pensilvanya kırsalındaki kaçak nakliye treniyle ilgili yeni bilgiler edindik. Pensilvanya'daki kaçak trenden yeni haberler var. Pensilvanya kırsalındaki kaçak nakliye treniyle ilgili yeni bilgiler edindik. Pensilvanya kırsalındaki kontrolsüz nakliye treninden yeni haberler var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
The train, A WVR777, | A WVR777 numaralı tren... A WVR777 treni, A WVR777 numaralı tren... AWVR 777 nolu tren... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
otherwise known as 777, | ...yani 777 numaralı tren... ...bilinen adıyla 777, ...yani 777 numaralı tren... ...başka bir deyişle 777... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Ieft Fuller Yard in northern PA | ...bu sabah saat 08:00'den hemen önce... Kuzey Pensilvanya Fuller İstasyonu'ndan... ...bu sabah saat 08:00'den hemen önce... Fuller Garı'ndan kuzey istikametine... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
sometime before 8: 00 a. M. This morning | ...Pensilvanya, Fuller İstasyonu'ndan çıkış yaptı... ...saat sabah 8 gibi ayrıldı. ...Pensilvanya, Fuller İstasyonu'ndan çıkış yaptı... ...bu sabah saat sekiz gibi içinde kimse olmadan ayrıldı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and no one was onboard. | ...ancak trende kimse yoktu. Ve içinde kimse yok. ...ancak trende kimse yoktu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
MALE AN NOU NCER: Live, local, late breaking. | Şimdi Canlı Yerel Haberler. Son dakika haberleri. Şimdi Canlı Yerel Haberler. Canlı yayın, yerel son dakika haberi. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
The engineer, they say, made an error in controlling the train. | Makinistin, treni kontrol etmede bir hata yaptığını söylüyorlar. Mühendisin dediğine göre, trenin kontrolünde bir sorun yapılmış. Makinistin, treni kontrol etmede bir hata yaptığını söylüyorlar. Makinistler, trenin kontrolünde bir hata yapıldığını söylüyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Before leaving the locomotive, | Lokomotiften çıkmadan önce... Lokomotiften ayırlmadan önce, Lokomotiften çıkmadan önce... Lokomotiften atlamadan önce... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
he intended to apply the independent brakes. | ...müstakil freni ayarladığını düşünüyormuş. ...frenleri serbeste aldığını belirtti. ...müstakil freni ayarladığını düşünüyormuş. ...seri frenleri açma niyetindeydi. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And then by the time he realized his mistake, | İşte o anda yaptığı hatanın farkına varmış... Ve, tekrar yetişemeyecek kadar... İşte o anda yaptığı hatanın farkına varmış... Ama sonra hatasını anladığı zaman... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
the train was going too fast for him to climb back on. | ...tren, makinistin tekrar binebilmesi için fazla hızlı gidiyormuş. ...trenin hızlandığını görünce hata yaptığını fark etmiş. ...tren, makinistin tekrar binebilmesi için fazla hızlı gidiyormuş. ...tren geri binemeyeceği kadar hızlı gidiyordu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're being told now by a spokesperson | Kamu Hizmet Komisyonu sözcüsüyle... Kamu İşleri Heyeti'nden... Kamu Hizmet Komisyonu sözcüsüyle... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
for the Public Utilities Commission | ...yaptığımız konuşma sonrasında... bir sözcünün dediğine göre, ...yaptığımız konuşma sonrasında... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
that this employee will be held accountable. | ...bu olayın sorumlusunun resimdeki çalışan olduğu söylendi. ...bu çalışanın sorumlu tutulabileceği söylendi. ...bu olayın sorumlusunun resimdeki çalışan olduğu söylendi. ...bu çalışan durumdan sorumlu tutulabilir. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Connie? Yeah. | Connie? Evet. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Headquarters is on the phone. It's Galvin. | Genel merkez arıyor. Arayan Galvin. Genel merkez telefonda. Galvin. Genel merkez arıyor. Arayan Galvin. Genel Merkez telefonda. Galvin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Mr. Galvin. How are you? | Bay Galvin, nasılsınız? Bay Galvin nasılsınız? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
God damn it. How could this happen? | Lanet olsun. Bu şey nasıl oldu? Lanet olsun! Nasıl olabilir bu? Lanet olsun. Bu şey nasıl oldu? Allah kahretmesin. Bu nasıl olabildi? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's an unfortunate combination of human error and bad luck. | İnsan hatası ve kötü şansın birleşimi sayesinde. İnsan hatası ve kötü şansın, talihsiz kombinasyonu diyelim. İnsan hatası ve kötü şansın birleşimi sayesinde. İnsan hatası ve kötü şansın talihsiz bir birleşimiyle. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Luck? | Şans mı? Şans? Şans mı? Şans mı? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I was a yardmaster for 10 years. Ms. Hooper. | 10 yıl boyunca istasyon şefliği yaptım, Bayan Hooper. Sahası müdürü olarak 10 yıl çalıştım, Bayan Hooper. 10 yıl boyunca istasyon şefliği yaptım, Bayan Hooper. 10 yıl gar şefliği yaptım Bayan Hooper. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Luck has no business in a rail yard. | Tren istasyonlarında şansın işi yoktur. Şansın, demiryolları işinde yeri yoktur. Tren istasyonlarında şansın işi yoktur. Demiryolu garında şansın işi yoktur. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
What are we worried about in terms of cargo? | Kargoyla ilgili endişe edilecek bir şey var mı? Kargo hakkında neden endişeli olmamız gerekiyor? Kargoyla ilgili endişe edilecek bir şey var mı? Bizim endişemiz kargo ile ilgili. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Well. Obviously. The diesel fuel's a concern. | Taşıdığımız mazot bir endişe kaynağı tabii ki. Şey, açıkçası, bu dizel yakıtı endişe veriyor. Taşıdığımız mazot bir endişe kaynağı tabii ki. Açık ki dizel yakıt bir endişe kaynağı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
No, I said cargo. | Hayır, kargo dedim. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Okay. Well. Cars 7 through 10 | Tamam. 7. ve 10. vagonlar arası... Peki. Şey, 7 ile 10 arası vagonlar... Tamam. 7. ve 10. vagonlar arası... Tamam. 7 ila 10 arası ve... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and 16 through 19 are carrying a chemical called molten phenol. | ...ve 16. ve 19. vagonlar arasında sıvı fenol denen bir kimyasal taşıyoruz. ...ve 16 ile 19 arası vagonlarda erimiş fenol adında kimyasallar var. ...ve 16. ve 19. vagonlar arasında sıvı fenol denen bir kimyasal taşıyoruz. 16 ila 19 arası vagonlar, molten pentol adlı bir kimyasal taşıyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're still trying to connect with the shipper | Sevkıyatı yapan kişiyle bu maddenin... Ve biz de, nakliyeciye bağlanmaya, Sevkıyatı yapan kişiyle bu maddenin... Hâlâ nakliyatçı ile bunun tam olarak ne olduğu hakkında... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
to determine exactly what that is. | ...tam olarak ne olduğunu öğrenmek için iletişim kurmaya çalışıyoruz. ...bunların ne olduklarını anlamaya çalışıyoruz. ...tam olarak ne olduğunu öğrenmek için iletişim kurmaya çalışıyoruz. ...temasa geçmeye çalışıyoruz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
It's used in the manufacture of glue. | Yapıştırıcı imal etmek için kullanılır. Tutkal üretiminde kullanılır. Yapıştırıcı imal etmek için kullanılır. Tutkal yapımında kullanılan bir maddedir. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Can you hold on one moment? | Bir saniye bekleyebilir misiniz? Bir dakika izin verir misiniz? Bir saniye bekleyebilir misiniz? Bir dakika bekleyebilir misiniz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You know about molten phenol? | Sıvı fenol hakkında bilginiz var mı? Erimiş Fenol hakkında bir şey biliyor musun? Sıvı fenol hakkında bilginiz var mı? Molten pentolü biliyor musunuz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Mr. Galvin. We have an FRA inspector here. | Bay Galvin, burada bir FDİ müfettişi var. Yanımızda FGM'den bir denetmen var, Bay Galvin. Bay Galvin, burada bir FDİ müfettişi var. Bay Galvin, burada Federal Amirlik'ten bir müfettiş var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
May I put you on speaker? | Kendisini konuşmaya dâhil edebilir miyim? Sizi hoparlöre veriyorum? Kendisini konuşmaya dâhil edebilir miyim? Sizi hoparlöre veriyorum? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Region 2 Federal Safety Inspector Scott Werner. How can I help? | 2. Bölge Federal Güvenlik Müfettişi Scott Werner. Nasıl yardım edebilirim? Federal Güvenlik Müfettişliği'nden Scott Werner. Nasıl yardımcı olabilirim? 2. Bölge Federal Güvenlik Müfettişi Scott Werner. Nasıl yardım edebilirim? İkinci bölge Federal Güvenlik Müfettişi Scott Werner. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Just tell me what you know about molten phenol. | Bana sıvı fenol hakkında bildiklerini anlat yeter. Sadece erimiş fenol hakkında bildiklerini anlat. Bana sıvı fenol hakkında bildiklerini anlat yeter. Sadece bana molten pentol hakkında ne bildiğini söyle. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Well. It's serious stuff. Very toxic. Highly combustible. | Çok ciddi bir maddedir. Oldukça zehirlidir ve çok yanıcıdır. Şey. Bu tehlikeli bir madde. Çok zehirli. Yüksek derecede yanıcı. Çok ciddi bir maddedir. Oldukça zehirlidir ve çok yanıcıdır. Ciddi bir madde. Bayağı toksik. Yüksek derecede tutuşucu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Oh, that's terrific. | Harika. Oh, bu berbat! Harika. Bu harika işte. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Hooper. Get state police back on the line. | Hooper, eyalet polisiyle iletişim kur. Hooper. Eyalet polisine haber ver. Hooper, eyalet polisiyle iletişim kur. Hooper, eyalet polisini ara... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Make sure they got a HazMat team briefed and ready. | Tehlikeli Maddeler takımlarını alarma geçirmelerini sağla. Tehlikeli madde timine haber versinler ve hazır olsunlar. Tehlikeli Maddeler takımlarını alarma geçirmelerini sağla. ...kimyasal timinin hazır ve bilgilendirilmiş olduğuna emin ol... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
And ask them to put a spotter chopper over 777. | Ayrıca 777 için bir gözlem helikopteri iste. Ve onlardan, 777'yi gözetleyecek bir helikopter iste. Ayrıca 777 için bir gözlem helikopteri iste. ...ve 777 için gözcü bir helikopter vermelerini iste. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I take it you've sided all rail traffic? | Bütün tren trafiğini kontrol ediyorsun sanırım? Demiryolu trafiğini hallettin, sanıyorum? Bütün tren trafiğini kontrol ediyorsun sanırım? Demiryolu trafiğini kapadığını varsayıyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
CONNIE: On our end, yes. Brewster's notifying its own. | Bizim tarafımızda evet. Brewster da kendi tarafını kontrol ediyor. Kendi tarafımızı, evet. Brewster tarafındakiler, kendileri yapıyor. Bizim tarafımızda evet. Brewster da kendi tarafını kontrol ediyor. Bizim güzergâhlarımızı evet. Brewster kendi düzenliyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Sir. | Efendim. Efendim... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
How are we going to handle this? | Bu şeyi nasıl durduracağız? Bununla nasıl başa çıkacağız? Bu şeyi nasıl durduracağız? ...bunu nasıl hâlledeceğiz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I mean. This train is en route to pass | Yani, bu tren çok yüksek nüfusu olan... Yani. Bu trenin gitmekte olduğu yol, Yani, bu tren çok yüksek nüfusu olan... Yani bu tren yol boyunca... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
through some highly populated areas. | ...bölgeler arasındaki yollardan geçecek. ...oldukça yüksek bir nüfuslu yerlerden geçiyor. ...bölgeler arasındaki yollardan geçecek. ...bazı yüksek nüfuslu bölgelerden geçecek. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're having a strategy call in about two minutes. | İki dakika içinde stratejimizi belirleyeceğimiz bir toplantıya gireceğim. Yaklaşık iki dakika sonra, strateji için toplanacağız. İki dakika içinde stratejimizi belirleyeceğimiz bir toplantıya gireceğim. İki dakika içinde strateji toplantısı yapacağız. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
(SIGHS) All right. I'll be ready. | Tamam. Hazır olacağım. Pekâlâ. Hazır olurum. Tamam. Hazır olacağım. Tamam, hazır olacağım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
You won't be on the call. Ms. Hooper. | Siz bulunmayacaksınız Bayan Hooper. Siz olmayacaksınız, Bayan Hooper. Siz bulunmayacaksınız Bayan Hooper. Siz hatta olmayacaksınız Bayan Hooper. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Excuse me? You'll be advised. | Affedersiniz? Siz sadece yardımcı olacaksınız. Affedersiniz? Haber verilecek size. Affedersiniz? Siz sadece yardımcı olacaksınız. Affedersiniz? Yönlendirileceksiniz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
For now. Coordinate with local authorities. | Şimdilik yerel yetkililerle birlikte çalışın. Şimdilik, yerel yetkililerle koordinasyon sağlanacak. Şimdilik yerel yetkililerle birlikte çalışın. Şimdilik yerel otoritelerle koordinasyonlu olarak. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
God knows we gotta have over 100 crossings that need to be secured. | Tanrı biliyor ya güvenlik altına almamız gereken yüzden fazla geçit var. Tanrı bilir, 100 demiryolu geçidini falan kontrol altına almamız gerekiyor. Tanrı biliyor ya güvenlik altına almamız gereken yüzden fazla geçit var. Allah bilir, emniyete alınması gereken yüzün üzerinde hemzemin geçit vardır. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
One hundred and seventy three. | 173... Tam 173... 173... Yüz yetmiş üç... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Railroad crossings. | ...demiryolu geçidi. ...hemzemin geçit. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Between here and AWVR substation in Brewster. | Burası ve Brewster AWVR istasyonu arasındaki geçitler. Burası ve Brewster'daki AMVR istasyonu arası. Burası ve Brewster AWVR istasyonu arasındaki geçitler. Burası ve Brewster'daki AWVR şubesi arası. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Listen. Mr. Galvin. | Dinleyin, Bay Galvin. Bakın, Bay Galvin... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
This train is half a mile long and is traveling at speed into population | Bu tren yarım mil uzunluğunda ve arkasında sekiz vagon... Bu tren yarım mil uzunluğunda ve yüksek nüfuslu yerlere doğru, Bu tren yarım mil uzunluğunda ve arkasında sekiz vagon... ...bu tren 800 metre uzunluğunda ve içinde toksik kimyasallar... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
with eight freight cars of hazardous chemicals | ...tehlikeli kimyasal ve 20.000 litre mazot ile... ...üzerinde 8 vagonluk kimyasal madde... ...tehlikeli kimyasal ve 20.000 litre mazot ile... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and 5, 000 gallons of diesel fuel. | ...insanların yaşam bölgesine doğru ilerliyor. ...ve 5000 galonluk dizel yakıt ile yol almakta. ...insanların yaşam bölgesine doğru ilerliyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Sir, we're not just talking about a train here. | Efendim, burada sadece bir trenden bahsetmiyoruz. Efendim, burada basit bir trenden bahsetmiyoruz. Efendim, burada sadece bir trenden bahsetmiyoruz. Efendim, burada sadece bir trenden bahsetmiyoruz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We're talking about a missile the size of the Chrysler Building. | Chrysler binası büyüklüğünde bir füzeden bahsediyoruz. Burada, Chrysler Binası büyüklüğünde bir füzeden bahsediyoruz. Chrysler binası büyüklüğünde bir füzeden bahsediyoruz. Chrysler Gökdeleni boyunda bir füzeden bahsediyoruz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So. What is your point. Ms. Hooper? | Ne demeye çalışıyorsunuz, Bayan Hooper? Anlatmak istediğiniz nedir, Bayan Hooper? Ne demeye çalışıyorsunuz, Bayan Hooper? Ne demek istiyorsunuz Bayan Hooper? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
My point is after it crosses through Findlay. | Demek istediğim, Findlay geçidinden sonra... Anlatmak istediğim, Findlay geçidinden sonra... Demek istediğim, Findlay geçidinden sonra... Demek istediğim Findlay'i geçtikten sonra... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
There's about 12 miles of vacant farmland. | ...yaklaşık 12 millik boş bir tarım alanı var. ...orada 12 millik boş tarım arazisi var. ...yaklaşık 12 millik boş bir tarım alanı var. 20 kilometre boyunca boş çiftlik alanı var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
But after that. It's nothing but town after town | Ama ondan sonrası Stanton'a kadar... Ama bundan sonra, Stanton yolu... Ama ondan sonrası Stanton'a kadar... Ama ondan sonra Stanton'a kadar kasaba kasaba ardına. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
all the way to Stanton. | ...sürekli şehir ve kasaba dolu. ...boyunca hiçbir şey yok. ...sürekli şehir ve kasaba dolu. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We have a very limited window here. | Burada çok küçük bir şansımız var. Çok kısıtlı bir fırsatımız var. Burada çok küçük bir şansımız var. Çok kısıtlı bir alanımız var. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
So. What are you suggesting we do. Derail it? | Ne öneriyorsun peki? Treni raydan çıkartmayı mı? Yani, ne yapmamızı öneriyorsun? Raydan mı çıkaralım? Ne öneriyorsun peki? Treni raydan çıkartmayı mı? Ne öneriyorsunuz yani? Raydan mı çıkaralım? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Yes. Sir. I am. | Evet, efendim. Bunu öneriyorum. Evet, efendim. Evet, efendim. Bunu öneriyorum. Evet, efendim. Onu öneriyorum. İleri! İleri! İleri! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
While we still can. | Hâlâ şansımız varken. Yapabilecek şansımız varken. Hâlâ şansımız varken. Hâlâ yapabiliyorken. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Mr. Galvin. I understand that's gonna cost the company a lot of money... | Bay Galvin, bunun şirkete büyük bir para kaybı olacağını anlıyorum... Bay Galvin, bunun şirket için büyük maddi kayıp olacağının farkındayım... Bay Galvin, bunun şirkete büyük bir para kaybı olacağını anlıyorum... Bay Galvin bunun şirkete çok paraya mâl olacağını anlıyorum. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Do you think? | Öyle mi dersin? Gerçekten mi? Öyle mi dersin? Öyle mi dersin? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Ms. Hooper. We're not gonna intentionally destroy one of our own trains. | Bayan Hooper, kendi trenlerimizden birisini bile bile yok etmeyeceğiz. Bayan Hooper, trenlerimizden birini kasıtlı olarak yok etmeyeceğiz. Bayan Hooper, kendi trenlerimizden birisini bile bile yok etmeyeceğiz. Bayan Hooper kasten kendi trenlerimizden birini yok etmeyeceğiz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Not when we can still stop it. | Hâlâ durdurma şansımız varken olmaz. Durdurmak için bir şansımız varken. Hâlâ durdurma şansımız varken olmaz. Hâlâ durdurabilme şansımız varken olmaz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We can avoid a lot of collateral... | Çok büyük bir felaket... Maddi düşünmekten kaçınmalıyız... Çok büyük bir felaket... Birçok yan hasardan... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm going to extend you my last ounce of good will | İçimdeki son iyi insanlık ve sabır namına... Size iyi niyetimden biraz göstermek ve bu konuşma... İçimdeki son iyi insanlık ve sabır namına... Size iyi niyetimin son dirhemini sunmak... | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
and pretend this conversation never happened. | ...bu konuşma hiç olmamış gibi davranacağım. ...hiç gerçekleşmemiş gibi davranacağım. ...bu konuşma hiç olmamış gibi davranacağım. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
He thinks I'm worried about my job. | İşim için endişe ettiğimi sanıyor. İşimi düşündüğümü, sanıyor. İşim için endişe ettiğimi sanıyor. İşim umurumda sanıyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Ma'am. Please stay in your van. | Hanımefendi, lütfen aracınızda kalın. Hanfendi. Lütfen, karavanda kalınız. Hanımefendi, lütfen aracınızda kalın. Hanımefendi, lütfen kamyonetinizde kalın. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Come on. Please get back into the van. | Hadi ama. Lütfen aracınıza geri dönün. Haydi. Lütfen, karavana giriniz. Hadi ama. Lütfen aracınıza geri dönün. Gel. Lütfen kamyonete binin. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
FEMALE REPORTER: Can you please tell us what's going on? | Neler olduğunu bize anlatabilir misiniz? Bize neler olduğunu söyler misiniz? Neler olduğunu bize anlatabilir misiniz? Lütfen bize ne olduğunu söyleyebilir misiniz? | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Every crossing's closed off for 20 miles. | 20 mil içindeki bütün geçitler kapatılmış. 20 mil boyunca, tüm demiryolu geçitleri kapalı. 20 mil içindeki bütün geçitler kapatılmış. 30 kilometre içindeki tüm hemzemin geçitler kapalı. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Ma'am. For your safety. Please get back into your van. | Hanımefendi, kendi güvenliğiniz için lütfen aracınıza dönün. Hanfendi, güvenliğiniz için. Lütfen, karavana giriniz. Hanımefendi, kendi güvenliğiniz için lütfen aracınıza dönün. Hanımefendi, güvenliğiniz için lütfen kamyonetinize dönün. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
I'm not getting back in the vehicle. | Aracıma geri falan dönmüyorum. Araca binmiyorum. Aracıma geri falan dönmüyorum. Araca dönmüyorum. Ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
We need to know what's going on. | Neler olduğunu öğrenmek istiyoruz. Ne olduğunu bilmemiz lazım. Neler olduğunu öğrenmek istiyoruz. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Guys. Get out of there. There's a train coming. | Çocuklar, oradan çekilin. Bir tren geliyor. Beyler, çıkın oradan. Tren geliyor! Çocuklar, oradan çekilin. Bir tren geliyor. Beyler, çekilin oradan. Bir tren geliyor. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
WOMAN: Hurry! | Acele et. Çabuk! Acele et. Acele edin! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Hurry! It's coming! | Çabuk ol! Geliyor! Çabuk! Geliyor! Çabuk ol! Geliyor! Acele edin! Geliyor! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
MAN: Come on. We got to go. | Hadi, gitmemiz gerek. Haydi! Gitmeliyiz. Hadi, gitmemiz gerek. Hadi. Gitmemiz gerek. | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |
Get out of there! Move it! | Çekilin oradan! Kımıldayın! Uzaklaşın oradan! Sallanın! Çekilin oradan! Kımıldayın! Çekil oradan! Kıpırda! | Unstoppable-1 | 2010 | ![]() |