Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
It wasn't hard. | Hiç zor olmadı. | 1 Mai-1 | 2008 | |
We just broke in. | Hemen içeri dalmıştık. | 1 Mai-1 | 2008 | |
The first ones to go in were restrained in taking stuff. | İçeri ilk girenler ölçülü şekilde mal yağmaladılar. | 1 Mai-1 | 2008 | |
They ducked around like criminals. | Etrafta suçlular gibi dolaşıyorlardı. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Took two beers, cottage cheese. | İki bira, süzme peynir. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Breakfast, in a word. | Tek kelimeyle kahvaltı yapıyorlardı. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Then more came and took what they needed. | Gelenlerin ardı arkası kesilmedi, ne lazımsa aldılar. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Then all of Kreuzberg was there. | Tüm Kreuzberg orada toplanmıştı. | 1 Mai-1 | 2008 | |
No shit, all of Kreuzberg. | Tüm Kreuzberg, şaka değil. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Believe me, the cops | İnanın bana, polislerin... | 1 Mai-1 | 2008 | |
took over four hours, four and a half hours, | ...oraya ulaşması bile tam dört buçuk saatlerini aldı. | 1 Mai-1 | 2008 | |
The streets were closed: Barricades. | Tüm caddeler tutulmuştu. Barikatlar. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Skalitzer St. Urban St. | Skalitzer Caddesi. Urban Caddesi. | 1 Mai-1 | 2008 | |
all of them. | Hepsi. | 1 Mai-1 | 2008 | |
For four whole hours, Kreuzberg was the only | Dört saat boyunca Kreuzberg... | 1 Mai-1 | 2008 | |
You know what? | Bakın ne diyeceğim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Every year we long for the same thing: | Her yıl aynı savaşı vermek için o gün burnumuzda tüter. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Just one damn day when you can take everything. | Her şeyi elde edebileceğin tek gün o gündür. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Because it all belongs to you. | Hem de aslında sana ait olan şeyleri. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Monday 07 :00 hours, entry three. | Pazartesi, saat sabah 7, 3. kayıt. | 1 Mai-1 | 2008 | |
What? You not got a bigger note? | Ne oldu? Bozuk paran yok mu? | 1 Mai-1 | 2008 | |
No. Have a look. | Yok. Bir daha baksana. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Nothing smaller, sorry. | Bozuğum yok, kusura bakmayın. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I've no change, I just came on shift. | Bende de bozuk yok, aracı daha yeni teslim aldım. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You'll have to get off. What? | İnmen gerekiyor. Nasıl? | 1 Mai-1 | 2008 | |
I'm catching the Berlin train. I'm not a charity, off you get. | Berlin trenine yetişmem lazım. Hayır kurumu değiliz, lütfen in artık. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Come on, take it! What is it? | Alsana şunu! Bu ne? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Really? | Hadi ya. Nereden aldın? İnternet'ten. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Excellent. | İyiymiş. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Can't have been cheap. | Ucuz da değildir. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Cheap? | Ucuz mu? | 1 Mai-1 | 2008 | |
What's cheap then? | Ne ucuz ki? | 1 Mai-1 | 2008 | |
And what about you? | Sen ne giyeceksin? | 1 Mai-1 | 2008 | |
You. | Sen diyorum. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Plain clothes. To break cover unexpectedly. | Sivil kıyafet. Ansızın üzerimi değiştireceğim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Helmets? | Kask mı? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Will it really be that bad? Always, sure. | O kadar çetin mi geçecek? Hep öyle olur. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You alright? Or are you shitting your pants? | İyi misin? | 1 Mai-1 | 2008 | |
No, but I'll shit in your pants. | Hayır ama seninkine sıçabilirim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You're melting my heart. | Kalbimi kırıyorsun ama. Gelsene sen. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You fag. Don't touch me! | Dokunmasana lan bana, ibne! | 1 Mai-1 | 2008 | |
Thank you for using Deutsche Bahn. | Deutsche Bahn'ı tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Two cops! | İki tane polis var. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Here you are. Thank you. | Buyurun. Teşekkür ederim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Feel safe with a gun, huh? | Silahına mı güveniyorsun? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Hey, Yavuz! | Yavuz! | 1 Mai-1 | 2008 | |
Watch your mouth! Excuse me. | Düzgün konuşsana! Özür dilerim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Watch your mouth. | Düzgün konuşsana. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Cop lover? Got a problem with that? | Polis yalakası mısın? Öyleyim, beğenmedin mi? | 1 Mai-1 | 2008 | |
You said we'd take out a cop today. Me? | Bugün polisin birini haşlayacağız demiştin ya. | 1 Mai-1 | 2008 | |
because they beat up Hasan last year. What? Fikret? | ...geçen yıl Hasan'ı dövmüşler ya. Ne dedin? Fikret mi? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Well? You want a smack or what? You're too weak! | Tokat mı istiyorsun yoksa? Çok zayıfsın. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Come here, you little fucker. | Gel lan buraya, seni adi. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Got you. | Yakaladım. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Look what I collected. For the demo! | Bak gösteri için ne topladım. | 1 Mai-1 | 2008 | |
To play marbles? 1 | Misket mi oynayacaksın bunlarla? 1 | 1 Mai-1 | 2008 | |
Look at this. | Sen bendekine bak. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Me and my brother wanna take out a cop. | Abimle birlikte polis haşlayacağız. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Bad! | Kötü! | 1 Mai-1 | 2008 | |
If this got your head, you'd be so dead. | Şunu kafana bir indirsem ölür gidersin | 1 Mai-1 | 2008 | |
No way, I don't believe you. Should l? | Olmaz. İnanmıyorum sana. Vurayım mı? | 1 Mai-1 | 2008 | |
And I'll join you! We'll see, it's not a game. | Ben de sizinle geleceğim! Oyun oynamıyoruz oğlum burada. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Come on. | Gel. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Is this all there is to Alexander Platz? | Alexander Meydanı'nın tamamı karşınızda. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I like the structure. | Heykeli çok beğendim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I like the tits. | Ben de memeleri beğendim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Yeah... me too. | Ben de. | 1 Mai-1 | 2008 | |
But I also like the structure. | Ama heykeli de beğendim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
So? Where's the problem? There isn't one. | Öyleyse problem ne? Problem falan yok. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Well then. | Öyleyse... | 1 Mai-1 | 2008 | |
Why finish school when I've got work with Dad? | Babamın yanında çalışmak varken niye okulu bitireyim ki? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Is it a shit job? Not at all. | Babanın işi boktan değil miydi? Yok canım. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Working for Daddy is uncool? Better than living with Grandparents. | Babanın yanında çalışmak hoş olmaz ki? Dedenlerde kalmaktan iyidir. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I don't live there, I'm just staying. Since you were 12. | Orada oturmuyorum, geçici kalıyorum. 12 yaşından beri. | 1 Mai-1 | 2008 | |
What do you mean? | Ne olmuş yani? | 1 Mai-1 | 2008 | |
That's something else. My Dad travels. I'll move out soon. | Olay başka. Babam sürekli seyahatte. Yakında dedemlerden taşınacağım. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I just don't knowwhat I should do. | Ne yapmam gerektiğine bir türlü karar veremiyorum. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Then finish school, it's only two more years. You'll knowthen. | Öyleyse iki yıl daha dişini sıkıp okulunu bitir. Sonra istediğini yaparsın. | 1 Mai-1 | 2008 | |
What do you mean by honest? Only you can know. | Ne demek dürüst ol? Nasıl yani? Çok iyi anladın işte. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You knowwhat? I'll get some study advice. What? | Eğitimim için bir danışmana başvuracağım. Ne? | 1 Mai-1 | 2008 | |
What is it? | Ne oldu? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Know what honesty is? No. | Dürüstlük nedir bilir misin? Yok. | 1 Mai-1 | 2008 | |
This is being honest. | İşte bu dürüstlüktür. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You can't be serious. | Ciddi misin sen? | 1 Mai-1 | 2008 | |
What? Well, that! | Ne? O işte! | 1 Mai-1 | 2008 | |
Is it real? Of course! | Gerçek mi? Tabii ki gerçek. | 1 Mai-1 | 2008 | |
It doesn't work? Of course not, it's an antique. | Çalışmıyor mu? Tabii çalışmıyor, antika bu. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Swear. | Yemin et. | 1 Mai-1 | 2008 | |
What? On your Dad's life. | Ne? Baban üzerine yemin et. | 1 Mai-1 | 2008 | |
On your Dad's life? Your Dad's. | Babanın üzerine mi? Kendi babanın üzerine. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I swear on my Grandpa's life. | Dedemin hayatı üzerine yemin ederim. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You've sworn. You fucker. | Bak yemin ettin. Hadi lan. | 1 Mai-1 | 2008 | |
You're wearing a red T shirt? So what? | Kırmızı tişört mü giydin? Ne olacak ki? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Let's go! And Bülent? | Uzatma da çıkalım artık. Peki Bülent ne olacak? Gelsin mi? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Are we off to the demo? You're staying here. | Gösteriye mi gidiyoruz? Sen evde kalıyorsun. | 1 Mai-1 | 2008 | |
I did not. Who'll look after Cem? | Söz falan vermedim, tamam mı? Cem'e kim göz kulak olacak? | 1 Mai-1 | 2008 | |
I watch my little brother, you watch yours. | Ben kendi kardeşime, sen de kendi kardeşine bakacaksın. Tamam mı? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Off to hospital! What do I tell Mama? | Sonun hastanede biterse annene ne deriz? | 1 Mai-1 | 2008 | |
Don't make trouble, I'm warning you! | Bir salaklık yapmaya kalkma bak. | 1 Mai-1 | 2008 | |
Yes! Yavuz is the loser! | İşte bu! Yavuz kaybetti. | 1 Mai-1 | 2008 |