Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7538
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I come here a lot, doctor. | Ben buralara sık gelirim, Doktor. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You see, I love it here. I jump in the car. | Severim yani buraları. Atlarım arabaya. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I fiill up my pockets with bullets, 40 or 50, come here and fiire away. | Cebime de doldururum mermileri, en az 40 50 mermi. Gelir burada hepsini yakarım. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
If there's no game around, then straight into the air. | Avı bulamasam da direk havaya. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
How can I say? | Nasıl söyleyeyim? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's a way of letting off steam. | İçim rahatlar. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
So you have a gun, huh? | Silah var sende yani, ha? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Who doesn't round here, doctor? | Buralarda silahı olmayan mı var, Doktor? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You can't do without a gun. | Silahsız olmaz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
There's good people and bad. You can never tell. | İyisi var, kötüsü var. Bilemezsin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
If it comes to it, you have to be ruthless. | Gerektiğinde sen de acımayacaksın. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
And shoot them right between the eyes. | Çakacaksın alnının ortasına. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
That's how it is around here, doctor. | Bizim buralarda böyle, Doktor. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You're kind of forced to take matters into your own hands. | Kendi göbeğini kendin kesmek mecburiyetinde kalıyorsun bir yerde. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
If you can't manage yourself, they'll handle it just like that. | Ha, yok, ben kesemem arkadaş diyorsan, iki dakikada alırlar çapını. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You won't know how it happened. | Nereden geldiğini şaşarsın. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
That's how it is. Behind the wheel, by the window, and for free as well. | Yok işte öyle. Hem şoför mahalli olsun, hem cam kenarı olsun, hem de bedava. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
They won't fall for it. | Yemezler. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
They won't be fooled. | Maalesef hayvan terli. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
They're tricky crooks. What's worse, they make out you owe them. | Adamın gözünden sürmeyi çekerler, üstüne üstlük bir de seni borçlu çıkartırlar. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I know, I'm telling you. | Onu bilir, onu söylerim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You have to stay in the circle, and keep an eye on the center. | Dairede duracaksın, merkezi kollayacaksın. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
How about the hoop? Would that do? Sure, that's OK too. | Çember olsa olmaz mı? Olur, o da olur. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But in the right place at the right time. | Fakat yerinde ve zamanında. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The thing is.. If it comes to it, you also have to be able to give up. | Yalnız icap ederse vazgeçmeyi de bileceksin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We none of us live forever, do we, doctor? | Hiçbirimiz dünyaya kazık çakmadık, değil mi Doktor? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The Prophet Solomon. He lived to 750. | Hazreti Süleyman. 750 yaşına kadar yaşamış. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Gold, jewels.. Well, he died in the end too. | Altın, mücevher. E dünya ona da kalmamış. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Right, doctor? | Değil mi, Doktor? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's raining on Igdebeli. | İğdebeli'ne yağmur yağıyor. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Let it. | Yağsın. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's been raining for centuries. What difference does it make? | Yüzyıllardır yağıyor. Ne fark eder? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But not even 100 years from now, Arab... | Fakat bundan sadece 100 yıl sonra bile Arap... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
...neither you, me, the prosecutor or the police chief.. | ...ne sen, ne ben, ne savcı, ne komiser... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Well, as the poet said... | Hani şairin dediği gibi... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Still the years will pass.. | Gene yıllar geçecek... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
And not a trace will remain of me.. | Ve geride benden bir iz kalmayacak... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Darkness and cold will enfold my weary soul.. | Yorgun ruhumu karanlık ve soğuk kuşatacak. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Isn't that so, Arab? | Öyle değil mi, Arap? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Hey, steady on, doctor! | Ya ne yaptın, Doktor ya! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We're not done yet! And you've buried us before we're even dead. | Daha yapılacak dünya kadar işimiz var. Sen ölmeden bizi mezara soktun ha. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You shouldn't think like that. | Yok, düşünmeyeceksin öyle. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I don't know. It's dragging on. | Ne bileyim işte. İş uzadı ya biraz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's the boredom getting to me. No. | Can sıkıntısından laflıyoruz. Yo yo. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Don't, you know.. Maybe you're bored to death now. | Yine de öyle şey etme sen kendini... Şimdi sıkılırsın, edersin de. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But one day, you may get a kick out of the stuff going on here. | Bir gün gelir, belki burada yaşadığın şeyler hoşuna bile gidebilir. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
When you have a family... | Çoluk çocuk sahibi olunca... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
...you'll have a story to tell. Is that so bad? | ...anlatacak bir hikayen olur. Fena mı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You can say, "Once upon a time in Anatolia... " | 'Bir zamanlar Anadolu'da...' dersin... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
"... when I was working out in the sticks... " | '...ücra bir yerde görev yaparken...' | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
"... I remember this one night which began like this. " | '...işte böyle böyle bir gece yaşamıştık dersin.' | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You can tell it like a fairytale. | Anlatırsın yani, ne bileyim. Masal gibi. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Isn't that right, doctor? Yes. Sure. | Haksız mıyım, Doktor? Öyle öyle. Öyle tabii. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
C'mon, Arab! Get ready to move on. | Hadi, Arap. Toparlanalım. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
OK, Mr Prosecutor. We're all sorted. | Tamamdır, savcım. Halloldu bu iş. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The place is defiinite now. Not here, but at the next bend. | Burası da değil de. Bir sonraki viraj olduğu kesin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Soon as we get there... | Şimdi hemen oraya gittik mi... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We're done, guys. Everyone in the cars. At the double! | Çocuklar. Tamam, herkes arabalara yerleşsin. Çabucak! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Lead the way, Mr Prosecutor. Let's go. | Savcım, buyrun. Geç, geç, geç. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Get in! Leg out of the way! C'mon, Arab! | Çek ayağı! Hadi, Arap! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Sergeant, I'll give you a shout if we need Suspect Two. OK? | Komutan, eğer ikinci zanlı lazım olursa, ben sana seslenirim. Oldu mu? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Right, OK. | Tamam. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Back out! Out! | Çık geri! Çık! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I do a cross examination and look what the guy says! | Çapraz sorgu yapıyorum, adamın dediğine bak! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
"Shall I bring you Suspect Two?" He's carving a role for himself there. | 'İkinci zanlıyı getireyim mi?' Oradan kendine rol kesiyor. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Arab, are you in love or something? No, boss. But.. | Aşık mısın sen Arap ya? Hayır, amirim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The car won't move. It won't move. | Araba almıyor. Almıyor, almıyor. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Shall I tell you something? Look, that junior offiicer... | Ben sana bir şey diyeyim mi? Bak, bu astsubay... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Arab, put your foot down. | Arap, yedirerek. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Arab, you're sticking it in third! What shall we do? Push? | Arap, üçe takıyorsun! Ne yapalım, itelim mi? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
C'mon, out. | İnin hadi. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Shall we push, Mr. Naci? | İtelim mi Naci Bey? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Leave it to us. Izzet. Don't stand there. Push! | Biz iteriz. İzzet. Ne bakıyorsunuz? İtsenize! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Chief, he's in third gear. Bravo! | Komiserim, üçe takıyor ya. Aferin! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You start in second, idiot! I'm here. | İkiye takılır, beyinsiz! Geldim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Captain.. Over here. | Komutanım. Geldim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
God! C'mon, speed up! | Allah Allah! Hadi, hadi, hız verin | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Hold it! | Dur, dur! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
OK, move! Hey, boss.. | Yürü hadi yürü! Yav, amirim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You never get good LPG on the way out of Kirikkale. Never! I have my place. | Bu Kırıkkale'nin çıkışından biz hiç gaz almayız yani. Asla. Yerim belli. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I don't want to say this, you know, but.. | Ancak ben şimdi söylemek istemiyorum da... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's always Tevfiik. Rely on him for anything and sure enough.. | Gene Tevfik, gene Tevfik. Yani Tevfik'in ipiyle kuyuya inince... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What model's this car? | Kaç model bu ya? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Arab, we're on the right road, right? | Ya Arap, doğru gidiyoruz, değil mi? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Inshallah, boss. As the song goes, we're riding on a sign bound for hell. | İnşallah, amirim. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We do whatever sir in the back says. And he asks me what's going on. | Arkadaki beyefendi ne diyorsa onu yapıyoruz. O da bana soruyor ne oldu diye. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
For God's sake. How do I know? | Ben nereden bileyim, kardeşim? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But well, if the old bridge can't be anywhere except Girmacakil. | Ama yani eski köprü Gırmaçakıl'dan başka yerde olmadığına göre... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Actually, on the way to the dam... Look, don't give me dams now! | Baraj yolunda esasen bir eski köprü daha var. Ya baraj maraj çıkarma şimdi başıma! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The dam's miles away! There's an old bridge there too. | Baraj nerede, burası nerede! İşte eski köprü orada da var. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But obviously, boss, that's in the wrong direction. | Orası ters tabii amirim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Hey! Did you see anything like a dam? | Lan oğlum, baraj maraj öyle bir şey gördünüz mü? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Is he asleep? Wake him up! | Uyuyor mu lan bu? Uyuyor adam yanında. Uyandırsana. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Wake up, you! Didn't I tell you to keep him awake? | Kalk lan kalk! Ben sana demedim mi uyutma bunu diye? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I didn't realize. You never goddamn listen! | Görmedim. Sen ne laftan anlamaz adamsın! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Was there a dam? You see anything like it on the way? | Baraj var mıydı? Gördünüz mü öyle bir şey? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Was there a dam? No. | Baraj var mıydı? Yok. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You sure? Yes. | Emin misin? Eminim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It could be across there. What? | Karşı taraf olabilir. He? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Across there. | Karşı taraf. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |