Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7671
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Ernest Hemingway used his shotgun | Ernest Hemingway tabancasıyla | Black Box-1 | 2014 |  |
| to blow his brains out. | kafasına sıkmıştı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Sylvia Plath was 30 | Sylvia Plath 30 yaşındayken | Black Box-1 | 2014 | |
| when she stuck her head in a gas oven. | kafasını bir gaz ocağına sıkıştırmıştı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Billie Holiday died of acute alcoholism | Billie Holiday akut alkolik olduğundan ve | Black Box-1 | 2014 | |
| after years of drug abuse. | yıllarca kontrolsüz uyuşturucu aldığından öldü. | Black Box-1 | 2014 | |
| Van Gogh shot himself in a wheat field | Van Gogh buğday tarlasında kendini vurdu, | Black Box-1 | 2014 | |
| right after finishing a painting. | bir resmini bitirdikten hemen sonra. | Black Box-1 | 2014 | |
| Normalizing does not doom you to mediocrity. | Normalleşmek seni vasatlığa mahkum etmez. | Black Box-1 | 2014 | |
| It allows you to live long enough | Hayatta kalmanı sağlar | Black Box-1 | 2014 | |
| to do your best work. | Ki elinden gelenin en iyisini yapabilesin. | Black Box-1 | 2014 | |
| I... get it. | Seni... anlıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| This... this time, I get it. | Evet... bu sefer anladım. | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you, Catherine? Do you really? | Anladın mi, Catherine? Gerçekten mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| This is important. Your life is at stake. | Bu çok önemli. Hayatını tehlikeye atıyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you want to be exceptional and dead? | Nadir biri olup ölmek mi istiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| Synced and corrected by biamussolin www.Addic7ed.Com | çeviri: dmnchuck iyi seyirler | Black Box-1 | 2014 | |
| Hello. I'm Dr. Black. | Merhaba. Ben Dr. Black. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm sorry. We can't stop him. | Üzgünüm. Onu durduramayız. | Black Box-1 | 2014 | |
| We'll... pay to have it repainted. | Yeniden boyanması için para veririz. | Black Box-1 | 2014 | |
| I wouldn't dream of it. | Bunu hayal etmezdim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Hello, Anthony. I'm Dr. Black. | Merhaba, Anthony. Ben Dr. Black. | Black Box-1 | 2014 | |
| If you don't feel like talking to me, that's okay. | Eğer benimle konuşmak istemiyorsan Problem değil. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm gonna chat with your parents now. | Åimdilik ailenle konuşacağım. | Black Box-1 | 2014 | |
| So, tell me what's been going on. | Peki, sorun nedir? | Black Box-1 | 2014 | |
| Anthony's always been a wonderful son | Anthony her zaman mükemmel bir çocuk | Black Box-1 | 2014 | |
| and an exceptional student. | ve fevkalade bir öğrenci olmuştur. | Black Box-1 | 2014 | |
| He was headed to M.I.T. this fall. | Bu sonbaharda MIT'ye gidecekti. | Black Box-1 | 2014 | |
| To study physics, like his father. | Babası gibi fizikle uğraşmak için. | Black Box-1 | 2014 | |
| He's never been interested in art. | Daha önce resime ilgisi yoktu. | Black Box-1 | 2014 | |
| He started drawing about three months ago. | Üç ay kadar önce bir şeyler çizmeye başladı. | Black Box-1 | 2014 | |
| First, he drew all over the walls of his room, and... | Önce odasındaki duvarların tümüne resimler çizdi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Then the school suspended him for defacing the hallways. | Sonra da okuldaki koridorlara aynısını yaptığı için uzaklaştırma aldı. | Black Box-1 | 2014 | |
| We tried taking him to the doctor, and he ran away. | Doktora götürmeye çalıştık; ama kaçtı. | Black Box-1 | 2014 | |
| He's over 18. | 18 yaşından büyük. | Black Box-1 | 2014 | |
| We... couldn't make him come home. | Eve dönmesini sağlayamadık. | Black Box-1 | 2014 | |
| And the E.R. diagnosed schizophrenia. | Acilde şizofreni teşhisi konuldu. | Black Box-1 | 2014 | |
| That's wrong. | Bütün bunlar yanlış. | Black Box-1 | 2014 | |
| Our son is a scientist. He's not an artist. | Bizim oğlumuz bir bilim adamı. Ressam değil. | Black Box-1 | 2014 | |
| Something happened to him. Something changed in his brain. | Ona bir şeyler oldu. Zihnini değiştirecek bir şeyler oldu. | Black Box-1 | 2014 | |
| Schizophrenia can be like that... | Bunun sebebi şizofreni olabilir. | Black Box-1 | 2014 | |
| A perfectly normal childhood | Normal bir çocukluk geçirirsin. | Black Box-1 | 2014 | |
| and then a sudden onset of psychosis... | Ardından beklenmedik bir psikoz gelir. | Black Box-1 | 2014 | |
| Often at around Anthony's age. | Anthony'nin yaşındakilerde yaygındır. | Black Box-1 | 2014 | |
| Did the E.R. put him on medication? | Acilde ona ilaç verdiler mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| They tried. He won't take the pills. | Denediler ama Anthony reddetti. | Black Box-1 | 2014 | |
| Schizophrenia needs to be managed | Åizofreniyle baş edebilmek için | Black Box-1 | 2014 | |
| by a medicating psychiatrist. | ilaç tedavisi uygulayacak bir psikiyatr gerekli. | Black Box-1 | 2014 | |
| I am a neurologist. | Ben bir nörologum. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's not schizophrenia. We've been on the Internet. | Åizofreni değil. İnternete baktık. | Black Box-1 | 2014 | |
| There are 100 other things that could cause this... | Bunlara sebep olacak yüzlerce şey var. | Black Box-1 | 2014 | |
| Heavy metal poisoning, a tumor, a B12 deficiency... | Ağır metal zehirlenmesi, tümör, B12 eksikliği... | Black Box-1 | 2014 | |
| Has he ever done that before? | Bunu daha önce yapmış mıydı? | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay. Would you mind leaving me alone with him for a moment? | Tamam. Beni onunla birkaç dakika yalnız bırakabilir misiniz? | Black Box-1 | 2014 | |
| Thank you. Wh... | Teşekkürler. Ne... | Black Box-1 | 2014 | |
| She's evil. | O kadın şeytan. | Black Box-1 | 2014 | |
| She's one of them. | Onlardan biri. | Black Box-1 | 2014 | |
| She'll put a transmitter in your brain | Beynine bir verici koyacak. | Black Box-1 | 2014 | |
| and lobotomize you. | ve lobotomi yapacak. | Black Box-1 | 2014 | |
| Aah! Run! | Kaç! | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't listen to those voices. | Onları dinleme. | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't listen. | Dinleme. | Black Box-1 | 2014 | |
| They can't hurt you if you don't listen. | Eğer umursamazsan canını yakamazlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| She's not... Listen to me. | Sakın ona... Beni dinle. | Black Box-1 | 2014 | |
| Sometimes I can't stop. | Bazen duramıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| No pills. | Hap yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| They make me stupid. | Beni aptala döndürüyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you ever have headaches, Anthony, | Hiç başın ağrır mı Anthony? | Black Box-1 | 2014 | |
| feel dizzy, feel like you can't control your movements? | Sersemleyip hareketlerini kontrol edemediğini hissettiğin oldu mu? | Black Box-1 | 2014 | |
| Headaches. | Baş ağrıları. | Black Box-1 | 2014 | |
| A a and other things, too. | O dediğin diğer şeyler de. | Black Box-1 | 2014 | |
| Isn't this a waste of your time? | Senin için bir zaman kaybı değil mi bu? | Black Box-1 | 2014 | |
| Schizophrenia's incurable. Drugs are the only answer. | Åizofreni tedavi edilemez. Tek çözümü hap kullanmak. | Black Box-1 | 2014 | |
| A medicating psychiatrist... | İlaç tedavisi uygulayan bir psikiyatr. | Black Box-1 | 2014 | |
| Well, that's what I thought, | Ben de öyle düşündüm. | Black Box-1 | 2014 | |
| but he had an absence seizure right in my office. | Fakat ofisimde yokluk nöbeti geçirdi. | Black Box-1 | 2014 | |
| Maybe his parents are right. | Belki de ailesi haklıdır. | Black Box-1 | 2014 | |
| So, I'm gonna start blood work, | Kan tahlilleri yaptıracağım, | Black Box-1 | 2014 | |
| rule out any metabolic disturbances, | Metabolik düzensizlik var mı diye. | Black Box-1 | 2014 | |
| check his renal functions, his L.F.Ts. | Böbrek fonksiyonlarına ve karaciğerine de bakılmalı. | Black Box-1 | 2014 | |
| He's gonna need an M.R.I. and a C.T. | MRI ve tomografisi lazım. | Black Box-1 | 2014 | |
| to check for any abnormalities. | Anomali var mı öğrenelim. | Black Box-1 | 2014 | |
| I won't second guess you. | Ne yapacağını kestiremiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| You surpassed your teacher long ago. | Öğretmenine taş çıkartırsın. | Black Box-1 | 2014 | |
| Do what you think is best. | En iyisi olduğunu düşündüğünü yap. | Black Box-1 | 2014 | |
| This is Dr. Ian Bickman, our new chief of neurosurgery. | Bu Dr. Ian Bickman, yeni beyin cerrahisi bölüm başkanımız. | Black Box-1 | 2014 | |
| Dr. Black. | Dr. Black. | Black Box-1 | 2014 | |
| I've been wanting to meet you | İlk kitabınızı okuduğumdan beri | Black Box-1 | 2014 | |
| ever since I read your first book. | Sizinle tanışmak istiyordum. | Black Box-1 | 2014 | |
| "Identity Theft," right? | "Kişilik Hırsızı"ydı değil mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| Nice to meet you, too. You have quite a reputation. | Ben de memnun oldum. Sizin de oldukça itibarınız var. | Black Box-1 | 2014 | |
| Everyone knows "Bick" has magic hands. | Herkes "Bick"in sihirli ellerinden haberdar. | Black Box-1 | 2014 | |
| Uh, Dr. Lark has some pre op scans ready for you. | Dr. Lark istediğiniz ameliyat öncesi taramaları getirmiş. | Black Box-1 | 2014 | |
| Well, I never keep a lady waiting. | Bir bayanı bekletmek bize yakışmaz. | Black Box-1 | 2014 | |
| What do you think of our new can opener? | Yeni konserve açacağımız Hakkında ne düşünüyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| He's a sexual predator. | Seks düşkünüymüş. | Black Box-1 | 2014 | |
| So I hear. But only with willing partners. | Haberim var; ama sadece istekli partnerleri kabul ediyormuş. | Black Box-1 | 2014 | |
| The nurses at Boston General | Boston General'daki hemşireler | Black Box-1 | 2014 | |
| only had good things to say about him. | onun hakkında sadece güzel şeyler söylüyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| They called him "Dr. Big Man." | Lakabı "Dr. Big Man"miş. | Black Box-1 | 2014 | |
