Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 3519
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Tell him I don't want it, it's a trap. | Ona söyle istemiyorum, bu bir tuzak. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| He wants to arrest me and confiscate me the film. | Beni tutuklamak ve filme el koymak istiyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Come with us then, bring your camera. | O zaman bizimle gel, kameranı da getir yanında. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Rainforest, cradle of biodiversity, | Yağmur ormanları biyolojik çeşidin beşiğidir. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| marvel of ingenuity, new species, | Yaratılış harikası, yeni türler... | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| magical nature | ...ve büyülü doğa, alabildiğine hızlı yok oluyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| The river bends, like those of my destiny, | Nehir yatağı, kaderim gibi kaçınılmaz çatışmaya kurban gidiyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Dead trees, | Ölü ağaçlar... | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Like sentinels overlooking, guarding the killing fields | ...Dünya'nın en büyük ormanlarının ölü yerlerini koruyor gibiler. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Let's go to the other side, talk to their chief! | Hadi diğer tarafa geçip onların lideri ile konuşalım. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Now play! | Oyununu oyna. Bana öyle bakma, seni salak. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| You are destroying our forest, | Bizim ormanlarımızı yok ediyorsun, burası bizim alanımız. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| You must leave. | Buradan gitmelisin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| What did he say? | Ne söyledi? Gidin buradan. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| It took him so long just to say that? | Bunu söylemek bu kadar uzun mu sürdü? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Stay right there! | Yerinden kıpırdama! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| What's your name, chief? | Senin adın ne, şef? Yalnızca işimizi yapıyoruz. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I also have a family to feed. | Ailemi beslemek zorundayım. Düşmanın değilim... | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I want to be your friend. | ...dostun olmak istiyorum. Dostum filan değilsin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Wait chief, | Bir dakika şef, senin için çok şey satın alabilirim. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| You want a new engine for your canoe? | Kanon için yeni bir motor istiyor musun? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Money, do you want money? | Para, para istiyor musun? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Who is this guy? | Bu eleman kim? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Put your camera down! | Kameranı indir aşağı. Aşağı indir. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| No film here, | Film çekmek yasak. Yabancısın, adın ne senin? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| For Indians we are all foreigner | Kızılderililer için hepimiz yabancıyız. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I say what is your name? | Adın ne dedim sana? Nicolas. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| This gringo is trouble. | Amerikalı sorun yaratıyor. Sakinleşin, bay Ferra! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| What are you doing here, Nicolas? | Burada ne yapıyorsun, Nicolas? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Helping my friends, against you I guess. | Size karşı arkadaşlarıma yardım ediyorum. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| With this to show the world what you're doing. | Bu video ne yaptığınızı Dünya'ya gösterecek. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| This is my last warning, leave, | Bu son uyarım, buradan gidin ve asla geri gelmeyin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Enough. | Yeter. Tamam, yeterli bu kadar. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Don't go chief, let us be friends! | Gitme şef, hadi gel dost olalım. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Get off, assholes! | Siktir git, puşt! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Don't look at them! Or we'll have to fight. | Onlara bakmayın, yoksa kavga etmek zorunda kalırız. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Look, there is a white man with them! | Bak, beyaz adam onlarla birlikte. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Weird! | İlginç! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| It looks so strong, | Çok güçlü görünüyor, ama bu onu durdurabilir. Bak! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| And if that doesn't work, you can also do this. | Eğer bu işe yaramazsa, bunu da yapabilirsin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Two arrows, in there | İki tane ok buraya fırlatın, ucube kuş gibi ötecek. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Rain is coming to ruin the ceremony. | Yağmur ayinimizi mahvetmek için geliyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I must take care of it! | Onlara göz kulak olmalıyım. Tamam, halledersin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| The Shaman floats in the deep waters of our dreams, | Şaman, hayallerimizdeki derin sularda yüzen... | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| in balance between this world | ...ve bu dünya ile diğer dünya arasındaki mükemmel dengeyi kuran kişidir. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Go away, rain cloud! | Geri git, yağmur bulutu! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Of course, it's just when I'm reloading my old camera | Eski kameramı yeniden yüklersem, önümde duran imkansız olayı kaydedebilirim. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I can see but not film. | Ben görebiliyorum ama kameram göremiyor. Neden? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| When I tell this story, nobody will trust me. | Bu hikayeyi anlatırsam, kimse bana inanmaz. Hiç kimse! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| you saw it. Yes | Sen gördün mü? Evet. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Better you missed it! | Kaçırman daha iyi. Neden? Büyüden. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| You may be right... | Haklı olabilirsin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| There she is! | İşte orada. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Beautiful Amazon women, | Amazon'un en güzel kadını, erkekler gibi kuş tüyü giymiş. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I like to believe the myth that, | Böyle efsanevi şeylere inanıyorum. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| sometimes you attack villages, at night, | Bazen köye gece yarısı saldırıyorsun... | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| to kidnap young men and seduce them | ...genç erkekleri kaçırıp onları üremek için baştan çıkarmaya. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Daughter, I'm proud, | Kızım, seninle gurur duyuyorum. İnzivada her şeyi çok iyi öğrendin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Out of the sun, your skin is milky white. | Günün dışında cildin süt beyazıdır. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| When I cut your hair, you'll become a woman. | Saçını kestiğim an, bir kadın olacaksın. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| You can marry the man of your choice. | Seçeceğin herhangi bir erkekle evlenebilirsin. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Nicolas, she likse you | Nicolas, seni beğeniyor. Hayır Tapi'yi daha çok beğeniyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| No she likes you. | Hayır, seni seviyor. Hayır Tapi'yi daha çok beğeniyor | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| She likes me. | Benden hoşlanıyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Gromac. | Gromac. Dostum. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Come back in a while! | Bir süre sonra yine geleceğiz! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| It's to take out the bad blood, and make me strong, right? | Kötü kanı çıkarmak beni güçlü mü yapacak? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I understand but it hurts. | Anlıyorum ama çok acıyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Your Indian name is Zaguma. | Kızılderili adın Zaguma olacak. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Which means? | Anlamı ne? Beyaz kıç! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Police. | Polis. Siktir. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Chief, you're my friend | Şef, benim dostumsun ve senden yardım istiyorum. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| This foreigner is not authorized to stay here. | Bu yabancıların burada kalmaya izni yok. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| We're going to arrest him and take him back to Brasilia, ok? | Onları tutuklayıp, Brezilya'ya geri göndereceğiz. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| My chief says Nicolas is our guest. | Şefim, Nicolas'ın misafirimiz olduğunu söylüyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| No one will arrest him. | Onu kimse tutuklamayacak. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Tell your chief he must respect the law, like any Brazilian! | Şefine söyle kurallara uymak zorunda, her Brezilyalının yaptığı gibi. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| And I represent the law here! | Burada kanunu ben temsil ediyorum! Onu götüreceğiz, tamam mı? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| If you want to take him, you'll have to take all of us. | Onu almak istiyorsan, hepimizi almak zorundasın. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Mister Ferra, let's leave. | Bay Ferra, hadi gidelim. Kapat çeneni. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| It's better if you leave. | Gidersen iyi olur. Sen de kapat çeneni. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Nicolas, I know you are in there. | Nicolas, orada olduğunu biliyorum. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I give you ten seconds to came out. | Sana dışarı çıkman için on saniye veriyorum. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| After that you will be a fugitive from the law, | Ondan sonra kanundan kaçan biri olacaksın. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| That is done gringo, | Amerikalı hepsi bu kadar. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I get you sooner! | Yakında seni yakalarım. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Be careful, they are dangerous! | Dikkat et, tehlikeliler! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| We will talk again later. | Daha sonra tekrar konuşacağız. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Son of a bitch! | Oruspu çocuğu! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| How do you say I love you? | Seni seviyorum nasıl denir? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| I love you. | Seni seviyorum. Ben de, beyaz kıç. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Nicolas! | Nicolas! | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Zaguma, Ayupu wants to talk to you! | Zaguma, Ayupu seninle konuşmak istiyor. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| He said the loggers are back, and now it's war, right? | Keresteciler geldi, savaş başladı dedi, değil mi? | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Yes, it is war. | Evet, savaş başladı. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| This is how they transform your forest in charcoal for barbecue. | Mangal için ormanlarımız nasıl kömüre dönüşüyor bakın. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| We'll stop this now! | Artık durdurmalıyız. Canımıza tak etti. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| Yes mister Ferra, | Bay Ferra, bir tarafı bitirdik,... | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| we started the other. | ...diğer tarafa başlıyoruz. | Amazon Forever-1 | 2004 | |
| No, no Indians here! | Hayır, hayır. Kızılderililer burada. | Amazon Forever-1 | 2004 |