Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4247
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| ♪ Little girls, little girls ♪ | Küçük kızlar, küçük kızlar | Annie-1 | 2014 | |
| That was beautiful. | Harikaydı. | Annie-1 | 2014 | |
| Your voice matches your beauty. | Sesin de güzelliğin gibi. | Annie-1 | 2014 | |
| You sound like a church bell, | Kilise çanı gibi sesin var... | Annie-1 | 2014 | |
| if it was stuck on top of a beautiful woman, | ...güzel bir kadının tepesindeki bir kilise çanı gibi... | Annie-1 | 2014 | |
| or if a beautiful woman was inside a church bell. | ...ya da kilise çanının içindeki bir güzel kadın gibi. | Annie-1 | 2014 | |
| Not that you look like a church bell. That's not what I'm saying. | Kilise çanına benzediğinden değil. Öyle demek istemedim. | Annie-1 | 2014 | |
| If you looked like a church bell, I'd go to church every day. | Eğer kilise çanına benzeseydin her gün kiliseye giderdim. | Annie-1 | 2014 | |
| I got you a T shirt, and you're gonna love it. Here, you ready? Here. | Sana t shirt aldım bayılacaksın. Hazır mısın? Al. | Annie-1 | 2014 | |
| It's not your color? Not your size. I got more in the store. | Rengini mi sevmedin? Bedeni mi yanlış. Markette daha fazla var. | Annie-1 | 2014 | |
| You know what I'm talking about, the church bell, right? | Kilise çanı derken ne demek istediğimi anladın değil mi? | Annie-1 | 2014 | |
| Cannoli. One for your pretty friend. | Cannoli. Bir tane de güzel arkadaşın için. | Annie-1 | 2014 | |
| Sorry, kid. It's okay. | Üzgünüm evlat. Sorun değil. | Annie-1 | 2014 | |
| Can you not tell Mr. Stacks about this? | Bay Stacks'a bundan bahsetme olur mu? | Annie-1 | 2014 | |
| I don't want to bother him with it. | Onu bununla rahatsız etmek istemiyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| He's worked selflessly his entire life for New York. | Bütün hayatı boyunca New York için çalıştı. | Annie-1 | 2014 | |
| From his first job teaching in inner city schools, | Köy okullarındaki öğretmenliğinden... | Annie-1 | 2014 | |
| to his 25 year stint on the City Council... | ...25 yıllık meclis temsilciliğine kadar... | Annie-1 | 2014 | |
| Endorsed by The New York Times, the New York Post, | The New York Times, The New York Post ve ben... | Annie-1 | 2014 | |
| and me, Michael J. Fox. | ...Michael J. Fox onu destekliyoruz. | Annie-1 | 2014 | |
| Michael J. Fox? It's over. We're finished. | Michael J. Fox mu? Bitti. İşimiz bitti. | Annie-1 | 2014 | |
| If Michael J. Fox endorses him, then I'll vote for him. | Eğer Michael J. Fox onu destekliyorsa, ben de ona oy veriyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| Listen to me, Michael J. Fox | Michael J. Fox düşündüğün kadar harika bir adam değil. | Annie-1 | 2014 | |
| Oh, no, no. Come on, he's a saint. | Adam tam bir mübarek. | Annie-1 | 2014 | |
| I hear there's a tape. Forget it. I don't wanna hear it. | Bir kaset olduğunu duydum. Boşver, duymak istemiyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| You've plateaued. Michael J. Fox. | Duruldun sadece. | Annie-1 | 2014 | |
| Pay attention. Follow the little green dot. | Dikkatini ver. Yeşil noktayı takip et. | Annie-1 | 2014 | |
| That's you there. I don't need a pointer to read a graph. | Bu sensin. Grafik okumak için yeşil noktaya ihtiyacım yok. | Annie-1 | 2014 | |
| Well, read this. Annie's taken you as far as she can, okay? | Oku o zaman. Annie seni çıkarabileceği kadar yükseğe çıkardı. | Annie-1 | 2014 | |
| But it's not over. | Ama bitmedi henüz. | Annie-1 | 2014 | |
| How bad do you want this? | Bunu yapmayı ne kadar istiyorsun? | Annie-1 | 2014 | |
| I don't start things I can't win. | Kazanamayacağım şeylere başlamam ben. | Annie-1 | 2014 | |
| Well, how far are you willing to go? | Ne kadar ilerlemek istiyorsun o zaman? | Annie-1 | 2014 | |
| Or should I say, how far do you want me to go? | Ya da ne kadar ilerlememi istiyorsun diyeyim. | Annie-1 | 2014 | |
| I pay you a lot of money | Sana bu kadar parayı bana böyle sorular sorma diye ödüyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| Okay, Guy O? | Tamam mı, Guy O? | Annie-1 | 2014 | |
| Rat a tat tat, message received, boss. | Anlaşıldı, mesaj alındı patron. | Annie-1 | 2014 | |
| Good morning. Made you breakfast. | Günaydın. Sana kahvaltı hazırladım. | Annie-1 | 2014 | |
| You made me breakfast. | Bana kahvaltı hazırlamışsın. | Annie-1 | 2014 | |
| Hey, I was thinking maybe you would wanna go in to work with me today. | Diyorum ki bugün işe beraber gitsek ne dersin? | Annie-1 | 2014 | |
| Cool. That'd be cool? | Süper. Süper mi cidden? | Annie-1 | 2014 | |
| I'll go make us drinks. All right. | Gidip içecek bir şeyler hazırlayayım. Pekala. | Annie-1 | 2014 | |
| Don't let your food get cold. Mmm! | Yemeğin soğumadan ye. | Annie-1 | 2014 | |
| Okay. I won't. This is amazing. | Tamam. Yerim. Harika bu. | Annie-1 | 2014 | |
| Annie, you really outdid yourself. | Annie, gerçekten kendini aşmışsın. | Annie-1 | 2014 | |
| Annie, this is a triumph, honey. | Annie, bu bir şaheser tatlım. | Annie-1 | 2014 | |
| You got me eating this thing up like a dog. | Köpek gibi yiyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| This is good. What is it? | Güzelmiş. Ne bu? | Annie-1 | 2014 | |
| Mmm, paprika, mmm, oregano. | Paprika? Keklik otu? | Annie-1 | 2014 | |
| What is... Mmm, mmm! What is that, Gouda cheese? | Ne tadı alıyorum, Gouda peyniri mi? | Annie-1 | 2014 | |
| You wanna know what's Gouda? This breakfast. | Ne harika biliyor musun? Bu kahvaltı. | Annie-1 | 2014 | |
| Cool, a helicopter! | Helikopter çok havalı! | Annie-1 | 2014 | |
| Oh! Make sure you duck! Why? | Kafanı eğ! Neden? | Annie-1 | 2014 | |
| I don't know. They always duck in the movies! | Bilmem, filmlerde hep öyle yapıyorlar! | Annie-1 | 2014 | |
| Hop on up. | Atla bakalım. | Annie-1 | 2014 | |
| All right. Here we go. | Pekala, hadi bakalım. | Annie-1 | 2014 | |
| Do you get airsick? | Uçak tutuyor mu seni? | Annie-1 | 2014 | |
| Don't know. I've never been in the air before. | Bilmem, daha önce hiç uçağa binmedim. | Annie-1 | 2014 | |
| Ah. I threw up on the swings once. | Salıncaktayken kusmuştum bir kere. | Annie-1 | 2014 | |
| Annie, we're gonna do a cell tower check. | Annie, telefon kulesi kontrolü yapacağız. | Annie-1 | 2014 | |
| Make sure they're all working. | Hepsinin çalıştığına emin olmalıyız. | Annie-1 | 2014 | |
| You do that yourself? | Bunu kendin mi yapıyorsun? | Annie-1 | 2014 | |
| Yep, told you work was fun. | Evet, demiştim sana çalışmak eğlenceli. | Annie-1 | 2014 | |
| Gilbert, let's roll. | Gilbert, hadi uçalım. | Annie-1 | 2014 | |
| You'll be all right. | Bir şeyin yok. | Annie-1 | 2014 | |
| You wanna know the secret to "Never drop a call"? | Bağlantı kopmamasının sırrını öğrenmek istiyor musun? | Annie-1 | 2014 | |
| Not really. | Çok da istemiyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| Yes, yes, I do. Desperately. | Evet, evet istiyorum. Çok istiyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| See, we have five times | Diğer şirketlerin beş katı telefon kulemiz var. | Annie-1 | 2014 | |
| But we hide them in plain sight. | Ama onları uçak görüşünde saklıyoruz. | Annie-1 | 2014 | |
| Like right there. You see? | Şuradaki gibi, gördün mü? | Annie-1 | 2014 | |
| It's in her crown. | Tacında. | Annie-1 | 2014 | |
| That's so cool. | Çok havalı. | Annie-1 | 2014 | |
| It's beautiful, isn't it? | Ne kadar güzel değil mi? | Annie-1 | 2014 | |
| How'd you do this? How'd you become king of the world? | Bunu nasıl yaptın? Nasıl dünyanın kralı oldun? | Annie-1 | 2014 | |
| Well, I wouldn't say king of the world. | Kendime dünyanın kralı demem. | Annie-1 | 2014 | |
| But I work my butt off. | Ama var gücümle çalışıyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| The harder I work, the more opportunities I get. | Ne kadar çok çalışırsan, o kadar fırsat geçirirsin eline. | Annie-1 | 2014 | |
| See, you gotta play the cards that you've been dealt, | Elindeki kartlarla oyuna devam etmelisin... | Annie-1 | 2014 | |
| no matter how bad the cards are. | ...kartların ne kadar kötü olsa da. | Annie-1 | 2014 | |
| What if you don't have any cards? | Ya hiç kartın yoksa? | Annie-1 | 2014 | |
| Then you bluff. | O zaman blöf yaparsın. | Annie-1 | 2014 | |
| See, that's what I love about this city. | Bu şehri bu yüzden seviyorum. | Annie-1 | 2014 | |
| No matter who you are or what you are, | Kim olursan ol, ne olursan ol... | Annie-1 | 2014 | |
| you just gotta want it bad enough, and work with what you got. | ...bir şeyi elde etmeyi çok isteyip elindekilerle çalışmalısın. | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ This is just the start of your story | Bu hikayenin başlangıcı sadece | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ If you got guts, you'll get glory | Eğer cesaretin varsa şan elde edersin | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Anyone can make their dreams come true | Herkes hayalini gerçekleştirebilir | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ In New York City | New York Şehrinde | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ And now's the time you gotta stand tough | Şimdi dik durma zamanı | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ 'Cause if you work hard, you can rise up | Çünkü çok çalışırsan yükselirsin | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Anyone can make it, even you | Herkes yapabilir sen bile | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ Look at me, I'm just blood pumpin' | Bak bana sadece kan pompalıyorum | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ You and me are two hearts thumpin' | İkimiz de çarpan bir kalpten ibaretiz | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ We are two souls feeling the same beat | Aynı şeyleri hissedebilen iki ruhuz | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ So take it all, the city's yours | Al hepsini, şehir senin | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ It's worth fighting for | Savaşmaya değer | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ It's all yours | Hepsi senin | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ So take it all | Al hepsini | Annie-1 | 2014 | |
| ♪ The city's yours | Şehir senin | Annie-1 | 2014 |