Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2167
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| [ Laughing Continues ] I'm sorry! | Affedersin. | Adam-1 | 2009 | |
| Why did you scream like that? | Neden öyle bağırdın? | Adam-1 | 2009 | |
| Because I walked into my apartment and there was this strange man in my window. | Çünkü evime girdim ve penceremde tuhaf bir adam olduğunu gördüm. | Adam-1 | 2009 | |
| It was me! But I didn't know that. | Bendim ama! Bilmiyordum ki. | Adam-1 | 2009 | |
| I guess not. | Ben de anlamazdım galiba. | Adam-1 | 2009 | |
| Thank you for trying to– | Uğraştığın için teşekkür ederim. | Adam-1 | 2009 | |
| Would you, um– | Acaba... | Adam-1 | 2009 | |
| Would you like some tea? | Çay alır mıydın? | Adam-1 | 2009 | |
| Uh, sure. [ Laughing ] Okay. | Evet. Tamam. | Adam-1 | 2009 | |
| Interviews? | Mülakatlar mı? | Adam-1 | 2009 | |
| Interviews usually don't go very well. | Mülakatlarım genelde pek iyi geçmez. | Adam-1 | 2009 | |
| But you put in some applications? | İş başvurusunda bulundun mu peki? | Adam-1 | 2009 | |
| Eighty seven. | 87 tane. | Adam-1 | 2009 | |
| Eighty seven? Mm hmm. | 87 tane mi? | Adam-1 | 2009 | |
| Applications and letters of inquiry. | İş başvurusu ve anket formu. | Adam-1 | 2009 | |
| You applied for 87 jobs? Including the letters of inquiry. | 87 tane işe mi başvurdun? Anket formları da dâhil. | Adam-1 | 2009 | |
| Today? Mm hmm. | Bugün mü? | Adam-1 | 2009 | |
| Wow. 'Wow'? | Vay be. "Vay be" mi? | Adam-1 | 2009 | |
| I mean, that's a lot. | Çok olmuş yani. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, I don't wanna move. | Taşınmak istemiyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| This is very good smelling tea. | Çay çok güzel kokuyor. | Adam-1 | 2009 | |
| English breakfast. My father calls it coffee without the bad breath. | Markası "English breakfast". Babam buna nefesi kötü kokutmayan kahve diyor. | Adam-1 | 2009 | |
| Maybe I should go. | Ben gideyim. | Adam-1 | 2009 | |
| I'm sorry. I I'm just– | Özür dilerim. Sadece... | Adam-1 | 2009 | |
| S Sorry? You're s– | Özür mü? Sen mi | Adam-1 | 2009 | |
| I'm a little upset. Oh. | Biraz canım sıkkın. | Adam-1 | 2009 | |
| My father's an accountant... | Babam bir muhasebeci... | Adam-1 | 2009 | |
| and he's, uh, been accused of doing something illegal. | ...ve yasa dışı bir şey yapmakla suçlanıyor. | Adam-1 | 2009 | |
| Oh. Did he do it? | Yapmış mı peki? | Adam-1 | 2009 | |
| No. No. | Hayır, hayır. | Adam-1 | 2009 | |
| But tonight he said it looks like he will probably have to go on trial... | Ama bugün mahkemeye çıkmak zorunda kalabileceğini söyledi. | Adam-1 | 2009 | |
| and I know that your father just passed away, so I shouldn't even– | Babanın daha yeni vefat ettiğini biliyorum, aslında bundan sana | Adam-1 | 2009 | |
| Um, I I– | Ben... | Adam-1 | 2009 | |
| I can see that you're upset... | ...üzgün olduğunu görebiliyorum... | Adam-1 | 2009 | |
| but I don't know what to do. | ...ama ne yapacağımı bilmiyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| Could you give me a hug? | Bana sarılabilir misin? | Adam-1 | 2009 | |
| Adam, I'd like you to give me a hug. | Adam, bana sarılmanı istiyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| ' But he's naked, 'cried a little boy. | "Ama o çıplak!" diye bağırmış küçük çocuk. | Adam-1 | 2009 | |
| 'All the people whispered among each other. 'He's naked! | Herkes birbirine fısıldamaya başlamış. "O çıplakmış!" | Adam-1 | 2009 | |
| 'There's a little boy who says the king is naked!' | "Bir çocuk kralın çıplak olduğunu söylüyor!" | Adam-1 | 2009 | |
| 'The king shivered, for he was sure that the boy was right, but he thought... | Kral, çocuğun haklı olduğunu bildiği için irkilmiş ancak kendi kendine... | Adam-1 | 2009 | |
| 'I must bear it until the procession is over.' | ..."Geçit töreni bitene kadar buna katlanmalıyım!" demiş. | Adam-1 | 2009 | |
| And he walked even more proudly all the way back to the palace.' | Ve saraya doğru çok daha gururla yürümeye başlamış. | Adam-1 | 2009 | |
| So, what do we think? | Ne düşünüyorsunuz bakalım? | Adam-1 | 2009 | |
| He was naked. | Kral çıplakmış. | Adam-1 | 2009 | |
| He ran around the whole town naked. | Tüm şehri çıplak şekilde dolaşmış. | Adam-1 | 2009 | |
| Yes, okay, he was naked. Anything else? | Tamam, kral çıplakmış. Başka fikri olan? | Adam-1 | 2009 | |
| The little boy was bad. | Küçük çocuk kötü biriymiş. | Adam-1 | 2009 | |
| Really? Why do you say that, Stephanie? | Öyle mi? Neden böyle dedin, Stephanie? | Adam-1 | 2009 | |
| Because he told. That's dumb.! | Bunu söylediği için. Çok aptalca! | Adam-1 | 2009 | |
| Bruce. But he was naked! | Bruce. Ama o çıplakmış. | Adam-1 | 2009 | |
| Don't you think the king needed to know that he was naked? | Kral'ın çıplak olduğunu bilmesi gerektiğini düşünmüyor musun? | Adam-1 | 2009 | |
| Well, he didn't have to yell it out. | Bağırarak söylemesi gerekmezdi. | Adam-1 | 2009 | |
| He could have just gone over to him and whispered it in his ear. | Yanına doğru gidip kulağına sessizce söyleyebilirdi. | Adam-1 | 2009 | |
| Everybody else was just lying so nobody'd think they were stupid... | Geri kalan herkes, kimse onların aptal olduğunu düşünmesin diye yalan söylüyordu. | Adam-1 | 2009 | |
| and because they were afraid of seeing the king's weenie. | Çünkü kralın sosisini görmekten korkuyorlardı. | Adam-1 | 2009 | |
| Weenie! Weenie! | Sosis! Sosis! | Adam-1 | 2009 | |
| I like the boy. | Ben çocuğu sevdim. | Adam-1 | 2009 | |
| I do too. | Ben de. | Adam-1 | 2009 | |
| Maybe we should go. | Gitsek iyi olur aslında. | Adam-1 | 2009 | |
| Our table's next. | Sıradaki masa bizim. | Adam-1 | 2009 | |
| You can't eat macaroni and cheese every night. | Her akşam fırında makarna yiyemezsin. | Adam-1 | 2009 | |
| Why not? Because it's a meager life. Lacks stimulation. | Neden ki? Sağlıksız da ondan. Vitaminsiz kalırsın. | Adam-1 | 2009 | |
| Thanks for coming. I I I know it's hard. [ Slurps ] | Geldiğin için teşekkür ederim. Senin için zor olduğunu biliyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| This is better, right? | Böyle daha iyi, değil mi? | Adam-1 | 2009 | |
| Hello. I'm Rom with an 'M.' | Merhaba. Ben Rom; sonu "M"yle. | Adam-1 | 2009 | |
| I see you have drinks. Would you like a wine list, or may I describe the specials? | İçeceklerinizi almışsınız. Şarap listesi ister misiniz... | Adam-1 | 2009 | |
| It's all right. Um, we know what we'd like. | Gerek yok. Siparişlerimize karar verdik. | Adam-1 | 2009 | |
| We'll take two tricolored salads... | İki tane mevsim salatası... | Adam-1 | 2009 | |
| one grilled salmon on lentils with roasted potatoes and a Penne Alfredo. | ...bir tane mercimekli somon fileto, yanında kızarmış patates ve bir de Penne Alfredo. | Adam-1 | 2009 | |
| And Ron? It's Rom. | Bir de Ron Adım Rom. | Adam-1 | 2009 | |
| Sorry. Rom. Could we get that all to go? | Pardon. Rom. Hepsini paket yapabilir misin? | Adam-1 | 2009 | |
| It's macaroni and cheese! | Fırında makarna! | Adam-1 | 2009 | |
| When in Rom. What? | When In Rome! Ne? | Adam-1 | 2009 | |
| How's the job hunt going? | İş bulma çabaların ne alemde? | Adam-1 | 2009 | |
| A lot of them were already taken. | Çoğu kapıldı. | Adam-1 | 2009 | |
| I'm still getting responses though. | Yine de geri dönen yerler var. | Adam-1 | 2009 | |
| I'm sure the right thing will come along. | Eminim ki en hayırlısı olacaktır. | Adam-1 | 2009 | |
| How can you be sure of that? | Nasıl emin olabiliyorsun ki? | Adam-1 | 2009 | |
| I mean, I hope the right thing comes along. | Umuyorum, diyelim. | Adam-1 | 2009 | |
| My dad and I came out here to watch Hale Bopp for five nights in a row. | Bir keresinde babamla burada, beş gece üst üste Hale Bopp kuyruklu yıldızını seyretmiştik. | Adam-1 | 2009 | |
| Voyager 2 will pass within 4.3 light years of Sirius, the dog star... | Voyager 2 uzay aracının, yaklaşık 196.000 yıl sonra... | Adam-1 | 2009 | |
| in approximately 1 96,000 years. | ...Sirius’un 4.3 ışık yılı uzağından geçeceği tahmin edilmekte. | Adam-1 | 2009 | |
| Oh. Are there supposed to be presents? | Hediye mi? | Adam-1 | 2009 | |
| No, no. It was just a spur of the moment kind of thing. | Hayır. Aklıma esti, aldım. | Adam-1 | 2009 | |
| 'How to Find Work That Works for People with Asper–' | "Asperger Sendromlulara Göre İş Bulma Kılavuzu" | Adam-1 | 2009 | |
| I thought it might be helpful. | Yardım olabileceğini düşündüm. | Adam-1 | 2009 | |
| Are you offended? | Alındın mı? | Adam-1 | 2009 | |
| 'Cause I was just trying to help. | Sadece yardım etmek istemiştim. | Adam-1 | 2009 | |
| Try to be careful. | Dikkatli olmaya çalış. | Adam-1 | 2009 | |
| I had my heart broken by a big jerk recently. | Son dönemlerde serserinin biri kalbimi kırdı. | Adam-1 | 2009 | |
| I need time to take things slowly. | Ağırdan almak istiyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| What did he do? | Ne yapmıştı? | Adam-1 | 2009 | |
| While we were together, he slept with other women. | Aynı anda başka kadınlarla oluyormuş. | Adam-1 | 2009 | |
| Not together together, but while we were in the relationship. | Aynı anda değil tabii. Yani ilişki sırasında. | Adam-1 | 2009 | |
| So, I need to take things slowly. | O yüzden de ağırdan almak istiyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| No sex. Right. | Seks yok. Evet. | Adam-1 | 2009 | |
| Kissing. Yes. | Öpüşmek var. Evet. | Adam-1 | 2009 | |
| Holding. Yes. | El ele tutuşmak var. Evet. | Adam-1 | 2009 | |
| And no sex. | Seks yok. | Adam-1 | 2009 |