Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180450
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
He was handsome, young, rich | Yakışıklıydı, gençti, zengindi. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
He had the right over fat ones, poor ones, old ones... | Herkese göre önceliği vardı; şişmanlara, fakirlere, yaşlılara... | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You shouldn't say that | Bunu demeye hakkınız yok. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You wretched great shit heap, you! | Seni sefil, pislik yuvası seni! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You wretched little tart! | Seni küçük orospu seni! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Your cut price tractor! | 2. el traktörünü al da git buradan! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
It cost plenty for someone who toils with his hands | Alın teriyle çalışan biri için çok da pahalıdır o traktör. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
And my Triumph? A write off. You don't give a damn, do you? | Ya benim Triumph'um? Hurdaş oldu. Hiç umursamıyorsun ama, değil mi? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
And now he's dead | Ve o da öldü işte! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You think you can shrug it off, do you? Well, I say you won't! | Bundan öyle kurtulabileceğini sanıyorsun, değil mi? Kurtulamayacaksın ama! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Witnesses! We had right of way, hadn't we? | Görgü tanıklarına soralım! Geçiş hakkı bendeydi, değil mi Madam? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Sorry, but we haven't time | Kusura bakmayın, ama hiç vaktimiz yok. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You can't just go like that. We're all brothers, as Marx said | Böyle gidemezsiniz. Hepimiz kardeşiz, Marx'ın dediği gibi. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Jews! Dirty Jews! | Yahudiler! Aşağılık Yahudiler! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Your short cuts always waste time and that means money | Şu kestirmelerin hem zamanımızı... Karışma bana! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Don't get at me | ...hem de paramızı boşa harcıyor. Karışma bana, Corinne. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
When did civilization begin? | Medeniyet ne zaman başlayacak? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You're worried about it? | Niye soruyorsun? Umurunda mı gerçekten? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
No, it's the landscape | Hayır, manzarası için sordum. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Anyway, I don't understand | Her halükârda yine de anlamıyorum. Neyi? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Didn't you hear what he said? "We're all brothers, as Marx said" | Ne dediğini duymadın mı? "Hepimiz kardeşiz, Marx'ın dediği gibi." | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
It wasn't Marx. Another communist said it. Jesus said it | Marx değil ki, başka bir komünist söylemiş o lafı. İsa Peygamber söylemiş. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Anyway, I agree with you | Bilemiyorum ama sana tamamen katılıyorum. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
I don't care, even if it's true. These aren't the Middle Ages | Doğru bile olsa beni enterese etmiyor. Orta Çağ'da değiliz artık. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
If I humped your wife and hurt her, would you call that a scratch? | Ben senin karını becerip onu dövsem o zaman da basit bir çizik der miydin? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Run them down | Çiğne geç şunları! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Will it rain? | Sence yağmur yağar mı? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Certainly it will | Evet, yağmur yağacak. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
No, the sun's coming | Sanmam. Güneş var çünkü. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
I say it'll rain | Başlatma şimdi. Yağmur yağacak diyorum. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Can you give me a lift? | Beni de götürebilir misiniz? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
To Mantes la Jolie? It's the other way | Mantes la Jolie'ye mi gidiyorsunuz? Hayır, orası arkamızda kaldı. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Then turn round | Dönün o zaman. Dönmüyorum. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Help! | İmdat! Bütün bu resimler işe yaracak ileride. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Silence! Even God has His police | Sükût edin! Tanrı'yı bile denetleyen biri vardır. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
If you've nothing to fear, prove it | Korkacak bir şeyiniz yoksa bunu ispat edin. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Prove it! | İspat edin! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Will you shut up? | Susar mısınız artık? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Prove it how? | Nasıl ispat edelim? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Well, we're married, we screw legally; I bet that's not true of you two | Biz evliyiz, aramızdaki ilişki yasal. Eminim, siz ikiniz evli değilsinizdir. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
That's it in a nutshell! | Aynen öyle! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Tell me your name, Madame | Pekâlâ, bana isminizi söyleyin Madam. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Me? I'm Corinne Durand | Ben mi? Corinne Durand. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Durand's your husband's name. What's yours? | Hayır, Durand eşinizin soyadı. Sizinki ne? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
My maiden name? Corinne Dupont | Kızlık soyadım mı? Corinne Dupont. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Dupont is your father's name. What's yours? | Hayır, Dupont da babanızın soyadı. Sizinki ne? Ne bileyim ben, canım! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You see, you don't even know who you are | Ne kadar güzel! Daha kim olduğunuzu bile bilmiyorsunuz. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Christianity is the refusal of self knowledge; it's the death of language | Hıristiyanlık kendini tanımayı reddetmektir. İfade yeteneğinin ölümü demektir. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Are you going to keep your traps shut? | Susun, dedim! Susun, kapatın şu çenelerinizi! Sakin olur musunuz artık? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
And what is your name? Joseph Balsamo | Sizin isminiz nedir peki? Joseph Balsamo. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Never heard of him | İlk defa duyuyorum. Ben de. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You remind me of those who wouldn't move Andr� Breton when he was dead | Bana, André Breton öldükten sonra ülkeye getirilmesini istemeyenleri hatırlatıyorsunuz. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Anyway, I'll explain | Size anlatayım. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Joseph Balsamo is the son of God and Alexandre Dumas | Joseph Balsamo. Tanrı ile Alexandre Dumas'nın oğluyum. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
God's an old queer, as everyone knows | Herkesin bildiği gibi Tanrı eski nonoşlardandır. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
He fucked Dumas and I'm the result. Thus: I am God | Vakti zamanında Dumas'yı becermiş ve ben olmuşum. Sonuç: Tanrı benim. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Yes, I'm God, because I'm lazy | Bu doğru, Tanrı'yım, çünkü miskinin tekiyim ben. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
That's not true, my love | Deme öyle, bir tanem. Yardım edin! İmdat! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Will you shut up? | Susacak mısınız? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You, too, Marie Madeleine | Dinle, Marie Madeleine, kapa çeneni. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
She's nice, but she's not too bright | Güzel kız ama hiçbir şeyden anlamaz. Miskinlik, Tanrı... | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
She's nice; she understands laziness | Güzel kızdır. Miskinliği anlar. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
She understands about God, too. She obeys me | Tanrı'yı da anlar. Bana itaat eder. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
What exactly are you up to? | Buradaki amacınız nedir sizin? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
I am here to inform these Modern Times of the Grammatical Era's end... | Modern Zamanların Dilbilgisel Devri'nin sona erdiğini haber vermek... | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
...and the beginning of Flamboyance, especially in cinema | ...ve Mübalağa'nın tüm alanlarda; özellikle de sinemada başladığını söylemeye geldim. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
I've had enough. I'm stopping | Yeterince dinledim. Duruyorum. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Really, just look and see what's under the dashboard | Yok, yemedim. Torpido gözüne bir bakar mısınız? Bakın, lütfen. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Oh shit, a miracle! | Kahretsin! Bir mucize! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
A rabbit | Bir tavşan. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Anything you wish, if you'll take me to London | Gördünüz mü? Ne dilerseniz, ama beni Londra'ya götüreceksiniz. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
A big Mercedes sports car? | Ya bir Mercedes, büyük bir spor Mercedes? Tabii. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
An Yves St. Laurent evening dress? | Yves St. Laurent marka bir tuvalet? Evet. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
A Miami Beach hotel? | Miami Beach'te bir otel? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Make me a blonde a natural blonde | Beni sarışın, gerçek sarışın yapın. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
A squadron of Mirage IVs, like the yids used to thrash the wogs | Mirage IV filosu. Yahudiler'in Ortadoğulular üzerinde kullandıkları türden. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
A weekend with James Bond | James Bond ile bir hafta sonu. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
I'll go for that, too | Ona ben de gelirim. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Is that all you want? | Hep hepsi bu kadar mı? Evet, yetmez mi? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You creeps, I'll give you nothing | Kahrolsun! İkiniz de satılmışsınız. Zırnık vermem size. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Quick, a miracle, you swindler | Çabuk bir mucize göster bize, seni dolandırıcı. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
What, for arseholes like you? | Sizin gibi iki tane kıçı kırık için mucize yaratır mıyım sanıyorsunuz? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
That'll do! Get out! | Madem öyle, in aşağıya! Hadi! Çık dışarı! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Out, you whore! I'll make you run! | Çık dışarı, orospu! Seni bir koşturacağım ki! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Silence! | Sükût! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Vade retro. Go home | Vade retro! Vade retro! Geldiğiniz yere dönün! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
You see, the sun's come out | Gördün mü güneş açtı işte. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
My Herm�s handbag! | Çantam! Hermès marka çantam! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Freedom is violence | Bağımsızlık zorbalıktır! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Like crime | Cinayet gibi! | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
It seems to be the virtue of vice... | Anlaşılıyor ki; ahlaksızlık meziyeti... | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Is the knife under the pillow? | Yastığın altındaki bir bıçak mı? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
...desperately fighting against slavery | ...esarete karşı can havliyle savaşmaktadır. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
No, in the shed | Hayır, ordusuyla savaşmaktadır. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Freedom will kill herself in the long struggle | Bu mücadele uzun sürecek, fakat özgürlük kendini yok edecektir. | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Can the inconsistency of humanity be conceived? | İnsanoğlunun uyumsuzluğu önceden tasarlanmış olabilir mi? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
And the axe? | Ne çıkarı olabilir? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Can one believe that man ordered society... | Bir topluluğu yönetenlerin... | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
...in order to be happy and reasonable? | ...mesut ve makul olmak için yönetmeleri olacak iş midir? | Weekend-1 | 1967 | ![]() |
Weary of wisdom, more like... | Akıl sağlığının yitimi, daha çok... | Weekend-1 | 1967 | ![]() |