Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7745
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Oh, so what is it? You tell me a story | Nedir yani? Bana bir hikaye anlattın diye hemen peşine mi takılmam lazımdı? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You wouldn't even raise your voice | Kaptanın planını sorgulamak için sesini bile çıkaramazsın sen. Düşünmezsin bile. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Maybe I considered it and decided it was making sense. | Belki de düşünüp, mantıklı olduğuna karar vermişimdir. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Or maybe there's something you'd rather not say out loud. | Belki de sesli bir şekilde söylemek istemediğin bir şey vardır. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Thought when that lackey Gates stepped aside, | O yalaka Gates artık gittiği için... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
we might have finally gotten a quartermaster | ...sonunda, kaptanın cebinde olmayan bir serdümenimiz oldu sanmıştım. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Guess I was mistaken. | Yanılmışım. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
How exactly does the most feared captain of the high seas | Açık denizlerin en çok korkulan kaptanı... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
learn how to spice and glaze a pig? | ...domuz baharatlayıp, kızartmayı nereden biliyor? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
What do you care? | Sana ne? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Well, I don't, really. | Aynen, katılıyorum ben de. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
It's just that there's something we need to talk about | Sadece konuşmamız gereken bir konu vardı... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
and I thought a little small talk beforehand | ...ve ben de öncesinde böyle bir sohbetle girersem daha rahat olur diye düşündüm. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
What are we going to do about Billy? | Billy konusunda ne yapacağız? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Beg your pardon? | Anlamadım? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
As much as it pains me to say this, | Geldiğimden beri bana sıcak ve iyi olduğu için bunu söylemek canımı yakıyor... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
he appears to be straining at the seams. | ...ama bence arkadan iş çeviriyor. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I thought maybe we ought to have... Stop. | İkimiz birlikte onu... Yeter. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
There is no we. Billy Bones is a dutiful boatswain | İkimiz diye bir şey yok. Billy Bones görevini layıkıyla yapan... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
who commands enormous respect from his crew as well as from myself. | ...ben de dahil tüm tayfanın büyük saygı duyduğu bir marinel başıdır. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I trust him a thousand times more | Ona, senin gibi bir kemirgenden 100 kat daha fazla güvenirim. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
All that being said... Oh, Jesus Christ. | Tüm anlatmak istediğim... Yetti be artık. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I saw Billy speaking with Mr. Morley | Billy'yi geçen hafta Bay Morley ile konuşurken gördüm. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
At night. | Gece vakti. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
In secret. | Gizli bir şekilde. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
That supposed to mean something to me? | Bundan bir şey mi çıkartmamız gerekiyor? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Well, he lied about the page being blank. | Boş olan sayfa hakkında yalan söyledi. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I believe it's wearing on him. | Bence bu onun canını sıkıyor. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I told you once, | Bir defa söyledim tekrar söylemeyeceğim. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I trust Billy. | Billy'ye güveniyorum. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I'm purely in this for myself and you know this. | Ben burada bir başımayım, biliyorsun. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I've no reason to tell you anything other than the truth. | Sana doğruyu söylememek için hiçbir sebebim yok. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Both our futures depend on this. | İkimizin de geleceği buna bağlı. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I haven't decided yet whether you even have a future. | Senin henüz bir geleceğin olup olmadığına karar vermiş değilim. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
But I can tell you this, | Ama sana şu kadarını söyleyeyim... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
trying to play me against my own crew | ...benim tayfama karşı oyunlar oynayıp beni karşına alırsan... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
will not help your cause. | ...bunun sana bir faydası olmaz. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Turn your pig. It's almost done. | Hadi domuzunu çevir. Pişmek üzeredir. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I can't do it, Jack. Of course you can. | Yapamam Jack. Yaparsın tabii. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You simply present my crew's haul to Miss Guthrie as if it were your own. | Benim tayfamın ganimetini Bayan Guthrie'ye sanki seninkiymiş gibi sunacaksın. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You get a percentage. Everybody wins. | Kendi payını alacaksın. Herkes kazanmış olacak. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I get caught selling a grain of salt for you, | Eğer senin için şüpheyle iş yaparken yakalanırsam... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
the girl puts my crew on the outs same as you. | ...o kadın benim tayfamı da seninki gibi kapı dışarı eder. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I just can't risk it. | Bu riski göze alamam. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
It ain't you she has a problem with, Jack. | O kadının sorunu seninle değil Jack. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Why stick with him? | Neden Vane'e bağlı kalıyorsun? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
It's a good question. | Güzel soru. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
There are other ships. | Başka gemiler de var. Teklif aldın, değil mi? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Makes sense. You'd be an asset to any crew. | Mantıklı. Her tayfa için değerli olursun. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Now ask how many offers good old Jack has received | Şimdi sor bakalım, zavallı Jack Bayan Guthrie ile... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
since our run in with the lady Guthrie. | ...anlaşmazlık yaşadıktan sonra kaç teklif aldı? Sana karşı herhangi bir suçlama yöneltilmeyecek. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
My only assets are my wits, and as the man who just lost | Şu zamanda kendi gemisi için çok değerli olan... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
5,000 pesos of his ship's own money, | ...5000 pesoyu kaybetmiş biri olarak, benim tek varlığım, zekam oluyor. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Join another crew right now, the only task | Şu an başka bir tayfaya katılırsam... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I will be trusted with is swabbing out the piss buckets. | ...bana güvenip verebilecekleri tek iş, sidikli yerleri temizlemek olur. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
And that, my darling, I feel compelled to state out loud, | Bu yüzden canım, şunu sesli bir şekilde dile getirmek zorunda hissetim. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
life is simply too fucking short! | Hayat çok kısa amına koyayım! | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
What, you're angry with me, too? | Ne oldu, bana da mı kızgınsın? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Oh, for fuck's sake. A word. | Yok artık ya. Konuşalım. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry, I'd prefer you made an appointment. Quite a full day ahead. | Kusura bakmayın, randevu almanızı öneriyorum. Çok dolu bir günüm var da. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You took one of my best whores for your private use. | Kendi kullanımın için en iyi fahişelerimden birini aldın. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Every day she's not under my roof fucking costs me money. | O fahişenin çatımın altında olmadığı her gün, zarar ediyorum. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Ah, yes, but my crew sees her as responsible | Evet ama benim tayfam onu kaybedilen yüklü miktardaki paradan sorumlu tutuyor. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
They see this as a debt being repaid, nothing more. | Buna sadece borç ödeme olarak bakıyorlar, fazlası değil. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Well, I see it as thieving bullshit. | Ama ben buna hırsızlık olarak bakıyorum. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Then I believe we're at an impasse. | O zaman kördüğüm olduk sanırım. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Disagreement without prospect of resolution. | Çözümü olmayan anlaşmazlık yani. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Fuck you, Jack. Give me back the whore. | Siktir oradan Jack. Bana fahişemi geri ver. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You'd take her back yourself if you had the balls. | Götün yese kendin alırdın. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
A few less men outside that tent than yesterday, | O çadırda dün daha fazla adam vardı... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
which had fewer than the day before. | ...önceki gün daha da fazla. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Maybe I'll take you up on that offer | Belki çok yakın zamanda teklifimle ilgilenmeye başlarsınız. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Do you have some problem with us holding onto that whore? | O fahişeyi elimizde tutmamızla ilgili bir sorunun mu var? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You do realize she's the only thing keeping what's left of our crew at our side. | Tayfamız için elimizdeki tek şeyin o kadın olduğunun farkındasın değil mi? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You want the guns from my ship... | Gemimdeki silahları... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
to hand over to a pirate? | ...bir korsana vermek için mi istiyorsunuz? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
That is correct. | Doğrudur. Aklını mı kaçırdın sen? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You know as well as I do your family would never approve of this. | Sen de çok iyi biliyorsun ki ailen bunu asla onaylamaz. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
What my family approves or does not approve | Ailemin onaylaması veya onaylamaması... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
rests solely on one thing... Eleanor...? | ...tek bir şeye kalmıştır. Eleanor? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Profit. | Kazanç. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Eleanor's arranged a plan to deliver them | Eleanor bu işlemin sonucunda onlara oldukça... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
quite a bit of it upon the success of this operation. | ...yüklü bir miktarda kazanç sağlamayı planladı. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Enough to assuage any fears they may have about repercussions. | Bu durumun etkilerinden korkmalarını engelleyecek kadar yeterli bir miktarda. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I find that hard to believe. | Buna inanmam çok zor. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
You're a brilliant seaman, Dyfed. | Sen harika bir denizcisin Dyfed. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
But in this instance, you're out of your depth. | Ama bu suların derinliği, senin boyunu aşar. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Commerce in this place requires bold moves. | Bu yerde ticaret yapmak cesur hamleler gerektirir. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I'm fortunate enough to have a daughter who has found one for us. | Bu fırsatı bize bulan bir kızım olduğu için çok şanslıyım. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Perhaps you're right. | Belki haklısındır. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Maybe I am out of my depth. | Belki benim boyumu aşıyordur. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
And yet this feeling persists. | Ancak şu hissimden kurtulamıyorum. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
And what feeling is that? | Neymiş o his? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
I wonder, Mr. Guthrie, if this might have something to do | Merak ediyorum Bay Guthrie, acaba bu işin, şu anda Harbour Adası'ndaki... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
with His Majesty's Ship the Scarborough currently docked at Harbour Island. | ...limanda bulunan kraliyet gemisi Scarborough ile bir ilgisi var mı? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
Docked outside your home. | Evinizin oradaki limana yanaşmış. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
My intent was to stop there first and unload the slaves in my hold, | Maksadım oraya uğrayarak elimdeki köleleri bırakmaktı... | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
but when I saw her, I thought better of it. | ...ama o gemiyi gördüğümde, daha çok aklımı kurcaladı. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
His Majesty's ships often use my port for resupply. | Kraliyet gemisi yeniden ikmal almak için sıkça benim limanımı kullanır. | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |
What are you implying? | Ne ima etmeye çalışıyorsun? | Black Sails-1 | 2014 | ![]() |