Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 314
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Burny heinie. | Çıkışlarım yanıyor. Çıkışlarım yanıyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And besides, think of all the people who are | Ayrıca, kolesterollerini benim sayemde güvenle düşüren tüm o insanları bir düşün. Ayrıca, kolesterollerini benim sayemde güvenle düşüren tüm o insanları bir düşün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Or the people who aren't taking klamitra because of me. | Ya da benim sayemde Klamitra taktırmayan insanları. Ya da benim sayemde Klamitra taktırmayan insanları. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I never heard of klamitra. | Klamitrayı hiç duymadım. Klamitrayı hiç duymadım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You're welcome. | Rica ederim. Rica ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know klamitra. | Klamitra'yı ben biliyorum. Klamitra'yı ben biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sexy black woman who teaches my spin class. | Pedal sınıfımdaki öğretmenlik yapan, seksi zenci kadın. Pedal sınıfımdaki öğretmenlik yapan, seksi zenci kadın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, hello, uh, maybe you can help me. | Selam. Belki bana yardımcı olabilirsiniz. Selam. Belki bana yardımcı olabilirsiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm looking for Caroline channing. | Caroline Channing'i arıyorum. Caroline Channing'i arıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I have a legal matter to discuss with her. | Yasal bir konu hakkında görüşmemiz gerekiyor. Yasal bir konu hakkında görüşmemiz gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Never heard of her. Never seen her. | Hiç duymadım. Hiç görmedim. Hiç duymadım. Hiç görmedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mr. hutchinson? Never took an oath. | Mr. Hutchinson? Hiç yemin etmedim. Mr. Hutchinson? Hiç yemin etmedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, my God, Mr. hutchinson, hi. | Aman Tanrım. Selam Mr. Hutchinson. Aman Tanrım. Selam Mr. Hutchinson. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I haven't seen you since my father's scandal broke | Babamın skandalından ve sizi hukuk bürosundan sürükleyerek... Babamın skandalından ve sizi hukuk bürosundan sürükleyerek... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and they were dragging you out of your law offices. | ...dışarı attıklarından beri siz hiç görmedim. ...dışarı attıklarından beri siz hiç görmedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Can I hug you? I mean, it's been so long | Size sarılabilir miyim? Eski hayatımdan birilerini görmeyeli çok uzun zaman oldu. Size sarılabilir miyim? Eski hayatımdan birilerini görmeyeli çok uzun zaman oldu. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But, uh, not too hard. | Ama çok sert olmasın. Ama çok sert olmasın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ever since the scandal, I've had acid reflux. | Skandaldan beri reflüm var. Skandaldan beri reflüm var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Didn't you used to be taller? | Önceden daha mı uzundunuz? Önceden daha mı uzundunuz? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, uh, prouder. | Hayır, daha gururluydum. Hayır, daha gururluydum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, uh, Mr. hutchinson, this is my friend, Max. | Mr. Hutchinson, bu arkadaşım Max. Mr. Hutchinson, bu arkadaşım Max. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, this is Leo hutchinson, one of my father's attorneys. | Max, bu da Leo Hutchinson. Babamın avukatlarından biri. Max, bu da Leo Hutchinson. Babamın avukatlarından biri. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, I've never known a lawyer | Mahkemenin bana atadığı avukatlar dışında hiç bir avukat tanımıyorum. Mahkemenin bana atadığı avukatlar dışında hiç bir avukat tanımıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, except for the ones on law & order. | Law and Order'daki hariç. Law and Order'daki hariç. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Have you ever been on that show? 1 | O dizi de hiç oynadınız mı? O dizi de hiç oynadınız mı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, I'm a real lawyer. | Hayır. Ben gerçek bir avukatım. Hayır. Ben gerçek bir avukatım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You look like someone who was on that show. | O dizideki birine benziyorsun. O dizideki birine benziyorsun. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Are you sure you didn't represent | Çocuğunu yiyen kadını temsil etmediğine emin misin? Hiç bu kadar günışığı görmemiştim. Çocuğunu yiyen kadını temsil etmediğine emin misin? Hiç bu kadar günışığı görmemiştim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've never represented anyone who ate their child. | Çocuğunu yiyen hiç kimseyi temsil etmedim. Çocuğunu yiyen hiç kimseyi temsil etmedim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
On law & order. | Yani, Law and Order'da. Yani, Law and Order'da. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Caroline, I'm sorry to drag you into this, | Caroline, seni buna sürüklediğim için çok üzgünüm... Caroline, seni buna sürüklediğim için çok üzgünüm... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
but the prosecutor is asking for you to give a deposition | ...ama savcı babanın davasına ilişkin senden ifade vermeni istiyor. ...ama savcı babanın davasına ilişkin senden ifade vermeni istiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Anything I can do to help? I'm pretty courtroom savvy. | Yardım edebileceğim bir şey var mı? Mahkemelerden çok iyi anlarım. Yardım edebileceğim bir şey var mı? Mahkemelerden çok iyi anlarım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, I haven't seen every episode of law & order, | Demek istediğim, henüz Law and Order'in tüm bölümlerini izlemdim... Demek istediğim, henüz Law and Order'in tüm bölümlerini izlemdim... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
just, like, 400 of them. | Yaklaşık 400 tane falan. Yaklaşık 400 tane falan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
For instance, the, uh, judge's hammer? | Örneğin: Hakim tokmağı? Örneğin: Hakim tokmağı? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Not called a hammer. | Ona çekiç denmez. Ona çekiç denmez. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Reflux! Oh! | Reflüm. Reflüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Sorry. | Affedersiniz. Affedersiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just... I need to take a rylindia. | Bir tane Rylindia almam gerekiyor. Bir tane Rylindia almam gerekiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Ah, rylindia. Does that work? | Rylindia. İşe yarıyor mu? Rylindia. İşe yarıyor mu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hmm. You're welcome. | Evet. Rica ederim. Evet. Rica ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, thank you for coming all the way out here. | Onca yolu geldiğiniz için teşekkür ederim. Onca yolu geldiğiniz için teşekkür ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I know I'm in good hands with you representing me. | Emin ellerde temsil edildiğimi biliyorum. 1 Emin ellerde temsil edildiğimi biliyorum. 1 | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, well, Caroline, as much as I would love to help you | Caroline, sana ve buradaki yasal ortağına ne kadar yardım etmek istesem de... Caroline, sana ve buradaki yasal ortağına ne kadar yardım etmek istesem de... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
uh, the firm won't let me do it for free. | ...şirket buna bedava yapmama izin vermiyor. ...şirket buna bedava yapmama izin vermiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I mean, your father's case bankrupted us practically, | Demek istediğim, babanın davası bizi neredeyse iflas ettirdi... Demek istediğim, babanın davası bizi neredeyse iflas ettirdi... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and my standard rate is $1,100 an hour. | ...ve benim standart saat başı ücretim 1100 dolar. ...ve benim standart saat başı ücretim 1100 dolar. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know I don't have that kind of money. | O kadar param olmadığını biliyorsunuz. O kadar param olmadığını biliyorsunuz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Last week, I gave myself a bikini wax | Geçen hafta restorandan çaldığım koli bandıyla kendime ağda yaptım. Geçen hafta restorandan çaldığım koli bandıyla kendime ağda yaptım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm gonna need another rylindia. | Bir tane daha Rylindia almam lazım. Bir tane daha Rylindia almam lazım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, don't take two of those in under an hour | Bir saat içinde iki tane alma... Bir saat içinde iki tane alma... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
unless you want to have an orgasm every time you yawn. | ...tabii eğer her esneyişinde orgazm olmak istemiyorsan. ...tabii eğer her esneyişinde orgazm olmak istemiyorsan. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
[Chuckles] You're welcome again. | Tekrar rica ederim. Tekrar rica ederim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Mr. hutchinson, I need you to do this. | Mr. Hutchinson, bunu yapmanıza ihtiyacım var. Mr. Hutchinson, bunu yapmanıza ihtiyacım var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You can make this go away as easily as possible. | Siz bunu olabildiğince kolay bir şekilde ortadan kaldırabilirsiniz. Siz bunu olabildiğince kolay bir şekilde ortadan kaldırabilirsiniz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Please don't make me beg. | Lütfen beni yalvartmayın. Lütfen beni yalvartmayın. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
The floor's gross, and my skirt's too short. | Yer berbat ve eteğim de çok kısa. Yer berbat ve eteğim de çok kısa. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Counselor, at this juncture, | Avukat Bey, bu birleşimde Bayan Channing'i almak zorundayım. Avukat Bey, bu birleşimde Bayan Channing'i almak zorundayım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and have a sidebar over near the bar bar. | Ve bar tezgahının yanında bir kürsü önümüz var. Ve bar tezgahının yanında bir kürsü önümüz var. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
How fun is this, by the way? | Bu arada, ne kadar eğlenceli bu? Bu arada, ne kadar eğlenceli bu? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I'm, like, your lawyer now. | Avukatın gibi oldum. Avukatın gibi oldum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Oh, real fun. About as fun as that bikini wax. | Gerçekten eğlenceli. Ağda konusu kadar eğlenceli. Gerçekten eğlenceli. Ağda konusu kadar eğlenceli. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
And then I had to spend $14 on neosporin. | Neosporin'de 14 dolar harcamak zorunda kaldım. Neosporin'de 14 dolar harcamak zorunda kaldım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Don't worry, I know how you can make $500 in one night. | Endişelenme, bir gece de nasıl 500 dolar kazanacağını biliyorum. Endişelenme, bir gece de nasıl 500 dolar kazanacağını biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I've been telling her that since she got here. | Ben de ona buraya geldiğinden beri bunu söylüyorum. Ben de ona buraya geldiğinden beri bunu söylüyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, I am not doing a drug trial. | Max, ilaç denekliği yapmıyorum. Max, ilaç denekliği yapmıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Besides, it's not enough money anyway. | Ayrıca, hem para da yetmiyor. Ayrıca, hem para da yetmiyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No, but after I put in my $500, | Hayır. Ama kendi 500'ümü koyduktan sonra üzerine kek hesabından 100 ekleriz. Hayır. Ama kendi 500'ümü koyduktan sonra üzerine kek hesabından 100 ekleriz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You would do that for me? | Bunu benim için yapar mısın? Bunu benim için yapar mısın? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You know, I always thought we'd have to use | Kek parasını her zaman yasal bir sorun için kullanacağımızı düşünürdüm. Kek parasını her zaman yasal bir sorun için kullanacağımızı düşünürdüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I just thought it'd be for you. | Sadece senin için olacağını düşünürdüm. Sadece senin için olacağını düşünürdüm. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Me too! | Ben de! Ben de! | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Welcome aboard, drug buddy. | Aramıza hoş geldin, ilaç arkadaşı. Aramıza hoş geldin, ilaç arkadaşı. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I can't believe I'm doing a drug trial. | İlaç denekliği yaptığıma inanamıyorum. İlaç denekliği yaptığıma inanamıyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
I won't even use stevia. | Stevia bile kullanmayacağım. Stevia bile kullanmayacağım. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
It'll be fun! | Çok eğlenceli olacak. Çok eğlenceli olacak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just think of it as a middle school sleepover. | Orta okulda yatıya kalmak gibi düşün. Orta okulda yatıya kalmak gibi düşün. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
But with drugs. | Ama ilaçlarla. Ama ilaçlarla. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, a middle school sleepover. | Evet. Orta okulda yatıya kalmak. Evet. Orta okulda yatıya kalmak. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So when you did this before, | Bunu daha önce yaptığın zaman hiç yan etkiyle karşılaşmadın değil mi? Bunu daha önce yaptığın zaman hiç yan etkiyle karşılaşmadın değil mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Well, no negative ones. I used to be an "a" cup. | Hayır, kötü olanlarla değil. Eskiden göğüs ölçülerim normaldi. Hayır, kötü olanlarla değil. Eskiden göğüs ölçülerim normaldi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wow, everybody looks so normal. | Herkes gayet normal görünüyor. Herkes gayet normal görünüyor. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
This is more like sorority row than skid row. | Sorority Row'dan varoşlara gitmek gibi. Sorority Row'dan varoşlara gitmek gibi. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Hi! I'm Katie. | Selam. Ben Katie. Selam. Ben Katie. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just found out there's three to a room, | Biraz önce bir odada üç kişi olacağını öğrendim ve sizin... Biraz önce bir odada üç kişi olacağını öğrendim ve sizin... | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and I was wondering if you guys have chosen a roomie yet. | ...oda arkadaşı seçip seçmediğinizi merak ediyordum. ...oda arkadaşı seçip seçmediğinizi merak ediyordum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Wait, there's three in a room? | Bekle biraz. Bir odada üç kişi mi? Bekle biraz. Bir odada üç kişi mi? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, I know. | Evet. Biliyorum. Evet. Biliyorum. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
You want to be careful who you get. | Kimi seçtiğine dikkat etmek isteyebilirsin. Kimi seçtiğine dikkat etmek isteyebilirsin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Anyways, I'm a self mutilator, | Her neyse. Kendime zarar vermeye meyilliyim. Her neyse. Kendime zarar vermeye meyilliyim. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
and, um, I was wondering if you could keep an eye on me. | Ve bana göz kulak olabilir misiniz diye merak ediyordum? Ve bana göz kulak olabilir misiniz diye merak ediyordum? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Just wrestle anything out of my hands that's sharp. | Sadece elimden keskin şeyleri alsanız yeter. Sadece elimden keskin şeyleri alsanız yeter. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Uh, you know what, Katie? | Biliyor musun, Katie? Biliyor musun, Katie? | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
We are self mutilators too. | Biz de kendimize zarar vermeye meyilliyiz. Biz de kendimize zarar vermeye meyilliyiz. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
So, uh, we kind of have our hands full. | O yüzden biraz meşgul olacağız. O yüzden biraz meşgul olacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Yeah, we're gonna be super busy | Evet, kendimize zarar verirken çok meşgul olacağız. Evet, kendimize zarar verirken çok meşgul olacağız. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
No worries. | Dert değil. Dert değil. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Max, you should have told me about the bed situation. | Max, yatak durumları hakkında beni bilgilendirmeliydin. Max, yatak durumları hakkında beni bilgilendirmeliydin. | 2 Broke Girls-1 | 2011 | |
Untested experimental drugs is one thing, | Test edilmemiş deneysel ilaçlar bir tarafa, bir odada üç kişi kalmak mı? Çok barbarca. Test edilmemiş deneysel ilaçlar bir tarafa, bir odada üç kişi kalmak mı? Çok barbarca. | 2 Broke Girls-1 | 2011 |