Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 7958
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Not the most morally scrupulous, either. | Ahlaken dürüst olmasa da. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Leave me alone! | Beni bırakın! | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Who are you? What do you want from me? | Kimsiniz sin? Benden ne istiyorsunuz? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
All the CID agents were dead on the scene. | Bütün Ordu Kriminal Soruşturma ajanları olay yerinde ölmüş. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
What about Charlie? He's missing. | Peki ya Charlie? Kayıp. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
This attack was coordinated, military style precision, | Bu saldırı askeri tarzda hassasiyetle koordineli olarak gerçekleşmiş.. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
definitely Northlake's M.O. | ...ve kesinlikle Northlake'in sağlık birimi tarafından. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Do you think they'll kill him? | Onu öldürdüklerini mi düşünüyorsunuz? Hayır. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
They wanted him alive for a reason. | Bir sebepten dolayı onu hayatta tutmak istediler. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Our best bet is to track down | En iyisi bu deneylerin nerede yapıldığının izini sürelim. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Do we know anything yet about where he was being held, | Cehennem hariç nerede tutulduğunu biliyor muyuz? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
That driver that picked up Charlie, | Charlie'yi alan araç, nereden almıştı? Yaklaşık saat 8:00'de Fort Beck yolundan. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Drop a pin in it. | Orayı merkez alalım. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Didn't Borden's toxicology report | Borden'ın toksiloji raporu Charlie'nin ilaçlandığı son zamanı sınırlandırıyor mu? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, at around 7:30 a. m. | Evet, yaklaşık 7:30 civarı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
All right, so he's been on the run for half an hour, | Pekala, demek ki yarım saat ortadan kaybolmuş en fazla 7 8 kilometre uzaklaşabilmiştir. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Didn't Charlie say he swam across the River Styx | Charlie kaçtıktan sonra Styx Nehri'ni yüzerek geçtiğini söylememiş miydi? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
He was drugged out of his mind. | Kafası uyuşuktu. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, but what if he swam across something? | Evet, ama ya bir yerden yüzdüyse? Gerçek bir nehirden. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Well, that helps. | Bu yardımcı olur. Hala kapsayacak bir sürü yer var. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Hey, here's something. | Bir şey buldum. Ön raporlar Charlie'in nakliyesine saldıran adamların... | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Heating oil number six, | Altı numara kalorifer yakıtı, 2010 yılında New York'ta kullanımdan kaldırılmış. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Wherever they held him, | Onu nerede tutmuşlarsa orada bu yağ kazanlarından olmalı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
The flames he saw. | Alevler görmüştü. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
How many buildings still use that heating oil? | Hala kaç bina kalorifer yağı kullanıyor? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
According to EPA records, | Çevre Koruma Ajansı kayıtlarına göre aradığımız alanda sadece beş bina. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
It's enough to go on. | Gitmek için yeterli. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Charlie, I thought we lost you. | Charlie, seni kaybettiğimizi sandım. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Don't worry, we're leaving here soon. | Merak etme, yakında buradan ayrılıyoruz. Sen anlamadan hepsi bitecek. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
First of our five buildings | Beş binamızın ilki 800 metre ötemizde. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
How will we know what to look for? | Ne aradığımızı nereden bileceğiz? Bilmiyoruz, tek tek hepsine bakacağız. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Wait, Charlie said he saw the face of God | Durun, Charlie çıktığında Tanrı'nın yüzünü gördüğünü söylemişti. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Hit the voice command button. | Sesli komut düğmesine bas. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Please say a command. | Lütfen bir komut söyleyin. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Destination, 912 Division Ave. | Varış yeri, 912 Division Ave. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
The face of God is at 912 Division? | Tanrı'nın yüzü 912 Division'da mı? Sayılır. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Face of God. | Tanrı'nın yüzü. Aferin Tasha. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
That's one of our five buildings. | Bu bizim beş binamızdan biri. Charlie çıkarken kiliseyi görmüş olmalı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Let's move. | Hadi gidelim. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
You want to ring that bell, | Bu zili çalmak istiyorsun, değil mi prenses? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
We all know you want to quit. | Hepimiz bırakmak istediğini biliyoruz. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
We all know you gonna quit. | Hepimiz bırakacağını biliyoruz. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
So quit wasting our time and ring that damn bell! | Zamanımızı boşa harcama ve şu lanet zili çal! | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
This one's dead. | Bu ölmüş. Aynı şekilde. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Four soldiers. Five beds. | Dört asker, beş yatak. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
They still have Charlie. | Charlie hala ellerinde. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Northlake must've figured the heat was on. | Northlake ortamın kızıştığını fark etmiş olmalı. Mekanı aceleyle terk etmişler. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
And destroyed all the evidence behind them. | Ve arkalarındaki tüm delilleri yok etmişler. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
They didn't destroy everything. | Her şeyi yok etmemişler. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
I recovered a partial video file | Bozuk sabit sürücülerden birinden bir video dosyasının bir kısmını kurtardım. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
They thought deleting them would stop them from... | Bunları silmenin onları durdur... | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
If you want to destroy a hard drive, | Bir sabit diski yok etmek isterseniz yüksek güçlü bir mıknatıs veya... | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
All right, what'd you find? | Tamam, ne buldun? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Trial 42, subject three, | 42. test, 3. denek. Ben sorumlu doktor Dr. Sparacino. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
I'm attempting my latest variant. | En son üretilen formülü enjekte ediyorum. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Adjusting lorazepam levels to reduce seizures. | Lorazepam seviyesi nöbetleri azaltmak için ayarlandı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Subject four's brain is the only one | Sadece 4. deneğin beyni yüksek dozda adrenaline etkin bir şekilde cevap verdi. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Mild hallucinations seem to be the only side effect. | Tek yan etkisi hafif halüsinasyon görüyor olması. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Further experimentation is needed | Ayrıntılı deneylerle bunu keşfedeceğiz. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Charlie was the only one that it was working on. | Charlie üzerinde çalıştıkları kişilerden sadece biriymiş. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
That's why they stole him back and killed the others. | Bu yüzden onu geri aldılar ve diğerlerini öldürdüler. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
What do we know about that doctor? | Bu doktor hakkında ne biliyoruz? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Doctor Lindsay Sparacino. | Doktor Lindsay Sparacino. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Served two decades in the Army's | Orduda iki yıl gelişmiş tıbbi araştırma departmanında görev yapmış. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Retired in '05. | 2005'te emekli olmuş. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Nice, she's been keeping busy. | Güzel, kendine bir meşgale bulmuş. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
But get this, the good doctor emptied all her assets | Ama şunu dinle, iyi doktorumuz tüm varlıklarını denizaşırı bir ülkeye yatırmış. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
She's getting ready to run. | Kaçmaya hazırlanıyor. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
She could sell that formula to any terrorist cell | Formülünü herhangi bir terörist gruba veya açık çekli haydut bir devlete satabilir. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
And they'd have an army full of engineered super soldiers. | Ve satın alanların süper askerli bir ordusu olur. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Only if it works. | Tabii işe yararsa. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
That video makes it look like Charlie's biology is the key | Bu video formülü çözmenin anahtarının Charlie'nin biyolojisi olduğunu gösteriyor. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
But we need to get him back before she goes underground. | Yeraltına götürülmeden önce onu geri almamız lazım. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Let's put out a BOLO at every airport and port | 150 kilometre çevredeki bütün havalimanı ve limanlarda tetikte olalım. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Hang on. | Bekleyin. Henüz gideceğini sanmıyorum. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Her EZ Pass just dinged outside Brooklyn Battery Tunnel, | Otomatik geçiş sistemi Brooklyn Queens otoyoluna doğru gittiğini gösteriyor. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
She does rent a storage unit about two miles away. | Yaklaşık 2 kilometre uzaklıkta bir depolama ünitesi kiralamış. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
She's probably got a stash of passports and cash. | Muhtemelen pasaport ve nakit para zulası vardır. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Or another lab. | Veya başka bir laboratuvarı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Jane's right. | Jane haklı. Charlie formüle farklı bir tepki gösterdi ve doktorun bunu çözmesi gerek. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
And the answers are probably buried deep | Ve bunun cevabı muhtemelen beyin sinapslarıın derinlerinde saklı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
What is she gonna do to him? | Ona ne yapacak? Kurtulabileceği bir şey değil. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Aren't we gonna put him all the way under? | Ona narkoz vermeyecek miyiz? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
No... I need to monitor his brain activity | Hayır, beyin aktivitelerini ve bilinçli tepkilerini görmem lazım. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
We don't have enough... | Yeterli zamanımız... 10 dakika içinde ölecek. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
That's enough time. | Bu süre yeter. Bu serumu yapınca modern savaşların çehresini değiştireceğiz. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Patterson says the unit is 6 117, sixth floor. | Patterson 6 117'de olduklarını söyledi, altıncı kat. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
It's okay, Charlie, it won't hurt for long. | Sorun yok Charlie, acın uzun sürmeyecek. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Reade, Zapata, go right. | Reade, Zapata, sağ taraf sizde. Jane, benimle gel. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Jane, on my six! | Jane, altı yönünde! | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
FBI! Put that down. Put it down! | FBI! Bırak elindekini! Bırak! | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Walk towards me. | Bana doğru yürü. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Get over there. | Orada kal. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Hands on the wall. | Ellerini duvara yasla. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
It's okay, we're gonna get you safe. | Sorun yok, seni güvene alacağız. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Who are you? What do you want with me? | Kimsin sen? Benden ne istiyorsun? | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Oh, no. ZIP. | Olamaz ZIP proteini. Ona tekrar vermişler. Bizi hatırlayamaz. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
They dosed him again. | Pekala, adamlar silahlı. | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
No... Charlie, no! | Hayır Charlie, hayır! | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |
Jane! | Jane! | Blindspot-1 | 2015 | ![]() |