Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183721
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
...Mama | ...anne. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Look, I know this is totally inappropriate but... | Biliyorum, çok yakışıksız bir istek olacak ama... | Zero Effect-1 | 1998 | |
Never mind. What? | Boş ver. Nedir? | Zero Effect-1 | 1998 | |
You know what I'm going to ask you. | Sana ne soracağımı biliyorsun. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Is there any way I can get you to look over my tax returns? | Benim vergi iade formumu doldurur musun? | Zero Effect-1 | 1998 | |
You can speak 6 languages and fly a jetliner... | Altı dil biliyorsun, uçak kullanabiliyorsun... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...but you don't know how to file a tax return? | ...ama vergi iadesi formu nasıl doldurulur, bilmiyor musun? | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's never come up? | Hiç gerekmemiş miydi? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Does this have to happen right now? | Hemen şimdi yapılmak zorunda mı? | Zero Effect-1 | 1998 | |
No, that's a W 2. WW II was the Second World War. | Hayır, formun adı W 2. WW 2 İkinci Dünya Savaşı demek. | Zero Effect-1 | 1998 | |
My humble... | Mütevazi... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...palace. | ...sarayım. | Zero Effect-1 | 1998 | |
3 years. | Üç yıldır. | Zero Effect-1 | 1998 | |
That's something. | Bayağı olmuş. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You're going to need a calculator? | Hesap makinesi getireyim mi? | Zero Effect-1 | 1998 | |
You're an accountant... | Muhasebeci olduğundan... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...so you would know. | ...bilirsin. | Zero Effect-1 | 1998 | |
What is the Corrodium 3 deduction? | Korodyum 3 kesintisi nedir? | Zero Effect-1 | 1998 | |
The Corrodium 3 deduction. | Korodyum 3 kesintisi. | Zero Effect-1 | 1998 | |
That's a very good question because... | Bu çok güzel bir soru, çünkü... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...that, in fact, is probably the most widely misunderstood... | ...bu muhasebede en çok yanlış anlaşılan... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...deduction in the book. | ...kesintidir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
The Corrodium 3 deduction... | Korodyum 3 kesintisi... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...is an incentive used by large manufacturers... | ...üçüncü sınıf çözülmüş toksinlerin kullanımını azaltmayı... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...who are able to moderate their use of Class 3 decay toxins such as... | ...isteyen büyük üreticilerin tercih ettiği bir yöntemdir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
...Corrodium and... | Korodyum ve... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...Maalgorium. | ...malgoryum gibi. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Time to get dirty. | Ellerimizi kirletmenin zamanı geldi. | Zero Effect-1 | 1998 | |
About how long is this going to take? | Ne kadar sürer? | Zero Effect-1 | 1998 | |
A little while. | Biraz vakit alır. | Zero Effect-1 | 1998 | |
If you don't mind, I was going to take a nap. | Sorun değilse gidip biraz kestireceğim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Are you sure it's okay? | Sorun olmadığına emin misin? Evet. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'll just... | Ben burada... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...be here. | ...olacağım. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Just yell if you need anything else. | Bir şeye ihtiyacın olursa seslen. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Just another minute. | Bir dakika daha. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'm rechecking my math. | İşlemleri kontrol ediyorum. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You really ought to try... | Aldığın... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...to keep all your receipts... | ...bütün faturaları... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...for everything. | ...saklamalısın. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I know. I never remember. | Biliyorum. Hiç aklıma gelmiyor. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Just put them in an envelope. | Hepsini bir zarfa koyuyorum. | Zero Effect-1 | 1998 | |
That's the thing to do. I try to keep all my receipts. | Yapılması gereken bu. Ben bütün faturalarımı saklarım. | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's just a matter of habit now. | Artık alışkanlık oldu. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You really helped me out there. | Çok yardımcı oldun. | Zero Effect-1 | 1998 | |
That's... | Benim... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...really my pleasure. | ...için zevkti. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Let me make you dinner. | Sana akşam yemeği hazırlayayım. | Zero Effect-1 | 1998 | |
No, you don't have to do that. | Hayır, bunu yapmana gerek yok. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'll hop in the shower real quick, then make us some food. | Hemen duşa girip çıkacağım, sonra yemeği hazırlarım. | Zero Effect-1 | 1998 | |
"Retired." | "Emekli". | Zero Effect-1 | 1998 | |
Another 7 letter word. | Altı harfli bir kelime daha. | Zero Effect-1 | 1998 | |
17 plus 50... | 17 artı 50... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...67 points. | ...67 puan. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Retire. | Emekli ol. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Why is it not that simple, Steve? | Niye basit değil, Steve? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Whenever you say that... | Ne zaman böyle desen... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...it creeps me out. | ...tüylerim ürperiyor. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I told you, it's nothing weird. | Sana dedim, garip bir şey yok. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I mean, okay, yes. It's a little weird. But it's nothing creepy... | Yani tamam, evet. Biraz garip. Ama tüyler ürpertici değil... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...exactly. | ...tam olarak. | Zero Effect-1 | 1998 | |
What do you get out of this? | Bunu niye yapıyorsun? | Zero Effect-1 | 1998 | |
What kind of a hold does this guy, whoever he is... | Bu adamın, her kimse, senin üstündeki bağlayıcılığı nedir? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Who needs who? | Kimin kime ihtiyacı var? | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's time to get away from him, Steve. | Ondan uzaklaşmanın zamanı geldi, Steve. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I'll do it tomorrow when I get there... | Yarın oraya gidince yaparım... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...if... | ...eğer... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...you will marry me. | ...benimle evlenirsen. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Absolutely vital: | Çok kritik bir husus: | Zero Effect-1 | 1998 | |
The ability to blend in. | Uyum sağlama yeteneği. | Zero Effect-1 | 1998 | |
To very discreetly assimilate. | Çok dikkatli bir şekilde asimile olmak. | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's not usually very difficult. | Çoğu zaman zor değildir. | Zero Effect-1 | 1998 | |
All you have to do is look around... | Yapmanız gereken tek şey etrafınıza bakıp... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... see how all the ordinary people are behaving... | ...normal insanların nasıl davrandığını gözlemlemek... | Zero Effect-1 | 1998 | |
... and try to behave like one of them. | ...ve onlar gibi davranmaya çalışmaktır. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You know, when I was in L. A... | Ben Los Angeles'tayken... | Zero Effect-1 | 1998 | |
...it seemed like such a lonely town. | ...orayı çok yalnız bir kente benzetirdim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Everybody's driving in their cars, nobody talks to each other... | Herkes kendi arabasıyla geziyor, kimse kimseyle konuşmuyor... | Zero Effect-1 | 1998 | |
I don't really know, to tell you the truth... | Açıkçası bu konuda herhangi bir fikrim yok. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Originally? | Aslen. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Do you go back there much? | Sık gider misin oraya? | Zero Effect-1 | 1998 | |
You still have family there? | Ailen hala orada mı? | Zero Effect-1 | 1998 | |
We're not really in touch. | Görüştüğümüz pek söylenemez. | Zero Effect-1 | 1998 | |
...what are you doing in L.A.? | ...Los Angeles'ta ne yapıyordun? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Oh, I was there twice. | İki kere gittim oraya. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Once when I was little. | İlkinde daha küçüktüm. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I was there with my aunt and uncle. | Halam ve eniştemle gelmiştim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
I was raised by my aunt and uncle. They adopted me. | Beni halamla eniştem büyüttü. Beni evlatlık aldılar. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Then last year I was there skydiving. | Geçen yıl da paraşütle atlama için gelmiştim. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Skydiving? | Paraşütle atlama mı? Evet. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Why do you do that? | Niye yapıyorsun? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Because I love it. | Çünkü seviyorum. | Zero Effect-1 | 1998 | |
It's the most amazing thing in the world. | Dünyadaki en heyecan verici şey bu. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Take your time now. Really set yourself. | Acele etme. Kendini ayarla. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Remember to bend your elbows a little. | Dirseklerini biraz kırmayı unutma. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Keep the right arm straight with the left elbow. | Sol dirseğinle sağ kolunu düz tut. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Check your aim again. | Nişanı tekrar al. | Zero Effect-1 | 1998 | |
Then whenever you're ready. | Hazır olunca ateş et. | Zero Effect-1 | 1998 | |
You do this all the time? | Bunu sürekli yapar mısın? | Zero Effect-1 | 1998 | |
Whenever I can. | Ne zaman fırsat bulursam. | Zero Effect-1 | 1998 |