• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 2975

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Choking a young gal to death... Bir kızı boğarak öldürmek... Sanırım söyledikleri gibi. Akunin-1 2010 info-icon
It's inhuman, I tell you. ...canice, değil mi? O adam... Akunin-1 2010 info-icon
Shall we leave, then? Gidelim mi artık? ...tam bir cani olmalı. Akunin-1 2010 info-icon
I suppose you're right. Sanırım haklısın. Ne de olsa birini öldürdü. Akunin-1 2010 info-icon
I guess it's just as they all say. Sanırım söyledikleri gibi. Akunin-1 2010 info-icon
must be a bad person, right? ...tam bir cani olmalı. Akunin-1 2010 info-icon
After all, he did kill a person, right? Ne de olsa birini öldürdü. Akunin-1 2010 info-icon
Here’s your receipt Buyurun... fişiniz. Buyurun... fişiniz. Buyurun makbuzunuz. Akunin-2 2010 info-icon
Thank you Teşekkürler. Teşekkürler. Teşekkür ederiz. Akunin-2 2010 info-icon
Everything looks fine Her şey tam gibi. Her şey tam gibi. Eksiksiz görünüyor. Akunin-2 2010 info-icon
This is your copy to keep. I appreciate your business Kopyası sizde kalacak. Hayırlı olsun. Kopyası sizde kalacak. Hayırlı olsun. Bu nüsha sizde kalacak. İşiniz hayırlı olsun. Akunin-2 2010 info-icon
(AM done) Hazır. 1 Hazır. 1 Tamamdır. 1 Akunin-2 2010 info-icon
Dunno, I might go to Universal Studios in Osaka Bilmem, Osaka'daki Universal Studios'a da gidebilirim. Bilmem, Osaka'daki Universal Studios'a da gidebilirim. Bilmiyorum, Osaka'daki Universal Stüdyoları'na gidebilirim. Akunin-2 2010 info-icon
Who? Just a co worker Kiminle mi? Bir iş arkadaşımla. Kiminle mi? Bir iş arkadaşımla. Akunin-2 2010 info-icon
Universal Whatever... Come home for New Year's at least Universal mıdır nedir boş ver. En azından yılbaşında eve gel. Universal mıdır nedir boş ver. En azından yılbaşında eve gel. Universal bilmem bir şeyiymiş... Hiç olmazsa, Noel’de eve gel. Akunin-2 2010 info-icon
I already told Mom Annemin haberi vardı. Annemin haberi vardı. Zaten anneme söylemiştim. Akunin-2 2010 info-icon
Oh, I need to go to the office. I'll get off here Ofise gitmem lazım. Burada ineyim! Ofise gitmem lazım. Burada ineyim! Ofise gitmem gerekiyor. Ben burada ineceğim. Akunin-2 2010 info-icon
Thanks for the referral. it's nerd getting new customers Aracı olduğun için teşekkürler. Yeni müşteriler bulmak zor oluyor. Aracı olduğun için teşekkürler. Yeni müşteriler bulmak zor oluyor. Getirdiğin müşteri için teşekkür ederim. Yeni müşteri bulmak çok zor. Akunin-2 2010 info-icon
You can have this, Dad Bu senin olsun baba. Bu senin olsun baba. Bu senin olabilir, baba. Akunin-2 2010 info-icon
Here you go Buyurun. Buyurun. Buyurun. Akunin-2 2010 info-icon
Careful, the pot's still hot Dikkat edin, çok sıcak. Dikkat edin, çok sıcak. Dikkat edin, tava halen sıcak. Akunin-2 2010 info-icon
Ouch Çok sıcak! Ay! Akunin-2 2010 info-icon
it's hot Çok sıcak! Yoshino sen bu akşam Masuo'yla buluşmayacak mıydın? Çok sıcak. Akunin-2 2010 info-icon
Your breath will stink Nefesin kokacak. Öyle ayak üstü görüşeceğiz. Yarın işe gideceğim. Nefesin pis kokacak. Akunin-2 2010 info-icon
I'll only see him for a bit. I have Work tomorrow Öyle ayak üstü görüşeceğiz. Yarın işe gideceğim. Belli ki ateş bacayı sarmış! Çok kıskanıyorum. Kısa bir süreliğine görüşeceğiz. Yarın işim var. Akunin-2 2010 info-icon
You two must be in love. I'm so jealous of you Belli ki ateş bacayı sarmış! Çok kıskanıyorum. Masuo'nun ailesi lüks bir otel işletiyor, değil mi? Siz ikiniz aşık olmalısınız. Seni çok kıskanıyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Says OH their Website they charge 50,000 yen a night İnternette yazdığına göre bir gecesi 50,000 yenmiş! Üç gecesi bir aylık maaşımız eder! Web sitelerinde yazdığına göre bir gecelik oda ücreti 50.000 Yenmiş. Akunin-2 2010 info-icon
But it Yoshino becomes the madam there..J Ya Yoshino orasının Hanımefendisi olursa... Abartmasana! Neden olmasın! Fakat Yoshino oranın hanımefendisi olursa... Akunin-2 2010 info-icon
Besides, I hear Masuo is a bit of a playboy Duydum ki Masuo biraz çapkınmış. Cidden mi? Hem Masuo'nun biraz çapkın olduğunu da duyuyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Yup Evet. Sanırım seninle cidden çıkmak istiyor! Akunin-2 2010 info-icon
Sounds like he Wants to go with you Sanırım seninle cidden çıkmak istiyor! Öyle mi dersin? Seninle çıkmak istiyor gibi. Akunin-2 2010 info-icon
You trunk? Öyle mi dersin? Kesinlikle! Cevap verdin mi? Sence öyle mi? Akunin-2 2010 info-icon
Not yet Henüz vermedim. Universal Studios mu? Eğlenceli duruyor! Henüz yazmadım. Akunin-2 2010 info-icon
Universal Studios? Sounds fun Universal Studios mu? Eğlenceli duruyor! Ama tatillerde kalabalık olur demiş! Universal Stüdyoları mı? Söylenişi komik. Akunin-2 2010 info-icon
But it's crowded during the holidays, he says Ama tatillerde kalabalık olur demiş! Hemen şimdi ona mesaj yaz. Sana hayır diyemez. Ama tatil süresince kalabalık olduğunu yazmış. Akunin-2 2010 info-icon
Send him an email right now. He won't say no to you Hemen şimdi ona mesaj yaz. Sana hayır diyemez. Şimdi mi? Hemen ona bir mail gönder. Sana hayır demeyecektir. Akunin-2 2010 info-icon
Yeah Evet. Hadi. Evet. Akunin-2 2010 info-icon
Do it Hadi. Nasılsa onunla buluşmayacak mısın? Hadi yaz! Akunin-2 2010 info-icon
But you're seeing him later Nasılsa onunla buluşmayacak mısın? Evet ama... Zaten birazdan onunla görüşeceksin. Akunin-2 2010 info-icon
Yeah, but Evet ama... Sinir bozucu! Evet, ama... Akunin-2 2010 info-icon
So annoying Sinir bozucu! Kim? Çok can sıkıcı. Akunin-2 2010 info-icon
That chick I picked up at that bar Hani şu barda tavladığım kız vardı ya! Sigortacı kız... hatırladın mı? Barda tavladığım şu hatun. Akunin-2 2010 info-icon
The insurance saleswoman, remember Sigortacı kız... hatırladın mı? Onunla mı görüşüyorsun? Sigorta satış elemanı olan kız, hatırladın mı? Akunin-2 2010 info-icon
so I'm just playing along ...ben de oyalanıyorum işte. Oğlum bugün çok fena geçti. Gidiyorum ben. ...ben de geçiştirmek için karşılık veriyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Man, l've been pissed all day. I'm taking off Oğlum bugün çok fena geçti. Gidiyorum ben. Teşekkürler! Yemek bir şeye benzemiyordu! Dostum, gün boyu kafam iyiydi. Ben kalkıyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Thanks, that was crap Teşekkürler! Yemek bir şeye benzemiyordu! Kişi başı 2,680 yen. Teşekkürler, yemek iğrençti. Akunin-2 2010 info-icon
Hey Tuvalete giderken öderim! Teşekkürler. Hey... Akunin-2 2010 info-icon
2,680 yen each Kişi başı 2,680 yen. Yoshino senin gitmen gerekmiyor muydu? Kişi başı 2.680 Yen. Akunin-2 2010 info-icon
I'll pay on my Way to the bathroom Thanks Tuvalete giderken öderim! Teşekkürler. Ne dedin? Lavaboya giderken öderim. Sağ ol. Akunin-2 2010 info-icon
Oh, right, soon Doğru ya! Birazdan buluşacağım. Baksana şu çöpçatan sitesinden bulduğun çocuk ne oldu? Evet, birazdan. Akunin-2 2010 info-icon
He has a car. It's okay if I'm a little late Arabası var. Geç kalsam da bir şey olmaz. Sari duyarsa ne yaparız! Onun arabası var. Biraz geç kalsam da sorun olmaz. Akunin-2 2010 info-icon
Sorry Üzgünüm. Çöpçatan sitesinden biriyle görüştüğümü duyarsa herkese yayar. Özür dilerim. Akunin-2 2010 info-icon
but Sari's like the epitome of sexual frustration ...Sari geri kafalının teki! Sıkıcı şeylerden bahsediyor. Hiç eğlenceli biri değil. ...ama Sari'nin cinsel hayatı tam bir hayal kırıklığı gibi. Akunin-2 2010 info-icon
If she hears I meta guy from a dating site, she'll spread rumors Çöpçatan sitesinden biriyle görüştüğümü duyarsa herkese yayar. İşçi sınıfından bir ezik! Çöpçatanlık sitesinden bir çocukla tanıştığımı duyarsa, herkese yayar. Akunin-2 2010 info-icon
I have Masuo now, and that other guy gets on my nerves Hem şu an Masuo var. Diğer çocuk sinirlerimi bozuyor. Ama Nagasaki'den buraya kadar sırf seni görmeye geliyor. Şimdi Masuo'm var, zaten öteki çocuk sinirlerimi bozuyor. Akunin-2 2010 info-icon
His conversations are boring,I and he’s no fun to be with Sıkıcı şeylerden bahsediyor. Hiç eğlenceli biri değil. Aman sadece bir buçuk saat sürüyor! Muhabbeti çok sıkıcı, onunla olmanın hiçbir eğlencesi yok. Akunin-2 2010 info-icon
Just a blue collar loser İşçi sınıfından bir ezik! Öyle mi? Ezik bir mavi yaka işte. Akunin-2 2010 info-icon
Only takes him an hour and a half Aman sadece bir buçuk saat sürüyor! Zaten bir sekste bir de araba kullanmada iyi. Yalnızca bir buçuk saatini alıyor. Akunin-2 2010 info-icon
He drives really fast Hem hızlı araba sürüyor. Zaten bu yüzden tanıştık! Çok hızlı araba sürer. Akunin-2 2010 info-icon
Sex and driving is about all he's good at Zaten bir sekste bir de araba kullanmada iyi. Ben bu taraftan gidiyorum. İyi olduğu konular sadece seks ve şoförlük zaten. Akunin-2 2010 info-icon
u slept with him already? You just met him Yoksa onunla yattın mı? Daha yeni tanıştınız. Onunla buluşacağım. Onunla hemen yattın mı? Sadece buluşacaktın. Akunin-2 2010 info-icon
That's Why I met him Zaten bu yüzden tanıştık! Biz çalışan yatakhanesine gidiyoruz o zaman. Onunla bu yüzden buluştum. Akunin-2 2010 info-icon
I'm heading that Way Ben bu taraftan gidiyorum. Masuo'ya selam söyle. Ben bu tarafa gidiyorum. Akunin-2 2010 info-icon
To meet mm Onunla buluşacağım. Tamam görüşürüz. Onunla buluşmaya. Akunin-2 2010 info-icon
We'll head back to the staff dorm Biz çalışan yatakhanesine gidiyoruz o zaman. Sence cidden Masuo'yla çıkıyor mudur? Biz lojmana döneceğiz. Akunin-2 2010 info-icon
Say hi to Masuo Masuo'ya selam söyle. Nedense bana pek inandırıcı gelmiyor. Masuo'ya selam söyle. Akunin-2 2010 info-icon
Okay, bye Tamam görüşürüz. Neden? Peki, hoşça kal. Akunin-2 2010 info-icon
I have e hard time believing it Nedense bana pek inandırıcı gelmiyor. Ama onu görmeye gideceğini söyledi. Buna inanmakta zorluk çekiyorum. Akunin-2 2010 info-icon
We've never even seen them together Onları hiç beraber görmedik. Yok canım! Onları daha bir arada bile görmedik. Akunin-2 2010 info-icon
But she said she's going to see him Ama onu görmeye gideceğini söyledi. Masuo! Ne yapıyorsun burada? Ama onu görmeye gideceğini söyledi. Akunin-2 2010 info-icon
Maybe she's just going to the corner shop Belki köşedeki dükkana gidiyordur. Tuvalete gidecektim... Belki de köşedeki dükkâna gidiyordur. Akunin-2 2010 info-icon
No way Yok canım! Tam da sana mesaj atmıştım! Ne tesadüf! Hiç de değil. Akunin-2 2010 info-icon
I just sent you an email! What e coincidence! Tam da sana mesaj atmıştım! Ne tesadüf! Hatırlamıyor musun? İş yerimin yatakhanesinde kalıyorum ya! Az önce sana mail gönderdim! Ne tesadüf ama! Akunin-2 2010 info-icon
My dorm's over there Yatakhanem şu tarafta! 1 Erkek arkadaşın mı? Kaldığım lojman şurada. Akunin-2 2010 info-icon
Remember? I live in my insurance company's dorm Ona biraz borç para vermiştim. Hatırlasana? Sigorta şirketinin lojmanında kalıyorum. Akunin-2 2010 info-icon
Boyfriend Erkek arkadaşın mı? Boş ver onu. Erkek arkadaşın mı? Akunin-2 2010 info-icon
Not a chance! Just a friend of a friend Yok canım! Sadece bir arkadaşım. Bugün olmaz. Hiç şansı yok! Sadece bir arkadaşın arkadaşı. Akunin-2 2010 info-icon
Moaned mm some money Ona biraz borç para vermiştim. Alışverişe gidiyorum. Bu akşam seninle görüşemem. Ona biraz borç para vermiştim. Akunin-2 2010 info-icon
Don't Worry about him Boş ver onu. Ama geçen seferki para... Kafana takma onu. Akunin-2 2010 info-icon
Not today Bugün olmaz. Havale et. Makbuzunu maille gönderirim. Bugün olmaz. Akunin-2 2010 info-icon
I'm going shopping. I can’t see you today Alışverişe gidiyorum. Bu akşam seninle görüşemem. Yine mi uyumadın? Ben alışverişe gidiyorum. Seninle bugün görüşemem. Akunin-2 2010 info-icon
Wire me the money. I'll email the account info later Havale et. Makbuzunu maille gönderirim. Hiçbir yere gitmedim. Havale yap. Hesap bilgilerimi daha sonra maille gönderirim. Akunin-2 2010 info-icon
I didn't go anywhere Hiçbir yere gitmedim. Neden söylemedin? Hiç bir yere gitmedim. Akunin-2 2010 info-icon
I'm driving him there after Work today Bugün işten sonra onu eve getireceğim. Lütfen dikkatli olun. Bugün işten sonra hastaneye bırakacağım. Akunin-2 2010 info-icon
You could've dropped him off and come to Work late Önce onu alırdın, işe sonra gelirdin. Sevgili dinleyiciler lütfen sıkı giyinin ve üşütmeyin. Onu hastaneye bırakıp işe biraz geç gelebilirdin. Akunin-2 2010 info-icon
Be careful out there Lütfen dikkatli olun. Kurtarma ekibinden merkeze! Dışarı çıkacak olanlar dikkat etsin. Akunin-2 2010 info-icon
Nagasaki will see lows of 8 degrees, 5 degrees lower than yesterday Nagasaki'de hava bugün 8 derece olacak. Düne göre 5 derece düşecek. Olay mahallinden bildiriyoruz. 20'li yaşlarında bir bayan cesedi... Nagasaki 8 derecenin altında olacak, sıcaklık dünden 5 derece daha düşük. Akunin-2 2010 info-icon
Dear listeners, dress Warm so you don't catch a cold Sevgili dinleyiciler lütfen sıkı giyinin ve üşütmeyin. ...yoldan 7 metre kadar aşağıya sürüklenmiş. Sevgili dinleyiciler, sıkı giyinin, böylece üşütmezsiniz. Akunin-2 2010 info-icon
Fire department to chief unit Kurtarma ekibinden merkeze! Kurtarma ekibi ve polis olay mahalline ulaştılar. İtfaiye merkezinden olay yerine... Akunin-2 2010 info-icon
uh, about 7 meters down from the road ...yoldan 7 metre kadar aşağıya sürüklenmiş. Sano Bey ben Kubo. ...yolun yaklaşık 7 metre aşağısında. Akunin-2 2010 info-icon
There's a rescue unit and police already on the scene Kurtarma ekibi ve polis olay mahalline ulaştılar. Geç kaldın! Lanet olası! Bir kurtarma ekibi ve polis olay yerinde. Akunin-2 2010 info-icon
Sans san, it's Kubo Sano Bey ben Kubo. Boş ver. Sano san, ben Kubo. Akunin-2 2010 info-icon
Don't bother Boş ver. Kızımı okusun diye Tokyo'ya gönderdim. Ama tek yaptığı parti parti gezmek. Zahmet etme. Akunin-2 2010 info-icon
Sent my daughter to Tokyo for college, but all she does is party Kızımı okusun diye Tokyo'ya gönderdim. Ama tek yaptığı parti parti gezmek. Evden gidip gelebilir. Ama illa kendi başıma yaşayacağım diye tutturdu. Kızımı okuması için Tokyo'ya gönderdim, ama tek yaptığı şey parti. Akunin-2 2010 info-icon
The only time she calls home is to beg for money Evi sırf para istemek için arıyor. En azından Yoshino çalışıyor da kendi masrafını çıkartıyor. Evi sadece para istemek için arıyor. Akunin-2 2010 info-icon
Same with my daughter Benim kızım da aynı! O da zar zor! Daha dün ona müşteri götürdüm. Benim kızımda aynı. Akunin-2 2010 info-icon
She can commute from home, but she insists on living on her own Evden gidip gelebilir. Ama illa kendi başıma yaşayacağım diye tutturdu. Sadece yardıma ihtiyacı varken arıyor. Evden işe gidip gelebilir, ama tek başına yaşamakta ısrar ediyor. Akunin-2 2010 info-icon
At least Yoshino has e job and takes care of herself En azından Yoshino çalışıyor da kendi masrafını çıkartıyor. Merhaba. En azından Yoshino'nun bir işi var, kendi geçimini sağlıyor. Akunin-2 2010 info-icon
Hardly! Just yesterday I had to send her a referral O da zar zor! Daha dün ona müşteri götürdüm. Hoş geldiniz. Zar zor! Daha dün ona bir müşteri götürmek zorunda kaldım. Akunin-2 2010 info-icon
She only calls when she needs help Sadece yardıma ihtiyacı varken arıyor. Satoko müşteri geldi. Sadece yardıma ihtiyacı olduğunda arıyor. Akunin-2 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 2970
  • 2971
  • 2972
  • 2973
  • 2974
  • 2975
  • 2976
  • 2977
  • 2978
  • 2979
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim