Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7540
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You'll have us both in trouble. If he was left to you, then what? | İkimizin de başını belaya sokacaksın. Elinde kalsa ne olacak? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But Mr Prosecutor, the guy said during questioning... | Savcım, adam ilk sorguda diyor ki... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
...that we'd come out here, he'd show us, and we'd be done. | ...oraya gideceğiz, hemen gösterecek, bitecek, gidecek. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I don't want to disappoint you. You questioned him. | Yoksa sizi zor durumda bırakmak istemiyorum. Sorgusunu sen yaptın. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I dropped everything in Ankara and came back for your sake. | Ben de Ankara'da işimi gücümü bıraktım geldim. Hatırına geldim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We've been wandering about for hours. My patience is running out. | Saatlerdir dolaşıyoruz. Benim de sabrım bitti. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
My whole thing is to get you to Ankara as fast as possible. | Benim bütün gayretim bir an önce sizi Ankara'ya göndermek. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
That's gone pear shaped too. He only understands that language! | Ama bu da fıs çıktı. Adam o dilden anlıyor! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Shameless git! First, just calm down, OK? | Terbiyesiz herif! Önce bir sakin ol, tamam mı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Just calm down. We have a bit more time. | Sakin ol. Daha biraz zamanımız var. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Let's fiinish the job and I'll be off. We won't get anywhere like this. | Bu işi bitirelim, alıp başımı gireyim. Böyle olmayacak bu iş. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's my responsibility that you're out here. I... | Sizi gezdirmenin mesuliyeti var benim omuzlarımda. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You know the new code of procedures? | CMUK ne, biliyorsun değil mi? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's the new code that made this mess. | CMUK bunları bu hale getirdi. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Look, Naci. I like you.. | Bak Naci, seni severim ama... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I wouldn't want to lead an inquiry into your conduct. | Soruşturmanı ben yapmak istemem, onu söyleyeyim sana. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Is this how we'll get into the European Union? No way! | Biz böyle mi gireceğiz Avrupa Birliği'ne? Olmaz ki! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Even in the EU, dickheads like... I know everyone's tired. | Avrupa Birliği'ndeki yavşaklar... Biliyorum, herkes yoruldu. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Give me another half hour and if I don't nail the asshole... | Savcım, siz bana yarım saat daha verin, ben bu çocuğa eğer bütün hayatını... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Naci! Everyone's tired, I know. | Naci! Ekip de yoruldu, biliyorum. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But you should have cleared this up during questioning. | Ama sen bunu sorguda halledecektin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Now is not the time. We've been on the road for hours. | Saatlerdir yoldayız. Bitti herkes ya. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What do we do now? Give up? | Ne yapacağız şimdi? Bırakalım mı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
No, Mr Prosecutor. Why give up? I'll get this done tonight. | Yok savcım. Ben bu gece bu işi bitiririm. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Another half hour with him and I'll.. Don't get me wrong, I won't.. | Yarım saat daha, başbaşa... Yanlış anlamayın. Öyle şeyle değil de. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You know what we'll do then? | Ne yapalım, biliyor musun? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The team's tired as it is. We'll grab something to eat. | Ekip de yorgun. Bir iki lokma bir şey yiyelim. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We'll have a break and calm down. OK? And carry on after that. | Biraz soluklanalım, sakinleşelim. Ondan sonra işe devam ederiz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
OK, guys. There's no problem. | Tamam arkadaşlar. Bir problem yok. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Izzet, wipe his mouth. | İzzet, şunun ağzını burnunu bir sil. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Let's not get demoralized. | Moralimizi bozmuyoruz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We'll have a break now. Then carry on. | Şimdi mola verelim. Sonra devam ederiz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Tevfiik! Yes, Mr Prosecutor? | Tevfik! Buyrun, sayın savcım? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Remember you said there was a village near here? | Hani buraya yakın dediğin bir köy vardı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You mean Ceceli, sir? At the mayor's place. | Ceceli mi, efendim? Hani muhtarın köyü. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Ceceli, sir. Arab's wife's village. Really? | Ceceli, efendim. Arap'ın hanımının köyü. Öyle mi? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Ceceli. We're going to Ceceli then. | Ceceli. Ceceli'ye gidiyoruz o zaman. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Mr Prosecutor? Yes? | Savcım? He? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
There's Koshger. It's closer, cleaner, more, you know.. | Burada Köşger var. Daha yakın, daha temiz, daha şeydir yani. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We should go there. | Oraya gitsek daha iyi olur. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
But Koshger's at least 7 8 km away. Ceceli's only 5 6 km. | Köşger dediği en azından 7 8 km yol. Ceceli 5 6 km. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Mr Prosecutor, the Ceceli road's a bit risky. | Savcım, şimdi şey olmasın da... Ceceli'nin yolu biraz problemlidir. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What's risky about it? Floods have wrecked the road. | Nesi problemliymiş? Arkadaş, sel gelmiş yolu almış. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I tried going last week in a tractor. I went with the agriculturists. | Ben bir hafta evvel gittim, traktör zor geçiyor. Ben de gittim ziraatçilerle. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It was no problem. The road was fiine. | Problem falan yok. Tertemiz yol. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Did you go the Harmanli way? Yes. | Harmanlı üzerinden mi gittin? Hee. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
They must have fiixed that bit. | Orayı Karayolları yaptı. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I'm talking about whatsit.. Masat. | Ben şeyi söylüyorum... Maşat. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Yes. Well, where are we going? To Ceceli. | Hee Maşat. Kardeşim, biz nereye gidiyoruz? Ceceli'ye. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Does it matter which way we go? Aren't we going to Ceceli? | Nereden gittiğimizin ne önemi var? Ceceli'ye gitmeyecek miyiz? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
You mentioned Harmanli! Otherwise, go whatever way. | Sen Harmanlı dediğin için şey ettim! Yoksa istediğin yerden git, o ayrı yani. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The outcome? | Netice? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
In that case, let's... | O zaman şey yapalım... | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We're going to Ceceli. | Ceceli'ye gidiyoruz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Tevfiik? Yes, Mr Prosecutor? | Tevfik? Buyrun, savcım. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Call the mayor. Tell him the prosecutor's coming. | Muhtarı ara. Savcım geliyor dersin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Have him make tea and whatever. Right away, Mr Prosecutor! | Çay may bir şeyler hazırlasın. Baş üstüne sayın savcım! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Bring him over. | Getirin şunu. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Got a cigarette? | Sigaran var mı abi? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Can I have a cigarette if you've got one? | Bir sigaran varsa verir misin? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Arab, give me a cigarette, will you? | Arap, bir sigara versene? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What's up, doctor? You light it. | Hayırdır, Doktor? Yak sen yak. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Thanks. Hang on, doctor! Don't give it to him. | Sağ ol. Dur, Doktor, dur. Vermeyin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What do you want with that cigarette? Huh? | Ne yapacaksın lan sigarayı? He? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What do you want with that cigarette? | Ne yapacaksın sigarayı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
I'm talking to you! What do you want with it? | Sana bir soru soruyorum! Ne yapacaksın sigarayı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
He wants a smoke. What else? | Ne yapacak canım? İçecek işte. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
No, wait. You tell me, you! What do you want with that cigarette? | Yo, yo. Bir dakika. Sen söyle. Ne yapacaksın sigarayı? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Look, if you want a cigarette, fiirst you have to earn it. | Oğlum, sigara istiyorsan önce hak edeceksin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Nothing comes for free anymore. | Yazdın mı, Abidin? Evet, savcım. Artık bedava iş yok.. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Look at the prosecutor. | Bak savcıya. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
The guy studied law, he's worked. | Adam hukuk tahsili yapmış, çalışmış. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
He can smoke and he can give people hell. | Sigarasını da içer, fırçasını da atar. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Why? Because he's earned it. | Niye? Hak etmiş adam | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What have you done? Made idiots of us. | Sen ne yaptın? Maymun ettin oğlum bizi. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
No, none of that. | Artık yok. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
No more free cigarettes. | Beleş sigara migara yok. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
We're tuned to another channel now. | Başka bir kanala geçtik. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Doctor, you don't know these guys. | Doktor, sen bunları bilmezsin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
They're such bastards they'd rob you blind, the assholes. | Bunlar öyle puşttur ki adamı ayakta uyutur bu ibneler. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
He's seen you're a pigeon. He's plotting now as we speak. | Seni böyle saf gördü ya. Sigara migara, inceden işliyor şimdi. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's over. | Yok, bitti. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
From now on, I'm talking a different language to you. | Seninle başka türlü konuşacağız artık. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Are they here? Esat! | Geldiler mi? Esat! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Haci, come here. | Hacı, gel. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Open the gates, quick! | Kapıyı aç, kapıyı aç. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Mukhtar my friend, the prosecutor. | Muhtar emmi, Savcı Bey. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Hello, mukhtar. Welcome. Thanks for coming. | Merhaba, Muhtar. Savcım hoş geldiniz. Ayağınıza sağlık. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
How are you, mukhtar? Welcome, chief. Welcome. | Nasılsın, Muhtar? Komiserim, hoş geldin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Doctor, welcome. | Doktorum, hoş geldin. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Welcome, sergeant. Bless you. Come on in! | Komutanım, hoş geldin. Allah razı olsun. Çekinmeyin, gelin ya. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
It's so good of you to come. Bless you. Really. | Ne iyi ettiniz. Allah razı olsun. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Are the dogs tied up? They won't bite or anything. | Köpekler bağlı mı? Isırmaz onlar, bir şey yapmaz. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Esat, hold him. | Esat, tut oğlum bunu. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Come on. He won't do anything. | Gel, gel. Bir şey yapmaz o. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
This way. Are you tired? Very. | Geçin, geçin. Yorgunuzdur? | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
What's up at this time of night? An investigation. | Hayırdır, akşam vakti? Keşfe geldik. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Really? Into an incident. | Öyle mi? Bir olay var da. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Sorry, our visit is hardly timely. Not at all! It's an honour! | Habersiz geldik, kusura bakma. Olur mu, olur mu? Şeref verdiniz! | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |
Yalcin, don't hang around there! In you go now! | Yalçın, ne işin var orada?! Gel buraya! Geç, geç. | Bir Zamanlar Anadoluda-1 | 2011 | ![]() |