Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 180700
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| "from the hand of Pharaoh. | ...onları senin sayende firavundan kurtaracağım dedi. | What If...-1 | 2010 |  |
| And Moses said, "But Lord, I'm a wanted man in Egypt. " | Musa da, Tanrım ben Mısır'da aranan bir adamım dedi. | What If...-1 | 2010 | |
| And God said, "I don't care. " | Tanrı da umurumda değil dedi. | What If...-1 | 2010 | |
| "But Lord, this is no ordinary man. | Ama Tanrım, o sıradan bir adam değil, Ramses. | What If...-1 | 2010 | |
| "But Lord, I can't speak. " | Tanrım ben konuşamam. | What If...-1 | 2010 | |
| And God said, "Your brother Aaron | Tanrı da kardeşin Harun senin için konuşur dedi. | What If...-1 | 2010 | |
| "And you know, by the way, who are you to tell me, | Bu arada sen kim oluyorsun da... | What If...-1 | 2010 | |
| "who made you, what I can and cannot accomplish in you? | ...seni yaratana neyi yapıp yapmayacağını söyleyebiliyorsun? | What If...-1 | 2010 | |
| "For your greatest weakness is my greatest strength. | En büyük zayıflığın en büyük gücündür. | What If...-1 | 2010 | |
| And I will be with you. " | Ben yanında olacağım. | What If...-1 | 2010 | |
| Now, do we let God say that to us? | Tanrının bunu demesine izin veriyor muyuz? | What If...-1 | 2010 | |
| And do we listen when he does? | Bunu yaptığında onu dinliyor muyuz? | What If...-1 | 2010 | |
| Good to see you. Good to see you. | Sizi görmek çok güzel. Sizi görmek çok güzel. | What If...-1 | 2010 | |
| Thank you, have a good day. | Teşekkürler, iyi günler. | What If...-1 | 2010 | |
| Hey, look at you guys. | Şu ufaklıklara bakın hele. | What If...-1 | 2010 | |
| Yeah, I got a little handshake. | Evet, küçük bir tokalaşma. | What If...-1 | 2010 | |
| That's nice, thank you. | Çok güzel teşekkürler. | What If...-1 | 2010 | |
| Pleasure. Thank you. | Teşekkürler. | What If...-1 | 2010 | |
| Thanks for stopping by. | Geldiğiniz için teşekkürler. | What If...-1 | 2010 | |
| If I was a termite, I'd be preparing to meet my maker. | Termit olsaydım, yaratanla tanışmaya hazırlanırdım. | What If...-1 | 2010 | |
| Pastor Ben. | Papaz Ben. | What If...-1 | 2010 | |
| Hey, just want to thank you. | Size teşekkür etmek istiyorum. | What If...-1 | 2010 | |
| Shaking us up during the commitment testing. | Bağlılık testi sırasında bizi zorladığınız için. | What If...-1 | 2010 | |
| Making us think about some of the things that we're facing. | Karşılaşacağımız zorluklarla yüzleşmemizi sağladınız. | What If...-1 | 2010 | |
| It was pure genius. | Bu dahiceydi. | What If...-1 | 2010 | |
| I have to admit, it actually worked. | Kabul etmeliyim ki, işe yaradı. | What If...-1 | 2010 | |
| I went home to my mom looking for a little bit of sympathy, | Eve gittiğimde annemden biraz teselli bekliyordum... | What If...-1 | 2010 | |
| and she was on your side. | ...ve o sizin tarafınızdaydı. | What If...-1 | 2010 | |
| She said most girls spend more of their time thinking of their | Bir çok kızın böyle önemli sorunları düşünmek yerine... | What If...-1 | 2010 | |
| bridesmaid colors instead of the stuff that really matters. | ...nedimelerinin ne renk giyeceklerini düşündüklerini söyledi. | What If...-1 | 2010 | |
| What did you decide? | Ne karar verdiniz? | What If...-1 | 2010 | |
| We traded in the truck for a minivan. | Kamyoneti bir minivanla değiştireceğiz. | What If...-1 | 2010 | |
| We figured we might as well get a head start. | İyi bir başlangıç olacağını düşündük. | What If...-1 | 2010 | |
| I'm good at what I do. Thank you. | Bu işte iyiyim. Teşekkürler. | What If...-1 | 2010 | |
| Thank you so much for coming. It's good to see you again. | Geldiğiniz için teşekkürler. Sizi tekrar görmek çok güzeldi. | What If...-1 | 2010 | |
| This is the most romantic thing you've ever done. | Bu yaptığın en romantik şey. | What If...-1 | 2010 | |
| And since when do you know how to do a cordon bleu | Mornay soslu Cordon bleu yapmayı ne zamandan beridir biliyorsun? | What If...-1 | 2010 | |
| Well, since the Clearville house of pizza doesn't deliver, | Clearville'daki pizzacı teslimat yapmadığından beri. | What If...-1 | 2010 | |
| I knew I had to come up with something. | Bir şeyler yapmam gerektiğini biliyordum. | What If...-1 | 2010 | |
| Well, Ben Walker, you are something else. | Ben Walker, müthişsin. | What If...-1 | 2010 | |
| Take a walk with me. | Biraz yürüyelim. Tamam. | What If...-1 | 2010 | |
| Remember this place? | Burayı hatırladın mı? İlk öpüştüğümüz yer? | What If...-1 | 2010 | |
| I've been checking out places around town | Geçen gün kasabada bize... | What If...-1 | 2010 | |
| that remind me of when we first started dating, | ...ilk buluşmamızı hatırlatacak yerlere bakıyordum da. | What If...-1 | 2010 | |
| even the bad spots like the bus station. | Terminal gibi kötü yerler de var. | What If...-1 | 2010 | |
| Oh, I don't consider that a bad spot. | Bence kötü bir yer değil. | What If...-1 | 2010 | |
| That's where we said good bye. | Orada vedalaştık. Neredeyse. | What If...-1 | 2010 | |
| I still remember the bus driver's annoyed face | Onu durdurduğunda otobüs şoförünün yüzünün halini hala hatırlıyorum. | What If...-1 | 2010 | |
| So I never left? | Yani, ben hiç gitmedim? | What If...-1 | 2010 | |
| I know you weren't sure about it all, but I really feel | Bundan emin olmadığını biliyorum ama içimden bir ses... | What If...-1 | 2010 | |
| like we avoided making some bad decisions | ...hayat boyu pişman olacağımız kötü kararlardan kaçırdığımızı söylüyor. | What If...-1 | 2010 | |
| And that's why we ended up here. | İşte bu yüzden buradayız. | What If...-1 | 2010 | |
| Do you ever regret it? | Bundan pişman oldun mu? | What If...-1 | 2010 | |
| We'll, you know, I've had a recent odd spell, | Ben kötü bir dönem geçirdim. | What If...-1 | 2010 | |
| a really long one, actually. | Aslında bayağı uzun bir dönemdi. | What If...-1 | 2010 | |
| But I'm rapidly coming out of it. | Ama bundan kurtulmaya başladım. | What If...-1 | 2010 | |
| What is this? | O da ne? Senin için. | What If...-1 | 2010 | |
| When we were first together years ago, I felt like | Yılar önce çıkmaya başladığımız zamanlarda... | What If...-1 | 2010 | |
| I was always trying to get away from here. | ...buradan kaçıp gitmeye çalışıyordum. | What If...-1 | 2010 | |
| And I think lately I've been missing some of that fast life | Sanırım, istediğim o hızlı hayatı kaçırmış gibiyim. | What If...-1 | 2010 | |
| But I want to recommit to what we're doing and to our home, | Ama yaptıklarımızı, evimizi ve İncil'ime yazdığın cümleyi... | What If...-1 | 2010 | |
| to what you wrote in my Bible. | ...iade etmek istemiyorum. | What If...-1 | 2010 | |
| We're gonna start some work on the house next week. | Gelecek hafta evimizde bazı çalışmalar başlayacak. | What If...-1 | 2010 | |
| I've already spoken to a contractor. | Müteahhitle çoktan konuştum. | What If...-1 | 2010 | |
| Well, I took out the $837 we had in the checking account. | Hesabımızdaki 837 doları çektim. | What If...-1 | 2010 | |
| Ben, that's all we had. | Ben, bu tüm paramız. Artık değil. | What If...-1 | 2010 | |
| There's this company called Bessette Industries, | Bessette Endüstri adında bir şirket var. | What If...-1 | 2010 | |
| and I knew they were about to be taken over so I bought | Devredeceklerini biliyordum ve bir kaç hisse senedi aldım. | What If...-1 | 2010 | |
| The stock price went up 24%, 18% above the strike price | Hisse senedi 24%, işlem fiyatları da 18% arttı. | What If...-1 | 2010 | |
| so I exercised my option for... I am losing you, aren't I? | Düşündüm de... Beni dinlemiyor musun? | What If...-1 | 2010 | |
| How do you know about all this stuff? | Tüm bunları nereden biliyorsun? | What If...-1 | 2010 | |
| The Lord works in mysterious ways. | Tanrının işine akıl sır ermez. | What If...-1 | 2010 | |
| So how much did we earn? | Peki, ne kadar kazandık? | What If...-1 | 2010 | |
| Well, enough to put the $837 back in the checking account | Bankaya 837 doları geri yatırıp... | What If...-1 | 2010 | |
| and make a generous donation to the termite fund, | ...termit vakfına cömert bir bağışta bulunacak... | What If...-1 | 2010 | |
| and enough to take care of a few small things around the house. | ...ve evdeki bir kaç eksikliği giderecek kadar. | What If...-1 | 2010 | |
| Is it weird that I find this incredibly romantic right now? | Şu an bunu romantik bulmam çok tuhaf, değil mi? | What If...-1 | 2010 | |
| There's an emergency down at the hospital. | Hastanede acil bir durum var. Gitmeliyiz. | What If...-1 | 2010 | |
| There's a guy down there that needs you. | Sana ihtiyacı olan biri var. O ölüyor. | What If...-1 | 2010 | |
| We don't have much time. | Fazla zamanımız yok. Hayır, sen git. | What If...-1 | 2010 | |
| Go do what you have to. | Gidip yapman gerekeni yap. Evde seni bekleyeceğim. | What If...-1 | 2010 | |
| Okay. Soon as I can. | Tamam. En kısa zamanda. | What If...-1 | 2010 | |
| This is some sort of joke, right? | Bu bir şaka değil mi? Hayır, şaka falan değil. | What If...-1 | 2010 | |
| The guy's considered God in the past | Bu adam Tanrıyı hep reddetmiş biri... | What If...-1 | 2010 | |
| Whether he knows it or not, he's more open now than ever. | Bilsin ya da bilmesin, şu an her zamankinden daha iyi. | What If...-1 | 2010 | |
| Why don't you handle it yourself? | Bununla sen neden ilgilenmiyorsun? | What If...-1 | 2010 | |
| That's not how it works, Ben. | İşler böyle yürümüyor, Ben. | What If...-1 | 2010 | |
| I do the angel stuff. You do the people stuff. | Ben melek işleriyle, sen de insan işleriyle ilgilenirsin. | What If...-1 | 2010 | |
| By the way, here's your Bible. | Bu arada, işte İncil'in. | What If...-1 | 2010 | |
| Hi, may I help you? | Merhaba, yardımcı olabilir miyim? | What If...-1 | 2010 | |
| Yeah, what's his name? | Evet, onun adı ne? Henryk Zimmerman. | What If...-1 | 2010 | |
| He hasn't had any visitors. | Daha önce ziyaretçisi olmadı. Siz ilksiniz. | What If...-1 | 2010 | |
| And the last. | Ve sonuncusu. | What If...-1 | 2010 | |
| What he's saying is that we just know that | Durumumun acil olduğunun Farkındayız, diyor. | What If...-1 | 2010 | |
| It's okay. I'm a clergyman. | Tamam, ben papazım. | What If...-1 | 2010 | |
| Oh, you're the new one over at the Little White Church. | Küçük Beyaz Kilisesi'nin yeni papazısınız. | What If...-1 | 2010 | |
| Yeah, that's me. | Evet, aynen öyle. | What If...-1 | 2010 | |
| Room 314, right down the hall. | Oda 314, koridorun sonunda sağda. | What If...-1 | 2010 | |
| We have him alone. He doesn't like company. | Onu yalnız tutuyoruz, insanlardan pek hoşlanmıyor. | What If...-1 | 2010 | |
| Difficult patient? | Zor bir hasta mı? | What If...-1 | 2010 | |
