Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7672
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Oh, really? And why is that? | Cidden mi? Nedenmiş peki? | Black Box-1 | 2014 |  |
| So sorry. Wrong door. | Özür dilerim. Yanlış kapı. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm looking for my friend. | Arkadaşımı arıyorum da, | Black Box-1 | 2014 | |
| He has an appointment with Dr. Black. | Dr. Black ile randevusu vardı. | Black Box-1 | 2014 | |
| That's me. | Buyrun benim. | Black Box-1 | 2014 | |
| What's your friend's name? Yojo. | Arkadaşının ismi neydi? Yojo. | Black Box-1 | 2014 | |
| He's a little person... Potty as a houseplant. | Çok minik biri... Saksıdan farkı yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| We had to play hide and seek when we first arrived, | Geldiğimizde saklambaç oynuyorduk, | Black Box-1 | 2014 | |
| but now he's... Disappeared. | Åimdi onu bulamıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, well, he can't have gone far. Mm. | Peki. Çok uzağa gitmiş olamaz. | Black Box-1 | 2014 | |
| If you want to wait in my office, | Ofisimde beklemek istersen | Black Box-1 | 2014 | |
| I'll get the nurses to look for him, okay? | Hemşirelerden onu aramalarını isteyebilirim, olur mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| You little rascal, you! | Seni kerata seni! | Black Box-1 | 2014 | |
| There he is! | Burdaymış! | Black Box-1 | 2014 | |
| Lucy Dacy went into the P.E.T. accompanied by Santa's helper, | Lucy Dacy, Noel Baba'nın elfiyle beraber tomografiye gitti. | Black Box-1 | 2014 | |
| who, curiously, did not show up on the images. | Elf garip bir şekilde fotoğraflarda çıkmıyormuş. | Black Box-1 | 2014 | |
| Her symptoms fit with Alzheimers or Parkinson's, | Semptomları Alzheimer ve Parkinson ile örtüşüyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Decreased perfusion in the occipital lobe. | Artkafa lobunda azalmış perfüzyon var. | Black Box-1 | 2014 | |
| And... hello... she's hallucinating dwarves. | Bir şey unutmadın mı? Etrafta hayali cüceler görüyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| Lewy body dementia. | Lewy cismi demansı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Yeah. One year, maybe two, her mind will be gone. | Evet. Bir, belki iki yıl sonra Aklını yitirecek. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's incurable. Case closed. | Tedavisi mümkün değil. Dosya kapandı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Nothing you can do. | Hiçbir şey yapamazsın. | Black Box-1 | 2014 | |
| Start her on Rivastigmine for the hallucinations. | Halüsinasyonlar için ona Rivastigmine ver. | Black Box-1 | 2014 | |
| At least we can get rid of Santa's elf. | En azından Noel Baba'nın yardımcısından kurtulmuş oluruz. | Black Box-1 | 2014 | |
| Is there a family member listed on the intake forms, | Kayıt formunda ailesinden birinin ismi yazıyor mu? | Black Box-1 | 2014 | |
| someone who can take care of her? | Onunla ilgilenebilecek kimsesi var mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| There's a sister in Chicago. | Chicago'da bir kız kardeşi var. | Black Box-1 | 2014 | |
| Okay, find her. | Tamam, ona ulaş. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's your day off. | İzinli günündesin. | Black Box-1 | 2014 | |
| I know. I had an idea for a new scallop recipe. | Biliyorum. Yeni bir soslu yemek için olası tarifler düşünüyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| I never serve a dish I haven't tried. | Denemediğim yemeği servis etmem. | Black Box-1 | 2014 | |
| Does it taste as good as it looks? | Tadı da göründüğü kadar güzel mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| Almond crust. | Badem kabuğu. | Black Box-1 | 2014 | |
| Pistachio... Glazed with champagne vinegar. | Fıstık... Åampanya sirkesiyle süslenmiş. | Black Box-1 | 2014 | |
| I love the perks of dating a chef. | Bir aşçıyla takılmanın avantajlarına bayılıyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| "Dating"? Aren't we a bit beyond that? | Takılmak? Biraz daha üst seviyede değil miyiz? | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you want to marry me or not? | Benimle evlenmez istiyor musun yoksa istemiyor musun? | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't pressure me. Don't disappoint me. | Beni zorlama. Beni hayalkırıklığına uğratma. | Black Box-1 | 2014 | |
| Whatever answer you give me, I'll live with, | Bana ne cevap verirsen ver, kabullenirim. | Black Box-1 | 2014 | |
| but this is how I'm built. | Karakterim böyle. | Black Box-1 | 2014 | |
| If I take a trip, I need to know where I'm heading. | Eğer bir yolculuğa çıkacaksam Nereye gittiğimi bilmeliyim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Why the suspense? | Neden bu kadar endişelisin? | Black Box-1 | 2014 | |
| I don't have a good enough reason. | Yeterince iyi bir sebebim yok. | Black Box-1 | 2014 | |
| After the game, okay? | Oyundan sonra konuşalım bunu. Tamam mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| Move the ball, Esme! They're boxing you in! | Topu at Esme! Seni sıkıştırıyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| Come on! Get ugly! | Hadi! Çirkefleş! | Black Box-1 | 2014 | |
| I suck! | Batırdım! | Black Box-1 | 2014 | |
| Good thing my daughter's a brilliant pianist. | Çok şükür kızım mükemmel bir piyanist. | Black Box-1 | 2014 | |
| That sports scholarship ...Not happening. | Spordan asla burs alamaz. | Black Box-1 | 2014 | |
| Esme is gonna rule the world... | Esme bir gün dünyayı yönetecek... | Black Box-1 | 2014 | |
| Maybe not on the basketball court. | Basketbol sahasında olmasa da olur. | Black Box-1 | 2014 | |
| Chip? | Cips? | Black Box-1 | 2014 | |
| Gluten, empty calories, salt? | Glüten, sıfır kalori, tuz? | Black Box-1 | 2014 | |
| Watch Reagan doesn't catch you. | Raegan'ın seni yakalamasına izin verme. | Black Box-1 | 2014 | |
| She's too busy being snack food tiger mom. | Kaplana yem olmakla çok meşgul. | Black Box-1 | 2014 | |
| Wait until the team | Takım onun yaptığı glütensiz... | Black Box-1 | 2014 | |
| gets a load of her gluten free arugula sandwiches. | ...rokalı sandviçleri yiyip deşarj olana dek bekle. | Black Box-1 | 2014 | |
| Go, kingfishers! | Bastır Kingfishers! | Black Box-1 | 2014 | |
| Heads up... my mom made snacks. | Kafalarınızı kaldırın. Annem atıştırmalıklar yaptı. | Black Box-1 | 2014 | |
| Why'd you say that? It's so mean. | Niye böyle dedin ki? Çok kabasın. | Black Box-1 | 2014 | |
| You trying to embarrass me? | Beni utandırmaya mı çalışıyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| Me embarrass you? | Ben mi seni utandırıyorum? | Black Box-1 | 2014 | |
| Mom, I told you... they want soda and chips. | Anne sana söylemiştim. Soda ve cips istiyorlar. | Black Box-1 | 2014 | |
| Why won't you listen? | Neden dinlemiyorsun? | Black Box-1 | 2014 | |
| Don't talk to me that way. | Benimle böyle konuşma. | Black Box-1 | 2014 | |
| Do you see how she's treating me? | Bana nasıl davrandığını görüyor musun? | Black Box-1 | 2014 | |
| What... you're eating chips. | Zaten cips yiyorsun. | Black Box-1 | 2014 | |
| Those are baked. | Bunlar fırınlanmış. | Black Box-1 | 2014 | |
| Hi, auntie Kate. | Selam, Kate Teyze. | Black Box-1 | 2014 | |
| You were awesome. You totally brought it. | Mükemmeldin. Başardın. | Black Box-1 | 2014 | |
| Help me, auntie Kate. Mom is psycho. | Yardım et Kate Teyze. Annem bir psikopat. | Black Box-1 | 2014 | |
| No, she's not. She's a great mom. | Hayır, değil. Aksine çok iyi bir anne. | Black Box-1 | 2014 | |
| Lighten up on her, okay? | Onu rahatlat, tamam mı? | Black Box-1 | 2014 | |
| Esme, over here. I'll show you some moves. | Esme, buraya gel. Sana birkaç hareket göstereceğim. | Black Box-1 | 2014 | |
| Come on, girl! | Hadi kızım! | Black Box-1 | 2014 | |
| Marry that guy. He's the best. | Evlen bu çocukla. Çok iyi biri. | Black Box-1 | 2014 | |
| It's funny you should bring up the "M" word. | Evlilik konusunu açman çok komik. | Black Box-1 | 2014 | |
| He proposed. | Evlenme teklif etti. | Black Box-1 | 2014 | |
| What?! Yeah. | Ne?! Evet. | Black Box-1 | 2014 | |
| That's huge! Congratulations! | Bu inanılmaz! Tebrikler! | Black Box-1 | 2014 | |
| No. Chill. I'm gonna say no. | Hayır. Sakinleş. Reddetmeyi düşünüyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| Because, Joshua, he's clueless about me. | Çünkü Joshua, beni hiç tanımıyor. <font color="FFFF00"> Onunla yattığı için mi? Evet.<font color="FFFF00"> | Black Box-1 | 2014 | |
| That's why. | Bu yüzden. | Black Box-1 | 2014 | |
| He thinks I'm normal. | Benim normal olduğunu düşünüyor. | Black Box-1 | 2014 | |
| You haven't told him? | Daha ona söylemedin mi? | Black Box-1 | 2014 | |
| Kate, it's been a year. | Kate, bir yıl oldu. | Black Box-1 | 2014 | |
| I don't want to lose him. | Onu kaybetmek istemiyorum. | Black Box-1 | 2014 | |
| He can handle it. | Bunu kaldırabilir. | Black Box-1 | 2014 | |
| Come home with us for dinner, auntie Kate? Pretty please? | Kate Teyze, akşam yemeğinde bize gelir misin lütfen? | Black Box-1 | 2014 | |
| Not on a school night. | Yarın okul var. | Black Box-1 | 2014 | |
| Anyway, I can't. I got a hot date. | Neyse, zaten gelemem. Randevum var. | Black Box-1 | 2014 | |
| Come on. | Hadi canım. | Black Box-1 | 2014 | |
| Just made it. Yeah. | Sonunda. Evet. | Black Box-1 | 2014 | |
| So, where are we going? | Nereye gidiyoruz öyleyse? | Black Box-1 | 2014 | |
| You tell me. | Sen karar ver. | Black Box-1 | 2014 | |
| There's something, Will, you don't know about me. | Benim hakkımda bilmediğin Bir şey var Will. | Black Box-1 | 2014 | |
| If you knew, you wouldn't want to marry me. | Eğer bilseydin evlenmek istemezdin. | Black Box-1 | 2014 | |
| Drop the dime. | Çıkar ağzındaki baklayı. | Black Box-1 | 2014 | |
| I'm bipolar. | Bipolarım. | Black Box-1 | 2014 | |
