Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7807
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You need good divers for this. | Bunun için iyi dalgıçlara ihtiyacın var. Fraser'ı tanıyor musun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I know Fraser. | Tanıyorum. Psikopatın teki. Psikopattır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
But he's an incredible diver. | Ama sağlam dalgıçtır. Yarı insan, yarı balık. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And Gittens, he's pretty good in the water. | Ve Gittens, suda oldukça iyidir. Ufak bir kumar problemi var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Well, that was Lewis. | Arayan Lewis. Sizinle geleceğim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm fucking going with you. | Sizinle geleceğim içine edeyim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm claustrophobic. | Bende klostrofobi var. Kesin vardır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Hi. It's Mark Kurston. | Merhaba. Ben Mark Kurston. Mesaj bırakın. Ben size dönerim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Kurston, where the hell are you? Call me. | Neredesin sen lan Kurston? Beni ara. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Hello. Are you Robinson? | Merhaba. Sen Robinson musun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm a friend of Mark Kurston. | Mark Kurston'ın arkadaşıyım. Peki. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
He's killed himself. | Kendini öldürdü. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I used to go round there when I was a kid. | Küçükken oralarda takılırdım. Orada kalırdım falan. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Well, they were nice, like, kind, you know, helped me out. | İyi insanlardı, nazik. Bana yardım ederlerdi. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
He was on these pills for his nerves, like. | Sinirleri için o haplardan kullanıyordu. Hepsini tek seferde almış. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Do you know why? | Nedenini biliyor musun? Sigorta için yaptığını düşünüyorlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Say his wife's all right, you know, for the mortgage and stuff. | Karısı iyi durumda dediler. Ev borcu ve diğer mevzularla ilgili. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
He asked me to come and see you, though. | Gelip seni görmemi istemişti. Üzgün olduğunu söylememi istedi. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We were on a job. Now I'm a man down. | Bir iş üstündeydik. Artık bir adamımız eksik. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Are you sleeping rough? | Sokakta mı yatıp kalkıyorsun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
How old are you? | Kaç yaşındasın? Neredeyse 19. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Not yet. I'm 18. | Henüz değil. 18. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You ever been to sea, son? | Hiç denize açıldın mı evlat? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
You work on subs now, Reynolds? | Artık denizaltılarda mı çalışıyorsun Reynolds? Hayır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What do you do now? | Şimdilerde ne yapıyorsun peki? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Paper round. | Kağıt toplama. Kağıt toplama. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Are you laughing at me, boy? | Bana mı gülüyorsun evlat? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
No, no. I'm sorry. I thought you were joking. | Hayır. Hayır. Özür dilerim. Şaka yapıyorsun sandım. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Got fired from a shit job in a steelyard. | Kantardaki boktan işten kovuldum. Senin gibilerin hatasıydı. Bankacıların. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'm not actually a banker. I work for... | Tam olarak bankası değilim. Ben daha çok... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Gittens. | Gittens. Gittens yıllardır çalışmadı. Fraser içeri bir girip bir çıkıyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And Peters. | Peters da senin gibi dallamaların ofislerini temizliyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Look, I didn't mean to insult you. | Sana hakaret etmek istemedim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Start loading. | Yüklemeye başlayın. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Get Zaytsev to look at that engine, and Gittens, too. He knows diesel. | Zaytsev ve Gittens'ı bul da motora baksınlar. Gittens dizelden anlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Levchenko, get him to check the electrics. | Levchenko elektriklere baksın. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Peters, you sure you can get a door on that escape chamber? | Peters, kaçış odasına kapı açabileceğinden emin misin? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I'll give it a proper fucking go, boss. | Sen yeterki aç de patron. Bekle Robinson. Ciddi olamazsın. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Look, this wreck? This wreck's gonna sink. | Bu enkaza mı? Bu enkaz batar gider. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Fucking useless sub if it don't. | Batmazsa işe yaramaz şeyin tekidir zaten. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
All panels. | Bütün paneller. Kapalı. Açık. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
A gyro, B gyro coincide. | A jiroskop, B jiroskop uyuşuyor. A grubu dolu. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
300 bars. | 300 bar. 300. Hidrolik hazır. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
120 bars. | 120 bar. 120? Biraz az değil mi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, Blackie says it's usual for a boat of this age. | Evet, Blackie bu yaştaki bir denizaltı için olağan diyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
120 it is. Ballast, twin pump. | 120 o zaman. Ağırlık tankı, çift pompa. Bekle. Sen ne arıyorsun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
The windows. | Pencereleri. Neyi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Well, the lads said I should give the windows a clean before we head out, | Arkadaşlar hareket etmeden önce pencereleri temizlememi söylediler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
but I can't find any. | Ama hiç pencere bulamıyorum. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's a submarine. There are no windows. | Denizaltı bu. Pencere olmaz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What's the broom for? | Süpürge ne ayak? Baca da yok o zaman öyle mi? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
No, son, no chimney. Come here. | Hayır evlat baca da yok. Gel buraya. Bu iyiye işaret. Seni sevmişler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Stow that. | İstifle şunu. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What you got for me? | Neyin var söyle bakalım. Bataryalar o kadar harika değil. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They're only gonna be charging up to about 70%. | Ancak % 70'e kadar şarj olacaklar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Zinzane says that... Zaytsev. | Zinzane diyor ki... Zaytsev. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Zaytsev says that the diesel engine's good, | Zaytsev dizel motor iyi durumda diyor. Ama yakıt tankında bulamadığı kaçak varmış. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
It's dripping on the main turbine housing. Tell him to find it. Tell him to fix it. | Ana türbin gövdesine damlıyor. Bulup tamir etmesine söyle. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Robinson. There's no escape suits. | Robinson. Kaçış elbiseleri yok. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
And the radio, you know, there's only one circuit working. | Ayrıca telsiz. Sadece tek çevrim çalışıyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
If that goes down... | Eğer bozulursa... Telsiz kullanmayacağız. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
We'll have the Russian fleet above us. | Üzerimizde Rus Filosu olacak. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Good to be going out again. | Yeniden denize açılmak çok güzel. Beni getirdiğin için teşekkürler patron. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
I was sorry to hear that Chrissy left you. | Chrissy'nin seni terk etmesine üzüldüm. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Good girl, Chrissy. Sorry it went that way. | İyi kızdır. Böyle olduğu için üzgünüm. Teşekkürler. Blackie. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Yes, boss. Here, Peters. | Evet patron. Buraya Peters. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What is "no escape suits"? What does that mean? | Kaçış elbiseleri yok ne demek? Ne anlama geliyor? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
No escape suits means no escape. | Kaçış elbiseleri yok demek, kaçış yok demek işte. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
If something happens, you've only got that shitty old radio for help. | Eğer başımıza bir iş gelirse yardım için sadece telsiz var. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Don't worry, banker. We'll get you back nice and safe. | Merak etme bankacı. Seni sağ salim geri getireceğiz. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Actually, I'm not a banker. | Aslında tam olarak bankacı değilim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Are those not escape suits there? | Oradakiler kaçış elbiseleri değil mi? Dalış elbiseleri. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
But, I mean, if we got into trouble, you could use those as escape suits? | Sorun yaşarsak onları kaçış elsisesi olarak kullanabilir miyiz? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Oh, yeah, sure, you could... | Evet elbette kullanabilirsin. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
go out for 80 meters and, come back | 80 metre gidersin ve kısa hortumla geri dönersin. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What, we can't... | Ne yani, biz... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, you see, that's the thing about being on a sub. | Evet, denizaltında olmanın olayı bu işte. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Outside it's just dark, cold death. | Dışarısı karanlık ve öldürücü derecede soğuk. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Gets a man thinking. | İnsanı düşündürüyor. Neyi düşündürüyor? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Thinking he's gonna fucking die. | Öleceğini düşündürüyor. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What are you laughing at? You don't even speak English. | Neye gülüyorsun? Sen daha İngilizce bile bilmiyorsun. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Russians not happy. | Ruslar hoşnut değil. Tobin konusunda. Ona bakir diyorlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Unlucky to have virgin on a boat, Robinson. | Denizaltında bakir olması uğursuzluktur Robinson. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Jesus. He's 18. | Tanrım. Çocuk daha 18 yaşında. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
What 18 year old do you know nowadays who's a virgin? | Bu günlerde 18 yaşındaki bakirler neler yapıyor biliyor musun? | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
This not matter. They call him virgin. | Konu bu değil. Ona bakir diyorlar. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Now he's virgin. | Artık bakir sayılır. Uğursuzluk. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Well, I'm not giving in to superstition. | Batıl inancım yoktur. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Call everyone together. It's time for them to know what's at stake. | Herkesi topla. Söz konusu durumu öğrenme vakitleri geldi. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
How much gold we talking? | Ne kadar altından bahsediyoruz? En az 40 milyon, belki daha fazla. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Those bastards fired the man who found it. | Bunu bulan adamı kovdu o piçler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Kurston. | Kurston. Sağlam adamdı. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Gave his life to his job, | İşi için hayatını ortaya koymuştu, tıpkı bizler gibi. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They fired him. | Onu kovdular. O da kendini öldürdü. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
They fired me. | Beni de kovdular. Sifon çeker gibi adam kovdular. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Well, this time the shit is fighting back. | Ama bu sefer karşılık görecekler. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
40% goes to the man who's funding us. | % 40'ı bizi finanse eden adama gidecek. Daniels'in patronuna. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
The rest... | Geri kalanı... | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
The rest is ours. | Geri kalanı bizim. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |
Equal share, every man. | Herkese eşit pay. | Black Sea-1 | 2014 | ![]() |