Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2052
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| and we went down, to a strange room... like a kitchen. | ...mutfak gibi garip bir odaya, aşağıya indik. | Absolution-1 | 2015 | |
| And this guy was there... | Bu adam oradaydı... | Absolution-1 | 2015 | |
| with his mask. | ...maskesi vardı. | Absolution-1 | 2015 | |
| Say you aren't afraid! | Korkmadığını söyle! | Absolution-1 | 2015 | |
| There! You like that? | İşte! Bunu beğendin mi? | Absolution-1 | 2015 | |
| There are some sick people, in this world, OK? | Bu dünyada bazı hasta insanlar vardır, tamam mı? | Absolution-1 | 2015 | |
| But if they have enough money... | Ama yeterli paraları varsa... | Absolution-1 | 2015 | |
| they'll get away with anything! | ...bir şeyden kaçarlar! | Absolution-1 | 2015 | |
| Look at her. | Ona bak. | Absolution-1 | 2015 | |
| Someone's... someone's gotta live. | Birimiz hayatta kalmak zorunda. | Absolution-1 | 2015 | |
| Lay still, or I'll cut you open, you bitch. | Yatmaya devam et yoksa seni doğrarım, sürtük. | Absolution-1 | 2015 | |
| Nadia, take the camera! Run! | Nadia kamerayı al! Kaç! | Absolution-1 | 2015 | |
| Run, Nadia, run! | Koş, Nadia, koş! | Absolution-1 | 2015 | |
| You can run, but I'm gonna catch ya! | Kaçabilirsin, ama seni yakalayacağım! | Absolution-1 | 2015 | |
| Bitch. | Kaltak. | Absolution-1 | 2015 | |
| OK. | Pekala. | Absolution-1 | 2015 | |
| Now, you'll have to pay for this. | Şimdi, bunun karşılığını vereceksin. | Absolution-1 | 2015 | |
| She won't get far. Go get her. | O kadar uzağa gidemez. Onu getir. | Absolution-1 | 2015 | |
| You know who he is, or where he took you, or anything like that? | Onun kim olduğunu, sizi nereye götürdüğünü veya herhangi bir şey biliyor musun? | Absolution-1 | 2015 | |
| All I know is that... they have a very powerful syndicate here, and you guys... | Tek bildiğim onların burada çok güçlü bir sendikası var ve siz... | Absolution-1 | 2015 | |
| you guys, you just beat up their men, at the bar. | ...barda, onların adamlarını dövdünüz. | Absolution-1 | 2015 | |
| I'm gonna tell you something. | Sana bir şey söyleyeceğim. | Absolution-1 | 2015 | |
| I've been a bad man. | Ben kötü bir adam oldum. | Absolution-1 | 2015 | |
| I've been a very bad man, most of my life. | Hayatımın çoğunda çok kötü bir adam oldum. | Absolution-1 | 2015 | |
| I learned to not trust anybody. | Kimseye güvenmemeyi öğrendim. | Absolution-1 | 2015 | |
| I lost my faith in mankind. | İnsanlığa olan inancımı kaybettim. | Absolution-1 | 2015 | |
| I believe that everybody out there, is out there to fuck me. | Dışarıdaki herkesin beni sikmek için dışarıda olduğuna inanıyorum. | Absolution-1 | 2015 | |
| So, I decided, I wanna do one thing, in my life. | Bu yüzden hayatımda bir şey yapmaya karar verdim. | Absolution-1 | 2015 | |
| One good thing, in my life, before I die. | Ölmeden önce, hayatımda, iyi bir şey. | Absolution-1 | 2015 | |
| Even if I die in the process. | Hatta yaparken ölsem bile. | Absolution-1 | 2015 | |
| I wanna find this guy. | Bu adamı bulmak istiyorum. | Absolution-1 | 2015 | |
| I wanna find him and I wanna kill him. | Onu bulmak ve onu öldürmek istiyorum. | Absolution-1 | 2015 | |
| I need to do that, for my own absolution. | Bunu kendi günahlarımın affedilmesi için yapmam gerekiyor. | Absolution-1 | 2015 | |
| He had a camera. | Bir kamerası vardı. | Absolution-1 | 2015 | |
| When I escaped, I took it. | Kaçtığımda onu da aldım. | Absolution-1 | 2015 | |
| He filmed everything. Everything! | Her şeyi filme alıyordu. Her şeyi! | Absolution-1 | 2015 | |
| I can show you where I hid it. | Onu nereye sakladığımı sana gösterebilirim. | Absolution-1 | 2015 | |
| Deathly silence. | Ölüm sessizliği. | Absolution-1 | 2015 | |
| It's not a good sign. | Bu iyi bir işaret değil. | Absolution-1 | 2015 | |
| Seems we may have hired the wrong team for the Afghani job. | Afgan işi için yanlış ekibi tutmuşuz gibi görünüyor. | Absolution-1 | 2015 | |
| We? | Biz mi tuttuk? | Absolution-1 | 2015 | |
| I guess that'd be me, sir. I hired the wrong team for the Afghani job. | Sanırım ben olması gerekiyordu, efendim. Afgan işi için yanlış ekibi ben tuttum. | Absolution-1 | 2015 | |
| Shut up, Colt. | Kapa çeneni, Colt. | Absolution-1 | 2015 | |
| We need to sort this shit out. | Bu şeyi organize etmemiz gerekiyor. | Absolution-1 | 2015 | |
| Get Van Horn on the phone. | Van Horn'u arayın bana. | Absolution-1 | 2015 | |
| Look, I don't know what the fuck you're talking about. | Bak, neyden bahsettiğini bilmiyorum. | Absolution-1 | 2015 | |
| The Afghani job was going smoothly. | <I> Afgan işi sorunsuz gidiyordu. </ I> | Absolution-1 | 2015 | |
| Until three of my men, all of a sudden, got jumped, in a bar. | Ta ki üç adamım barda aniden dayak yiyinceye kadar. | Absolution-1 | 2015 | |
| Well, that sounds like a bad day, all around, now, doesn't it? | Şimdi her yerde kötü bir günmüş gibi geliyor kulağıma, öyle mi? | Absolution-1 | 2015 | |
| Do you have any idea how quickly I can get rid of you and your men? | Sen ve senin adamlarından çabucak kurtulmam için bir fikrin var mı? | Absolution-1 | 2015 | |
| Look, I thought the Afghani job was... gonna take care of everything. | Ben Afgan işinin temiz, iki tarafı da memnun edecek şekilde... | Absolution-1 | 2015 | |
| Clean, done and done. | ...her şeye çare olacağını düşünmüştüm. | Absolution-1 | 2015 | |
| One of your men has taken a woman. | <I> Adamlarından biri bir kadını aldı. </ I> | Absolution-1 | 2015 | |
| She belongs to me. | Bana ait bir kadını. | Absolution-1 | 2015 | |
| Now you listen, very carefully. | Şimdi çok dikkatli dinle. | Absolution-1 | 2015 | |
| I want her back. | Onu geri istiyorum. | Absolution-1 | 2015 | |
| John... now, you didn't say anything about rescuing a woman. | John. Bana bir kadını kurtardığından bahsetmedin. | Absolution-1 | 2015 | |
| Well, it wasn't exactly part of the plan. | Şey, tam olarak planın bir parçası değildi. | Absolution-1 | 2015 | |
| Well, that's gonna be a bit of a problem. | <I> Peki, bu biraz sorun olacak. </ I> | Absolution-1 | 2015 | |
| The guy who ordered he hit, he wants to know why you took her and where she is. | Vurmayı emreden adam, kızı neden ve nereye götürdüğünü bilmek istiyor. | Absolution-1 | 2015 | |
| I wonder what he's so interested in her for, man? | Onun kıza neden bu kadar ilgi gösterdiğini merak ediyorum, dostum? | Absolution-1 | 2015 | |
| Look, that's not a question I was gonna ask, considering we broke protocol. | Soracağım soru bu değil, protokolü bozduk. | Absolution-1 | 2015 | |
| Now look, we get the girl back to them and this all goes away. | Şimdi kızı onlara geri verelim ki her şey bitsin. | Absolution-1 | 2015 | |
| Well, remember, you owe me a lot of fuckin' favors, so | Hatırlasana, bana bir sürü iyilik borçlusun. | Absolution-1 | 2015 | |
| just buy me some time, so I can figure a way out of this shit. You hear me? | Bu yüzden şimdi bana biraz zaman tanı. Ben de bu pisliği çözeyim. Duyuyor musun? | Absolution-1 | 2015 | |
| We got the lock. Sending address. | <I> Bulduk. Adres gönderiliyor. </ I> | Absolution-1 | 2015 | |
| We got a lock on him. | Onu bulduk. | Absolution-1 | 2015 | |
| Well, go and get my property. | Peki, gidip malımı getirin. | Absolution-1 | 2015 | |
| Right. Fifteen Tankarnya. | Tamam. Onbeş Tankarnaya. | Absolution-1 | 2015 | |
| Clean up this mess. Let me know when you've got the girl. | Bu pisliği temizleyin. Kızı aldığınızda bana haber verin. | Absolution-1 | 2015 | |
| I'm a friend of John's. | Ben John'un bir arkadaşıyım. | Absolution-1 | 2015 | |
| This is Sergei. | Bu Sergei. | Absolution-1 | 2015 | |
| And you should trust him. | Ona güvenmelisin. | Absolution-1 | 2015 | |
| I've trusted him many times. | Ben defalarca güvendim. | Absolution-1 | 2015 | |
| We're gonna need a clean extraction. Nice and quiet, nice and quick. | Temiz bir çıkarmaya ihtiyacımız olacak. Güzel, sakin, hoş ve hızlı. | Absolution-1 | 2015 | |
| How soon? Well, I'd say, 24 hours, huh? | Ne kadar var? Şey, 24 saat diyebilirim, değil mi? | Absolution-1 | 2015 | |
| Give me two hours. | Bana iki saat verin. | Absolution-1 | 2015 | |
| There's a bad guy here that we need to find and, uh... give him a kiss goodnight. | Bulmamız ve ona iyi geceler öpücüğü vermemiz gereken bir herif var. | Absolution-1 | 2015 | |
| After we do that, there's a camera we're gonna grab. And we're out of here. | Yaptıktan sonra almamız gereken bir kamera var. Sonra buradan tüyüyoruz. | Absolution-1 | 2015 | |
| That's all we want, right now. | Şu anda tüm istediğimiz bu. | Absolution-1 | 2015 | |
| You two guys go to the address in the notebook. | Siz ikiniz defterde yazan adrese gidin. | Absolution-1 | 2015 | |
| Find out who this guy is. | Bu adamın kim olduğunu öğrenin. | Absolution-1 | 2015 | |
| OK, let's rock and roll. | Tamam, hadi rock'n roll. | Absolution-1 | 2015 | |
| Let's rock and roll. | Hadi rock'n roll. | Absolution-1 | 2015 | |
| Hey, buddy, uh... you wanna... you have a light? | Dostum, çakmağın var mı? | Absolution-1 | 2015 | |
| I'm gonna ask you a few questions. Answer, you live. Lie, you die. | Sana birkaç soru soracağım. Doğruysa yaşarsın, yalan söylersen ölürsün. | Absolution-1 | 2015 | |
| He only speaks Russian. | Sadece Rusça konuşuyor. | Absolution-1 | 2015 | |
| That's why I brought my translator. | İşte bu yüzden tercümanımı getirdim. | Absolution-1 | 2015 | |
| What's in this building? | Bu binada ne var? | Absolution-1 | 2015 | |
| Girls. | Kızlar. | Absolution-1 | 2015 | |
| What girls? | Hangi kızlar? | Absolution-1 | 2015 | |
| Human trafficking. | İnsan kaçakçılığı. | Absolution-1 | 2015 | |
| Tell me who runs it. | Kimin işlettiğini söyle. | Absolution-1 | 2015 | |
| Pull 'em. | Çek onu. | Absolution-1 | 2015 | |
| What'd he say? | Ne dedi? | Absolution-1 | 2015 | |
| He said it's run by the fuckin' syndicate. | Siktiğimin sendikası tarafından işletildiğini söyledi. | Absolution-1 | 2015 | |
| Everything's run by the syndicate. What the fuck is the syndicate? | Her şey sendika tarafından işletiliyor. Bu sendika ne amına koyayım? | Absolution-1 | 2015 | |
| I'll check my sources. | Kaynaklarımı kontrol edeceğim. | Absolution-1 | 2015 | |
| I haven't eaten in days. | Günlerdir yemek yemedim. | Absolution-1 | 2015 | |
| And I'm a bit cold, also. | Ve biraz da üşüttüm. | Absolution-1 | 2015 |