Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 8817
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
A land that still enjoyed the watchful eye of the Dúnedain | Danedain'in uyanık gözlerinde hoşlandıkları sakin bir araziye... Hala Dúnedain himayesinde olan topraklara,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and brought them to his father, Lord Arador, | ve onları babasına getirdi, Lord Arador'a, ...babası Lord Arador'un huzuruna,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
in the hidden settlement of Taurdal. | Taurdal'n gizli yerleşimine. ...gizli Taurdal köyüne getirdiler. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Come, my old friend and kinsman. | Gel, akrabam ve eski arkadaşım. Gel, eski dostum, soydaşım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Let us bestow upon your son the peace and honour he has earned. | Birlikte, oğlunun hak ettiği barış ve onuru, hediye edelim. Oğlunuzun hak ettiği şerefi, ve onuru ona verelim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
For I account your loss as my loss, | Benim ve sizin kaybettikleriniz için, Çünkü sizin kaybınız benim kaybım,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and your grief as my own. | ve sizin gibi kederliyim. ...kederiniz benim kederimdir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Alas, no long sleep in ancient halls of stone | Yazık! Eski taştan salonlarda ki uzun uyku yok, Heyhat, Aranarth Halkı'nın oğulları için kadim taş salonlarda uyumak mümkün değil artık. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
for a son of the House of Aranarth! | Aranarth'ın Evinin bir oğlu için! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
But I will not see your bones dishonoured, Dorlad, | Ancak kemiklerinin sızladığını görmeyeceğim, Dorlad! Ölümün karşılıksız kalmayacak, Dorlad. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
when the servants of Evil try again | Tekrar şeytanın hizmetkarları deneyinceye kadar Kötülüğün uşakları Dúnedain'i sürgüne göndermeyi denediğinde, intikamın alınacak! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
to drive the Dúnedain farther into exile! | Şeytanı Danedain'i uzağa sürgüne sürünceye kadar! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Farewell! | Elveda! Elveda! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I've come to ask your forgiveness. | Sizden bağışlanma dilemeye geldim. Senden af dilemeye geldim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Long had I thought your feelings for Arathorn | Arathorn'a karşı olan hislerini uzun düşündüm de; Nicedir Arathorn'a olan hislerinin,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
no more than a passing fancy | Geçecek bir heves gibi görünmüyor... ...geçici bir hevesten ibaret olduğunu,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and that in time you would turn from them | ve zamanla onlardan dönebilirsin... ...ve zamanla vazgeçip,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and look around you at last. | ...sonunda etrafına bakacağını düşünüyordum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I did not understand. | Ben anlayamamıştım. Anlayamamışım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Until last night. | geçen geceye kadar. Ta ki dün geceye kadar. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Years I have spent by his side, | Yıllar onun yanında geçti, Onun yanında yıllar harcadım,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
yet there is a gulf between us | Henüz aramızda bir uçurum olduğunu... ...ancak yine de aramızda uçurumlar var. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
that only the flames of a stranger's pyre could reveal. | sadece bir yabancının alevleri açığa çıkarabilir. Bunu bir yabancının yaktığı ateşin alevleri bana gösterdi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I cannot vie with such beauty and such sorrow. | Böylesine güzellik ve bu hüzünle boy ölçüşemem. Böylesi büyük bir güzellik ve acıyla baş edemem ben. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
El, any man would be honoured to call you his. | El, herhangi bir adam tarafından çağrılmak onur olurdu. El, her erkek sana "benim" diyebilmekten şeref duyar. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I would cause him nothing but grief. | Ona kederden başka bir şey veremem. Ona kederden başka bir şey veremem. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
We found these after the attack yesterday. | Bunları dünkü saldırıdan sonra bulduk. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
It is strange how such tiny things | Ne tuhaf, böyle küçük bir şeyin... Bu kadar ufak şeylerin,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
can bring such immense darkness | hayatımızı değiştirip, ...böylesine büyük karanlıklara yol açması,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and change into our lives. | ...ve hayatları değiştirmesi hayret vericidir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Lord Arador now had much to contemplate. | Lord Arador'un tümüyle düşünücek çok fazla şeyi vardı. Şimdi Lord Arador'un düşünmesi gereken pek çok şey vardı. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
News of orcs assailing other villages came to his ears. | Orgların diğer köylere de saldırdığı haberi onun kulağına geldi. Orkların başka köylere de saldırdığı haberi kulaklarına gelmişti. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Peaceful homesteads, far from help, | Yardımdan çok uzakta, çiftlik evleri Yardımdan uzak, barışçıl köyler de tehdit altındaydı. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
were likewise menaced, | aynı şekile tehtid altındaydı. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Taurdal filled as many of the Dúnedain fled their homes | Evlerini boşaltanların Danedain'dakilerin pekçoğu Taurdal'u doldurdu... Taurdal, evlerinden kaçarak güvenli bir yer arayan... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and sought safety in numbers. | ve emniyetli bir sayıda. ...Dúnedain'lerle dolmuştu. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
And so Arador led his brave rangers | Ve böylece Arador onun cesur korumaları önderliğindeki Böylece Arador önderliğindeki cesur kolcular,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
in a quest to rid the land of the menace | bir arayışın içindeydi, tehdit altında olan arazilerini kurtarmak için ...halkına zarar verenlerden kurtulmak adına,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
that had ravaged his people. | Onun halkı perişandı. ...kötülüğün topraklarına gittiler. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Yet the most trusted of his men, | Ancak adamlarının en güveniri, Lâkin en güvendiği adamları,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
would not be at his side. | onun yanında olamayacaktı. ...Arador'un yanında olmayacaktı. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
How goes the harvest, my lady? | Hasat nasıl gidiyor, Leydim? Hasat nasıl gidiyor, hanımım? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Bountiful, my lord. | Verimli, Lordum. Oldukça verimli, Efendim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I had expected a little more for my travels. | Yolculuğumdan biraz daha umuyordum. Yolculuğum için biraz daha fazlasını bekliyordum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Are you leaving? | Gidiyor musunuz? Gidiyor musunuz? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
My father has charged me to seek out the enemy's purpose | Babam benden, Doğu'nun soğuk dağlarındaki... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
in the cold mountains of the East. | ...düşmanın niyetini öğrenmemi istedi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Alone? | Tek başınıza mı? Evet. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
A dangerous mission my lord. | Tehlikeli bir görev Lordum. Bu tehlikeli bir görev Efendim | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Indeed. | Evet, öyle. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
There was a time when such danger would not have moved me | Bir zamanlar orada tehlike benim hareketimle yok olurdu... Bir zamanlar böylesi tehlikeler beni korkutmaz,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and every part of my being would happily travel to the end of the world | ve dünyanın sonuna kadar gidecekti benim her bir parçamda mutluluk, ...halkıma hizmet edebilmek uğruna ölüme atılmaktan mutluluk duyardım. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
But now? | Ama şimdi? Ya şimdi? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Now a part of me remains here. | Şimdi bir parçam burada kalır. Şimdi bir yanım burada kalacak. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
And that is my heart. | O yanım da kalbim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
My Lord. | Lordum. Efendim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I am sorry my lady, I did not mean to upset you | Üzgünüm leydim, sizi üzmek istemezdim. Üzgünüm hanımım, niyetim sizi üzmek değildi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I will look to the East | Doğuya bakacağım, Doğu'yu gözleyip, sizin güvenle dönüşünüzü bekleyeceğim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
and await your safe return. | güvenle dönüşünüzü bekleyeceğim. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
With a heart full of joy | Kalbi sevgiyle dolan Arathorn,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Arathorn travelled far beyond | Arathorn, Arnor ve düşmüş şehirlerin ...Arnor'un düşmüş şehirlerinin ötesine seyahat etti. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
the fallen cities of Arnor. | çok ötesine gitti. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
While Arathorn made his lonely way into the cold mountains, | Arathorn soğuk dağlara yalnız başına yol aldı... Arathorn soğuk dağlarda yalnız başına yol alırken,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Gilraen would await his homecoming | Gilraen onun geri dönmesini bekliyor olacaktır... ...Gilraen, Batı'nın solmaya yüz tutan yazında, O'nun dönüşünü bekledi. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
in the fading summer of the West. | batının solgun yazında. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Straying at whiles deep into the forest, | Ormanın derinliklerine inerken, Arathorn'un sağ salim döndüğünü görmek için,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
to watch for his safe return. | onun güvenli geri dönüşünü gözlüyordu. ...ormanın derinliklerinde dolaşıp durdu. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Gilraen! | Gilraen! Gilraen! Fazla uzaklaşmayacağım! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I will not go far! | Çok uzağa gitmeyeceğim! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Why does she do that? | Bunu neden yapıyor? Neden böyle yapıyor ki? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You know for whom she waits. | Kimin için beklediğini biliyor musun? Kimi beklediğini biliyorsun. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
She is too young. | O daha çok genç. O henüz çok genç. Ama cahil değil. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
But not without wisdom. | Ama bilge değil. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
My heart forebodes Arathorn will wear | Kalbim seziyor; Arathorn'un yıpranacağını Arathorn Barahir'in yüzüğünü beklenenden erken takacak. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Barahir's ring sooner than expected. | Barahir'in yüzüğünü daha erken takacağını söylüyor. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Even so, | Buna rağmen, Lakin Dúnedain'e uzun süre önderlik edemeyeceğinden korkuyorum. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
I do not think he will long lead the Dúnedain, | Danedain'e o uzun liderlik etmeyeceğini düşünüyorum, | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
once it rests upon his hand. | Artık herşey onun elinde. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Then do not stand in their way, DÃrhael! | sonra da bir şekilde yolunda durmayacak, Darhael! Öyleyse onlara karşı gelme, Dirhael! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
For if these two wed soon, | Eğer bu ikisi yakında evlenirlerse, Çünkü yakında evlenirlerse, halkımız için bir umut doğabilir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
there yet may be hope born for our people. | O zaman halkımızın dünyaya umudu olabilir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
But if they do not, | Ama eğer evlenmezlerse, Ancak evlenmezlerse,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
it may be, in this gathering darkness, | O, belki de bu karanlığın toplanması olabilir, ...bu büyüyen karanlıkta,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
that the Dúnedain fall at last, | geçen sonbaharda Danedain'de, ...Dúnedain bir daha yükselmemek üzere düşebilir. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
never to rise again. | tekrar doğmamak üzere. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Let them have what happiness they may! | Bırakalım olacak olan olsun! Bırak mutlu olsunlar! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You're late! | Geç kaldın! Geç kaldın! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Where are the others? | Diğerleri nerede? Diğerleri nerede? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Slaughtered! | Katledildiler! Öldürüldüler! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
We were ambushed, | Pusuya düşürüldük, Tuzağa düşürüldük,... | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
there are Ghostmen everywhere! | Her yerde hayaletler var! ...her yerde Hayalet Adamlar vardı! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
They are not ghosts! | Onlar hayalet değil! Onlar hayalet değil! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Merely Rangers, you coward. | Yanlızca korucular, seni korkak. Sadece Kolcular, seni ödlek! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You're as bad as these two! | Bu ikisi kadar kötüsün! Sen de bu ikisi kadar işe yaramazsın! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Did you get it? | Anladın mı? Alabildin mi? | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
These are useless. | Bunlar yaramaz. Bunlar işe yaramaz. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
You still have not found the ring that Sauron is seeking. | Sauron'un aradığı yüzüğü hala bulamamışsınız. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
Go back! Find it! | Geri dönün! Bulun onu! | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
How? There is not enough of us left. | Nasıl? Yeterli sayıda değiliz. Nasıl? Yeteri kadar adamımız kalmadı. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |
We need time to increase our numbers. | Sayımızı arttırmak için zamana ihtiyacımız var. | Born Of Hope-1 | 2009 | ![]() |