Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182950
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I love that. | Bayılırım. Bayıldım. Bana uyar. Bayılırım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I don't know how people go through life with the same boring routine. | İnsanların aynı sıkıcı şeyleri yaparak.. İnsanlar her gün aynı sıkıcı şeyleri yaparak nasıl yaşıyorlar anlamıyorum. İnsanların aynı sıkıcı şeyleri yaparak.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Just shoot me. I know. Right in the face. | Vursunlar daha iyi. Biliyorum. Suratının tam ortasına. Bu beni deli ederdi. İyi bilirim. Vursunlar daha iyi. Biliyorum. Suratının tam ortasına. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Seriously, I dated this guy and I was astounded at how content he was... | Ciddiyim, bir adamla çıkmıştım. Küçük, kapalı bir kutuda yaşamaktan.. Cidden, bir adamla çıkmıştım ve o, küçücük kutusunda... Ben ciddiyim. Bir ara bir adamla çıkmıştım. Hayatını kapalı bir kutuda... Ciddiyim, bir adamla çıkmıştım. Küçük, kapalı bir kutuda yaşamaktan.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...just living his life in this closed off little box. | ..bu kadar hoşnut olması beni hayretler içinde bırakmıştı. ...mutlu mesut yaşarken nasıl da afallamıştım. ...yaşadığını görünce hayrete düşmüştüm. ..bu kadar hoşnut olması beni hayretler içinde bırakmıştı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I know. It's so frustrating. I just wanna grab these people and shake them. | Biliyorum. O kadar sinir bozucu ki, bu insanları tutup sarsmak istiyorum. Biliyorum. Çok sinir bozucu. O insanları şöyle kollarından tutup sallamak istiyorum. Anlıyorum, çok sinir bozucu. O insanları yakalayıp sarsmak istiyorum. Biliyorum. O kadar sinir bozucu ki, bu insanları tutup sarsmak istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Say, "Wake up, you. You're missing out on a little thing called life." | "Uyan artık. Hayat denen küçük bir şeyi kaçırıyorsun" demek istiyorum. "Uyansana. Adına hayat denen küçük şeyi kaçırıyorsun. " "Uyansana! Hayat adı verilen küçük fırsatı kaçırıyorsun!" demek istiyorum. "Uyan artık. Hayat denen küçük bir şeyi kaçırıyorsun" demek istiyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's so true. Yeah. | Çok haklısın. Öyle. Çok doğru. Evet. Çok haklısın. Evet. Çok haklısın. Öyle. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So, what happened to closed off little box boy? | Peki kapalı kutudaki çocuğa ne oldu? Şu küçük kutudaki adama ne oldu? Peki, kapalı kutuda yaşayan arkadaşa ne oldu? Peki kapalı kutudaki çocuğa ne oldu? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It just didn't work out. It's a long story. | Yürütemedik. Uzun hikâye. Yürümedi işte. Uzun hikaye. Yürümedi. Uzun hikaye. Yürütemedik. Uzun hikâye. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah? Same story you were singing about last night? | Öyle mi? Dün gece hakkında şarkı söylediğin hikâye mi? Geçen gece söylediğin şarkıdaki hikaye mi? Öyle mi? Dün geceki şarkında söylediğin hikaye mi? Öyle mi? Dün gece hakkında şarkı söylediğin hikâye mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Closed off little box boy, tender topic. Probe no further. | Kapalı kutu çocuk, hassas bir konu. Daha fazla zorlama istersen. Küçük kutudaki adam, öneri kutusu. Daha fazla araştırmayın. "Kapalı kutuda yaşayan adam" hassas bir konu. Daha fazla deşme. Kapalı kutu çocuk, hassas bir konu. Daha fazla zorlama istersen. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay, if you must know, we lived together. | Tamam, çok istiyorsan söyleyeyim, beraber yaşadık. Tamam, ille de bilmek istiyorsan birlikte yaşıyorduk. Pekâlâ, bilmen lâzımsa, bir süre beraber yaşadık. Tamam, çok istiyorsan söyleyeyim, beraber yaşadık. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I thought he was it, the one, or whatever. | O olduğunu sanmıştım, doğru kişi ya da her neyse. Onun aradığım kişi olduğunu sanmıştım. Beyaz atlı prensimin o olduğunu düşünmüştüm veya her neyse. O olduğunu sanmıştım, doğru kişi ya da her neyse. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And then surprise, he ended it, out of nowhere for no reason. | Sonra sürpriz, bir gün birdenbire sebepsiz yere bitirdi. Ve sürpriz. Ortada hiç neden yokken bitirdi. Ve bir anda beni terk etti. Bir şekilde yok oldu sebepsizce. Sonra sürpriz, bir gün birdenbire sebepsiz yere bitirdi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Gone, never saw him again. | Gitti, bir daha da görmedim. Gitti. Bir daha onu hiç görmedim. Gitti, bir daha da görmedim. Gitti, bir daha da görmedim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Wow. That's rough. I'm sorry. | Vay canına. Zor olmalı. Üzüldüm. Can sıkıcıymış. Üzgünüm. Hadi ya! Çok kabataslak anlattın ama üzüldüm. Vay canına. Zor olmalı. Üzüldüm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Next time you should warn me about the length of the story, though. | Bir dahaki sefere hikâyenin uzunluğu konusunda uyarırsan sevinirim. Yine de gelecek sefer hikayenin uzunluğu hakkında beni uyarmalısın. Bir sonraki uzun hikayende beni uyarmalısın. Bir dahaki sefere hikâyenin uzunluğu konusunda uyarırsan sevinirim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Kind of dragged on. | Kendimi kaptırmışım. Boş yere uzamasın. Bitmek bilmedi çünkü. Kendimi kaptırmışım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'll work on that. Yeah, just trim the fat. | Düzelteceğim. Tamam, fazlalıkları at. Denerim. Gereksiz kısımlarını at. Elimden geleni yaparım. Sadece derli toplu olsun. Düzelteceğim. Tamam, fazlalıkları at. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Ooh! Jeez. That was very healthy. | Tanrım. Bu çok sağlıklıydı. Demir gibiydi. Aman tanrım! Demir gibisin. Tanrım. Bu çok sağlıklıydı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
She's spontaneous. She's ballsy. | Anı yaşıyor, cesur. Çok doğal, cesur ve kararlı bir kız. Gayet içten ve taşaklı bir hatun. Anı yaşıyor, cesur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
She has no clue what she's doing and she doesn't care. | Ne yaptığı konusunda hiçbir fikri yok ve umurunda değil. Ne yaptığı hakkında hiç bir fikri yok ve umurunda değil. Her hangi bir amacı yok ve bunu umursamıyor. Ne yaptığı konusunda hiçbir fikri yok ve umurunda değil. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
She's the complete opposite of me. | Benim tam tersim. Benim tamamen tersim. Benim tam tersim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, could you please pass the Cholula? | Carl, acı sosu uzatır mısın? Carl, sosu uzatır mısın lütfen? Carl, acı sosu uzatır mısın? Carl, acı sosu uzatır mısın? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sure, Faranoush. | Tabii, Faranoush. Tabi, Faranoush. Elbette Faranoush. Tabii, Faranoush. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
How did you two meet again? | Nasıl tanıştık demiştin? Siz ikiniz nasıl tanıştınız? Siz nasıl tanıştınız? Nasıl tanıştık demiştin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Persianwifefinder.com. It's pretty cool. You should check it out. | iranliesbul.com. Oldukça güzel bir site. Sen de bak. Acemeşbulucu.com. Çok havalı. Sen de denemelisin. "İranlı Eş Bul.com". Gayet hoş. Sen de denemelisin. iranliesbul.com. Oldukça güzel bir site. Sen de bak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm engaged. Oh, yeah. | Ben nişanlıyım. Doğru. Ben nişanlıyım. Doğru ya. Ben nişanlıyım. Doğru ya. Ben nişanlıyım. Doğru. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Should you talk about Allison in front of Faranoush? | Faranoush'un önünde Allison'dan bahsetmek doğru mu? Faranoush'un yanında Allison'dan bahsetmen doğru mu? Faranoush'un önünde Allison hakkında mı konuşmalı mısın? Faranoush'un önünde Allison'dan bahsetmek doğru mu? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's okay, man. We just met. She knows it's not exclusive. | Sorun yok, dostum. Yeni tanıştık. Özel olmadığını biliyor. Önemli değil ahbap. Yeni tanıştık. Özel bir şey olmadığını biliyor. Sorun değil dostum. Sadece buluştuk. Özel olmadığının farkında. Sorun yok, dostum. Yeni tanıştık. Özel olmadığını biliyor. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Besides, she's totally not my type. I can hear you. | Ayrıca, kesinlikle tipim değil. Seni duyuyorum. Hem zaten benim tipim değil. Seni duyabiliyorum. Ayrıca hiç de tipim değil. Seni duyabiliyorum. Ayrıca, kesinlikle tipim değil. Seni duyuyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Sorry, Faranoush. | Pardon, Faranoush. Affedersin Faranoush. Üzgünüm Faranoush. Pardon, Faranoush. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Anyway, I never would've met Allison if I hadn't said yes to the homeless guy. | Evsiz adama evet demeseydim asla Allison ile tanışamazdım. Eğer evsiz adama evet demeseydim Allison'la asla tanışamazdım. Evsiz adama evet demeseydim eğer, Allison ile tanışmamış olacaktım. Evsiz adama evet demeseydim asla Allison ile tanışamazdım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You wouldn't be on a date with a strange woman. | İran'lı tuhaf bir kadınla da tanımadan çıkıyor olmazdın. İranlı tuhaf bir kadınla da çıkıyor olmazdın. Yabancı bir kadınla da buluşmamış olacaktın. İran'lı tuhaf bir kadınla da tanımadan çıkıyor olmazdın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No offense, Faranoush. None taken. | Lafım meclisten dışarı, Faranoush. Üstüme alınmadım. Alınma Faranoush. Hiç alınmadım. Gücenme lütfen Faranoush. Üzerime alınmadım. Lafım meclisten dışarı, Faranoush. Üstüme alınmadım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I didn't realize I was dealing with a no man. | Bir Hayır diyen adamla uğraştığımı fark etmemiştim. Bay hayırla konuştuğumu farketmemiştim. Vay be! Bir "hayırcı adam" ile uğraştığımın farkında değildim. Bir Hayır diyen adamla uğraştığımı fark etmemiştim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, I think it's great. Throw this away for me, will you? | Hayır, bence harika. Benim için şunu atar mısın? Bence bu harika. Şunu atar mısın? Hayır, bu bence harika. Şunu çöpe boşaltır mısın? Hayır, bence harika. Benim için şunu atar mısın? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, honey. Hey. | Selam, tatlım. Selam. Selam, tatlım. Selam. Selam tatlım. Selam. Selam, tatlım. Selam. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Hello. | Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. Lucy. Faranoush, Lucy. Lucy, Faranoush. Merhaba. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
So my friends are being really lame... | Oldukça sıkıcı arkadaşlarım var.. Pek fazla yakın dostum yok... Çok sakat arkadaşlarım varmış. Oldukça sıkıcı arkadaşlarım var.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...and nobody's offered to throw me a bridal shower. | ..ve kimse bana kına gecesi yapma teklifinde bulunmadı. ...olanlar da bana kına gecesi yapmayı teklif etmedi. Ve hiç biri evlilik öncesi hediye partimi üstlenmedi. ..ve kimse bana kına gecesi yapma teklifinde bulunmadı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, I have an idea. | Benim bir fikrim var. Bir fikrim var. Benim bir fikrim var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Carl, would you like to throw Lucy a bridal shower? | Carl, Lucy'ye kına gecesi düzenlemek ister misin? Carl, Lucy için kına gecesi düzenlemek ister misin? Carl, Lucy'nin hediye partisini düzenlemek ister misin? Carl, Lucy'ye kına gecesi düzenlemek ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Sure. | Olur. Elbette. Evet. Tabi. Evet. Tabii ki. Olur. Elbette. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Why not? That'd be great. Yeah, I'd love that. | Neden olmasın. Harika olur. Çok hoşuma gider. Neden olmasın? Harika olur. Çok isterim. Neden olmasın? Harika bir fikir. Seve seve yaparım. Neden olmasın. Harika olur. Çok hoşuma gider. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Problem solved. Yeah. | Sorun çözüldü. Evet. Sorun çözüldü. Sorun çözüldü. Evet. Sorun çözüldü. Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Really? Yeah. | Gerçekten mi? Evet. Gerçekten mi? Evet. Sahiden mi? Evet. Gerçekten mi? Evet. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, thanks, Carl. | Teşekkürler, Carl. Sağ ol Carl. Teşekkür ederim Carl. Teşekkürler, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thanks, that's really sweet. | Teşekkürler, çok tatlısın. Teşekkürler. Çok tatlısın. Sağ ol, çok naziksin. Teşekkürler, çok tatlısın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's great. That is sweet, Carl. | Harika. Çok tatlısın, Carl. Çok tatlısın, Carl. Evet harika. Çok naziksin Carl. Harika. Çok tatlısın, Carl. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thanks, Faranoush. | Teşekkürler, Faranoush. Teşekkürler Faranoush. Teşekkürler, Faranoush. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, I forgot, I gotta pick up costumes for me and Allison. | Unuttum, Allison'a ve kendime kostüm alacağım. Kendim ve Allison için kostüm almayı unuttum. Ben ve Allison için kostümleri almam lazım, unutmuşum. Unuttum, Allison'a ve kendime kostüm alacağım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Costumes for what? | Ne kostümü? Kostümler ne için? Ne kostümü? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Expelliarmus! Just kidding. | Silahsızlandır! Şakaydı. Expelliarmus! Şaka yapıyorum. Expelliarmus! Silahsızlandır! Şakaydı. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's okay. I blocked it and deflected it back. | Sorun değil. Durdurdum ve geri yansıttım. Önemli değil. Durdurup geri püskürttüm. Sorun değil. Durdurdum ve geri yansıttım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh. Kaching! Wow. Cool costume, my man. | Kaçing! Vay canına. Güzel kostüm, dostum. Oh. Kaching! Kostümün güzelmiş adamım. Kaçing! Vay canına. Güzel kostüm, dostum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
The only one they had left was for toddlers. | Bir tek çocuklar için olanları kalmış. Sadece bebekler için olanından kalmıştı. Tek kalan buydu, garson beden. Bir tek çocuklar için olanları kalmış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
This is Allison and her wand made from a sequoia. | Bu Allison, sihirli değneği sekoyadan yapılmış. Bu Allison ve asası da sequoia ağacından yapılmış. Bu Allison ve sekoyadan yapılma sihirbaz değneği. Bu Allison, sihirli değneği sekoyadan yapılmış. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hi. You must be Norman. | Merhaba. Sen Norman olmalısın. Selam. Sen Norman olmalısın. Merhaba. Siz de Norman olmalısınız. Merhaba. Sen Norman olmalısın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yes, nice to meet you. Thanks for coming. Come in. | Evet, tanıştığımıza memnun oldum. Geldiğin için teşekkürler. İçeri gelin. Evet. Tanıştığımıza sevindim. Geldiğiniz için sağ olun. Girsenize. Evet, tanıştığıma memnun oldum. Geldiğiniz için sağ olun. Buyurun. Evet, tanıştığımıza memnun oldum. Geldiğin için teşekkürler. İçeri gelin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, we've got, well, drinks, you know... | Evet, içeceklerimiz var.. İçkilerimiz... Evet, içeceklerimiz var.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...chips, dips... | ..cips var, sos var.. ...patates cipslerimiz, soslarımız... ...cipsler, soslar... ..cips var, sos var.. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
...and good people, just like you two. | ..ve siz ikiniz gibi iyi insanlar var. ...ve sizin gibi iyi insanlarımız var. ...ve sizin gibi güzel insanlar var. ..ve siz ikiniz gibi iyi insanlar var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Thanks. Pace yourselves. | Teşekkürler. Kendinizi hazırlayın. Teşekkürler Kendinizi hazırlayın. Teşekkürler. Kendinizi ayarlayın. Teşekkürler. Kendinizi hazırlayın. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
It's gonna be a crazy night. | Çılgın bir gece olacak. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Get in there, play the zone. Come on. | İçeri gir, alan savunması yap. Hadi. Gir şuraya, alan savunması yap. Hadi. Atın şu golü, bitirin işi. Hadi ama! İçeri gir, alan savunması yap. Hadi. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Good dip, huh, H. P? Mm. | Güzel sos, değil mi, H.P.? Sos güzel mi? Mm. Güzel sos, değil mi? Güzel sos, değil mi, H.P.? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Got tons of it at Costco. You see, I've got an exclusive membership card. | Costco'da tonlarca var. Özel üyelik kartım var. Carrefour'da tonlarca var. Üyelik kartım da var. Costco'dan tonlarca satın aldım. Costco'da tonlarca var. Özel üyelik kartım var. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
And with that card, I get access to the whole place. | Bu kart sayesinde her yere girebiliyorum. Bu kartla oradan ne istersem alabiliyorum. O kartla istediğim her yere erişebiliyorum. Bu kart sayesinde her yere girebiliyorum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I can buy large quantities of anything at discount prices. | Toptan aldığım her şeye indirim yapıyorlar. İndirimli fiyatlar üzerinden ne kadar istersem alabilirim. Her hangi bir şeyden indirimli fiyatla büyük miktarlarda satın alabilirim. Toptan aldığım her şeye indirim yapıyorlar. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Can't anyone get one of those cards? | O kartları herkese vermiyorlar mı? Dileyen herkes o karttan edinemiyor muydu? O kartları herkese vermiyorlar mı? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
No, don't think so. But I can talk to someone, if you'd like. | Hayır, sanmıyorum. Ama istersen birisiyle konuşurum. Hiç sanmıyorum. Ama istersen tanıdıklarım var. Hayır, sanmıyorum. Ama istersen bir şeyler ayarlayabilirim. Hayır, sanmıyorum. Ama istersen birisiyle konuşurum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, put in a good word for us. That would be great. | Evet, bize arka çık. Harika olur. Olur, bize de ayarlasana. Harika olur. Bize bir torpil yaparsın artık. Harika olur. Evet, bize arka çık. Harika olur. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Feels strange to be going home, doesn't it? | Eve gidiyor olmak tuhaf, değil mi? Eve gitmek tuhaf bir duygu değil mi? Eve gidiyor olmak bir garip hissettirdi, değil mi? Eve gidiyor olmak tuhaf, değil mi? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
"I'm not going home, not really." | "Eve gitmiyorum, pek sayılmaz." "Aslında ben, eve gitmiyorum. " "Ben eve gitmiyorum. Tam sayılmaz." "Eve gitmiyorum, pek sayılmaz." | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Oh, bye. | Görüşürüz. Güle güle. Güle güle. Görüşürüz. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Alrighty, gang. Who wants to watch Chamber of Secrets? | Evet, millet. Kim Sırlar Odası'nı izlemek ister? Hadi bakalım. Kim Sırlar Odası'nı seyretmek ister? Pekâlâ millet! Sırlar Odası'nı kim izlemek ister? Evet, millet. Kim Sırlar Odası'nı izlemek ister? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Well, thanks for coming, guys. So nice to meet you. | Geldiğiniz için teşekkürler. Tanıştığımıza memnun oldum. Geldiğiniz için sağ olun çocuklar. Memnun oldum. Geldiğiniz için teşekkürler arkadaşlar. Tanıştığıma memnun oldum. Geldiğiniz için teşekkürler. Tanıştığımıza memnun oldum. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Good to meet you, too. Thank you. And hey. | Memnuniyet bana ait. Teşekkürler. Ben de. Teşekür ederim. Hey! Memnuniyet bana ait. Teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's right. Come in. I'll go in. | Doğru. Yaklaş. Ben yaklaşırım. Gel. Ben geleyim. İşte bu. Yaklaş. Ben yaklaşayım. Doğru. Yaklaş. Ben yaklaşırım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Keep your hand there like in a shake. The other hand goes around for a hug. | Bir elini tokalaşıyormuş gibi yap. Diğer elini de sarılıyormuş gibi arkaya at. Bir elini sıkıyormuş gibi böyle tut. Öteki elini de arkadan dolaştır. Bir elini tokalaşıyormuş gibi yap. Diğer elini de sarılıyormuş gibi arkaya at. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Tap it. Thanks for walking me through that. | Tamam. Hafifçe vur. Adım adım anlattığın için teşekkürler. Hafifçe vur. Gösterdiğin için sağ ol. Evet, hafifçe vur. Öğrettiğin için sağ ol. Tamam. Hafifçe vur. Adım adım anlattığın için teşekkürler. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
That's all right. Bye. | Önemli değil. Hoşça kal. Önemli değil. Hoşça kal. Önemli değil. Hoşça kal. Önemli değil. Hoşça kal. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Okay, guys, all aboard the Hogwarts Express. | Tamam, herkes Hogwarts Express'e binsin. Hogwarts Express kalkmak üzere. Tamam, herkes Hogwarts Express'e binsin. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Next stop, Azkaban. | Bir sonraki durak, Azkaban. Sonraki durak, Azkaban. Bir sonraki durağımız, Azkaban. Bir sonraki durak, Azkaban. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Do you wanna drive? | Sürmek ister misin? Kullanmak ister misin? Sürmek ister misin? Sürmek ister misin? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hey, you're getting better. Yeah, not bad, huh? | İyiye gidiyorsun. Fena değilim ha? Alışıyorsun. Fena sayılmaz, değil mi? Gittikçe daha iyi sürüyorsun. Evet, kötü sayılmaz. Değil mi? İyiye gidiyorsun. Fena değilim ha? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Whoa. Yep, I got it. | Tamam. Hallettim. Toparladım. Tamam, hallettim. Tamam. Hallettim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
We can't do this. Why? You scared? | Bunu yapamayız. Neden? Korktun mu? Bunu yapamayız. Neden? Korktun mu? Bunu yapamayız. Neden? Korktun mu? | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Hurry. Somebody's coming. And I think I see something. Hurry. | Acele et. Birisi geliyor. Sanırım bir şey görüyorum. Acele et. Çabuk ol. Birisi geliyor Sanırım bir şey gördüm. Çabuk ol. Çabuk ol, birileri geliyor. Bir şey gördüm sanki. Çabuk ol. Acele et. Birisi geliyor. Sanırım bir şey görüyorum. Acele et. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
This is crazy. I know, but it's great. | Bu delilik. Biliyorum. Ama harika. Bu çılgınlık. Biliyorum ama çok güzel. Bu bir delilik. Biliyorum ama harika. Bu delilik. Biliyorum. Ama harika. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
This is unreal. | Bu bir rüya. Bu gerçek değil. Bu gerçek olamaz. Bu bir rüya. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I couldn't agree more. | Ben daha iyisini söyleyemezdim. Al benden de o kadar. Daha fazla hemfikir olamazdım. Ben daha iyisini söyleyemezdim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
You know, I've never let anyone drive my scooter before. | Daha önce kimsenin mobiletimi kullanmasına izin vermemiştim. Daha önce kimsenin motorumu sürmesine izin vermemiştim. Şimdiye kadar hiç kimsenin motorumu sürmesine izin vermemiştim. Daha önce kimsenin mobiletimi kullanmasına izin vermemiştim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I've never let anyone kiss me on the stage of the Hollywood Bowl before. | Kimsenin beni Hollywood Bowl'un sahnesinde öpmesine izin vermemiştim. Daha önce kimsenin beni Hollywood Bowl sahnesinde öpmesine izin vermemiştim. Şimdiye kadar Hollywood Bowl sahnesinde hiç kimsenin beni öpmesine izin vermemiştim. Kimsenin beni Hollywood Bowl'un sahnesinde öpmesine izin vermemiştim. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Good evening, Los Angeles. | İyi akşamlar, Los Angeles. İyi akşamlar Los Angeles. İyi akşamlar, Los Angeles. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
Please welcome to the Hollywood Bowl Munchausen by Proxy. | Hollywood Bowl'a hoş geldiniz. Munchausen by Proxy. Hollywood Bowl a hoş geldiniz. Munchausen by Proxy. Hollywood Bowl'a hoş geldiniz. Munchausen by Proxy. Hollywood Bowl'a hoş geldiniz. Munchausen by Proxy. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I'm your biggest fan. Bang! | En büyük hayranınızım. En büyük hayranınım. Bang! Senin en büyük hayranınım. En büyük hayranınızım. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |
I killed her. | Onu öldürdüm. Onu öldürdüm! Öldürdüm onu. Onu öldürdüm. | Yes Man-1 | 2008 | ![]() |