• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183075

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Boo Boo, you're rolling. Cool. Boo Boo, yakıyorsun ortalığı. Güzel. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Yogi Bear, a brown bear commonly found in North America and Alaska. Ayı yogi, genellikle Kuzey Amerika ve Alaska'da bulunan bir kahverengi ayı. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Weighing up to 1800 pounds, brown bears are also the national animal of Finland. Yaklaşık 800 kilo ağırlığındaki bu kahverengi ayılar, aynı zamanda Finlandiya'nın ulusal hayvanlarıdır. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I don't think you have to narrate. Bence anlatmana gerek yok. Yogi Bear-1 2010 info-icon
But I liked where you were going with it, Boo Boo. Anlatıcılıkta çok iyiymişsin, Boo Boo. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I was hooked. Really? Çok beğendim. Gerçekten mi? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Yes. Now try to film from flattering angles, if you know what I mean. Evet. Öne çıkarıcı açıdan çekim yapmaya çalış; bunun ne demek olduğunu biliyorsan. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Pic a nic baskets may be delicious on the lips, but they're a lifetime on the hips. Piknik sepetleri midede geçici, ama kalçalarda kalıcıdır. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Ranger Smith! Ranger Smith. The mayor's here. Korucu Smith! Korucu Smith. Belediye Başkanı geldi. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Why didn't he give us more warning? I have to secure the area. Neden bizi önceden uyarmamış ki? Bölgede güvenliği sağlamalıyım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
All units, lock down the park. Repeat, lock down the park. Bütün birimler, parkı kapatın. Tekrar ediyorum, parkı kapatın. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Jones, you know I'm the only other ranger here, right? Jones, buradaki tek diğer korucunun ben olduğumu biliyorsun, değil mi? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Ranger Smith, we need to talk. You could've just called. Korucu Smith, konuşmalıyız. Telefonda konuşabilirdik. Yogi Bear-1 2010 info-icon
BROWN: Yeah, but I thought this would be more friendly. Evet, ama böyle daha samimi olur diye düşündüm. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I'm really working on my people skills. İnsanlarla ilişkilerim üstünde çalışıyorum da. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Anyway, I am closing your park down. Her neyse, parkınızı kapatıyorum. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Oh, yeah, this place just costs the city way too much money. Burası şehre parasal bakımdan çok fazla yük oluyor. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Jellystone hasn't made its operating budget in 10 years. Jellystone 10 yıldır cari bütçesini karşılayamıyor. Yogi Bear-1 2010 info-icon
You know, it's hard to compete with all those amusement parks... Şu eğlence parklarıyla yarışmak biraz zor... Yogi Bear-1 2010 info-icon
Oh, hey, you're not kidding. Oh, have you guys been to Lincoln Log Land yet? Çok haklısın. Hiç Lincoln Eğlence Park'ına gittiniz mi? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Oh, man, they have got a roller coaster there, it's made completely out of logs. Adamım, bir trenleri var ki görmelisin, her şeyi kütüklerden yapmışlar. Yogi Bear-1 2010 info-icon
It's just like they rode in the pioneer days. It's unbelievable. Tıpkı festival günlerindeki gibi. İnanılmaz. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Sir, Jellystone is special. Okay? It's turning 100 years old this very year. Efendim, Jellystone özeldir. Tamam mı? Bu yıl 100. yılına girecek. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Why, it's a landmark. I would never let it be closed down. Neden, çünkü bu şehrin simgesi. Asla kapanmasına izin veremem. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Well, uh, you actually don't have a choice. Pek de seçeneğin olduğu söylenemez. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Have you read the city bylaws lately? Son zamanlarda şehir yasalarını okudun mu? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Chapter 6. Section 73. 6.bölümün 73. kısımı. Yogi Bear-1 2010 info-icon
"Any municipal property that can't generate enough money... "Herhangi bir belediye mülkü zararını karşılayamazsa... Yogi Bear-1 2010 info-icon
...to cover its operating budget... ..başka amaçta kullanmak için kapatılabilir." Yogi Bear-1 2010 info-icon
And since Jellystone loses money every year, we're shutting it down. Jellystone da her yıl zarar ettiğinden Jellystone'u kapatmak zorundayız. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Uh, sorry? Üzgün müyüm? Yogi Bear-1 2010 info-icon
I thought that went well. CHIEF: Yeah. İyi iş çıkardık sanırım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
SMITH: Just a second, Mr. Mayor. Bir saniye, sayın Başkan. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Who says we can't cover our budget? Park doesn't report earnings till next quarter. Zarar ettiğimizi kim söyledi? Gelecek çeyreğe kadar kimse giderleri rapor etmedi. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Yeah, which is like one week away. Evet, ki bu da gelecek hafta oluyor. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Come on, Smith. You gotta be $20,000 in the hole. Hadi, Smith. En az 20,000 dolar içeride olmalısın. Yogi Bear-1 2010 info-icon
We wish. Yeah. Try 30,562. Nerde. 30,562 dolar. Yogi Bear-1 2010 info-icon
That's probably a couple hundred extra for the map stand. Harita tezgahı için birkaç yüz dolar daha, tabii. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I think it's confession time. İtiraf etme zamanı geldi galiba. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I only pretended to fix it. Thanks, Jones. Sadece tamir etmiş gibi gösterdim. Teşekkürler, Jones. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Sounds like you're in pretty deep there, Smith. Borç batağına batmış gibisin, Smith. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Maybe we are. But this is one of the last places families can go to be close to nature. Belki. Ama burası ailelerin doğayla içiçe olabileceği ender yerlerden biri. Yogi Bear-1 2010 info-icon
The world needs that. Dünyanın buna ihtiyacı var. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Well, I'm not mayor of the world. Ben de dünyanın Belediye Başkanı değilim. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I'm mayor of this city. Ben, bu şehrin belediye başkanıyım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
And this city needs this park rezoned. Ve bu parkın tekrar düzenlenmesi gerek. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I feel awful about it. Bu konuda çok üzgünüm. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Even though I look really good. Her ne kadar bunu belli etmesem de. Yogi Bear-1 2010 info-icon
This is a new suit. Bu yeni bir takım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
So, okay. Yani, öyle işte. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Maybe we don't have our operating budget today. But you know what? Belki şu an borç batağında olabiliriz. Ama biliyor musunuz? Yogi Bear-1 2010 info-icon
A lot can happen in a week. All right. Have it your way. Take a week. Bir haftada çok şey değişir. Pekâlâ. Dediğin gibi olsun. Bir hafta mühlet. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Hey, I'll even get you started. What's the admission fee for one car again? Hatta ilk siftahı ben yapayım. Araç giriş ücreti ne kadardı? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Four dollars, huh? Four whole dollars? 4 dolar mı? Kocaman 4 dolar mı? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Well, that changes everything. Oh, my goodness. Dünyam yıkıldı. Aman Tanrı'm. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Well, I only need to come back in here like, uh, what, 10,000 more times? Yani 10.000 kere daha gelip ücret vermem gerekiyor, değil mi? Yogi Bear-1 2010 info-icon
In a week! Do I have time for that? Bir hafta içinde! Bunun için zamanım var mı? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Impossible. Oh, shoot. İmkansız. Olamaz. Yogi Bear-1 2010 info-icon
You hungry, buddy? Aç mısın, dostum? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Of course! I'm always hungry. Tabii ki! Ben her zaman açım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
I was talking to my pet turtle. Evcil kaplumbağamla konuşuyordum. Yogi Bear-1 2010 info-icon
That better not be my beef jerky. Dua et de o benim kurutulmuş etim olmasın. Yogi Bear-1 2010 info-icon
So, what's the big deal, Yogi? Peki şu büyük olay neymiş, Yogi? Yogi Bear-1 2010 info-icon
This is the big deal, Boo Boo. Büyük olay bu, Boo Boo. Yogi Bear-1 2010 info-icon
It's my masterpiece. Bu, benim baş yapıtım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
The Basket Nabber 2000. Sepet Yakalayıcı 2000. Yogi Bear-1 2010 info-icon
The most advanced pic a nic basket stealing technology ever invented. Şimdiye kadar icat edilen en gelişmiş sepet çalma teknolojisi. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Climb aboard. Atla bakalım. Yogi Bear-1 2010 info-icon
This glider can steer... Bu planör uçabiliyor... Yogi Bear-1 2010 info-icon
...dive, shoot rubber bands at pesky type birds... ...yüzebiliyor, belâlı kuşlara plastik fırlatabiliyor. Yogi Bear-1 2010 info-icon
...and even has an air bag. Hatta hava yastığı bile var. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Had an air bag. Vardı, hava yastığı. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Sorry, Yogi. Affedersin, Yogi. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Not to worry. We could cushion our landing with all the pic a nic baskets we swipe. Boş ver. Ele geçirdiğimiz piknik sepetleriyle de inişi gerçekleştiririz. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Now, how's that copilot seat feel? Yardımcı pilot koltuğu nasıl? Yogi Bear-1 2010 info-icon
A little wobbly, like it's not tied on very tight. Biraz oynak, sanki sıkı bağlanmamış gibi. Yogi Bear-1 2010 info-icon
You won't feel that in the air. Havadayken sorun olmaz. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Get ready to fly faster than the speed of sandwich, Boo Boo. Sandviç hızından daha hızlı olmaya hazır ol, Boo Boo. Yogi Bear-1 2010 info-icon
We're gonna break the pic a nic barrier. Piknik engellerini aşmaya gidiyoruz. Yogi Bear-1 2010 info-icon
SMITH: Yogi! Uh oh. Yogi! Yogi Bear-1 2010 info-icon
That's not his happy voice. Sesi pek de mutluymuş gibi gelmiyor. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Don't move. I'm switching the glider into stealth mode. Kıpırdama. Planörü gizlenme moduna alıyorum. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Stealth mode? Gizlenme modu mu? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Wow. How are you able to...? Bunu nasıl başard...? Yogi Bear-1 2010 info-icon
Ah, Mr. Ranger, sir. Welcome. Bay Korucu, efendim. Hoşgeldiniz. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Can I interest you in a sody pop? Size soda ikram edebilir miyim? Yogi Bear-1 2010 info-icon
There you go. When did you steal our vending machine? Buyurun. Otomatik satış makinemizi ne zaman çaldın? Yogi Bear-1 2010 info-icon
I, um... I'm repairing it, sir. Ben... Ben onu tamir ediyorum, efendim. Yogi Bear-1 2010 info-icon
This machine gives its sodas away for free when a bear kicks it. Bu makine, bir ayı ona tekme attığında bedava soda veriyor. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Look, a camper has reported some missing fishing poles... Bak, bir kampçıdan olta kamışı çalınması ihbarı aldık... Yogi Bear-1 2010 info-icon
...so I'm gonna go out on a limb here and say it was you. ...bu sefer bir değişiklik yapıp çalanın sen olduğunu söyleyeceğim. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Fishing poles? Sir, I'm a bear. Olta kamışı mı? Ben bir ayıyım, efendim. Yogi Bear-1 2010 info-icon
If I wanted to catch fish, I would just use my... Eğer balık yakalamak isteseydim, kendi şeylerimi kullanırdım... Yogi Bear-1 2010 info-icon
Your paws, Yogi. Pençelerini, Yogi. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Isn't that kind of unsanitary? Bu biraz sağlığa zararlı olmaz mıydı? Yogi Bear-1 2010 info-icon
What's what? That thing. Ne de ne? Şu şey. Yogi Bear-1 2010 info-icon
What thing? The thing under the blanket. Ne şeyi? Örtünün altındaki şey. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Blanket? The object right behind you. Örtü mü? Tam arkandaki şey. Yogi Bear-1 2010 info-icon
Oh. Oh, that. Heh. Şu. Yogi Bear-1 2010 info-icon
A sculpture. Heykel. Yogi Bear-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 183070
  • 183071
  • 183072
  • 183073
  • 183074
  • 183075
  • 183076
  • 183077
  • 183078
  • 183079
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim