Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 4388
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Holy shit! | Kahretsin! Hay ben senin...! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Drink this. | İç şunu. Bunu iç. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey! It's my pleasure. | Hey! Bu zevk bana ait. Hey! Önemli değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hot chocolate? I'm sweating my ass off here! | Sıcak çikolota? Bi taraflarımdan ter akıyor! Sıcak çikolata mı? Burada terden geberiyorum ben! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
And I don't like this anymore! | ve artık bundan hoşlanıyorum! Dahası bunu sevmiyorum artık! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm not a child, damn it. | Ben bir çocuk değilim lanet olası. Ben çocuk değilim, kahrolası. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Don't mistake him for just any old homo! | Sakın yaşlı bir homo için ona hata yapayım deme! Onu herhangi bir homoyla karıştırma. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He's the gay of demonic charm! | O şeytansı bir cazibesi olan gey! O şeytani cazibeli bir gay! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He'll have his way with you, suck the life out of you, | Senden istediğini alacak, hayatını emecek, Seninle istediğini yapar, hayatını sömürür, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
and then throw you away. He's one sick bastar... | ve sonra senden kurtulacak. o hasta aşağılık bir insan... ve işi bitti mi seni bir kenara atar. Hastalıklı piçin... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Person... You got it? | insan... Anladın mı? tekidir... Anladın mı? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He could have a naive idiot like you like a piece of cake. | O, Senin gibi bir parça pastadan hoşlanan bön bir ahmağı alabilirdi. Senin gibi saf bir ahmağı bir dilim pasta niyetine yer. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I warned you, so stay away from him. | Seni uyardım, O yüzden ondan uzak dur. Seni uyardım, o yüzden ondan uzak dur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You hear me? | Beni duyuyor musun? Beni duyuyor musun? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Wow... | Vovv... Vay be... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He's really something. | O gerçekten şey. Çok etkileyici. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sun woo... | Sun Woo... Sun Woo... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You crazy fuck. Listen to me! | Seni lanet olası deli. Beni dinle! Seni kaçık öküz. Dinle beni! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He's really good, huh? | O gerçekten iyi değil mi? Çok iyi, değil mi? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hot guys like him should be shared. | Ondan hoşlanan yakışıklılar ortak olmalılar. Onun gibi adamlar paylaşılmak içindir. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So have fun, but you better back off when your fun is over. | o yüzden tadını çıkar, ama sen iyisimi eğlenecen bittiğinde ondan uzaklaş. O yüzden eğlenmene bak, ama sonrasında gitmesine izin versen iyi olur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Su young, let's have just one more drink. | Su young, hadi bir tane daha içelim. Su young, hadi bir kadeh daha içelim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I would, but I think I should go. | iyi olurdu, fakat sanırım gitsem iyi olacak. İsterdim, ama sanırım gitmeliyim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Why? Is something wrong? | Neden? Yanlış birşey mi var? Neden? Bir sorun mu var? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master's nightmares are back. | Şefin kabusu geri döndü. Küçük Bey'in kabusları geri döndü. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I need to hurry back to him. | Ona geri dönmek için acele etmeliyim. Hemen onun yanına gitmeliyim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master Jin hyuk... | Efendi Jin hyuk... Küçük Bey Jin hyuk... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He's scared of being alone at night. | Gece yalnız kalmaktan korkuyor. Geceleri yalnız olmaktan korkar. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You should go, then. | O zaman, gitsen iyi olur. Öyleyse, gitmelisin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sun woo! | Sun Woo! Sun Woo! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm a bit drunk. Have a seat, Sun woo. | Bir parça sarhoşum. Bir sandalye çek, Sun Woo. Birazcık sarhoş oldum. Otur lütfen, Sun Woo. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Are you okay? Sun woo, are you okay? | İyi misin? Sun Woo, İyi misin? İyi misin? Sun Woo, iyi misin? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, your eyes! Su young. | Hey, gözlerin! Su young. Hey, gözlerin! Su young. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master, why do you have... | Şef, Sen neden... Usta, neden sende... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What now? | Ne şimdi? Şimdi ne oldu? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Get away! I'm so sorry. | Defol! çok üzgünüm. Çekil! Çok üzgünüm. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Jin hyuk... Back off! | Jin hyuk... Git burdan! Jin hyuk... Geri çekil! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Maybe Su young should serve. | Belki Su young servis yapsa daha iyi olur. Belki de Su young servis yapmalı. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'll go out of business. MlN Sun woo. | İşi kapatacağım. MIN Sun Woo. Bu dükkanı kapatacağım. MIN Sun Woo. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
MlN Sun woo! | MIN Sun Woo! MIN Sun Woo! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Who the fuck is screaming Master's name? | Hangi lanet olasıca, şefin ismini haykırıyor? Usta'nın adını bağırıp duran pezevenk de kim? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Take care of it outside. | Dışarıda ona dikkat et. Meseleyi dışarıda halledin. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I heard you went to a hotel with some guy. | Adamın biriyle bir otele gittiğini duydum. Herifin tekiyle bir otele gittiğini duydum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Let's talk outside. | Hadi dışarıda konuşalım. Dışarıda konuşalım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Club master told me everything. Don't lie to me. | Klübün şefi bana herşeyi anlattı. Bana yalan söyleme. Kulüp müdürü bana her şeyi anlattı. Yalan söylemeye kalkışma. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Who is it? | O kim? Kim o? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Some tall, handsome guy in a black suit and sunglasses... | Uzunca boylu siyah takım elbiseli ve güneş gözlüklü yakışıklı bir adam... Uzun boylu, siyah takım elbisesi ve güneş gözlüğü olan yakışıklı bir adam... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's him. No... | O. Hayır... Bu o. Hayır... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Cheating on me? No, I wasn't... | Beni aldatıyor musun? Hayır, öyle birşey yapmadım... Beni aldatıyor musun? Hayır, aldatmıyorum... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
We just had a few drinks. | Sadece bir kaç kadeh içmiştik. Sadece biraz bir şeyler içtik. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Nothing else happened. Come on. | Başka hiçbirşey olmadı. Hadi ama. Başka bir şey olmadı. Hadi ama. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. Nothing happened. | Evet. Hiçbir şey olmadı. Evet. Hiçbir şey olmadı. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Right, Su young? | Doğru mu, Su young? Değil mi, Su young? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Nothing? | Hiçbir şey olmadı mı? Hiçbir şey derken? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Yes, we didn't kiss or have sex... | Evet, öpüşmedik yada ilişkiye girmedik... Evet, öpüşmedik veya birlikte olmadık... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Oh my god... | Oh Tanrım... Tanrım... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Goodness... | Tanrım... Olamaz... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm so sorry, Sun woo. | Çok üzgünüm, Sun Woo. Çok üzgünüm, Sun Woo. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I took advantage of... | Zaafından faydalandım... Durumundan istifade etmeye kalkıştım... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I couldn't help... I never do this. | Yardımcı olamadım... Bunu asla yapamam. Kendime engel olamadım... Bunu yapmamalıyım. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I almost ki | Ben neredeyse öpü... Neredeyse öp... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Kissed... No, it's all right. | Öpüşmek... Hayır hepsi bu. öpüyordum... Sorun değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I know you and Jin hyuk... | Seni tanıyorum ve Jin hyuk... Senin ve Jin hyuk'un... | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'll stay away. I'm sorry. | Uzak duracağım. Üzgünüm. Senden uzak duracağım. Üzgünüm. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Su young? | Su young? Su young? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Su young! Su young! | Hey, Su young! Su young! Hey, Su young! Su young! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Sir! | Efendim! Usta! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Not for slapping you. | Yüzüne vurduğum için değil. Sana tokat attığım için değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
For what I said horribly on graduation day. | Mezuniyet gününde sana korkunç bir şekilde söylediğim için. Mezuniyet günü söylediğim korkunç sözler için. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
So go apologize to him. | O yüzden ondan özür dilemeye git. O yüzden git ve ondan özür dile. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What you just did wasn't fair. | Yaptığın şey hiç adil değildi. Şu an yaptığın şey hiç adil değil. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You can hit me all you want, | Eğer istersen bana vurabilirsin, Bana istediğin kadar vurabilirsin, | Antique-1 | 2008 | ![]() |
but seriously, nothing happened. | Fakat ciddiyim, hiçbir şey olmadı. ama cidden, hiçbir şey olmadı. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Are you nuts? Let go! | Mal mısınız? Hadi gidelim! Çıldırdın mı? Bırak onu! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Clean this up and get ready to open. | Bunu temizle ve açılış için hazırla. Etrafı temizle ve açılışa hazırlan. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Are you okay, honey? | İyi misin tatlım? Hayatım, iyi misin? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Nothing happened. Get lost! | Hiçbir şey olmadı. Kaybol! Bir şey yok. Kaybol artık! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Are you gonna apologize or not? | Özür dileyecek misin yoksa dilemeyecek misin? Özür dileyecek misin, dilemeyecek msin? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Master Jin hyuk! | Şef Jin hyuk! Küçük Bey Jin hyuk! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Jin hyuk. We're here. Mom! Grandma! | Jin hyuk. Biz burdayız. Anne! Büyükanne! Jin hyuk. Biz geldik. Anne! Büyükanne! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Wow. Beautiful. lmpressive. | Vaovv. Güzel. Etkileyici. Vay. Çok güzel. Etkileyici. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What happened? | Ne oldu? Ne oldu böyle? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Nothing. He just messed up. | Hiçbir şey. Sadece berbat etti. Hiçbir şey. Sakarlık yaptı biraz. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Show the customer out. | Müşeteriyi uğurla. Müşteriye yolu göster. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Why didn't you stop by sooner? | yakına kadar neden durdurmadın? Neden daha önce ziyaret etmediniz? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
What's going on, Son? | Neler oluyor oğlum? Neler oluyor, oğlum? | Antique-1 | 2008 | ![]() |
This way, ladies. | Bu taraftan bayanlar. Bu taraftan hanımlar. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Grandma, this is our Mont Blanc. | Büyükanne bu bizim Mont Blanc. Büyükanne, bu bizim "Mont Blanc" tatlımız. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
A chewy morsel between ginger mousse and whipped cream. | Zencefilli köpük ve krem şanti arasında yumuşak bir lokma. Zencefilli mus ve krem şanti arasında yumuşacık bir parça. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
You like rice cakes, right? Of course. | Pirinç keklerini seviyorsun değil mi? Tabi ki. Pirinçli keki seviyorsun, değil mi? Tabii ki. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
This is Parisian rice cake. | Bu paris usulü pirinç keki Bu Paris usulü pirinçli kek. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
And this is found only at our shop. | Ve bu sadece bizim dükkanımızda bulunur. Ve bu da sadece bizim dükkanımızda bulunur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Coconut juice Bavarois with raspberry puree. | Ahududu ezmeli hindistan cevizi aromalı Bavyera İçine ahududu püresi katılmış hindistan cevizi özlü Bavarois. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
It's just so pretty that it reminds me of you, Grandma. | Senin beni hatırlaman o kadar harika ki büyükanne. O kadar güzel ki bana seni hatırlatıyor, büyükanne. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Oh my, my little grandson! | Oh benim küçük torunum! Oh benim, benim küçük torunum! | Antique-1 | 2008 | ![]() |
Such a sweetie pie. | Ne kadarda şekerli bir çörek. Ne kadar tatlı bir pasta. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm sure you all know how easy going Jin hyuk is. | Jin hyuk'un nasıl bu kadar rahat olduğunu eminim biliyorsunuzdur. Jin hyuk'un ne kadar nazik olduğunu hepiniz biliyorsunuzdur eminim. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
He's a good kid. | O iyi bir çocuk. İyi bir çocuktur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
An innocent bookworm. | Masum bir kitap kurdu. Saf bir kitap kurdudur. | Antique-1 | 2008 | ![]() |
I'm rooting for all of you. | Hepinizi destekliyorum. Hepinizi işe alıyorum. | Antique-1 | 2008 | ![]() |