Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2168
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Is that all right? | Uyar mı? | Adam-1 | 2009 | |
| [ Beth ] It's only been a month.! | Daha bir ay oldu! | Adam-1 | 2009 | |
| How long it should be before you meet Adam is not written in scripture, Daddy. | Adam'la tanışmadan önce geçmesi gereken sürenin kutsal kitapta yazdığı falan yok, baba. | Adam-1 | 2009 | |
| You've just–You made that up. | Şimdi uydurdun onu. | Adam-1 | 2009 | |
| Don't worry about me. I'm fine. | Beni merak etme. İyiyim. | Adam-1 | 2009 | |
| Has there been any more news on the– on the court– | Mahkemeden haber çıktı mı? | Adam-1 | 2009 | |
| Okay. | Tamam. Gerçi daha çok ufak. İstediğimiz adı koyabilirdik. | Adam-1 | 2009 | |
| Okay. Sure. | Peki. | Adam-1 | 2009 | |
| I will. I'll tell him. | Tamam, söylerim. | Adam-1 | 2009 | |
| Okay. I love you, Daddy. Bye. | Ben de seni seviyorum, baba. Hoşça kal. | Adam-1 | 2009 | |
| You can stay for an hour. You might even have fun. | Bir saat dursan yeter. Hoşuna gider belki. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, I'd have fun at home. | Evde olmak daha çok hoşuma giderdi. | Adam-1 | 2009 | |
| It's not the gates of hell, Adam. It's my friends. | Zebellah değil bunlar, Adam. Arkadaşlarım. | Adam-1 | 2009 | |
| You look great. You've gotta meet the baby. | Gayet iyisin. Bebeği görmelisiniz. | Adam-1 | 2009 | |
| Her name is Ling Yao, which means beautiful jade treasure. | Adı Ling Yao. Anlamı yeşim taşıymış. | Adam-1 | 2009 | |
| That's beautiful. Don't you think? | Ne güzel. Değil mi? | Adam-1 | 2009 | |
| I mean, really, she is young enough. We could call her anything. | Gerçi daha çok ufak. İstediğimiz adı koyabilirdik. | Adam-1 | 2009 | |
| Her name is Ling Yao. That's what I said. | Adı Ling Yao. Ben de öyle söylemiştim. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, that's who she was when we got her. Oh, she's asleep. | Aldığımızda kimse öyle kalacak. Uyuyor. | Adam-1 | 2009 | |
| I know. Look at her. Yeah, she is. | Evet, baksana. Evet. | Adam-1 | 2009 | |
| We have a video, of course. | Videoya çekmiştik. | Adam-1 | 2009 | |
| Would you like to see the video? | Görmek ister misiniz? | Adam-1 | 2009 | |
| No, thank you. Where's the bathroom? | Ben istemem. Lavabo nerede? | Adam-1 | 2009 | |
| Down the hall, second right. | Koridorda, sağdan ikinci kapı. | Adam-1 | 2009 | |
| I'd love to see the video. | Ben çok isterim. | Adam-1 | 2009 | |
| Oh, so now you're an expert. Oh, come on. | Demek uzman oldun hemen. Yapma. | Adam-1 | 2009 | |
| Tory, you don't have to know a lot about Islam... | Açlığı, öfkeyi ya da umutsuzluğu anlamak için... | Adam-1 | 2009 | |
| to understand hunger or– or anger or desperation. I mean– | ...İslam hakkında aşırı bilgi sahibi olmaya gerek yok, Troy. | Adam-1 | 2009 | |
| We don't understand who these people are, how– how they think. | O insanların kim olduklarını ya da ne düşündüklerini anlamıyoruz ki. | Adam-1 | 2009 | |
| I don't understand people from New Jersey. | Ben New Jerseyliler'i de anlamıyorum ki. | Adam-1 | 2009 | |
| Look, either you believe that human beings share some basic similarities... | Bakın, ya insanların benzer temel özelliklere sahip olduklarını kabul edin... | Adam-1 | 2009 | |
| or you just throw the towel in. | ...ya da havlu atın artık. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Adam ] Buying a telescope is a complicated decision. | Teleskop satın almak karmaşık bir karardır. | Adam-1 | 2009 | |
| You should focus on your interests. No pun intended. | İlgi alanınıza göre odaklanmalısınız. Kelime oyunu yapmıyorsunuz herhâlde. | Adam-1 | 2009 | |
| What? Focus? | Anlamadım? Odaklanmak. | Adam-1 | 2009 | |
| Right. A Are you interested in the solar system– moon, planets, et cetera? | Peki. Güneş Sistemi, Ay ya da gezegenlerle mi... | Adam-1 | 2009 | |
| Or deeper space–nebulae, star clusters, galaxies. | ...yoksa derin uzay; Nebula, yıldız kümeleri, galaksiler ile falan mı ilgilisiniz? | Adam-1 | 2009 | |
| Then you want a much larger lens with a Dobsonian mount. | Öyleyse Dobsonian kundak mercekli geniş lense sahip olanlara yönelmelisiniz. | Adam-1 | 2009 | |
| Uh, the eight bar refractors go up to 1 80 millimeters. Hi, Adam. | Sekiz kademeli ışık kırıcısı 180 milimetreye kadar çıkabilir. Selam, Adam. | Adam-1 | 2009 | |
| Hi. Michael's looking for a telescope to buy for her cottage in Kerhonkson. | Selam. Michael, Kerhonkson'daki yazlığına teleskop alacakmış. | Adam-1 | 2009 | |
| For deep space in a static position... | Sabit pozisyondaki derin mesafeler için... | Adam-1 | 2009 | |
| you could really think about some bigger reflectors– | ...daha büyük ışık kırıcılara yönelmelisiniz. | Adam-1 | 2009 | |
| Have– Have you heard too much about telescopes? | Teleskoplarla ilgili pek bilgiye sahip misiniz? | Adam-1 | 2009 | |
| I It's just some of what you're saying is going right over my head. | Aslında söylediklerinin bazıları bir kulağımdan girip, diğerinden çıkıyor. | Adam-1 | 2009 | |
| Oh. Okay. Well, I'll start over. | Tamam. O zaman baştan alalım. | Adam-1 | 2009 | |
| Three basic considerations. | Öncelikle üç temel hususu göz önünde bulundurmalısın. | Adam-1 | 2009 | |
| Kind of lens. Come say good bye to Robin and Jen with me. | İlki lens çeşitleri. Robin ve Jen'le vedalaşalım mı? | Adam-1 | 2009 | |
| Uh, thank you for the information. Oh, you're welcome. | Bilgiler için teşekkür ederim. Rica ederim. | Adam-1 | 2009 | |
| It's a very big decision. Nice to meet you, Michael. | Çok önemli bir karar. Memnun oldum, Michael. | Adam-1 | 2009 | |
| And you. | Ben de. | Adam-1 | 2009 | |
| [ Beth ] I remember the other kids... | Okul öncesi birbirleriyle çene çalan... | Adam-1 | 2009 | |
| at parties whispering to one another... | ...ya da birbirlerinin kulağına fısıldayan çocuklar aklıma geliyor. | Adam-1 | 2009 | |
| and I'd always wonder what they were talking about. | Ne hakkında konuştuklarını hep merak ederdim. | Adam-1 | 2009 | |
| Looked so easy. | Basit dururdu. | Adam-1 | 2009 | |
| One, then the other. | Önce biri, sonra diğeri. | Adam-1 | 2009 | |
| Laugh, laugh, laugh. | Durmadan gülerlerdi. | Adam-1 | 2009 | |
| New topic. Start again. | Yeni konu açılır, baştan başlarlardı. | Adam-1 | 2009 | |
| I started outlining my new book. | Yeni kitabımın taslağını oluşturmaya başladım. | Adam-1 | 2009 | |
| Really excited. Well, that's good. | Çok heyecanlı. Ne güzel. | Adam-1 | 2009 | |
| You're going to be the first person I thank... | Newberry Ödülleri konuşmamda teşekkür edeceğim ilk kişi sen olacaksın. | Adam-1 | 2009 | |
| It's an award for children's books. | Çocuk kitaplarının aday gösterildiği bir ödül törenidir. | Adam-1 | 2009 | |
| No, I know what a Newberry Award is. | Biliyorum. | Adam-1 | 2009 | |
| Are you still gonna make them talk? | İlla ki konuşturacak mısın onları? | Adam-1 | 2009 | |
| Mm hmm. They're gonna be a typical New York family... | Parkta yaşamalarının ve rakun olmalarının dışında... | Adam-1 | 2009 | |
| except they live in the park, and they're raccoons. | ...tamamıyla New Yorklu bir aile olacaklar. | Adam-1 | 2009 | |
| Okay. Your turn. | Hadi sıra sende. | Adam-1 | 2009 | |
| I think the father is gonna be in advertising. | Babaları reklamcı olacak galiba. | Adam-1 | 2009 | |
| Instead of making stuff up... | Hikâye uydurmak yerine... | Adam-1 | 2009 | |
| why couldn't you write about the real raccoons? | ...gerçek rakunlar hakkında yazsana. | Adam-1 | 2009 | |
| Because it's a children's book, not a nature book. | Çocuk kitabı bu, doğa kitabı değil ki. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, I'd probably like the nature book better. | Doğa kitabı olsa bence daha iyi olurdu. | Adam-1 | 2009 | |
| Yeah, you probably would. | Kesin. | Adam-1 | 2009 | |
| What? I didn't mean– | Ne oldu? Öyle demek istemedim. | Adam-1 | 2009 | |
| This is what I meant. | Böyle demek istedim. | Adam-1 | 2009 | |
| do you, um– | Seviş...? | Adam-1 | 2009 | |
| do you want sex? | Sevişmek mi istiyorsun? | Adam-1 | 2009 | |
| I think I do. | Galiba. | Adam-1 | 2009 | |
| You said you needed time. | Zamana ihtiyacın olduğunu söylemiştin. | Adam-1 | 2009 | |
| Well, then take it very, very slowly. | Hiç acele etme o zaman. | Adam-1 | 2009 | |
| This isn't fair. | Hiç adil değil. | Adam-1 | 2009 | |
| What's fair? It's a small manipulation. | Nedenmiş o? Biraz emrivaki yaptım sadece. | Adam-1 | 2009 | |
| What, you aren't curious? Of course. | Sen de merak etmiyor musun hem? Ediyorum tabii ki. | Adam-1 | 2009 | |
| But if he isn't ready to meet us. | Ama bizimle tanışmaya henüz hazır değilmiş. | Adam-1 | 2009 | |
| Yeah, well, sometimes you gotta give 'ready' a little push. | Bazen süreci biraz hızlandırmak gerek. | Adam-1 | 2009 | |
| Beth? Honey! | Beth? Tatlım! | Adam-1 | 2009 | |
| Daddy! Mom! What? You–What are you doing here? | Baba! Anne! Ne işiniz var burada?! | Adam-1 | 2009 | |
| We're seeing the play. But I thought you– | Oyunu izlemeye geldik. Ama siz | Adam-1 | 2009 | |
| What? Hi, honey. | Ne oldu? Selam, canım. | Adam-1 | 2009 | |
| I thought we had your tickets. | Biletlerinizi bize vermemiş miydiniz? | Adam-1 | 2009 | |
| No, we were going with the Pierces, and they couldn't make it. | Hayır. Piercelar'la gidecektik ama gelemediler. | Adam-1 | 2009 | |
| Come on! We're not ogres. At least Becky isn't. | Yapmayın yahu! Ödü değiliz herhâlde. En azından Becky değil. | Adam-1 | 2009 | |
| This is Beth's mother, Rebecca. I'm Marty. Oh. | Beth'in annesi Rebbeca. Ben Marty. | Adam-1 | 2009 | |
| We've heard so much about you. Oh, you have? | Adını çok duyduk. Öyle mi? | Adam-1 | 2009 | |
| Yeah. Lovely to meet you, Adam. | Evet. Çok memnun oldum, Adam. | Adam-1 | 2009 | |
| Me and my little girl, we are thick as thieves. Hi, Daddy. | Minik kızımla aramızdan su sızmaz. Selam, baba. | Adam-1 | 2009 | |
| Hi, sweetie. I just couldn't wait any longer. | Selam, canım. Daha fazla bekleyemedim. | Adam-1 | 2009 | |
| We rarely go off Broadway. | Broadway dışına pek çıkmayız. | Adam-1 | 2009 | |
| I didn't even know this theater still existed. | Bu tiyatronun faaliyette olduğundan haberim bile yoktu. | Adam-1 | 2009 | |
| Oh, the Cherry Lane Theatre is the oldest continuously running theater off Broadway. | Cherry Lane Tiyatrosu, Broadway dışındaki sürekli faaliyette olan tek tiyatrodur. | Adam-1 | 2009 | |
| Um– It was converted from a box factory in 1 92 4... | 1924 yılında bir kutu fabrikasıyken sonrasında tiyatroya dönüştürülmüş. | Adam-1 | 2009 |