• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 1872

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Many died for the Gospel, in those few terrible days. O korkunç günlerde pek çok kişi İncil için öldü. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
I remember them in my prayers... Onları dualarımda hatırlıyorum... A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
Always. Daima. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
She taught me much in my first months from the monastery. Manastırdaki ilk ayıma bana çok şey öğretti. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
She became my refuge. Benim sığınağım oldu. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
I was reborn at their side. Onların tarafında yeniden doğdum. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
I learned from the people that Angles men were as precious as the Word. İnsanlardan Angles'in erkeklerinin Söz kadar değerli olduklarını öğrendim. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
And must be protected as fiercely. Ve şiddetle korunmalılar. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
I learned that the destruction brought to our shores from the Norths... Kıyılarımızdan Kuzeylilerin getirdiği yıkımla... A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
must be met with rough and iron. ...sert ve kılıçlarla karşılaşmalıyız. A Viking Saga The Darkest Day-1 2013 info-icon
Whoa! Dur! (Çığlık atar) Dur! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Come on, come on! Come on! Haydi! Haydi! Haydi! Haydi! Haydi! Haydi! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Stop, stop, stop, stop! Stop! Dur, dur, dur, dur! Dur! Dur, dur, dur, dur! Dur! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey! Merhaba! Merhaba! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
It must be a fuse. Fuse? Sigorta olmalı. Sigorta mı? Sigorta olmalı. Sigorta mı? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yeah, it's probably a 20 amp. Evet, sanırım 20 amperlik. Evet, sanırım 20 amperlik. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Check the instrument cluster. 1 Gösterge panelini kontrol et. 1 Gösterge panelini kontrol et. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I don't... I don't even know... No worries, Jake. Bilmiyorum... Bilmiyorum... Dert etme, Jake. Bilmiyorum... Bilmiyorum... Dert etme, Jake. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
How did you know my name? Adımı nereden biliyorsun? Adımı nereden biliyorsun? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Come on. Come on, Tucker. Haydi. Haydi, Tucker. Kadın: Haydi. Haydi, Tucker. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yuck. İğrenç. İğrenç. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Morning, Toby. Good morning, Dad. Günaydın, Toby. Günaydın, baba. Günaydın, Toby. Günaydın, baba. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey, pal, how you doing? Selam dostum, nasılsın? Selam dostum, nasılsın? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Catch any bad guys last night? Not really. Dün gece kötü adamları yakaladın mı? Pek değil. Dün gece kötü adamları yakaladın mı? Pek değil. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Where's your mom? Upstairs. Annen nerede? Üst katta. Annen nerede? Üst katta. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yeah? Öyle mi? Öyle mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
What you got, huh? How about this? Görelim bakalım gücünü? Peki ya buna ne dersin? Görelim bakalım gücünü? Peki ya buna ne dersin? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Dana, let's go, come on out of the bathroom. Dana, haydi gidelim, haydi banyodan çık. Trish: Dana, haydi gidelim, haydi banyodan çık. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hi, Daddy. Morning, kiddo. Selam, baba. Günaydın, evlat. Selam, baba. Günaydın, evlat. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey, Dad. Like this or that? Selam, baba. Bunu mu beğendin yoksa bunu mu? Selam, baba. Bunu mu beğendin yoksa bunu mu? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
That. Okay. Bunu. Tamam. Bunu. Tamam. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey. Whoever came up with 24 hours a day Selam. Selam. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
really blew it. ...gerçekten övünmesi gerek. ...gerçekten övünmesi gerek. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Papers, committees, meetings. Kağıtlar, komiteler, toplantılar. Kağıtlar, komiteler, toplantılar. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Thirty is a number that makes a lot more sense. 30 rakamı daha mantıklı geliyor. 30 rakamı daha mantıklı geliyor. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
So, how was your shift? It was a banner night... Devriyen nasıldı? Olaylı bir gece... Devriyen nasıldı? Olaylı bir gece... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Dana, come on, we got to go! Dana, haydi, gitmemiz gerek! Trish: Dana, haydi, gitmemiz gerek! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Let's go. Chill, Mom. You'll get heartburn. Haydi gidelim. Soğuk, anne. Mideni üşüteceksin. Haydi gidelim. Soğuk, anne. Mideni üşüteceksin. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
So, this guy's robbing a liquor store on 22nd when we show up. 22. caddeden likör çalan bir adamı yakaladık. 22. caddeden likör çalan bir adamı yakaladık. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You know, we tell him to put his weapon down. Silahını indirmesini söyledik. Silahını indirmesini söyledik. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Anyway, they take him to the hospital, Zaten onu hastaneye götürdüler, Zaten onu hastaneye götürdüler, A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
and then we found his 86 year old grandmother... ve fark ettik ki 86 yaşındaki... ve fark ettik ki 86 yaşındaki... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
His 86 year old grandmother's sitting in the car. 86 yaşındaki ninesi onu arabada bekliyor. 86 yaşındaki ninesi onu arabada bekliyor. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I mean, she watched him get shot. Torunu vurulurken onu izlemiş yani. Torunu vurulurken onu izlemiş yani. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Can you... Düşünebiliyor musun... Düşünebiliyor musun... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Is there someone you can talk to at the precinct? Karakolda konuşabileceğin biri var mı? Karakolda konuşabileceğin biri var mı? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Oh, by the way, I've got my Italian cooking class tonight. Bu arada, bu akşam İtalyan Mutfağı dersim var. Bu arada, bu akşam İtalyan Mutfağı dersim var. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
We're making fettuccine Alfredo and prosciutto di Parma. Fettuccine Alfredo ve prosciutto di Parma pişiriyoruz. Fettuccine Alfredo ve prosciutto di Parma pişiriyoruz. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Dana! Come on! Coming! Dana! Haydi! Geliyorum! Dana! Haydi! Geliyorum! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I'll be working an extra shift, so you boys will have to fix your own supper. Fazladan vardiyam var, beyler bu akşam... Cindy: Fazladan vardiyam var, beyler bu akşam... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
And no fighting. You hear me, Justin? Ve kavga yok. Duydun mu beni, Justin? Ve kavga yok. Duydun mu beni, Justin? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I'm going to school now! Did you eat? Okula gidiyorum! Cindy: Kahvaltı yaptın mı? Mikey: Okula gidiyorum! Cindy: Kahvaltı yaptın mı? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I can't, Mom. Mümkün değil, anne. Mümkün değil, anne. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Honey, you need to eat. I can't. I'm gonna be late. Tatlım, yemen gerek. Yapamam. Geç kalacağım. Cindy: Tatlım, yemen gerek. Yapamam. Geç kalacağım. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
All right, come in here and give me a kiss before you go. Pekala, gel buraya, gitmeden önce bir öpücük ver. Cindy: Pekala, gel buraya, gitmeden önce bir öpücük ver. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Okay, I'm coming. Tamam, geliyorum. Tamam, geliyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey, punk. Love you, too. Ne haber, hayta? Ben de seni seviyorum. Ne haber, hayta? Ben de seni seviyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Morning. Morning. Günaydın. Günaydın. Günaydın. Günaydın. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I love you. Love you, too. Seni seviyorum. Ben de seni. Seni seviyorum. Ben de seni. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
See you later. Where did you get this backpack? Görüşürüz. O sırt çantasını nereden aldın? Görüşürüz. O sırt çantasını nereden aldın? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Oh, my... Benim... Benim... A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
It looks expensive. And where did you... Is this a newjacket? Pahalı görünüyor. Onu nereden... Bu yeni bir ceket mi? Pahalı görünüyor. Onu nereden... Bu yeni bir ceket mi? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yeah, my friend had extras. Evet, arkadaşımda fazladan vardı. Evet, arkadaşımda fazladan vardı. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Does his mom know? Peki onun annesi biliyor mu? Peki onun annesi biliyor mu? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yeah. Moms know everything. Evet. Anneler her şeyi bilir. Evet. Anneler her şeyi bilir. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Mikey. I got to go. Mikey. Gitmem gerek. Mikey. Gitmem gerek. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Bye, Mom. Toby, stop. Hoşça kal, anne. Toby, dur. Hoşça kal, anne. Toby, dur. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Why are you wearing that ratty old coat? Neden o eski püskü paltoyu giyiyorsun? Neden o eski püskü paltoyu giyiyorsun? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Where's the new backpack I just bought you? Sana yeni aldığım sırt çantası nerede? Sana yeni aldığım sırt çantası nerede? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I loaned them to a new friend. He's really cool and he really needs it. Yeni bir arkadaşıma ödünç verdim. Çok iyi biri ve gerçekten ihtiyacı var. Yeni bir arkadaşıma ödünç verdim. Çok iyi biri ve gerçekten ihtiyacı var. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Oh, no, honey, we can't afford to buy clothes for friends. Hayır, tatlım, arkadaşlarının kıyafetlerini ödeyemeyiz. Hayır, tatlım, arkadaşlarının kıyafetlerini ödeyemeyiz. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Why not? Well, because... Just get the coat back. Neden olmasın? Çünkü... paltonu geri al sadece. Neden olmasın? Çünkü... paltonu geri al sadece. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Whoa! Vay be! Dana: Vay be! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Every morning, this house is, like, totally insane. Her sabah bu ev çıldırmış gibi. Her sabah bu ev çıldırmış gibi. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
How's calculus? You're relentless, Mom, you know that? Matematik nasıl gidiyor? Çok insafsızsın, anne, biliyor musun? Matematik nasıl gidiyor? Çok insafsızsın, anne, biliyor musun? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Honey, why don't you just go to the tutoring center? Tatlım neden etüt merkezine gitmiyorsun? Trish: Tatlım neden etüt merkezine gitmiyorsun? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I will, I will. Gideceğim, tamam. Gideceğim, tamam. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Maybe she shouldn't be in calculus. Belki de matematikle uğraşmasa iyi olur. Belki de matematikle uğraşmasa iyi olur. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Honey, she needs to challenge herself. Tatlım, kendini ispatlamalı. Tatlım, kendini ispatlamalı. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Where is my prosciutto? It was right here. Sandviçim nerede? Buradaydı. Sandviçim nerede? Buradaydı. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
You know, calculus might just be too advanced. Matematik fazla ileri seviye gelebilir. Matematik fazla ileri seviye gelebilir. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Nonsense. Maybe for you, Mom, but I'm not you. Saçma. Belki sana saçma, anne, ama bana değil. Saçma. Belki sana saçma, anne, ama bana değil. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey, "Bye, Dad"? Bye, Daddy. Babaya "hoşça kal" yok mu? Hoşça kal, baba. Babaya "hoşça kal" yok mu? Hoşça kal, baba. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Bye, hon. Have a good day. Next time, be my backup. Hoşça kal tatlım. İyi günler. Bir dahaki sefere bana destek gönder. Hoşça kal tatlım. İyi günler. Bir dahaki sefere bana destek gönder. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Love you. Love you, too. Seni seviyorum. Bende seviyorum. Seni seviyorum. Bende seviyorum. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Good morning, honey Günaydın, tatlım Cindy: Günaydın, tatlım A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Let me make you some breakfast. Morning. No, I'm fine. Sana kahvaltı hazırlayayım. Günaydın. Hayır, gerek yok. Sana kahvaltı hazırlayayım. Günaydın. Hayır, gerek yok. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Okay. Let me pour you a bowl of cereal, at least. Tamam. En azından biraz kahvaltılık gevrek vereyim. Tamam. En azından biraz kahvaltılık gevrek vereyim. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
No, I'm fine. All right. Hayır, gerek yok. Pekala. Hayır, gerek yok. Pekala. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Will you eat at school then? No. Peki okulda mı yiyeceksin? Hayır. Peki okulda mı yiyeceksin? Hayır. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
I could sure use some help right now. Şu an nasıl yardımına ihtiyacım var. (Usulca) Şu an nasıl yardımına ihtiyacım var. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Yeah, I need some help. Evet. Biraz yardıma ihtiyacım var. Evet. Biraz yardıma ihtiyacım var. 1 A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey, Toby! Toby! Selam, Toby! Toby! Selam, Toby! Toby! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Oh, so, what is it this time? Bu sefer ne var? Bu sefer ne var? A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Some kind of meat. Just don't smell it. Bir çeşit et. Koklama yeter. Bir çeşit et. Koklama yeter. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Okay, let's go. We're gonna be late. Tamam. Haydi gidelim. Geç kalacağız Tamam. Haydi gidelim. Geç kalacağız A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
How's the new backpack? It's cool, thanks. Yeni sırt çantası nasıl? Mikey: Harika, teşekkürler. Toby: Yeni sırt çantası nasıl? Mikey: Harika, teşekkürler. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey! Hey! Adam: Hey! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Watch out, man! Hey, hey, watch it! Dikkat et! Dikkatli ol! Çocuk: Dikkat et! Dikkatli ol! A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
Hey, Jake. Selam, Jake. Molly: Selam, Jake. A Walk in My Shoes-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 1867
  • 1868
  • 1869
  • 1870
  • 1871
  • 1872
  • 1873
  • 1874
  • 1875
  • 1876
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim