Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2973
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I cry and apologize every time I see him. | Onu ne zaman görsem ağlayıp özür diliyorum. Görüyordum tabii... Onu her gördüğümde, ağlıyor ve ondan af diliyorum. | Akunin-1 | 2010 | |
| What? You've been seeing Yuichi? | Ne? Sen Yuichi'yi görüyor muydun? Ben gözümde yaşlarla ondan özür dilerken... Ne dedin sen? Yuichi'yle görüşüyor muydun? | Akunin-1 | 2010 | |
| That's right. | Görüyordum tabii... ...o benden para istiyordu. Evet. | Akunin-1 | 2010 | |
| And while I apologize with tears in my eyes, | Ben gözümde yaşlarla ondan özür dilerken... 1,000 ya da 2,000 yen... Ve gözlerim yaşlı af dilenirken... | Akunin-1 | 2010 | |
| he begs me for money. | ...o benden para istiyordu. ...bu fakir kadından ne kadar para koparabilirse... ...para için yalvarırdı. | Akunin-1 | 2010 | |
| Be it 1,000 or 2,000 yen, | 1,000 ya da 2,000 yen... Tanrım! 1000 yen olsun, 2000 yen olsun... | Akunin-1 | 2010 | |
| whatever he can squeeze out of this poor woman. | ...bu fakir kadından ne kadar para koparabilirse... Amma iyi çocuk büyütmüşsün. ...bu zavallı kadından artık ne koparırsa. | Akunin-1 | 2010 | |
| Jesus. | Tanrım! Bu feneri ilk... Tanrım. | Akunin-1 | 2010 | |
| What a fine man you raised. | Amma iyi çocuk büyütmüşsün. Ben çocukken annemle babamı görmeye giderdik. Ne hayırlı bir çocuk büyütmüşsün. | Akunin-1 | 2010 | |
| The first time I saw this lighthouse... | Bu feneri ilk... Bu feneri ilk o zaman gördüm. Bu feneri ilk görüşüm... | Akunin-1 | 2010 | |
| When I was a kid, my mother and I went to go see my father. | Ben çocukken annemle babamı görmeye giderdik. Annemin yapmamı istediği gibi... Çocukken annemle birlikte... | Akunin-1 | 2010 | |
| That was the first time I saw this lighthouse. | Bu feneri ilk o zaman gördüm. ...fenere bakmaya devam ettim. Bu feneri ilk o zaman görmüştüm. | Akunin-1 | 2010 | |
| Just as my mother instructed me, | Annemin yapmamı istediği gibi... Ama... Annemin dediklerine harfiyen uymuş... | Akunin-1 | 2010 | |
| I kept staring at the lighthouse. | ...fenere bakmaya devam ettim. ...annem asla geri dönmedi. ...ve fenere bakmaya devam etmiştim. | Akunin-1 | 2010 | |
| But... | Ama... "Annem gelecek." Fakat... | Akunin-1 | 2010 | |
| my mother never came back. | ...annem asla geri dönmedi. "Annem kesinlikle dönecek..." | Akunin-1 | 2010 | |
| Mommy's coming back, | "Annem gelecek." ...dedim kendime tekrar tekrar. Annem geri gelecek. | Akunin-1 | 2010 | |
| She's definitely coming back. | "Annem kesinlikle dönecek..." Kimse bana inanmadı. Kesinlikle geri gelecek. | Akunin-1 | 2010 | |
| I told myself that over and over. | ...dedim kendime tekrar tekrar. Söylediklerime inanan bir kişi bile olmadı. Kendime sürekli bunları söyledim. | Akunin-1 | 2010 | |
| No one believed me. | Kimse bana inanmadı. Yuichi bana bunu almıştı. | Akunin-1 | 2010 | |
| No one believed what I told them. | Söylediklerime inanan bir kişi bile olmadı. Senin yanında işe başladıktan sonra. | Akunin-1 | 2010 | |
| Yuichi bought this for me. | Yuichi bana bunu almıştı. Teşekkürler. Yuichi bunu bana almıştı. | Akunin-1 | 2010 | |
| Right after he started working for you. | Senin yanında işe başladıktan sonra. Bu arada, dün gece bir rüya gördüm. Hemen ardından sana çalışmaya başlamıştı. | Akunin-1 | 2010 | |
| Thanks. | Teşekkürler. Rüya mı? Nasıldı? Teşekkürler. | Akunin-1 | 2010 | |
| By the way, I had a dream last night. | Bu arada, dün gece bir rüya gördüm. İkimiz beraber yaşıyorduk. Aklıma gelmişken, dün gece bir rüya gördüm. | Akunin-1 | 2010 | |
| A dream? What kind? | Rüya mı? Nasıldı? Nasıl bir evdi? Rüya mı? Nasıl bir şeydi? | Akunin-1 | 2010 | |
| We were living together. | İkimiz beraber yaşıyorduk. Tasvir etmesi biraz zor. Birlikte yaşıyorduk. | Akunin-1 | 2010 | |
| What kind of house? | Nasıl bir evdi? O zaman çiz. Nasıl bir evde? | Akunin-1 | 2010 | |
| Kinda hard to describe. | Tasvir etmesi biraz zor. Hadi ama çiz işte! Tarifi zor bir evdi. | Akunin-1 | 2010 | |
| Draw it, then. | O zaman çiz. Bilmem ki... O halde çiz. | Akunin-1 | 2010 | |
| C'mon, draw it. | Hadi ama çiz işte! İyi misin? Çiz hadi. | Akunin-1 | 2010 | |
| I dunno... | Bilmem ki... Mitsuyo? | Akunin-1 | 2010 | |
| You okay? | İyi misin? Ben iyiyim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Mitsuyo? | Mitsuyo? Harikayım. Mitsuyo? | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm... just fine. | Ben iyiyim. Yeniden dükkana gitmem lazım. Ben... | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm doing great. | Harikayım. Hiç yiyeceğimiz kalmadı. İyi idare ediyorum. | Akunin-1 | 2010 | |
| I need to go to the store again. | Yeniden dükkana gitmem lazım. Artık bitirelim bu işi. | Akunin-1 | 2010 | |
| We're out of food. | Hiç yiyeceğimiz kalmadı. Artık bitirelim. Yiyeceğimiz bitmiş. | Akunin-1 | 2010 | |
| Let's stop this. | Artık bitirelim bu işi. Ne bitirmesi? | Akunin-1 | 2010 | |
| Let's stop this. | Artık bitirelim. Bitirelim derken ne demek istiyorsun? | Akunin-1 | 2010 | |
| Stop what? | Ne bitirmesi? Bana hiçbir şey söylemiyorsun Yuichi. Neye son verelim? | Akunin-1 | 2010 | |
| What do you mean, let's stop this? | Bitirelim derken ne demek istiyorsun? Söylemeye hakkım yok. Buna son verelimden kastın ne? | Akunin-1 | 2010 | |
| Hey. | Demek istediğim bana bir şeyler söyle! | Akunin-1 | 2010 | |
| You don't tell me anything, Yuichi. | Bana hiçbir şey söylemiyorsun Yuichi. Konuş benimle! Bana hiçbir şey anlatmıyorsun, Yuichi. | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm in no position to. | Söylemeye hakkım yok. Sonsuza kadar böyle devam edemeyiz. Anlatacak durumda değilim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I mean, just tell me something. | Demek istediğim bana bir şeyler söyle! Bunu sen de içten içe biliyorsun. Demek istediğim, bir şeyler anlat. | Akunin-1 | 2010 | |
| Talk to me. | Konuş benimle! Devam edebilirdik! Konuş benimle. | Akunin-1 | 2010 | |
| We can't do this forever. | Sonsuza kadar böyle devam edemeyiz. Yaptıklarını yapmamış olsaydın, Buna sonsuza kadar devam edemeyiz. | Akunin-1 | 2010 | |
| You know this, deep down. | Bunu sen de içten içe biliyorsun. ...sonsuza kadar devam edebilirdik! Bunu sen de biliyorsun. | Akunin-1 | 2010 | |
| We could've! | Devam edebilirdik! Ama şimdi tek yapabildiğimiz bu. Edebiliriz! | Akunin-1 | 2010 | |
| If you hadn't done what you did, | Yaptıklarını yapmamış olsaydın, Sadece bu fenere bakmak! Yaptığın şeyi yapmamış olsaydın... | Akunin-1 | 2010 | |
| we could've been together forever! | ...sonsuza kadar devam edebilirdik! Gidecek hiçbir yerimiz yok. ...sonsuza dek birlikte olabilirdik! | Akunin-1 | 2010 | |
| But all we have now is this, right here. | Ama şimdi tek yapabildiğimiz bu. Seninle tanışana kadar pek kafa yormamıştım. Fakat şu an elimizde olan tek şey burası. | Akunin-1 | 2010 | |
| Just this lighthouse. | Sadece bu fenere bakmak! Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyordum. Yalnızca bu deniz feneri. | Akunin-1 | 2010 | |
| We have nowhere to go back to. | Gidecek hiçbir yerimiz yok. "Bu kızın kendi hatasıydı. Ben yanlış bir şey yapmadım." Dönecek hiçbir yerimiz yok. | Akunin-1 | 2010 | |
| Until I met you, I didn't think much of it. | Seninle tanışana kadar pek kafa yormamıştım. ...diyordum hep. Seni tanıyana kadar o olayı pek düşünmezdim. | Akunin-1 | 2010 | |
| I didn't think I was wrong. | Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyordum. Ama... Hatalı olduğumu düşünmezdim. | Akunin-1 | 2010 | |
| It was that girl's fault. I didn't do anything wrong. | "Bu kızın kendi hatasıydı. Ben yanlış bir şey yapmadım." Ama şu an seninle olmak acı veriyor. O kızın hatasıydı. Yanlış hiçbir şey yapmamıştım. | Akunin-1 | 2010 | |
| That's what I thought. | ...diyordum hep. Seninle oldukça daha da zorlaşıyor. Düşündüğüm buydu. | Akunin-1 | 2010 | |
| But... | Ama... Bu zamana kadar... Fakat... | Akunin-1 | 2010 | |
| Being with you now is so painful. | Ama şu an seninle olmak acı veriyor. ...yaşayıp yaşamadığımın... Şu an seninle olmak bana çok acı veriyor. | Akunin-1 | 2010 | |
| The more I'm with you, the harder it is. | Seninle oldukça daha da zorlaşıyor. ...farkında bile değildim. Yanında kaldıkça, acım katlanıyor. | Akunin-1 | 2010 | |
| Until now... | Bu zamana kadar... Yuichi. | Akunin-1 | 2010 | |
| I couldn't even tell | ...yaşayıp yaşamadığımın... Dokunma bana! ...yaşayıp yaşamadığımın... | Akunin-1 | 2010 | |
| if I was dead or alive. | ...farkında bile değildim. Neden böyleyim ben? Neden? ...farkına bile varamamıştım. | Akunin-1 | 2010 | |
| Yuichi. | Yuichi. Bayan bir dakikanız var mı? | Akunin-1 | 2010 | |
| Don't touch me! | Dokunma bana! Bir yorumunuz var mı? | Akunin-1 | 2010 | |
| Why am I like this? Why? | Neden böyleyim ben? Neden? Maktul torununuzla bir çöpçatan sitesinde tanışmış, doğru mu? Neden böyleyim? Neden? | Akunin-1 | 2010 | |
| Ma'am, do you have a moment? | Bayan bir dakikanız var mı? Eminim çok endişeleniyorsunuzdur. Sizi hiç aradı mı? | Akunin-1 | 2010 | |
| Any comment on the case? | Bir yorumunuz var mı? Yorum yapın lütfen, biz de gidelim. Olay hakkında açıklama yapar mısınız? | Akunin-1 | 2010 | |
| Your grandson met the victim on a dating site, right? | Maktul torununuzla bir çöpçatan sitesinde tanışmış, doğru mu? Tek bir yorum lütfen! Torununuz, kurbanla çöpçatanlık sitesinde tanışmış, doğru mu? | Akunin-1 | 2010 | |
| I'm sure you're worried about him, but has he called you at all? | Eminim çok endişeleniyorsunuzdur. Sizi hiç aradı mı? Torununuzun bir katil olduğunu anlamış mıydınız? Onun için endişelendiğinizden eminiz, ama sizi hiç aradı mı? | Akunin-1 | 2010 | |
| Just one comment, and we'll leave. | Yorum yapın lütfen, biz de gidelim. Sizi aptallar! Tek bir açıklama sonra gideceğiz. | Akunin-1 | 2010 | |
| Just one comment! | Tek bir yorum lütfen! Otobüste görüntü almak yasak! Tek bir açıklama! | Akunin-1 | 2010 | |
| Your grandson is a murderer, you understand? | Torununuzun bir katil olduğunu anlamış mıydınız? Hemen inin. Basamakta durmanız çok tehlikeli! | Akunin-1 | 2010 | |
| Hey, you imbeciles! | Sizi aptallar! Kapı kapanıyor! | Akunin-1 | 2010 | |
| No filming in the bus! | Otobüste görüntü almak yasak! Benim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Step out, it's dangerous! | Hemen inin. Basamakta durmanız çok tehlikeli! Neredesin tatlım? | Akunin-1 | 2010 | |
| Door's closing. | Kapı kapanıyor! Hakata. | Akunin-1 | 2010 | |
| It's me. | Benim. Geçen gün Yoshino konusunda seni suçlamakla... | Akunin-1 | 2010 | |
| Where are you, dear? | Neredesin tatlım? ...hata ettim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Hakata. | Hakata. Bugün eve gelemeyebilirim. Bir şeyin icabına bakmam gerekiyor. | Akunin-1 | 2010 | |
| When I blamed you about Yoshino the other day... | Geçen gün Yoshino konusunda seni suçlamakla... Tamam. | Akunin-1 | 2010 | |
| I was wrong. | ...hata ettim. İşin bitince gel ama. | Akunin-1 | 2010 | |
| I might not come home today. Need to take care of something. | Bugün eve gelemeyebilirim. Bir şeyin icabına bakmam gerekiyor. Geleceğim. | Akunin-1 | 2010 | |
| Okay. | Tamam. Bayan. | Akunin-1 | 2010 | |
| Just be sure to come home when you're done. | İşin bitince gel ama. Bu sizin suçunuz değil. | Akunin-1 | 2010 | |
| I will. | Geleceğim. Yılmamalısınız. | Akunin-1 | 2010 | |
| Ma'am. | Bayan. Dur. | Akunin-1 | 2010 | |
| It's not your fault. | Bu sizin suçunuz değil. Neden onu orada bıraktın? | Akunin-1 | 2010 | |
| You gotta hang in there. | Yılmamalısınız. Sen kimsin? | Akunin-1 | 2010 | |
| Stop. | Dur. Neden Yoshino'yu terk ettin? | Akunin-1 | 2010 | |
| Why'd you abandon her? | Neden onu orada bıraktın? Ne zırvalıyorsun! | Akunin-1 | 2010 | |
| Who're you? | Sen kimsin? Onun ölmesi senin suçundu. Özür dile! | Akunin-1 | 2010 | |
| Why'd you abandon Yoshino? | Neden Yoshino'yu terk ettin? Yoshino'dan özür dile! | Akunin-1 | 2010 | |
| What the hell. | Ne zırvalıyorsun! Ben bir şey yapmadım! | Akunin-1 | 2010 | |
| It's your fault she died. Apologize! | Onun ölmesi senin suçundu. Özür dile! Özür dile! Yoshino'dan özür dile! | Akunin-1 | 2010 | |
| Apologize to Yoshino! | Yoshino'dan özür dile! Kahretsin! | Akunin-1 | 2010 | |
| I didn't do anything! | Ben bir şey yapmadım! Özür dile! | Akunin-1 | 2010 | |
| Apologize! Apologize to Yoshino! | Özür dile! Yoshino'dan özür dile! Lanet olsun, ben bir şey yapmadım! | Akunin-1 | 2010 |