Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180243
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'm gonna get to the who, what, where, why, and when, | Kim, ne, nerede, nasıl ve ne zamana da geleceğim elbette... Kimi, neyi, neredeyi, nedeni ve ne zamanı kavrayacağım | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and I do specialize in new product launches. | ...ve uzmanlığım yeni ürün lansmanları üzerine. ve ürün lansmanında uzmanlaşacağım. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I was ordered by my company to undergo therapy | Şu sebepten dolayı... Şirket tarafından terapiye katlanmam emredildi. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
because this is what happened. | ...şirket tarafından terapiye katılmam emredildi. Çünkü olan oldu. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I slammed this paperweight | Bu kağıt tutacağını... Ben bu prespapyeye bağımlıyken, | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
on the hand of a subordinate, | ...alt kademeden birinin elinin üstüne koydum... onu çarparak kapattım | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and turns out, she's now missing the tip of that finger. | ...ve bir parmağının ucunu kaybetmiş. ve şimdi parmak ucum kesildi. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
It's that finger right there. | Şu parmağı işte. Tam buradaki parmak. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Oh, not the little one. | Küçük olan değil yani. Küçük olan değil. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
No, no, it's kind of a useless finger, this one. | Hayır, hayır işe yaramayan parmak aslında, işte şu. Hayır, bu kullanışlı olanlardan değil. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
We don't use this for anything. | Bu parmağı kullanmıyoruz. Bunu herhangi bir şeye kullanmıyoruz. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
It's one of five, but it doesn't really have any function. | Beşin biri ama hiç bir fonksiyonu yok. Beşinden biri, fakat gerçekten hiç işlevi yok. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
So, anyway, as you know, I am in business, | Herneyse bildiğin gibi benim bir işim var... Herneyse, biliyorsun işteyim. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and so are you. I looked you up online. | ...senin de öyle. Seni netten buldum. Sende öyle. Çevrim içi görüyorum seni. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I don't have hours to waste on this kind of stupidity, | Bu tür bir saçmalık için harcayacak saatlerim yok... Bu aptalca şeye harcayacak zamanım yok. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and I assume that you feel the same way. | ...ve sanırım sen de benimle aynı fikirdesin. Varsayıyorum ki sen de aynı şeyi hissediyorsun. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
And you know what else? | Ve başka ne var biliyor musun? Başka ne var, ne yok? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
You're gonna have to pick up your tempo of speaking, | Konuşma temponu biraz hızlandırman gerek... Sen konuşmanın temposunu hızlandırmalısın, | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
because I'm losing interest. | ...çünkü ilgimi kaybetmek üzeresin. çünkü ilgimi kaybediyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Well, your people skills are astounding. | İnsanlarla olan ilişkilerin hayret verici. Elemanlarının becerileri şaşırtıcı. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
[Cell phone chimes] I don't know how much time | İnternet sitemde ne kadar zaman geçirdin, bilmiyorum ama Bilmiyorum sitemde | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
you spent on my website | ne kadar zaman harcıyorsun | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Not not much time at all, so please... | Çok da fazla değil, şimdi lütfen... Zamanım yok... | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Well, I do have a background in business, | İş hayatında bir geçmişim var. Bende işinin öz geçmişi var, | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
'cause I was in the financial world... | Çünkü kariyerimin büyük bir kısmında finans sektöründeydim. çünkü ben finans dünyasındaydım... | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
For the bulk of my career. Very good. | Çok güzel. ...tüm kariyerim boyunca. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Till I started doing therapy and realized | Ta ki terapi yapmaya başlayıp... Terapi yapmaya başlayana ve | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
that a 50 minute session | ...elli dakikalık terapi seanslarının... 50 dakikalık seansı, aslında daha etkili olan | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
could actually be much more effective | ...internet üzerinden üç dakikalık seanslar şeklinde... internet üzerinden | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
in a three minute session on the Internet, | ...senin gibi meşgul olan bir çok kişi üzerinde... sen meşgulken bile | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
as so many of you are busy. | ...daha etkili olacağını fark edene kadar. üç dakikalık seansları gerçekleştirene dek. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I couldn't agree with you more, Fiona. | Tamamen aynı fikirdeyim Fiona. Seni daha fazla kabul edemezdim zaten, Fiona. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
And you don't have the time to go into someone's office | Ve senin başkasının ofisine gidip 50 dakika boyunca... Ve senin birinin ofisine gidecek vaktin yok. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and whine and blather for 50 minutes. | ...zırlayıp, saçmalayacak zamanın yok. Hem 50 dakika boyunca sızlanıp, saçmalardın. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
You know, I would love to hear more about your theories, | Teorilerin hakkında daha fazlasını duymak isterdim... Biliyorsun, teorilerin hakkında daha fazla şey duymayı severim. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
because we got nothing but time here, | ...zamandan bol bir şeyimiz yok ya... fakat buna zamanımız yok. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
but why don't you just tell me | ...ama neden bunu bitirmek için ne yapacağımızı anlatmıyorsun. Neden sadece | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
let's knock this out. | beni eleştirmiyorsun? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Tell me what I need to do | Senden terapi görmüş olmak için ne yapmam gerektiğini söyle yeter. Söyle ne yapmam lazım | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
in order to, uh, have therapy with you. | seninle terapideyken. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Let's just let's get to it, okay? | Bitirelim şu işi olur mu? Sadece anlat, tamam mı? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Well, um, I think what I need to do | Benim yapmam gereken şey... Bence ihtiyacımız olan, | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
is submit forms to your h&r department, | ...sizin İnsan Kaynaklarınıza terapi gördüğünü söyleyen... insan kaynaklarına terapi yaptığımızı söyleyen | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
saying that we have had therapy. Terrific. | ...bir form yollamak. Muhteşem. formlar göndermek. Çok güzel. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
So it's gone pretty well so far, don't you think? | Şimdiye kadar çok güzel gitti, öyle değil mi? Çok mesafe kat ettik, haksız mıyım? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Gonna write a pretty good report for me, I'll bet. | Eminim benim için çok güzel bir rapor hazırlayacaksın. Bahse varım, benim için güzel bir rapor yazacaklar. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
It's just basic introductions. | Bu sadece tanışma faslıydı. Sadece temel tanıtımlar. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I don't know that I'd be able to say anything yet. | Senin hakkında söyleyecek bir şeyim yok henüz. Henüz bir şey söylemek mümkün olabilir mi, bilmiyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Okay. But one thing | Tamam. Tamam. Senin hakkında | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
does strike me about you. Mm hmm. | bir şey beni şaşırtmadı. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
And that is that you seem the perfect person... | ...muhteşem bir aday olduğuna... O da üç dakikalık | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
For this new treatment modality... | ...kanaat getirdim. yeni tedavi yöntemimde | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Serendipitous, the modality. | Yaklaşım, rastlantısal. Şans eseri bulduğun yöntem. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Of three minute sessions. | senin harika bir insan olduğunu görmem. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
So you just say words, and you hope | Sırayla bazı kelimeleri söylüyorsun... Sen sadece konuşuyorsun ve umuyorsun ki | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
at the end of the sentence, they make sense. | ...ve cümlenin sonunda anlam ifade edeceklerini umuyorsun. cümlenin sonunu mantıklıca getirebilmeyi. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
That's how you work, huh? | Böyle çalışıyorsun değil mi? Bu iş böyle yürüyor, ha? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I got your number, kiddo. | Numaranı kaptım, ufaklık. Kaptım numaranı, ufaklık. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
And I think I'm starting | Ben de senin numaranı... Bence ben de senin numaranı | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
to put your number together as well. | ...kapmaya başlıyorum sanırım. kapmaya başlamalıyım. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
So now I'm paying you to listen. | Şimdi sana dinlemen için para ödüyorum. Sana dinlemen için para ödüyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Can I tell you a story? What can we do? | Hikaye mi anlatayım? Ne yapacağız? Bir hikaye anlatabilirmiyim? Ne yapabiliriz? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
What can we do to fill these three minutes? | Bu üç dakikayı doldurmak için ne yapabiliriz? Üç dakikayı doldurmak için ne yapabiliriz ki? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
You may tell me a story in your own interesting way. | Kendi ilginç yolunla bana bir hikaye anlatabilirsin. Bana ilginç bir hikayeni anlatabilirsin. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
We'll see if that'll pass some time. | Bakalım böyle zaman nasıl geçecek. Zaman geçecekse olur. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
My father used to beat me morning, noon, and night. | Babam beni sabah, öğle, akşam döverdi. Babam beni sabah,öğle ve akşam döverdi. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Now, that's a lie, | Bu bir yalandı ve sen de iyi bir terapist değilsin. Şimdi, bu bir yalan | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and you're not a very good therapist, | ve sen iyi bir terapist değilsin. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
because you couldn't tell that that was a lie. | Çünkü bana bunu yalan olduğunu söyleyemedin. Çünkü bunun bir yalan olduğunu söylemedin. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
How about this one? Let me tell you another story. | Peki şu nasıl? Sana başka bir hikaye anlatayım. Buna ne dersin? Başka bir hikaye daha anlatayım. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
My mother used to strip naked | Annem çırılçıplak soyunur ve gecenin bir yarısı yanıma sokulurdu. Annem gece yarısı soyunur | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and slip into bed with me in the middle of night. | ve benimle yatağa girerdi. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Now, that's the truth. Did you know that? | İşte bu doğrusu. Bunu anlayabildin mi? Bu gerçek. Biliyormuydun, bunu? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
What's the matter with you? | Senin sorunun nedir? Sorunun ne senin? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
What kind of a therapist are you? | Ne tür bir terapistsin? Ne tür bir terapistsin sen? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I'm picking up control issues that you're having. | Kontrol sorunların olduğunu seziyorum. Kontrol sorununu iyileştiriyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Oh, okay, well, there you go, | Tamam, peki çünkü ben bir ofis yürütüyorum. Helal olsun sana! | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
but that's why I run an office, you know, | Fakat bilesin, ben bir ofis çalıştırıyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and I have eight accounts and I manage 30 people, | Sekiz hesap uzmanı ve 30 kişi çalışıyor altımda. Sekiz hesabım var ve de otuz insanı yönetiyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
because I have control issues, | Benim kontrol sorunlarım işime geliyor ve bu sebeple her gün işe geliyorlar. Çünkü benim kontrol sorunum var(!) | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and they tend to work toward my advantage. | Ve onlar benim avantajıma çalışma eğilimindeler. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Well, I might be bringing you a new account, it seems, | Senin ilgini çekerse yeni hesaplarından biri de... Görünen o ki, ben sana yeni bir hesap kazandırıyor olabilirim. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
so if you if it seems interesting to you. | ...ben olabilirim gibi duruyor. Eğer sen eğer o seninle ilgilenirse. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
What's that? I think that you would | Nedir o? Bu yeni hesabında çalışmak... O da neymiş? Bence sen yeni hesabınla bile | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
really enjoy working on this new account as well. | ...gerçekten hoşuna gidecek diye düşünüyorum. iş yaparken eğlenebilirsin. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
What new account is that? | Neymiş o hesap? Bu yeni hesap da ne? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
The therapy? The web therapy thing? | Terapi mi? İnternet terapisini mi diyorsun? Terapi mi? Web terapisi şeysi mi? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Oh, you're interested in it? 'Cause it is fascinating. | İlgini çekti demek? Evet gerçekten etkileyicidir. İlgileniyorsun ha? Çünkü büyüleyici. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
So if you have some time, I think that... | Yani eğer zamanın varsa bence Eğer biraz daha zamanın varsa, bence... | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Actually, you know what, I don't have any time. | Aslında hiç zamanım yok. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Uh, I have eight accounts here at, uh, Clark and Wescott. | Burada Clark ve Wescott'ta sekiz hesabım var zaten. Burada, Clark ve Wescott'ta sekiz hesabım var. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I have 30 people I'm managing, | Kontrol etmem gereken de 30 kişi var... Otuz insan yönetiyorum, | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
and I also have a whiny domestic partner. | ...ve ayrıca mızmız, ev kuşu da bir hayat arkadaşım var. ve ayrıca ağlamaklı, yerli bir partnerim var. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
Oh, so you're gay. No, I'm not gay. | Gaysin demek.. Hayır gay değilim. Yani eşcinselsin. Hayır, eşcinsel değilim. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I'm manly, but I'm not gay. | Erkeksiyimdir ama gay değilim. Erkeksiyim, ama eşcinsel değilim. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
And I don't want to marry him, | Ve onunla evlenmek de istemiyorum çünkü fazladan bir şeyi daha kaldıramam. Onunla evlenmek de istemiyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
because I can't take on one more thing. | Çünkü bir şeyine daha dayanamam. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I just don't have the time, okay? | Hiç zamanım yok tamam mı? Sadece zamanım yok, tamam mı? | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I am swamped. | İşe batmış durumdayım. Ben çok meşgulum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |
I have not taken a deep breath since 1988. | 1988'den beridir derin bir nefes alamadım. 1988' den beri rahat bir nefes alamıyorum. | Web Therapy Public Relations-1 | 2011 | ![]() |