Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182948
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You want some, huh, more? | Daha ister misin? Biraz daha mı istiyorsun? Biraz dayak istiyorsun, öyle mi? Biraz daha mı? Daha ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Because I am open for business, okay? Oh, where'd I go? | Dükkânı açtık bir kere, tamam mı? Nereye gittim? İşte ben buradayım. Hop, nereye gittim? Çünkü şu an iş başındayım, tamam mı? Bak, neredeyim? Dükkânı açtık bir kere, tamam mı? Nereye gittim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, where'd I go? | Nereye gittim? Hop, nereye gittim? Bak, neredeyim? Nereye gittim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, how do you fight what you can't see? | Evet, görmediğin şeyle nasıl dövüşeceksin? Beni göremezken nasıl dövüşeceksin? Evet, görmediğin şeyle nasıl dövüşeceksin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Did you see The Legend of Billy Jack? | The Legend of Billy Jack'i izledin mi? The Legend of Billy Jack'i izlemiş miydin? Billy Jack Efsanesi'ni izledin mi? The Legend of Billy Jack'i izledin mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Because I'm gonna take this foot... | Çünkü bu ayağı alıp.. Şimdi şu bacağımı kaldırıp... Çünkü şimdi ayağımı alıp... Çünkü bu ayağı alıp.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...and I'm gonna whop you on that side of your face... | ..suratının o tarafına patlatacağım.. ...yüzünün bu tarafına tekmeyi basacağım. ... suratına tekmeyi geçireceğim ve... ..suratının o tarafına patlatacağım.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...and there's not a goddamn thing you can do about it. | ..ve bu konuda yapabileceğin herhangi bir şey yok. Bu durumda yapabileceğin hiçbir şey yok. ... bu konuda yapabileceğin hiçbir bok yok! ..ve bu konuda yapabileceğin herhangi bir şey yok. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Just don't break my teeth off on the curb, okay? | Dişlerimi kaldırımın kenarında kırma yeter, tamam mı? Dişlerimi kaldırıma dökme olur mu? Kaldırım kenarında dişlerimi dağıtma yeter, tamam mı? Dişlerimi kaldırımın kenarında kırma yeter, tamam mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
But let's really sell this. Give them a show. | İnsanları gerçekten inandıralım. Onlara güzel bir gösteri yapalım. Kandırdığımızı anlamasınlar. Gösterimizi yapalım. Ama inandırıcı olsun. İyi bir şov sunalım. İnsanları gerçekten inandıralım. Onlara güzel bir gösteri yapalım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
First, we have to establish the ground rules. | Önce kuralları belirleyelim. Önce dövüşümüzün kurallarını belirleyelim. Öncelikle dövüş kurallarını açıklamalıyız. Önce kuralları belirleyelim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And the ground rules are there are no ground rules. | Tek kural "hiç kural yoktur." Birinci kuralımız şu: Hiç bir kural yok. Dövüşün kuralları ise, hiçbir kural yok. Tek kural "hiç kural yoktur." | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Idiot. I'm the wrong guy. | Beyinsiz. Ben yanlış adamım. Yanlış adama vurdun gerizekalı. Aptal. Yanlış adama vurdun. Beyinsiz. Ben yanlış adamım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, maybe you need to start being the right guy. | Belki de doğru adam olmaya başlamanın zamanı gelmiştir. Belki de doğru adam olmaya başlamalısın. Belki de doğru bir adam olmalısın. Belki de doğru adam olmaya başlamanın zamanı gelmiştir. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's why you got punched out... | Belki de kapıdan çıktığından beri yanlış tavır sergilediğinden dolayı.. Yumruğu bu yüzden yedin. Belki de yanlış tutumlar sergilediğin için... Belki de kapıdan çıktığından beri yanlış tavır sergilediğinden dolayı.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...because you got the wrong attitude right out of the gate. | Çünkü kapının önündeki davranışını hiç beğenmedim. ... bu doğru yumruğu yemeye hak kazandın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm over here, dickhole. | Buradayım çükkafa. Buradayım, cücük beyinli. Ben buradayım götlek herif. Buradayım çükkafa. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, my God. That's so funny. | Aman Tanrım. Çok komik. Aman Allah'ım. Bu çok komik. Aman tanrım. Bu çok komik. Aman Tanrım. Çok komik. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You're a complete... | Sen tam bir Sen tam... Sen tam bir... Sen tam bir | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I almost blocked it. Didn't get there in time. | Neredeyse engelliyordum. Zamanında yetişemedim. Neredeyse tutuyordum. Yetişemedim. Neredeyse adamı engelliyordum ama yetişemedim. Neredeyse engelliyordum. Zamanında yetişemedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay, we're done. We've been drinking. | Tamam, bitti. İçiyorduk. Çok içtik tamam mı? Tamam, bu kadar yeter. Biz sadece içiyorduk. Tamam, bitti. İçiyorduk. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
He's really been drinking. Seriously, man. | O gerçekten çok içiyordu. Ciddiyim dostum. O çok daha fazla içti. Ciddiyim ahbap. Sadece biraz çok içti. Öyle adamım. O gerçekten çok içiyordu. Ciddiyim dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm glad we had this experience. | Böyle bir deneyimi paylaştığımız için memnunum. Bunu yaptığımıza memnunum. Ama böyle bir tecrübeyi yaşadığım için mutluyum. Böyle bir deneyimi paylaştığımız için memnunum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I think we both grew from it. Call me. You asshole. | Bence ikimiz de bağları kopardık. Ara beni. Seni dallama. Bence bunun için doğmuşuz. Ara beni. Göt herif. İkimiz de bu durumdan ders çıkardık sanırım. Ara beni. Göt herif! Bence ikimiz de bağları kopardık. Ara beni. Seni dallama. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We really did. Yeah. We did, bud. | Gerçekten yaptık. Öyle. Yaptık, dostum. Gerçekten yaptık. Evet dostum, yaptık. Gerçekten başardık adamım. Başardık dostum. Gerçekten yaptık. Öyle. Yaptık, dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
She's never gonna go to a ball. | Asla baloya gidemeyecek. Baloya asla gidemeyecek. O kız hiçbir zaman baloya gidemeyecek. Asla baloya gidemeyecek. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No. No, she's not. | Hayır. Hayır, gidemeyecek. Hayır, gidemeyecek. Haklısın, gidemeyecek. Hayır. Hayır, gidemeyecek. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay. Tillie, there you are. Hi, Carl. | Tillie, işte buradasın. Merhaba, Carl. Tillie, yine buradasın. Selam Carl. Merhaba Tillie. İşte buradasın. Merhaba Carl. Tillie, işte buradasın. Merhaba, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What can I do for you? | Senin için ne yapabilirim? Nasıl yardım edebilirim? Senin için ne yapabilirim? Senin için ne yapabilirim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, I was wondering if you could help me put up some shelves. | Birkaç raf dizeceğim. Bana yardım eder misin? Rafları asmama yardım edebilir misin diyecektim. Rafları monte etmeme yardım edebilir misin, merak ediyorum? Birkaç raf dizeceğim. Bana yardım eder misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, really? | Gerçekten mi? Sahi mi? Cidden mi? Gerçekten mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay. That should just about do it. | Tamam. Herhalde bu olur. Olmuştur herhalde. Pekâlâ, neredeyse tamamdır. Tamam. Herhalde bu olur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'll see you later, Tillie. That was wonderful, Carl. | Sonra görüşürüz, Tillie. Muhteşemdin, Carl. Sonra görüşürüz Tillie. Muhteşemsin Carl. Sonra görüşürüz Tillie. Harika iş çıkardın Carl. Sonra görüşürüz, Tillie. Muhteşemdin, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, not so fast. | O kadar da hızlı değil. Hemen gidemezsin. O kadar çabuk değil. O kadar da hızlı değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, darn, I forgot to go to the bank. Oh, that's okay. | Kahretsin, bankaya gitmeyi unuttum. Önemli değil. Hay aksi. Bankaya gitmeyi unuttum. Önemli değil. Lanet olsun, bankaya gitmeyi unutmuşum. Önemli değil. Kahretsin, bankaya gitmeyi unuttum. Önemli değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm getting so forgetful. | Acayip unutkan oldum. İyice unutkan oldum. Fazla unutkan olmaya başladım. Acayip unutkan oldum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It happens with age. Don't worry about it. | Yaşlandıkça oluyor böyle şeyler. Endişelenme. Yaşlılık işte. Hiç üzülme. Yaşlandıkça böyle oluyor. Endişelenmene gerek yok. Yaşlandıkça oluyor böyle şeyler. Endişelenme. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I am gonna have to repay you somehow. | Bir şekilde sana borcumu ödemem gerek. Bir şekilde borcumu ödemeliyim. Sana borcumu bir şekilde ödemem lazım. Bir şekilde sana borcumu ödemem gerek. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, just doing a favor for a neighbor is good enough for me. | Bir komşuya yardım etmek benim için yeterli. Komşuma yardım etmek benim için yeterli. Komşuma bir iyilik yapmış olmam yeter bana. Bir komşuya yardım etmek benim için yeterli. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You are so handsome. | Çok yakışıklısın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How come I never see you with a girl over there? | Neden seni yanında bir kızla görmüyorum? Neden yanında hiç kız göremiyorum? Nasıl olur da seni bir kızla hiç görmedim, hayret? Neden seni yanında bir kızla görmüyorum? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, I'm just... I'm not in a serious thing, but I am dating. | Pek Çok ciddi değil ama bir çıktığım var. Aslında ciddi olmasa da bir ilişkim var. Ben sadece... Ciddi bir ilişki olmasa da biriyle görüşüyorum. Pek Çok ciddi değil ama bir çıktığım var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Would you like a release? I'm sorry? | Rahatlamak ister misin? Efendim? Rahatlamak ister misin? Anlamadım? Salıvermek ister misin? Efendim? Rahatlamak ister misin? Efendim? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know, a sexual release? | Cinsel bir rahatlama. Cinsel rahatlama? Bilirsin, boşalmak yani. Cinsel bir rahatlama. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What do I do here? Oh, you don't have to do anything, Carl. | Ben ne yapacağım? Bir şey yapmana gerek yok, Carl. Ne yapıyorum ben? Sen bir şey yapmak zorunda değilsin, Carl. Şimdi ne yapacağım? Bir şey yapmak zorunda değilsin Carl. Ben ne yapacağım? Bir şey yapmana gerek yok, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You just lay back and I will take care of everything. | Sen sırtını yasla ve rahatına bak. Ben her şeyi halledeceğim. Sen sadece uzan. Geri kalanını ben hallederim. Sen sadece uzan. Ben icabına bakarım. Sen sırtını yasla ve rahatına bak. Ben her şeyi halledeceğim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't know what to say here. I'm stumped. I'm baffled. | Ne diyeceğimi bilemiyorum. Afalladım. Şaşkına döndüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Apışıp kaldım. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Resmen afalladım, şaşkına döndüm. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Afalladım. Şaşkına döndüm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't know if I'm gonna be able to say yes to this one, Till. | Buna evet deyip diyemeyeceğimi bilemiyorum, Till. Buna evet diyebilir miyim bilmiyorum, Till. Buna evet diyebileceğimi zannetmiyorum Till. Buna evet deyip diyemeyeceğimi bilemiyorum, Till. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, come on. But thanks for the offer and the image. | Hadi ama. Ama teklifin ve kafamdaki görüntüsü için teşekkürler. Hadi. Teklifin için teşekkür ederim. Hadi ama! Ama teklif ve imge için sağ ol. Hadi ama. Ama teklifin ve kafamdaki görüntüsü için teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And I've got this thing I gotta do, so I'll be seeing you. | Yapmam gereken bir şeyler var ama sonra görüşürüz. Şey yapmam gerekiyor da. Sonra görüşürüz. Yapmam gereken bir şey var. Sonra görüşürüz. Yapmam gereken bir şeyler var ama sonra görüşürüz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
In my nightmares. | Kâbuslarımda. Ancak kabuslarımda. Kabuslarımda. Kâbuslarımda. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, come on, give me a break. | Hadi ama, bu kadar da olmaz ki. Hadi ama. Rahat bırak beni. Hadi ama, biraz rahat bırak beni! Hadi ama, bu kadar da olmaz ki. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Terrence said this would happen if I said no. That's ridiculous. | Terrence, eğer hayır dersem böyle olacağını söylemişti. Bu çok saçma. Terrence, hayır dersem böyle olacağını söylemişti. Saçmalıyorum. Hayır dersem böyle şeylerin olabileceğini söylemişti Terrence. Bu çok saçma. Terrence, eğer hayır dersem böyle olacağını söylemişti. Bu çok saçma. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Get out of there. If I wanna say no, I'll say no! | Yok artık. Eğer hayır demek istersem, hayır derim! Çık şuradan. Hayır demek istersem hayır derim! Çık oradan. "Hayır" demek istersem "hayır" derim. Yok artık. Eğer hayır demek istersem, hayır derim! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Nice dog. | Cici köpek. Uslu köpek. Cici köpek. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Just relax. I'll handle this. | Rahatla. Ben hallederim. Rahatla biraz. Ben hallederim. Gevşe lütfen. Ben hallederim. Rahatla. Ben hallederim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, God! | Tanrım! Aman Allah'ım. Aman Allah’ım! Tanrım! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, God! Oh, no. Oh, my... | Aman Tanrım! Olamaz. Aman Allah'ım! Aman Allah’ım! Hayır! Aman Tanrım! Olamaz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wow. | Vay canına. Vay be! Vay! Vay canına. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That... Oh... | Bu Bu... Oh... Bu... Bu | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That is a... | Bu Bu şey... Bu çok... Bu | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How are you doing that? Ay! | Bunu nasıl yapıyorsun? Nasıl yapıyorsun bunu? Ay! Bunu nasıl yapıyorsun? Bunu nasıl yapıyorsun? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
"Costume party. Come as your favorite Harry Potter character." | "Kıyafet balosu. En sevdiğiniz Harry Potter karakteri olarak gelin." "Kıyafet balosu. Sevdiğiniz bir Harry Potter karakterine bürünün." "Kostüm partisi. En sevdiğiniz Harry Potter karakteri olarak gelin." "Kıyafet balosu. En sevdiğiniz Harry Potter karakteri olarak gelin." | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You got it, Norm. | Anlaştık, Norm. Tamamdır Norm. Bu senin için Norm. Anlaştık, Norm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Really? I've always wanted to try it. Yeah. | Gerçekten mi? Hep denemek istemişimdir. Evet. Sahi mi? Hep denemek istemişimdir. Evet. Gerçekten mi? Her zaman denemeyi arzu etmişimdir. Tamam. Gerçekten mi? Hep denemek istemişimdir. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So I can expect delivery anytime between 8 a.m. and 5:30? | Yani 8:00 ile 17:30 arası herhangi bir saatte gelebilir diyorsunuz. 8 ile 17:30 arasında teslimatı bekliyorum. Yani 8:00 ile 17:30 arası herhangi bir saatte gelebilir diyorsunuz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello. Wondering if you had a moment... | Merhaba. Acaba İsa Mesih kilisesini.. Merhaba. Acaba Kilise ile ilgili.. Selam. Acaba İsa Mesih kilisesi hakkında konuşmak için... Merhaba. Acaba İsa Mesih kilisesini.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...to discuss the Church of Jesus Christ. Yeah, come on in. | ..tartışmak için zamanınız var mı? Evet, buyurun içeri. ...konuşmak için bir dakikanız var mı? Evet. İçeri gelin. ..tartışmak için zamanınız var mı? Evet, buyurun içeri. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Buttercup Girls. Buttercup Girls. | Tereyağlı şeker kızları. Tereyağlı şeker kızları. Düğün çiçeği Kızları. Düğün çiçeği Kızları. Düğün Çiçeği Kızları Düğün Çiçeği Kızları Tereyağlı şeker kızları. Tereyağlı şeker kızları. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. All right. | Evet. Tamam. Evet. İşte bu. Evet. İşte bu! Evet. Tamam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey. It's really working. Ah! | Gerçekten işe yarıyor. Hey. Gerçekten işe yarıyor. Hey, harbiden doğruymuş. Gerçekten işe yarıyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's beautiful, man. It's beautiful. | Çok güzel, dostum. Çok güzel. Bu çok güzelmiş! Çok güzel adamım, çok güzel. Çok güzel, dostum. Çok güzel. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I do wanna take guitar lessons. I do wanna learn how to fly. | Gitar dersi almak istiyorum. Uçmayı öğrenmek istiyorum. Gitar dersleri almak istiyorum. Uçmayı öğrenmek istiyorum. Gitar dersi almak istiyorum. Uçmayı öğrenmek istiyorum. Gitar dersi almak istiyorum. Uçmayı öğrenmek istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes, I would like to learn Korean. | Evet, Korece öğrenmek istiyorum. Evet, Korece öğrenmek isterim. Evet, Korece öğrenmek istiyorum. Evet, Korece öğrenmek istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I would understand | Anlardım Anlardım. Anlardım | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
All right, now I got it. | Tamam, şimdi oldu. Tamam. Kaptım bu işi. İşte bu, şimdi anladım. Tamam, şimdi oldu. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Whoa. | Whoa. Vay be! | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
What did he call me? | Ne dedi bana? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Homeless. | Evsizler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Come and get it. | Gelin ve alın. Gelin, alın. Gelin ve alın. Gelin ve alın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There you are. You want some? | İşte buradasın. Biraz ister misin? Biraz daha ister misin? İşte buyurun. Biraz ister misiniz? İşte buradasın. Biraz ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
He never listens. | Asla dinlemez. Hiç dinlemiyor. Hiç dinlemez zaten. Asla dinlemez. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I wanna start an organic fertilizer distribution business. | Organik gübre işine başlamak istiyorum. Organik gübre dağıtım işi yapmak istiyorum. Organik gübre dağıtım işine başlamak istiyorum. Organik gübre işine başlamak istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wanna see a... Oh, sorry. You know what? I'd love to. | Şey görmek Pardon. Biliyor musun? Seve seve. Acaba... Oh, pardon. Aslında çok isterim. İzlemek ister... Üzgünüm. Biliyor musun? Tabii ki de isterim. Şey görmek Pardon. Biliyor musun? Seve seve. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Way to stick in there. | İyi dayandın. Dikilip durma öyle. Sokuverirsin artık bizi içeri. İyi dayandın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There you go. | İşte. Al bakalım. Al bakalım. İşte. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey. I came. | Ben geldim. Hey. Ben geldim. Selam, ben geldim. Ben geldim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. | Öyle. Evet. Evet. Öyle. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Rolling Rock, please. | Rolling Rock bira, lütfen. Rolling Rock, lütfen. Bira lütfen. Rolling Rock bira, lütfen. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
From the dawn of time... In the netherworld. | Evvel zaman içinde Ölüler diyarında.. Zamanın şafağında... Ölüler diyarında... Bir zamanlar cehennemde... Evvel zaman içinde Ölüler diyarında.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
There was a band. | ..bir grup varmış. Bir grup vardı. ...bir grup vardı. ..bir grup varmış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yes, there was. | Evet, vardı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And we were that band. | O grup bizdik. Ve biz o gruptuk. O grup bizdik. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes, we were. | Evet, öyleydik. Evet, bizdik. Evet, bizdik. Evet, öyleydik. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And that band made rock 'n' roll. | O grup rock'n roll yapıyormuş. O grup rock 'n' roll yapardı. Ve o grup Rock'n'Roll yaptı. O grup rock'n roll yapıyormuş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, yes, they did. | Evet, yapıyorlardı. Evet, yapardı. Evet, yaptılar. Evet, yapıyorlardı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And that band ate arame and other sea vegetables. | O grup suyosunu ve diğer deniz sebzelerini yermiş. Bu grup sadece meyve ve sebze yerdi. O grup su yosunu ve diğer deniz bitkilerinden yedi. O grup suyosunu ve diğer deniz sebzelerini yermiş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And that band was rad. | Bir de o grup radikalmiş. Heyecan verici bir grupmuş. Ve o grup radikaldi. Bir de o grup radikalmiş. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hello, Jake, Penelope, Rodrigo, Phillip, Zachary. | Merhaba, Jake, Penelope, Rodrigo, Phillip, Zachary. Selam Jake, Penelope, Rodrigo, Philip, Zachary. Merhaba, Jake, Penelope, Rodrigo, Phillip, Zachary. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We are Munchausen by Proxy. You're kidding me. | Biz Munchausen by Proxy'yiz. Bu bir şaka olmalı. Biz Munchausen by Proxy*. Şaka mı bu. Bize derler Munchausen by Proxy. Şaka mı bu? Biz Munchausen by Proxy'yiz. Bu bir şaka olmalı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |