• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182952

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Don't do it. Don't point at me, buddy. Yapma. Beni işaret etme dostum. Sakın yapma! Parmağınla beni gösterme ahbap. Yapma. Beni işaret etme dostum. Yes Man-1 2008 info-icon
Hey, lady, move that dog. Hanımefendi, çekin şu köpeği. Hanımefendi, çekin o köpeği. Hey bayan, o köpeği çekin. Hanımefendi, çekin şu köpeği. Yes Man-1 2008 info-icon
Buddy, can you move over a little bit, like two feet? Dostum, elli santim daha kayar mısın? Dostum birz daha kenara kaysana bir metre kadar. Dostum, biraz yana çekilebilir misin? 60 cm kadar. Dostum, elli santim daha kayar mısın? Yes Man-1 2008 info-icon
Has somebody called the police? Polisi arayan oldu mu? Polisi aradınız mı? Biri polisi aradı mı? Polisi arayan oldu mu? Yes Man-1 2008 info-icon
Yeah. He'll be dead before they get here. Somebody needs to talk him down. Evet. Onlar gelmeden ölür. Birisinin onu konuşarak indirmesi lazım. Evet. Onlar gelene kadar bu ölür ama. Birisi onu ikna etmeli. Evet ama onlar gelmeden ölmüş olur. Birinin onunla konuşup vazgeçirmesi lazım. Evet. Onlar gelmeden ölür. Birisinin onu konuşarak indirmesi lazım. Yes Man-1 2008 info-icon
Move out the way. Somebody help him! Çekilin yoldan. Birisi yardım etsin! Çekilin oradan. Birisi ona yardım etsin! Yoldan çekilin! Biri ona yardım etsin! Çekilin yoldan. Birisi yardım etsin! Yes Man-1 2008 info-icon
Don't do it. Yapma. Atlama! Yapma! Yapma. Yes Man-1 2008 info-icon
It can't be that bad. O kadar kötü olamaz. Hayat o kadar kötü değil. Hiçbir şey buna değmez. O kadar kötü olamaz. Yes Man-1 2008 info-icon
Hey, buddy. Selam ahbap. Selam dostum. Selam dostum. Selam ahbap. Yes Man-1 2008 info-icon
Who are you, man? Kimsin sen, dostum? Sen kimsin ahbap? Sen de kimsin adamım? Kimsin sen, dostum? Yes Man-1 2008 info-icon
Don't try anything. I'm gonna kill myself, so don't try to stop me. Sakın bir şey deneme. Kendimi öldüreceğim, sakın beni durdurmaya çalışma. Bir şey denemeye kalkma. Kendimi öldüreceğim beni durdurmaya çalışma. Bir şey yapmaya çalışma! Kendimi öldüreceğim, sakın durdurmaya çalışma. Sakın bir şey deneme. Kendimi öldüreceğim, sakın beni durdurmaya çalışma. Yes Man-1 2008 info-icon
Okay. What do mean, "Okay"? Olur. Nasıl yani, "Olur"? Olur. Olur mu dedin? Pekâlâ. Ne demek "pekâlâ"? Olur. Nasıl yani, "Olur"? Yes Man-1 2008 info-icon
No, I don't mean okay. Just give me a second. Hayır, olur demek istemedim. Bir saniye izin ver. Öyle demek istemedim. Bir saniye izin ver. Hayır, pekâlâ demek istemedim. Biraz izin ver. Hayır, olur demek istemedim. Bir saniye izin ver. Yes Man-1 2008 info-icon
I should say something to you here. Sana bir şey söylemem gerekiyor. Sana bir şeyler söylemem lazım. Sana şu an bir şeyler söylemem lazım. Sana bir şey söylemem gerekiyor. Yes Man-1 2008 info-icon
I don't really know what it is. Ama ne olduğunu bilmiyorum. Ne söyleyeceğimi bilmiyorum aslında. Ne söylemem gerektiğini bilmiyorum. Ama ne olduğunu bilmiyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Man, you terrible at this. Are you even a cop? Dostum, bu işten hiç anlamıyorsun. Polis misin sen? Bu işte berbatsın ahbap. Polis misin yoksa? Adamım, bu işte berbatsın. Sen gerçekten polis misin? Dostum, bu işten hiç anlamıyorsun. Polis misin sen? Yes Man-1 2008 info-icon
Hold on a second, I'm thinking. Dur bir saniye, düşünüyorum. Dur biraz, düşünüyorum. Bekle biraz, düşünüyorum. Dur bir saniye, düşünüyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Wait. I've got it. Bekle. Buldum. Bekle. Şimdi tamam. Bekle. Buldum. Yes Man-1 2008 info-icon
Where you going, man? Nereye gidiyorsun dostum? Nereye gidiyorsun ahbap? Nereye gidiyorsun be adam? Nereye gidiyorsun dostum? Yes Man-1 2008 info-icon
I know it's not what I think it is. Just stop. Düşündüğüm şey olmadığını biliyorum. Dur yeter. Yes Man-1 2008 info-icon
My man. Hello? Don't do it. I'm coming. Dostum. Merhaba? Atlama. Geliyorum. Adamım? Bekle biraz. Geliyorum. Adamım, orada mısın? Yapma! Geliyorum. Dostum. Merhaba? Atlama. Geliyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Patience is a virtue. Sabır bir erdemdir. Sabır erdemdir. Sabır erdemdir. Sabır bir erdemdir. Yes Man-1 2008 info-icon
What the hell you doing in there? Orada ne halt ediyorsun? Ne haltlar karıştırıyorsun orada? Ne bok yapıyorsun orada? Orada ne halt ediyorsun? Yes Man-1 2008 info-icon
I wish you would step back From that ledge, my friend Keşke o pervazdan geri adım atabilsen arkadaşım Dilerim arkadaşım, o pervazdan inersin Keşke o pervazdan geri adım atabilsen arkadaşım Keşke o pervazdan geri adım atabilsen arkadaşım Yes Man-1 2008 info-icon
You could cut ties with all the lies That you've been living in İçinde yaşadığın yalanlarla tüm bağını koparabilsen İçinde yaşadığın yalanlarla bağını koparabilirsin İçinde yaşadığın tüm yalanlardan sıyrılabilirsin. İçinde yaşadığın yalanlarla tüm bağını koparabilsen Yes Man-1 2008 info-icon
And if you never want to see me again Eğer bir daha beni görmek istemezsen Beni tekrar görmek istemezsen eğer Bir daha beni görmek istemezsen Eğer bir daha beni görmek istemezsen Yes Man-1 2008 info-icon
I would understand Seni anlardım Seni anlarım, bilirsin Seni anlarım. Seni anlardım Yes Man-1 2008 info-icon
Um... Oh... Um... Oh... Yes Man-1 2008 info-icon
What is it? Ne oldu? Neydi? Gerisi neydi? Ne oldu? Yes Man-1 2008 info-icon
The angry boy a bit too insane Kızgın çocuk biraz kaçık Çocuk biraz delirmiş, öfkeli Kızgın çocuk biraz fazla çılgın Kızgın çocuk biraz kaçık Yes Man-1 2008 info-icon
Icing over a secret pain Gizli bir acının üzerinde donmuş kalmış Yarasına buz koyuyor, gizli gizli Gizli bir acıyla donup kalmış Gizli bir acının üzerinde donmuş kalmış Yes Man-1 2008 info-icon
You know you don't belong Ait olmadığını biliyorsun Biliyorsun, buraya ait değilsin Biliyorsun, sen kimseye ait değilsin. Ait olmadığını biliyorsun Yes Man-1 2008 info-icon
Everyone I know has got a reason Herkesin bir sebebi vardır Tanıdığım herkesin var bir nedeni Tanıdığım herkesin bir sebebi var Herkesin bir sebebi vardır Yes Man-1 2008 info-icon
To say Söyleyebileceği Demek için: Bunu söylemeye Söyleyebileceği Yes Man-1 2008 info-icon
You can put the past away Geçmişi bir kenara atabilirsin Geçmişi arkanda bırakabilirsin Geçmişi bir kenara bırakabilirsin Geçmişi bir kenara atabilirsin Yes Man-1 2008 info-icon
You could cut ties with all the lies You've been living in İçinde yaşadığın yalanlarla tüm bağını koparabilsen İçinde yaşadığın yalanlarla bağını koparabilirsin İçinde yaşadığın tüm yalanlardan sıyrılabilirsin. İçinde yaşadığın yalanlarla tüm bağını koparabilsen Yes Man-1 2008 info-icon
I got blisters on my fingers. Parmaklarım su topladı. Yes Man-1 2008 info-icon
Stephanie, Ted, hey. Stephanie, Ted, selam. Stephanie, Ted, hey. Stephanie, Ted, selam. Stephanie, Ted, selam. Yes Man-1 2008 info-icon
How's it going? What are you guys doing here? Nasıl gidiyor? Burada ne işiniz var? Nasıl gidiyor? Burada ne yapıyorsunuz? Nasıl gidiyor? Burada ne yapıyorsunuz? Nasıl gidiyor? Burada ne işiniz var? Yes Man-1 2008 info-icon
We're doing a week in Tahiti. Ted's father owns a little piece of property there. Bir haftalığına Tahiti'ye gidiyoruz. Ted'in babasının orada küçük bir arazisi var. Tahiti'de bir hafta kaldık. Ted'in babasının orada küçük bir yeri var da. Bir haftalığına Tahiti'ye gidiyoruz. Ted'in babasının orada ufak bir mülkü var. Bir haftalığına Tahiti'ye gidiyoruz. Ted'in babasının orada küçük bir arazisi var. Yes Man-1 2008 info-icon
A hundred acres isn't so little, hon. Not in Tahiti, anyway. Kırk hektar küçük sayılmaz tatlım. En azından Tahiti'de. 40 hektar küçük sayılmaz hayatım. En azından Tahiti'de. 400 dönüm ufak sayılmaz tatlım. En azından Tahiti'de. Kırk hektar küçük sayılmaz tatlım. En azından Tahiti'de. Yes Man-1 2008 info-icon
Hey, I saw you on TV. That was amazing, Carl. Seni televizyonda gördüm. İnanılmazdı, Carl. Seni televizyonda gördüm. Muhteşemdin Carl. Seni televizyonda gördüm. İnanılmazdın, Carl. Seni televizyonda gördüm. İnanılmazdı, Carl. Yes Man-1 2008 info-icon
It's just a little life that needed saving. No big deal. Kurtarılması gereken küçük bir hayattı. Lafını etmeye değmez. Kurtarılmayı bekleyen küçük bir hayattı sadece. Büyütme. Sadece kurtarılması gereken bir hayattı. Önemli bir şey değil. Kurtarılması gereken küçük bir hayattı. Lafını etmeye değmez. Yes Man-1 2008 info-icon
So where you headed? I'm meeting my girlfriend here. Nereye gidiyorsun? Kız arkadaşımla buluşacağım. Nereye böyle? Kız arkadaşımla buluşacağım. Peki sen nereye? Sevgilimle burada buluşacağım. Nereye gidiyorsun? Kız arkadaşımla buluşacağım. Yes Man-1 2008 info-icon
We don't know where we're going. Really? Nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Gerçekten mi? Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Sahi mi? Nereye gideceğimizi bilmiyoruz. Sahiden mi? Nereye gittiğimizi bilmiyoruz. Gerçekten mi? Yes Man-1 2008 info-icon
Yeah, we're just gonna pick a place. Kind of an eenie, meenie, minie thing. Evet, bir yer seçip gideceğiz. Portakalı soydum hesabı. Bir yer seçeceğiz işte; Ali, Veli, 49, 50 deyip. Evet, bir yer seçip gideceğiz. "Oo piti piti" gibisinden. Evet, bir yer seçip gideceğiz. Portakalı soydum hesabı. Yes Man-1 2008 info-icon
Keeps it fresh. I'll see you guys. İlişkiyi canlı tutuyor. Sonra görüşürüz. Böylesi daha eğlenceli. Görüşürüz çocuklar. Daha heyecanlı oluyor. Görüşürüz arkadaşlar. İlişkiyi canlı tutuyor. Sonra görüşürüz. Yes Man-1 2008 info-icon
That sounds like a lot of fun. Can you imagine? Çok eğlenceli gözüküyor. İnanabiliyor musun? Kulağa çok komik geliyor. Düşünebiliyor musun? Kulağa çok eğlenceli geliyor. Hayal edebiliyor musun? Çok eğlenceli gözüküyor. İnanabiliyor musun? Yes Man-1 2008 info-icon
So I have some carry on here. El bagajım var. Benim bagajım var. Biraz el bagajım var. El bagajım var. Yes Man-1 2008 info-icon
I'd like two tickets on the first plane out of here, please. Buradan giden ilk uçağa iki bilet lütfen. Buradan kalkacak ilk uçağa iki bilet lütfen. İlk kalkacak uçaktan iki bilet lütfen. Buradan giden ilk uçağa iki bilet lütfen. Yes Man-1 2008 info-icon
We've never done this before. Bunu daha önce hiç yapmamıştık. Bunu ilk kez yapıyoruz. Hiç böyle bir şey yapmamıştık. Bunu daha önce hiç yapmamıştık. Yes Man-1 2008 info-icon
The next flight available for boarding... Kalkan ilk uçak.. Sıradaki ilk uçak... İlk uygun uçuş... Kalkan ilk uçak.. Yes Man-1 2008 info-icon
...is to Lincoln, Nebraska. ..Lincoln, Nebraska'ya gidiyor. ...Lincoln, Nebraska'ya gidiyor. ... Lincoln, Nebraska'ya. ..Lincoln, Nebraska'ya gidiyor. Yes Man-1 2008 info-icon
Okay. Okay. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Tamam. Yes Man-1 2008 info-icon
Yeah? Lincoln. Öyle mi? Lincoln. Evet. Lincoln. Pekâlâ. Lincoln. Öyle mi? Lincoln. Yes Man-1 2008 info-icon
Here we come. Bekle bizi. Biz geliyoruz. Biz geliyoruz. Bekle bizi. Yes Man-1 2008 info-icon
Where does someone go in Lincoln, Nebraska? Lincoln, Nebraska'da gidilecek neresi var? İnsanlar Lincoln, Nebraska'da nereye gider? Lincoln Nebraska'da nereye gidebiliriz ki? Lincoln, Nebraska'da gidilecek neresi var? Yes Man-1 2008 info-icon
Well, clearly we should go there. Kesinlikle oraya gitmeliyiz. Gitmemiz gereken yer, şurası. Kesinlikle oraya gitmeliyiz. Kesinlikle oraya gitmeliyiz. Yes Man-1 2008 info-icon
"The earliest switchboard operators' headsets... "Eski santral operatörlerinin mikrofonlu kulaklıkları.." "Santral görevlilerinin kullandığı en eski kulaklıklar... İlk santral operatörlerinin kulaklıkları... "Eski santral operatörlerinin mikrofonlu kulaklıkları.." Yes Man-1 2008 info-icon
...weighed over 10 and a half pounds." "..beş kilodan fazlaymış." ...yaklaşık dört kilo ağırlığındaydı. " ...neredeyse beş kilo ağırlığındaymış. "..beş kilodan fazlaymış." Yes Man-1 2008 info-icon
Interesting. Look at this. İlginç. Şuna bir bak. İlginç. Şuna bak. Enteresan. Şuna bak. İlginç. Şuna bir bak. Yes Man-1 2008 info-icon
Very first phone call ever. Pretty cool. İlk telefon görüşmesi. Çok güzel. Bilinen ilk telefon. Çok güzelmiş. Bilinen ilk telefon görüşmesi. Gayet hoş. İlk telefon görüşmesi. Çok güzel. Yes Man-1 2008 info-icon
Check out the phone. Telefona baksana. Yes Man-1 2008 info-icon
Smaller than I thought they would be. Hold on, I'm vibrating. Düşündüğümden daha küçükmüş. Bir saniye, titreşiyorum. Düşündüğümden daha küçükmüş. Dur biraz, telefonum titriyor. Düşündüğümden daha küçükmüş. Bir saniye, titreşiyorum. Düşündüğümden daha küçükmüş. Bir saniye, titreşiyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Nice shot. Güzel atış. İyi atış. İyi atış. Güzel atış. Yes Man-1 2008 info-icon
What do you know about that? Pretty sexy. Nasıl buldun? Çok seksi. Sen ne bilirsin ki? Çok seksi. Buna ne diyorsun? Gayet seksi. Nasıl buldun? Çok seksi. Yes Man-1 2008 info-icon
So, what do I do? I just... Ne yapacağım? Ben sadece Ne yapmam ger.. Yani yapacağım tek şey... Ne yapacağım? Ben sadece Yes Man-1 2008 info-icon
Take it easy. Here you go. Sakin. İşte. Sakin ol. Şöyle tut. Sakin ol. İşte böyle. Sakin. İşte. Yes Man-1 2008 info-icon
Okay. You got it. Tamam. Şimdi oldu. Tamam. Tamam. İşte öyle. Tamam. Şimdi oldu. Yes Man-1 2008 info-icon
Pull? Atın? Gönder. Fırlat. Atın? Yes Man-1 2008 info-icon
Good one. I got it. I got it. İyiydi. Başardım. Başardım. Vurdum! Vurdum! Başardım, başardım! İyiydi. Başardım. Başardım. Yes Man-1 2008 info-icon
Can I do it again? Can I do it again? What's wrong? Tekrar yapabilir miyim? Tekrar yapabilir miyim? Sorun nedir? Tekrar yapabilir miyim? Ne oldu ki? Yine yapabilir miyim? Sorun ne? Tekrar yapabilir miyim? Tekrar yapabilir miyim? Sorun nedir? Yes Man-1 2008 info-icon
Ladies and gentlemen, let's hear it... Bayanlar ve baylar, alkışlar.. Bayanlar baylar, karşınızda... Bayanlar ve baylar, alkışlarınız... Bayanlar ve baylar, alkışlar.. Yes Man-1 2008 info-icon
... for your University of Nebraska Cornhuskers. ..Nebraska Universitesi Cornhuskers için. ...üniversitemizin Nebraska Kabuk Soyucuları. ... Nebraska Üniversitesi Cornhuskers için! ..Nebraska Universitesi Cornhuskers için. Yes Man-1 2008 info-icon
Twenty bucks says Oklahoma kills them. Yirmi kâğıdına iddiaya girerim ki Oklahoma bunları harcar. Oklahoma'ya 20 dolar işler. Yirmi dolarına bahse varım, Oklahama bunları oyar. Yirmi kâğıdına iddiaya girerim ki Oklahoma bunları harcar. Yes Man-1 2008 info-icon
Hey, Pete, you mind putting that on a coaster? Pete, onu bardakaltlığının üstüne koyar mısın? Hey, Pete, bardak altlığı kullanmayacak mısın? Onu bardak altlığının üstüne koymanda bir mahzur var mı? Pete, onu bardakaltlığının üstüne koyar mısın? Yes Man-1 2008 info-icon
What, do you live here now? Ne yani, artık burada mı yaşıyorsun? Burada mı yaşıyorsun? Ne yani? Şimdi burada mı yaşıyorsun? Ne yani, artık burada mı yaşıyorsun? Yes Man-1 2008 info-icon
Yeah. I asked Carl and he had to say yes. Evet. Carl'a sordum ve evet demek zorunda kaldı. Evet. Carl'a sordum, evet demek zorunda kaldı. Evet. Carl'a sordum ve evet demek zorunda kaldı. Evet. Carl'a sordum ve evet demek zorunda kaldı. Yes Man-1 2008 info-icon
Hey. Is that Carl? Şu, Carl mı? Hey. Bu Carl mı? Oradaki Carl mı? Şu, Carl mı? Yes Man-1 2008 info-icon
Wait a second. Wait a second, wait a second. Dur bir saniye. Dur bir saniye, dur bir saniye. Dur biraz. Dur biraz. Bir saniye. Bir saniye, bir saniye. Dur bir saniye. Dur bir saniye, dur bir saniye. Yes Man-1 2008 info-icon
The energy is palpable here, Chris. I can't even hear myself think. Buradaki enerji hissedilebiliyor Chris. Kendi düşündüğümü bile duyamıyorum. Burada enerji doruk noktasında, Chris. Ne düşündüğümü bile duyamıyorum. Buradaki enerji hissedilebiliyor Chris. Kendi düşündüğümü bile duyamıyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
I guess they're in Nebraska. Wow. Sanırım Nebraska'dalar. Vay canına. Galiba Nebraska'dalar. Vay be. Nebraska'dalar. Vay be! Sanırım Nebraska'dalar. Vay canına. Yes Man-1 2008 info-icon
Now, this is the really interesting part. If you don't take the heads off properly... İlginç olan şey şu. Eğer kafaları düzgün bir şekilde koparmazsanız.. Şimdi en ilginç kısmı geliyor. Eğer kafalarını düzgün koparmazsanız... İlginç olan şey şu. Eğer kafaları düzgün bir şekilde koparmazsanız.. Yes Man-1 2008 info-icon
...then everything gets mixed into the batch. ..her şey pakete karışıyor. ...her şey birbirine karışır. ...her şey birbirine karışır. ..her şey pakete karışıyor. Yes Man-1 2008 info-icon
Someone gets a beak in their bucket or a mouthful of tendons... Birilerinin kovasından gaga çıkar, ya da bir ağız dolusu tendon.. Birisi kovasına ya gaga atar ya da ağız dolusu tendon. Bazısı kovasında gaga bulur, bazısı bir lokma tendon... Birilerinin kovasından gaga çıkar, ya da bir ağız dolusu tendon.. Yes Man-1 2008 info-icon
...and you got a lawsuit on your hands. ..sonra al başına davayı. Sonra birileri de sizi dava eder. ...ve siz de elinizde dava dosyası. ..sonra al başına davayı. Yes Man-1 2008 info-icon
We got a fainter down in Head Removal. Kafa Koparma bölümünde bir bayılan var. Kafa koparma kısmında birisi bayıldı. Kafa Kesim bölümünde bayılan var. Kafa Koparma bölümünde bir bayılan var. Yes Man-1 2008 info-icon
I can't believe I tripped like that. Böyle düştüğüme inanamıyorum. O şekilde tökezlediğime inanamıyorum. O şekilde tökezlediğime inanamıyorum. Böyle düştüğüme inanamıyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
It seemed like you fainted. No, I told you my foot caught a nail. Bayılmışsın gibiydi. Hayır, ayağıma çivi battığını söyledim. Sanki bayılmışsın gibi geldi. Dedim ya ayağım çiviye takıldı. Bayılmış gibiydin. Ayağıma çivi battığını söylemiştim. Bayılmışsın gibiydi. Hayır, ayağıma çivi battığını söyledim. Yes Man-1 2008 info-icon
Okay. Because I thought it was all the chicken beaks in the bucket. Tamam. Ben de kovadaki tavuk gagalarından sanmıştım. Ben de kovadaki o gagalar yüzünden olduğunu sanmıştım. Pekâlâ. Ben de kovadaki gagadan oldu zannetmiştim. Tamam. Ben de kovadaki tavuk gagalarından sanmıştım. Yes Man-1 2008 info-icon
Don't, please. Lütfen yapma. Lütfen yapma! Yapma lütfen. Lütfen yapma. Yes Man-1 2008 info-icon
Oh, God. It's starting to rain. Tanrım. Yağmur başladı. Yağmur başlıyor. Aman Allah’ım. Yağmur başlıyor. Tanrım. Yağmur başladı. Yes Man-1 2008 info-icon
Here. I have to protect you. İşte. Seni korumam gerekiyor. Seni korumam gerek. Seni korumam lazım. İşte. Seni korumam gerekiyor. Yes Man-1 2008 info-icon
Hurry, there's no time to lose. We have to find shelter. Acele et, kaybedecek zamanımız yok. Sığınacak bir yer bulmalıyız. Çabuk, fazla zamanımız yok. Sığınacak bir yer bulmalıyız. Çabuk ol, kaybedecek zamanımız yok. Bir sığınak bulmalıyız. Acele et, kaybedecek zamanımız yok. Sığınacak bir yer bulmalıyız. Yes Man-1 2008 info-icon
Get in here. It's okay. I got you. Gir buraya. Sorun yok. Tuttum seni. Gir şuraya. Tamam. Tuttum seni. Gir içeri. Sorun yok. Yanındayım. Gir buraya. Sorun yok. Tuttum seni. Yes Man-1 2008 info-icon
Allison, are you okay? Allison, iyi misin? Yes Man-1 2008 info-icon
Are you hurt? Are you hurt? You're okay? Yaralandın mı? Yaralandın mı? İyi misin? Yaralandın mı? İyi misin? Yaralandın mı? Yaralandın mı? İyi misin? Yaralandın mı? Yaralandın mı? İyi misin? Yes Man-1 2008 info-icon
I don't know. I think I love you. Bilmiyorum. Sanırım seni seviyorum. Bilmem. Galiba seni seviyorum. Bilmiyorum, sanırım seni seviyorum. Bilmiyorum. Sanırım seni seviyorum. Yes Man-1 2008 info-icon
Really? Gerçekten mi? Sahi mi? Sahiden mi? Gerçekten mi? Yes Man-1 2008 info-icon
I've known that I like you for a while, but just now I decided that I love you. Senden hoşlandığımın bir süredir farkındaydım ama az önce seni sevdiğime karar verdim. Bir süredir senden hoşlandığımı biliyordum, ama şimdi seni sevdiğime karar verdim. Bir süredir senden hoşlandığımı biliyordum ama şu an seni sevdiğime karar verdim. Senden hoşlandığımın bir süredir farkındaydım ama az önce seni sevdiğime karar verdim. Yes Man-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 182947
  • 182948
  • 182949
  • 182950
  • 182951
  • 182952
  • 182953
  • 182954
  • 182955
  • 182956
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim