Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 267
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And now all I'm doing is thinking. | Şimdiyse tek yaptığım düşünmek. Şimdiyse tek yaptığım düşünmek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thinking that I stink at making cupcakes. | Çörek yapmakta berbat olduğumu düşünmek. Çörek yapmakta berbat olduğumu düşünmek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, stop it. | İyi işte, bırak gitsin. İyi işte, bırak gitsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Who cares what they think? They're bitchy baking bullies. | Ne düşündükleri kimin umurunda? Gıcık fırıncı zorbaları. Ne düşündükleri kimin umurunda? Gıcık fırıncı zorbaları. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We don't have to go back there. | Oraya dönmek zorunda değiliz. Oraya dönmek zorunda değiliz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, and then what? | Sonra ne olacak peki? Sonra ne olacak peki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna think my cupcakes weren't good enough | Hayatımın geri kalanında çöreklerimin yeteri kadar iyi olmadığını mı düşüneyim? Hayatımın geri kalanında çöreklerimin yeteri kadar iyi olmadığını mı düşüneyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You said we need the skill, then we need the skill. | Beceri ihtiyacımız olduğunu söyledin, öyleyse beceri ihtiyacımız var. Beceri ihtiyacımız olduğunu söyledin, öyleyse beceri ihtiyacımız var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm a lot of things, but I'm not a quitter. | Bir çok şey olabilirim, ama kolay pes eden biri değilim. Bir çok şey olabilirim, ama kolay pes eden biri değilim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna make a stupid, pretty cupcake if it kills me. | Bu aptal, şirin çöreği öleceğimi bilsem yapacağım. Bu aptal, şirin çöreği öleceğimi bilsem yapacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or you. | Ya da senin öleceğini. Ya da senin öleceğini. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And you are going back there with me. | Ve sen de benimle birlikte oraya döneceksin. Ve sen de benimle birlikte oraya döneceksin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And we're gonna shove our pretty cupcake | Ve şirin çöreğimizi... Ve şirin çöreğimizi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
right up Snooki and her cousin's asses. | ...Snooki ve kuzeninin kıçına bir güzel sokuşturacağız. ...Snooki ve kuzeninin kıçına bir güzel sokuşturacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Now, shut up, don't talk to me, | Şimdi, çeneni kapat, konuşma... Şimdi, çeneni kapat, konuşma... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and go back in your vagina. | ...ve vajinana geri dön. ...ve vajinana geri dön. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry you had to see that, Chestnut. | Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm, Chestnut. Bunu görmek zorunda kaldığın için üzgünüm, Chestnut. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, not very pretty. | Çok şirin olmamış. Çok şirin olmamış. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But at least you tried, Michael. | Ama en azından denedin, Michael. Ama en azından denedin, Michael. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just one question. | Bir sorum olacak. Bir sorum olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you sure that you're gay? | Gey olduğuna emin misin? Gey olduğuna emin misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, okay, Caroline. Let's see your pretty rose. | Pekâlâ, Caroline. Göster bakalım şirin çöreğini. Pekâlâ, Caroline. Göster bakalım şirin çöreğini. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I didn't do one. | Yapmadım ben. Yapmadım ben. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Both: Whatevs. | Her neyse. Her neyse. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay, what about your baker there? | Tamam, senden ne haber, fırıncı? Tamam, senden ne haber, fırıncı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
She bail too? | Söyledikleri seni de mi kapsıyor? Hayır, işte burada. Söyledikleri seni de mi kapsıyor? Hayır, işte burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mm hmm. Max, that's so pretty. | Max, bu çok şirin olmuş. Max, bu çok şirin olmuş. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm so proud of you. | Seninle gurur duyuyorum. Seninle gurur duyuyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good work, God bless. Good for you. | İyi iş, eline sağlık. Aferin. İyi iş, eline sağlık. Aferin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How long did it take you? | Ne kadar zamanını aldı? Ne kadar zamanını aldı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
About three hours and 40 minutes. | Yaklaşık 3 saat 40 dakika. Yaklaşık 3 saat 40 dakika. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I did it! | Ama yaptım! Ama yaptım! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just wanted to prove to you and myself | Sadece, size ve kendime, şirin bir şey yapabileceğimi kanıtlamak istedim. Sadece, size ve kendime, şirin bir şey yapabileceğimi kanıtlamak istedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And now that I have | Ve şimdi de... Ve şimdi de... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
That cupcake wasn't me. I don't do pretty. | Benim çöreklerim böyle değil. Ben şirin çörek yapmam. Benim çöreklerim böyle değil. Ben şirin çörek yapmam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But I did make each of you a cupcake that I think says | Ama size tüm bu çörek dersi hakkında... Ama size tüm bu çörek dersi hakkında... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
what I feel about this whole cupcake class. | ...ne düşündüğümü söyleyen bir çörek yaptım. ...ne düşündüğümü söyleyen bir çörek yaptım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This one says "Bite me". | Bu "Kaybol" diyor. Bu "Kaybol" diyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This one says "Screw U". | Bu da "Siktir. " (Screw "U") Bu da "Siktir. " (Screw "U") | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You see that "U"? That's a "U". | Gördün mü "U"yu? Bu "U" işte. Gördün mü "U"yu? Bu "U" işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Holla! | Holla! Holla! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, good luck with that. | Size iyi şanslar öyleyse. Size iyi şanslar öyleyse. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
People don't want cupcakes that insult them. | İnsanlar onlara hakaret eden çörekleri istemezler. İnsanlar onlara hakaret eden çörekleri istemezler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God, Max. That's our thing. | Tanrım, Max. Aradığımız bu işte. Tanrım, Max. Aradığımız bu işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was wrong. You were right. | Yanılıyordum. Sen haklıydın. Yanılıyordum. Sen haklıydın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We don't need to make pretty cupcakes. | Şirin çörekler yapmamız gerekmiyor. Şirin çörekler yapmamız gerekmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Everybody does pretty. | Şirin çöreği herkes yapar. Şirin çöreği herkes yapar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We have to do what you do best. | Senin en iyi yaptığını yapmamız gerek. Senin en iyi yaptığını yapmamız gerek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Insult people. | İnsanlara hakaret. İnsanlara hakaret. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, who's gonna buy that? | Tabii, kim alacak onu peki? Tabii, kim alacak onu peki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We will. For our shower. | Biz alırız. Bekarlığa veda partimiz için. Biz alırız. Bekarlığa veda partimiz için. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And really let us bitches have it! | Ve biz sürtüklere dünyanın kaç bucak olduğunu göstersin! Ve biz sürtüklere dünyanın kaç bucak olduğunu göstersin! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Synced by YesCool www.addic7ed.com | Baco'ma selam olsun. Aralıkta askerim bu dizideki son çevirimi yaptım. Baco'ma selam olsun. Aralıkta askerim bu dizideki son çevirimi yaptım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pick up. Table ten, table 12, table 69. | Hazır. Masa 10, masa 12, masa 69. Hazır. Masa 10, masa 12, masa 69. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oleg, there is no table 69. | Oleg, 69 numaralı masa yok ki. Oleg, 69 numaralı masa yok ki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There could be. | İstersen olur. İstersen olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oleg just sixty nined me, | Oleg beni altmış dokuzladı, Oleg beni altmış dokuzladı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and now I don't remember any of the table numbers. | ve şimdi hiçbir masa numarasını hatırlamıyorum. ve şimdi hiçbir masa numarasını hatırlamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, he's never gonna stop sixty nining us. | Bizi 69'lamayı hiçbir zaman bırakmayacak. Bizi 69'lamayı hiçbir zaman bırakmayacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Forget the table numbers. | Boş ver masa numaralarını. Boş ver masa numaralarını. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here's how you remember your orders. | Siparişleri böyle hatırla: Siparişleri böyle hatırla: | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You just give people nicknames. 1 | İnsanlara kod ad ver. 1 İnsanlara kod ad ver. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Look, I got thin cee lo, | İşte, sıska Cee Lo, İşte, sıska Cee Lo, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
fat rihanna, jon beret ramsey, | şişko Rihanna, concon bere Ramsey, şişko Rihanna, concon bere Ramsey, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and kristen bad wig. | ve Kristen kötü peruk. ve Kristen kötü peruk. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I got seth rogaine, | O zaman Seth Rogeniye, O zaman Seth Rogeniye, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
child molester moustache, | bıyıklı çocuk tacizcisi, bıyıklı çocuk tacizcisi, ..ve sen ilgileniyorsun. ...ve sen yapmak zorundasın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and lesbian justin bieber. | ve lezbiyen Justin Bieber. ve lezbiyen Justin Bieber. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Good. Thanks. | Aferin. Teşekkürler. Aferin. Teşekkürler. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pick up. Table six. | Hazır. Masa altı... Hazır. Masa altı... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
...ty nine. | ...mış dokuz. ...mış dokuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Synced By YesCool www.addic7ed.com | Çeviren: burakettin Burak Sezgin Çeviren: burakettin Burak Sezgin | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So can I get you anything else? | Başka bir isteğiniz var mıydı? Başka bir isteğiniz var mıydı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Coffee? Dessert? Morning after pill? | Kahve? Tatlı? Doğum kontrol hapı? Kahve? Tatlı? Doğum kontrol hapı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Getting it on in a restaurant. | Bir restoranda işi pişirmek. Bir restoranda işi pişirmek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I once made love to a young angela lansbury | Bir keresinde tıpkı böyle bir masada Bir keresinde tıpkı böyle bir masada | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
in a booth just like that. | genç Angela Lansbury ile işi pişirmiştim. genç Angela Lansbury ile işi pişirmiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Murder she wrote? | "Katili Buldum" dizisindeki kız. "Katili Buldum" dizisindeki kız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
more like "harder she begged." | daha çok "Tatlımı Buldum" modundaydı. daha çok "Tatlımı Buldum" modundaydı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Earl, why isn't everyone you? | Earl, neden herkes senin gibi değil? Earl, neden herkes senin gibi değil? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yo, what's up, mama? | N'aber panpa? N'aber panpa? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, hey, johnny. | Selam, Johnny. Selam, Johnny. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Usual? Two coffees to go? | Her zamankinden mi? İki kahve getiriyorum. Her zamankinden mi? İki kahve getiriyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, and can I get two of your cupcakes? | Evet ve senin çöreklerden iki tane alabilir miyim? Evet ve senin çöreklerden iki tane alabilir miyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Which two? | Hangi ikisi? Hangi ikisi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know which two. | Hangi ikisi olduğunu biliyorsun. Hangi ikisi olduğunu biliyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The discounted day olds? | Dünden kalan indirimdekiler mi? Dünden kalan indirimdekiler mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, girl. | Tabii olur. Tabii olur. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, my bro and friend. | Selam kankam ve arkadaşım. Selam kankam ve arkadaşım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, what's up, big guy? | N'abersin koca oğlan? N'abersin koca oğlan? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, your boyfriend is here. | Max, erkek arkadaşın burada. Max, erkek arkadaşın burada. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He's not my boyfriend. | O benim erkek arkadaşım değil. O benim erkek arkadaşım değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He's just another guy who likes my cupcakes. | O sadece, çöreklerimi seven başka bir erkek. O sadece, çöreklerimi seven başka bir erkek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
'cause who doesn't? | Kim sevmez ki? Kim sevmez ki? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, your face gets red when you see him, | Onu görünce yüzün kızarıyor Onu görünce yüzün kızarıyor | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and you suddenly act like nice person. | ve aniden iyi biri gibi davranıyorsun. ve aniden iyi biri gibi davranıyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If that's not love, I don't know what is. | Eğer bu aşk değilse, ne olduğunu bilmiyorum. Eğer bu aşk değilse, ne olduğunu bilmiyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He doesn't know what love is. | O aşkın ne olduğunu bilmiyor. O aşkın ne olduğunu bilmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The only thing he ever loved was a stepladder. | Onun sevdiği tek şey ayaklı merdiveni. Onun sevdiği tek şey ayaklı merdiveni. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Johnny, here's your stale cake and burnt coffee. | Johnny, buyrun bayat çöreğiniz ve yanmış kekiniz. Johnny, buyrun bayat çöreğiniz ve yanmış kekiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |