Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4241
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Guardian. Bam. | ...bakıcı tarafından imzalı. | Annie-1 | 2014 | |
| It's all there. | Hepsi burada. | Annie-1 | 2014 | |
| Are you going to stare at me the whole time? | Bana öyle bakmaya devam edecek misin? | Annie-1 | 2014 | |
| Next! Can you read it? I'm too nervous. | Sıradaki! Siz okur musunuz? Çok heyecanlıyım. | Annie-1 | 2014 | |
| "Annie Bennett. Abandoned outside 26th Precinct. | Annie Bennett. 26. karakolun önüne bırakılmış. | Annie-1 | 2014 | |
| "Age estimate at time of abandonment, four years. | Terk edilme zamanı baz alınırsa yaşı 4. | Annie-1 | 2014 | |
| "Placed in state foster care. No further data." | Eyaletin bakıcı ailelerine yerleştirilmiştir. İleri bir veri yok. | Annie-1 | 2014 | |
| What does "no further data" mean? | İleri bir veri yok ne demek? | Annie-1 | 2014 | |
| That's all there is to know about you. Sorry, honey. | Hakkında başka bir bilgi yok demek. Üzgünüm tatlım. | Annie-1 | 2014 | |
| It's okay. I'll figure it out. | Sorun değil. Bulurum bir çaresini. | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ The sun'll come out tomorrow | Yarın güneş açacak | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Bet your bottom dollar that tomorrow | Sonuna kadar emin olabilirsin, yarın | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ There'll be sun | Güneş açacak | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Just thinkin' about tomorrow | Yarını düşünmek bile... | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Clears away the cobwebs and the sorrow | Kuruntularını ve kederini siliyor | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ 'Til there's none | Hiç kalmayana kadar | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ When I'm stuck with a day | Gri ve yalnız bir gün ile karşılaştığımda | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ I just stick out my chin and grin | Dik durup gülümsüyorum | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ And say, oh | Ve diyorum ki... | Annie-1 | 2014 | |
| Faster, Daddy! | Daha hızlı baba! | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ So you gotta hang on 'til tomorrow | Bu yüzden yarına kadar dayanmalısın | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Come what may | Ne getireceği belli olmaz | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Tomorrow, tomorrow | Yarın, yarın | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ I love you, tomorrow | Seni seviyorum yarın | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ You're always a day away! | Her zaman bir gün uzaklıktasın | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ You're always a day | Her zaman bir gün uzaklıktasın | Annie-1 | 2014 | |
| Get it! Get it! | Yakalayın! | Annie-1 | 2014 | |
| Come on! Hey! | Hadi! Hey! | Annie-1 | 2014 | |
| Throw something at it! | Üstüne bir şey atın! | Annie-1 | 2014 | |
| Throw the can! | Şişeyi atın! | Annie-1 | 2014 | |
| What's going on? | Ne oldu? | Annie-1 | 2014 | |
| I don't know. I'm not a chemist. | Bilmiyorum, kimyacı değilim. | Annie-1 | 2014 | |
| Jimmy Neutron here had me throw this experimental engine in. | Şu Jimmy Neutron bana bu deneysel motoru taktırdı. | Annie-1 | 2014 | |
| It shows that he cares about the environment. | Çevreyi önemsediğini gösteriyor. | Annie-1 | 2014 | |
| You know, that he's forward thinking. | İleri düşünceli olduğunu gösterir. | Annie-1 | 2014 | |
| Oh, great. Here they come with the pictures. | Harika. Resim çekmeye başladılar. | Annie-1 | 2014 | |
| We gotta distract her. Something whimsical. | Dikkatini dağıtmalıyız. Doğal bir şey olmalı. | Annie-1 | 2014 | |
| Let's get into a leaf fight! | Yaprak savaşı yapalım! | Annie-1 | 2014 | |
| Okay, okay. I'm gonna call a car. | Tamam, tamam. Bir araba çağıracağım. | Annie-1 | 2014 | |
| Hey! I'm gonna go walk. | Hey! Yürüyeceğim. | Annie-1 | 2014 | |
| Where's he going? I wanna be alone. | Nereye gidiyor? Yalnız kalmak istiyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| We don't really have time. | Hiç vaktimiz yok. | Annie-1 | 2014 | |
| I know how to walk down the street! | Yürüyerek nasıl gideceğimi biliyorum! | Annie-1 | 2014 | |
| I'll text you directions! | Sana adresi yollarım! | Annie-1 | 2014 | |
| Don't need them. | İhtiyacım yok. | Annie-1 | 2014 | |
| Take it easy, pantsuit. | Sakin ol takım elbiseli. | Annie-1 | 2014 | |
| And, you... I'm sorry. | Sen de... Özür dilerim. | Annie-1 | 2014 | |
| Hey, Stacks! | Hey, Stacks! | Annie-1 | 2014 | |
| Your phone bill's killing me, bro! | Telefon faturaların boğazıma dayandı dostum! | Annie-1 | 2014 | |
| Get it! I told you to stop! | Yakalayın! Size durun dedim! | Annie-1 | 2014 | |
| Try to hit it! | Vursana! | Annie-1 | 2014 | |
| Leave it alone! | Rahat bırakın! | Annie-1 | 2014 | |
| All right, kick it! Kick it! | Tekmele, tekmele! | Annie-1 | 2014 | |
| Stop! Leave it alone! See how scared it is! | Durun! Rahat bırakın! Bakın ne kadar korkmuş! | Annie-1 | 2014 | |
| Leave it... | Rahat bıra... | Annie-1 | 2014 | |
| Watch where you're going, kid! Are you okay? | Önüne baksana çocuk! İyi misin? | Annie-1 | 2014 | |
| Let's get out of here! You could've got run over. | Hadi kaçalım! Ezilebilirdin. | Annie-1 | 2014 | |
| Sorry. Don't be sorry. You be careful. | Özür dilerim. Özür dileme. Dikkatli ol. | Annie-1 | 2014 | |
| Why're you running? Gets me to places quicker. | Neden koşuyorsun? Gitmem gereken yere daha hızlı gitmek için. | Annie-1 | 2014 | |
| Little kids. Kids with germs. | Küçük çocuklar. Mikroplu çocuklar. | Annie-1 | 2014 | |
| How was the library? | Kütüphane nasıl geçti? | Annie-1 | 2014 | |
| Educational. | Eğitici. | Annie-1 | 2014 | |
| Well, I have some more education for you. | Şimdi ben de bir ders vereceğim sana. | Annie-1 | 2014 | |
| I told the inspector I don't wanna foster you anymore. | Denetçiye artık sana bakmak istemediğimi söyledim. | Annie-1 | 2014 | |
| As of next week, you're somebody else's problem. | Gelecek hafta, başka birinin problemi olacaksın. | Annie-1 | 2014 | |
| Did they say who? | Kim olduğunu söylediler mi? | Annie-1 | 2014 | |
| Not a who, sweetie. A what. | Kim değil tatlım. Ne? | Annie-1 | 2014 | |
| Group home. | Yetimhane. | Annie-1 | 2014 | |
| Maybe that'll teach you to stop running your mouth. | Belki bu sana artık çeneni kapatmayı öğretir. | Annie-1 | 2014 | |
| So, where are we with our new phones? | Yeni telefonlarımız ne durumda? | Annie-1 | 2014 | |
| Well, we've got the battery up to 150 hours. That's not a week. | Bataryayı 150 saate çıkardık. Bir hafta değil bu. | Annie-1 | 2014 | |
| I said I need the charge to last a week, Grace. Specifically. | Şarjların bir hafta dayanmasını söyledim, Grace. Açık bir şekilde. | Annie-1 | 2014 | |
| At the moment, unfortunately, the phone is burning up in people's hands. | Şu anda maalesef telefonlar insanların elinde yanıyor. | Annie-1 | 2014 | |
| That's what I told Mom. And she says to me, she... | Ben de öyle söyledim anne. O da bana dedi ki... | Annie-1 | 2014 | |
| You burned me! | Yandım! | Annie-1 | 2014 | |
| Don't worry. She signed a waiver. | Merak etme. Feragat imzaladı. | Annie-1 | 2014 | |
| You burned me! | Yaktın beni! | Annie-1 | 2014 | |
| What up, Guy O? | Naber? | Annie-1 | 2014 | |
| You're up. Five points in the polls. | Anketlerde %5 çıkıştasın. | Annie-1 | 2014 | |
| Really? They liked that he vomited on a homeless man? | Gerçekten mi? Evsiz adama kusmasını mı beğenmişler? | Annie-1 | 2014 | |
| Uh, no, Grace. They liked the fact that | Hayır, Grace. Küçük bir kızı minibüsün... | Annie-1 | 2014 | |
| he saved a little girl from getting hit by a van. | ...altında kalmaktan kurtarmasını sevmişler. | Annie-1 | 2014 | |
| Some guy recorded it, put it on the Internet. Check it out. | Birisi video çekip internete koymuş. Bakın. | Annie-1 | 2014 | |
| "Oh, I'm a little girl who doesn't see where I'm going. | Önümü görmeyen küçük bir kızım ben. | Annie-1 | 2014 | |
| "Well, look! I bumped into the future | Bakın geleceğin New York başkanına... | Annie-1 | 2014 | |
| "mayor of New York who just saved my life!" | ...çarptım hayatımı kurtardı. | Annie-1 | 2014 | |
| This is fantastic, Will. | Bu harika bir şey, Will. | Annie-1 | 2014 | |
| I'm telling you. It's the most human thing you've done | Sana diyorum. Bütün kampanya boyunca yaptığın... | Annie-1 | 2014 | |
| this entire campaign, all due respect. | ...en insancıl şey bu, alınma ama. | Annie-1 | 2014 | |
| None taken. | Alınmadım. | Annie-1 | 2014 | |
| You didn't tell me you saved a little girl. | Küçük bir kızı kurtadığını söylemedin bana. | Annie-1 | 2014 | |
| You didn't tell me anything. | Bana hiçbir şey söylemedin. | Annie-1 | 2014 | |
| Like Batman. | Tıpkı Batman gibi. | Annie-1 | 2014 | |
| Hey, listen to me. You gotta capitalize on this. | Beni dinle. Bundan kâr çıkarmalısın. | Annie-1 | 2014 | |
| Of course we do. You invite her to lunch. | Tabii ki. Onu öğle yemeğine davet et. | Annie-1 | 2014 | |
| No. See how she's doing. | Hayır. Bir iki muhabbet et. | Annie-1 | 2014 | |
| Snap a few pics. The press'll eat this up. | Birkaç fotoğraf çek. Basın çıldıracak. | Annie-1 | 2014 | |
| Do we know who she is? That's the best part. | Kızın kim olduğunu biliyor muyuz? En iyi kısmı da bu. | Annie-1 | 2014 | |
| She's a foster kid from Harlem. | Harlem'li besleme bir çocuk. | Annie-1 | 2014 | |
| Hmm. Did you hear what I said? | Dediğimi duydun mu? | Annie-1 | 2014 |