Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 268
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Just how I like it. What do I owe you? | İşte benim sevdiğim gibi. Borcum ne kadar? İşte benim sevdiğim gibi. Borcum ne kadar? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's on me. | Ben hallettim. Ben hallettim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You wish it was on you. | Asıl seni hallettmesini isterdin. Asıl seni hallettmesini isterdin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There's nothing going on. | Hayatındaki en kolay doğumu yapmıştır. Aramızda hiçbir şey yok. Aramızda hiçbir şey yok. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He just comes in here to get coffee | Sabah buraya kahve almaya geliyor Sabah buraya kahve almaya geliyor | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
because he tags billboards all night. | çünkü bütün gece panoları etiketliyor. çünkü bütün gece panoları etiketliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Methinks the lady doth protest too much. | Bendeniz hanım efendinin itirazı mübalağa ettiğini düşünmekteyim. Bendeniz hanım efendinin itirazı mübalağa ettiğini düşünmekteyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Listen, renaissance fair, | Dinle beni Rönesans fuarı, Dinle beni Rönesans fuarı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
why don't you be a good wench and clean up your counter? | neden uslu bir kız olup tezgahını temizlemiyorsun? neden uslu bir kız olup tezgahını temizlemiyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Until the cupcake business takes off, | Bizim çörek işi olana kadar, Bizim çörek işi olana kadar, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
i'm just gonna have to find a temp job online. | kendime nette uygun bir iş yapacağım. kendime nette uygun bir iş yapacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can I close this window that says "mexican painkillers"? | "Meksika işi ağrı kesici" sitesini kapatabilir miyim? "Meksika işi ağrı kesici" sitesini kapatabilir miyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, yeah, but, uh, bookmark it first. | Tabi, tabi ama önce sık kullanılanlara ekle. Tabi, tabi ama önce sık kullanılanlara ekle. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Here we are. Craigslist. Okay. | İşte burada. Craigslist "Satılık Hizmetler".Tamam. İşte burada. Craigslist "Satılık Hizmetler".Tamam. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How does this job sound? | Bu iş kulağa nasıl geliyor? Bu iş kulağa nasıl geliyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Disgusting and depraved. | İğrenç ve ahlaksız. İğrenç ve ahlaksız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You didn't even hear it yet. | Daha dinlemedin ki. Daha dinlemedin ki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Did I not hear "craigslist"? | Duyduğum şey "craigslist" değil miydi? Duyduğum şey "craigslist" değil miydi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh. Here's something easy I could do. | İşte benim kolaylıkla yapabileceğim bir şey. İşte benim kolaylıkla yapabileceğim bir şey. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
A professional organizer. | Profesyonel organizatörlük. Profesyonel organizatörlük. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're not a professional organizer. | Sen profesyonel organizatör değilsin. Sen profesyonel organizatör değilsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're barely a professional waitress. | Sen ancak profesyonel garson sayılırsın. Sen ancak profesyonel garson sayılırsın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I am a genius at organizing things | Ben işleri oganize etmede ve onları... Ben işleri oganize etmede ve onları... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and getting them out of the way. | ...ayak altından çekmekte dahi sayılırım. ...ayak altından çekmekte dahi sayılırım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I recently lost all my money and the promise of a bright future, | Son zamanlarda bütün paramı kaybedip, parlak bir gelecek planladım, Son zamanlarda bütün paramı kaybedip, parlak bir gelecek planladım, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I've organized that into a file in my head | ve kafamın içinde bir klasöre koyup ve kafamın içinde bir klasöre koyup | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
labeled "do not open until you are stronger." | "güçlü olana kadar açmayın" diye etiketledim. "güçlü olana kadar açmayın" diye etiketledim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If I can handle that for myself, | Eğer onu tek başıma yapabildiysem, Eğer onu tek başıma yapabildiysem, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can certainly handle a stranger's light filing. | kesin bir yabancının da işlerini halledebilirim. kesin bir yabancının da işlerini halledebilirim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If I had known all that craziness | Eğer kafanda bu kadar delilik Eğer kafanda bu kadar delilik | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
was going on in your head, | olduğunu bilseydim, olduğunu bilseydim, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I would have ordered you some mexican pain killers. | sana birkaç "Meksika işi ağrı kesici" verirdim. sana birkaç "Meksika işi ağrı kesici" verirdim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or the peruvian. | Veya Peru işi. Veya Peru işi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
They're stronger, | Oldukça sağlamdır, Oldukça sağlamdır, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but sometimes they make you lose control of your hands. | fakat bazen ellerinin kontrolünü kaybettiriyorlar. fakat bazen ellerinin kontrolünü kaybettiriyorlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thought that was an ibuprofen. | Onu yapanın İbuprofen olduğunu sanmıştım. Onu yapanın İbuprofen olduğunu sanmıştım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What is johnny doing here at 3:00 a. M.? | Johnny'nin burada işi ne saat sabahın üçü?! Johnny'nin burada işi ne saat sabahın üçü?! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thought it was a rapist or something. | Onu tacavüzcü falan sandım. Onu tacavüzcü falan sandım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Rapists don't knock and wave. | Tecavüzcüler kapıyı tıklatıp el sallamaz. Tecavüzcüler kapıyı tıklatıp el sallamaz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And if they looked like that, we wouldn't call them rapists. | Ve eğer böyle bakıyorlarsa, ona tecavüzcü denmez. Ve eğer böyle bakıyorlarsa, ona tecavüzcü denmez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We'd call them... Johnny! | Biz onlara Johnny deriz! Biz onlara Johnny deriz! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What are you doing here? | Burada ne yapıyorsun? Burada ne yapıyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm here to talk to you guys | Sizinle mormon kilisesi Sizinle mormon kilisesi | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
about the church of latter day saints. | hakkında konuşmaya geldim. hakkında konuşmaya geldim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And I have to pee. Can I use your bathroom? | Ve de işemem lazım. Banyoyu kullanabilir miyim? Ve de işemem lazım. Banyoyu kullanabilir miyim? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No problem. Don't forget to tip the bathroom attendant. | Sorun değil. Banyo görevlisine bahşiş vermeyi unutma. Sorun değil. Banyo görevlisine bahşiş vermeyi unutma. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What's up, caroline? | NasıIsın Caroline? NasıIsın Caroline? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just trying to find a day job | Sadece radyatöre kelepçelenmeyeceğim... Sadece radyatöre kelepçelenmeyeceğim... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
where I won't get handcuffed to a radiator. 1 | günübirlik bir iş bulmaya çalışıyorum. günübirlik bir iş bulmaya çalışıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
On craigslist? | Satılık Hizmetler listesinde mi? 1 Satılık Hizmetler listesinde mi? 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is so romantic. | Çok romantik. Çok romantik. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Jumping over the back wall | Arka duvardan atlayıp, Arka duvardan atlayıp, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
to drop down and see you in the middle of the night? | buraya gelip gecenin ortasında seni görmek. buraya gelip gecenin ortasında seni görmek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's very romeo and juliet. | Tam bir Romeo ve Juliet ilişkisi. Tam bir Romeo ve Juliet ilişkisi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
it is very romeo and juliet. | Aynen. Bir Romeo ve Juliet ilişkisi. Aynen. Bir Romeo ve Juliet ilişkisi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He has to pee, and I'm the nearest toilet. | Onun işemesi lazım, ve en yakın tuvalet de benimki. Onun işemesi lazım, ve en yakın tuvalet de benimki. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Please. That's just an excuse. | Yapma. Bu sadece bir bahane. Yapma. Bu sadece bir bahane. Daha pek bir şeyini... Hoş geldiniz! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The man defaces buildings. And what? | Adam binaları aşıyor. Ve ne için? Adam binaları aşıyor. Ve ne için? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He draws the line at peeing on them? | Üstüne işiyerek yazı mı yazıyor? Üstüne işiyerek yazı mı yazıyor? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He came by here to see you. | Seni görmeye buraya geliyor. Seni görmeye buraya geliyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pull your hair back. It's kind of in your face. | Saçını arkaya at. Neredeyse ağzına girecek. Saçını arkaya at. Neredeyse ağzına girecek. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Pull yourself back. You're kind of in my face. | Kendini geriye at. Neredeyse ağzıma gireceksin. Kendini geriye at. Neredeyse ağzıma gireceksin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Thanks, guys. | Teşekkürler arkadaşlar. Teşekkürler arkadaşlar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I was tagging a building nearby, | Yakındaki bir binayı etiketliyordum, Yakındaki bir binayı etiketliyordum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and while I was on the roof | ve tam ben çatıdayken ve tam ben çatıdayken | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I saw that your light was on, | ışığınızın açık olduğunu gördüm, ışığınızın açık olduğunu gördüm, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
so I thought I'd stop in and say hey. | ben de bir uğrayıp selam vereyim dedim. ben de bir uğrayıp selam vereyim dedim. Hani sonrasında çift tırnak var. O cm oluyor metre değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey. So, johnny, | Selam. Ee Johnny, Selam. Ee Johnny, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
you just saw our light on from the roof nearby? | şu çatıdan bizim ışığımızın açık olduğunu gördün öyle mi? şu çatıdan bizim ışığımızın açık olduğunu gördün öyle mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Do you always look down when you're up that high? | Yukarıdayken her zaman aşağıya mı bakarsın? Yukarıdayken her zaman aşağıya mı bakarsın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not really. | Çok değil. Çok değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Flying solo tonight. My lookout guy went into rehab. | Bu gece yalnız uçuyorum. Gözcü adamım bugün rehabilitasyonda. Bu gece yalnız uçuyorum. Gözcü adamım bugün rehabilitasyonda. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's kind of a pain. | Zor aslında. Zor aslında. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It's really a two person operation. | Bu iki kişilik bir operasyon. Bu iki kişilik bir operasyon. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ugh, such a bummer when people | İnsanların kendi eroinlerini... İnsanların kendi eroinlerini... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
can't handle their heroin. | yapamaması ne acı. yapamaması ne acı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, max, what are you doing tomorrow night after work? | Hey Max, yarın gece işten sonra ne yapacaksın? Hey Max, yarın gece işten sonra ne yapacaksın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Any desire to be my lookout guy? | Benim gözcü adamım olmak ister misin? Benim gözcü adamım olmak ister misin? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I might have some desire to be your lookout guy, | Gözcü adamın olmaya birazcık ilgi duyuyordum, Gözcü adamın olmaya birazcık ilgi duyuyordum, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but as far as the "guy" part of "lookout guy" goes, | ta ki "gözcü adamı" kelimesinin "adam" bölümü gelene kadardı, ta ki "gözcü adamı" kelimesinin "adam" bölümü gelene kadardı, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
full disclosure | tam açıklaması tam açıklaması | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
What, you don't have a penis? | Ne, yoksa penisin yok mu? Ne, yoksa penisin yok mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, I have one. | Evet var. Evet var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
In a drawer in my bedroom. | Yatak odamdaki çekmecede. Yatak odamdaki çekmecede. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
If the cops come tomorrow, | Eğer yarın polisler gelirse, Eğer yarın polisler gelirse, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I will run like a girl. | kız gibi kaçacağım. kız gibi kaçacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Okay. So pick you up at the diner at 2:00? | Tamam. Gece 2 de lokantadan alsam olur mu? Tamam. Gece 2 de lokantadan alsam olur mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Cool. Cool. | Güzel. Güzel. Güzel. Güzel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Cool. | Güzel. Güzel. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then romeo left. | Ve sonra Romeo ayrılır. Ve sonra Romeo ayrılır. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So romantic. All the weeks of flirting and game playing | Çok romantik. Bütün o flört ve oyun haftalarından sonra Çok romantik. Bütün o flört ve oyun haftalarından sonra | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
have finally led to this | sonunda şuna vardı sonunda şuna vardı | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You two on a late night roof rendezvous. | Gecenin geç saatlerinde çatıda buşuyorsunuz. Gecenin geç saatlerinde çatıda buşuyorsunuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hey, genius organizer, | Hey dahi organizatör, Hey dahi organizatör, | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
why don't you put all that garbage in a file labeled | neden tüm bu saçma şeyleri "çok fazla... neden tüm bu saçma şeyleri "çok fazla... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
"I've seen too many katherine heigl movies"? | ...Katherine Heigl filmi gördüm" klasörüne koymuyorsun? ...Katherine Heigl filmi gördüm" klasörüne koymuyorsun? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm just saying, he likes you. | Sadece söylüyorum, senden hoşlanıyor. Sadece söylüyorum, senden hoşlanıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
He likes you with his penis. | Senden penisiyle beraber hoşlanıyor. Senden penisiyle beraber hoşlanıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
There. 3f. | İşte. 3f. İşte. 3f. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
All right. You're here. | Pekala, geldin işte. Pekala, geldin işte. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |