Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 183952
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Stuart Angel's body, killed by torture, was thrown in the ocean. | Stuart Angel işkence ile öldürüldü ve cesedi de okyanusa atıldı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Tuti! Tuti! | Tuti! Tuti! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
International amnesty MR. RAY BUNKER | Ulusal insan hakları organizasyonu MR. RAY BUNKER | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You left me alone! | Beni yalnız bıraktın! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You left me alone! No, my son! | Beni yalnız bıraktın! Hayır,oğlum! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Don't worry, mom! I'm here with you. | Üzülme anne, burada seninle birlikteyim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Wanna go for a walk? | Yürümek ister misin? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I think it'd do you good. | Bence sana iyi gelecektir. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Sit here, mom. | Buraya oturalım anne. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Why so anguished? | Neden böyle kederlisin? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's part of life. We make choices, dream; | Bu hayatın bir parçası. Tercihler yaparız, hayal kurarız; | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
but sometimes reality insists on being bigger than our dreams. | Aman bazen gerçekler hayallerimizin gerçek olmaması için inat ederler. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You know what, Tuti? | Biliyor musun, Tuti? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Sometimes I think I didn't give you all the support I could. | Bazen sana elimden gelen tüm desteği vermediğimi düşünüyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You, my son... | Sen, benim evladım... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You wanted to change the world. | dünyayı değiştirmek istedin. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I only wanted to change my life. | Ben sadece kendi hayatımı değiştirmek istedim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Nonsense, mom. | Öyle konuşma anne. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I'm afraid you think I abandoned you. | Senden vazgeçtiğimi düşünmenden korkuyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
You? Abandon me? | Sen mi? Benden vazgeçmek mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Do you remember that time on the beach | Sahilde seni yalnız bırakıp yüzmeye gittiğim, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
when I left you alone and went for a swim? | O günü hatırlıyor musun | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
When I came back, | Döndüğümde, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
you were crying desperately. | Umutsuzca ağlıyordun. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I felt so bad. | Kendimi çok kötü hissettim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No, mom, I don't. | Hayır anne hatırlamıyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
But I remember once when you hugged on the beach, | Ama bir defasında bana sarıldığını hatırlıyorum, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
and I never felt so protected, and loved. | Hiç bu kadar korunduğumu ve sevildiğimi hissetmemiştim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Could it have been the same day? | İkisi de aynı gün olabilir mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Tuti, Tuti... | Tuti, Tuti... | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Now you are going to bed, mom. | şimdi yatağa dönmelisin anne. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Then, go. | Hadi gidelim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I've been looking for you for days! You vanished! | Seni ne zamandır arıyordum! Ortadan kayboldun! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I needed to rest, | Dinlenmem gerekiyordu, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
be alone for awhile. | Bir süreliğine yalnız kalmam. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Are you hiding anything from us? | Bizden bir şeyler saklıyor musun? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Nothing! I'm not hiding anything. | Hayır, hiç bir şey saklamıyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Ahn? OK. | Peki. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Let go of the case. | Direkt konuya girelim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
We have a lot to talk. | Konuşacak çok şey var. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Did you at least go home? | Hiç eve gittin mi? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No, I came straight. | Hayır direkt buraya geldim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I had some ideas for the collection, and felt like coming to the studio. | Koleksiyonla ilgili yeni fikirler geldi ben de direkt buraya geldim. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Chico Buarque sent to me. | Chico Buarque göndermiş. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
A letter Tuti wrote to me many years ago. | Tuti'nin yıllar önce bana yazdığı bir mektup. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Mom, you ask me if I believe in God. | "Anne, Allaha inanıp inanmadığımı sormuştum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
And I ask you: Which God? | Ben de sana demiştim: İnanmak mı? | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
It's been my mission to show you God in humans. | İnsanların içindeki iyiliği sana göstermek o zamandan beri görevim oldu. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
For only in humans can He exist. | İyilik sadece insanların içinde yaşayabilir. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No matter how poor or insignificant he may seem to be, | Ne kadar fakir yada değersiz olduğu önemli değildir, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
every human has a mission." | Her insanın bir görevi vardır. " | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
That's so beautiful, mom! | Çok güzel bu anne! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Every human being influences the very nature of the future. | "Her insan geleceğe tesir eder. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Through our lives, we create actions | Yaşadığımız hayatta yaptığımız her hareket | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
that result in the multiple reactions". | Bir çok karmaşık sonuç doğurur". | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"All of us have this power! | "Hepimiz bu güce sahibiz! | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
The power to change the course of History is the power of God. | Tarihin akışını değiştirme gücü Allahın insanlar verdiği bir güçtür. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
In face of such divine responsibility, | Bu güce karşı olan sorumluluk ile, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
I bow in front of the God inside me. | İçimdeki bu gücü veren Allaha boynumu eğiyorum. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Stuart Edgar Angel Jones." | Stuart Edgar Angel Jones. " | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
"Zuzu Angel's death, in 1976, was declared accidental. | "Zuzu Angel'ın 1976'daki ölümü kaza olarak değerlendirildi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Chico Buarque sent 60 copies of Zuzu's statement to celebrities and the press. | Chico Buarque gazetelere ve ünlü kişilere Zuzu'nun BEYANAT'ının 60 kopyasını gönderdi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
No newspaper published it. | Hiç bir gazete yayınlamadı. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
22 years later, the Commission of Deceased and Missing For Political Reasons | 22 yıl sonra, politik sebepler yüzünden kurulan | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
set up by the Brazilian government, | Ölü ve kayıp bulma komisyonu | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
through undisputed evidence, and a witness, | Reddedilemez kanıtlar ve bir şahit nedeniyle, | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
came to the conclusion she was murdered : | Zuzu'nun öldürüldüğüne karar verdi. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
Hildegard e Ana Cristina Angel founded Zuzu Angel Institute | Kızları Ana ve Cristina Angel, Zuzu ve Stuart'ın hatıralarına saygı için | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
to honor the memory of Zuzu and Stuart. | Zuzu Angel enstitüsünü kurdu. | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
They could never mourn their brother's body." | Hiç bir zaman kardeşleri cesetlerini bulup ona yas tutamadılar. " | Zuzu Angel-1 | 2006 | |
ZVENIGORA | ZVENİGORA (Hazine Dağı) | Zvenigora-1 | 1928 | |
Cinematographic poem by M. Yogansen, Yu. Yurtik | Sinematografik Şiir M. Yogansen, Yu. Yurtik | Zvenigora-1 | 1928 | |
Adapted by Oleksandr Dovzhenko | Uyarlama Aleksandr Dovzhenko | Zvenigora-1 | 1928 | |
Director Oleksandr Dovzhenko | Yönetmen Aleksandr Dovzhenko | Zvenigora-1 | 1928 | |
Production designer V. Krychevskyi | OYUNCULAR | Zvenigora-1 | 1928 | |
Starring: Old man M. Nademskyi General M. Nademskyi | Yaşlı Adam M. Nademskyi General M. Nademskyi | Zvenigora-1 | 1928 | |
Tymishko S. Svashenko Pavlo L. Podorozhnyi Oksana Roksana P. Otava | Tymishko S. Svashenko Pavlo L. Podorozhnyi Oksana/Roksana P. Otava | Zvenigora-1 | 1928 | |
Ensanguined national assets of the country, buried treasures sealed | Ülkenin varolan ulusal varlıkları, bir gizem içinde mühürlenip gömülen.. | Zvenigora-1 | 1928 | |
by a mystery and shrouded in legend lay in the Ukrainian land for ages. | hazineleri, Ukrayna'da yatıyordu. | Zvenigora-1 | 1928 | |
A centuries old sentinel, guardian of the past, a moss grown old man is still guarding them | Bir asırlık nöbet, geçmişin muhafızı, bu yosun kaplı yaşlı adam hala onları.. | Zvenigora-1 | 1928 | |
the way he did it in times of the Haydamachyna for three hundred years... a thousand years... | Haydama zamanlarındaki gibi üçyüz yıldır koruyor... | Zvenigora-1 | 1928 | |
Have you seen Poles? | Polonyalı gördün mü ? | Zvenigora-1 | 1928 | |
The damned are wandering near zvenyhora! | Lanet Zvenigora yakınında dolaşıyorlar. | Zvenigora-1 | 1928 | |
They dig soil in search of vaults, want to steal our Ukrainian treasures. | Onlar arayış içinde toprağı kazıp bizim Ukrayna hazinelerini çalmak istiyorlar. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Harness a horse, get on a horseback, you will go with us. | Bir atlı, bir at koşumu, ile bizimle gelecek. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Give a sabre to the old man He will be a Haydamak! | Yaşlı adama bir kılıç ver. Bir Haydamak (*) olacaktır. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Here is Zvenyhora! | İşte Zvenigora! | Zvenigora-1 | 1928 | |
I will go straight ahead, and you, old man, | Ben dosdoğru gideceğim ve sen ihtiyar, | Zvenigora-1 | 1928 | |
will lead a company of comrades and make a detour. | bir yoldaş ortağı olacaksın.. | Zvenigora-1 | 1928 | |
But mind! Do not dig the soil without me. Do not touch treasures... Come on! Ahead! | Ama dikkat ! Bensiz toprak kazmayın. Hazinelere dokunmayın.. Haydi, ilerle.. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Where are your Poles, old man? | Sizin Polonyalılar nerede, ihtiyar? | Zvenigora-1 | 1928 | |
A Pole was sitting on an oak... there will be no more Pole... | Bir Polonyalı meşesinde oturuyordu.. daha fazla Polonyalı olmayacak.. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Use knives, lads! | Delikanlılar kılıç kullanın. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Mount! | Dağ! | Zvenigora-1 | 1928 | |
Where are your vaults, old man? | İhtiyar, nerede mezar var? | Zvenigora-1 | 1928 | |
The same place where the treasures are. | Hazine ile aynı yerde! | Zvenigora-1 | 1928 | |
Centuries passed by... People were born and died. | Asırlar geçti... İnsanlar doğdu ve öldü. | Zvenigora-1 | 1928 | |
Trains began to travel in Ukrainian steppes... | Ukrayna steplerinde tren yolculukları başladı. | Zvenigora-1 | 1928 | |
And the zvenyhora mountain and forests and rivers kept the old man's secret. | Ve Zvenigora dağlar, nehirler, ormanlar hattında yaşlı adam gizlendi. | Zvenigora-1 | 1928 | |
The destiny flows by... | Alın yazısı değişmez, akar.. | Zvenigora-1 | 1928 |